Çok nefis bir yazı.

Umarım medyanın gazına gelerek hemen alelacele bir genelge yayınlatan sayın İçişleri Bakanımız da okurlar alttaki bu nefis yazıyı.
Bedirhan GÖKÇE
BİZİM POLİSLERİMİZ BİZİM Mİ?
05 Aralık 2007 Çarşamba 17:08
"Dur polis!"
Kimdir polis?
Bize sağdan soldan, yüzeysel, belki de kendi açılarından faydacı zihniyetle dayatılan "insan düşmanı, rüşvet yiyen, adam döven kurşunlayan, psikolojisi bozuk, hastalıklı insanlar sürüsü mü?" düşüncesiyle oluşturulmaya çalışılan devlet görevlileri mi?
"Bak, polis amca seni götürür…"
"Askere selam dur, polise vur…"
"Uslu dur yoksa polise veririm seni…"
"Aman polis amcalar kızar…"

Bu psikoloji ile büyüyen bir çocuk polisi, polislerimizi sevebilir mi?
Polisini sevmeyen devletini sevebilir mi? Ya da devleti ile barışık olabilir mi?
Polis hep iyinin ve doğrunun yanında iken hakka ve hukuka uygun yaşayan biri polisten nasıl bir rahatsızlık duyabilir ki?

Oysa onları sevmeyecekler bellidir:
Kanunsuzlar…
Yani hırsızlar, kaçaklar, katiller, şunlar bunlar… Listeyi uzatın…
Gariptir bizim medyamız da, aslında polislerimizle kamu görevi yapmalarına rağmen geneli niye sevmez polisi. Zira okuduğumuz gazetelerde polisle ilgili olumsuz haberlere sık sık rastlıyoruz.
Peki güzel ülkemin medyası polisimizi neden "pek" sevmez?
Niye kalemini oynatan, polise akıl vermeye çalışır? Mahallenin sahipsiz yetim çocuğu muamelesini gösterir polisimize?
Eleştiri hakkı ayrı ama medya bu kadar sorgusuz sualsiz gücünü nerden alır ve polislerimize bu derece sert bir tavır takınır?
Polise sahip çıkması gereken yetkililer niye her kritik anda, belki de medyaya şirin gözükmek adına hemen alelacele bir soruşturma ile açığa alır polisimizi?
Polisin yaptığı, yapacağı bellidir:
Polis tutuklar…
Polis ceza yazar…
Polis kelepçe takar…
Askerden kaçanı bile polis kovalar…

Bizim polislerimiz, Çorumlu, Urfalı, Karslı, Edirneli, bin YTL ile bin 500 YTL arasında maaş alan, yüzde sekseninin evi olmayan, psikolojik destek alamayan, altında ömrü taşrada bile dolmuş Reno Toros bir araba ile ve günde ortalama 8 litre benzinle asayiş sağlamaya çalışan, eşi eşimize, anası anamıza, çocuğu çocuğumuza benzeyen 657"ler değil mi?
Bağışlayın ama şamar oğlanı"na dönen polis, senin elinin altındaki telefon kadar sana yakınken, yine başınız sıkıştığında ilk sığındığınızken, nedir bu polislere düşmanlığınız?..
Avrupa"da hadi ülkesini de vereyim İngiltere"de "Polis dur!" ikazına uymayan (metro da yaya hâlinde) 14 yaşındaki bir İngiliz"e, polis kurşunu sıktı ve öldürdü. Gazetelerinde, TV"lerinde tek satır yer almadı… Sizce neden?

"Kör ölür badem gözlü olur"muş, doğru…
Oysa ne öleni tanırım, ne öldüreni… Bütün samimiyetimle ölenin de öldürenin de ailesine yakınlarına sabır diliyorum; çünkü onlar sadece acıyı paylaşan "Keşke böyle olmasaydı"nın garip mağdurları…
Konu, günlerdir gündemi meşgul eden polis kurşunu ile ölen iş adamının jeep inde ölen oğlunun hazin hikâyesi. Sonrası ise tam trajedi, tam bir linç kampanyası. Sadece o polis değil polis teşkilatının tamamı medya tarafından nerdeyse "Katiller sürüsü…"
Sonradan bir genel yayın yönetmeni "Günah çıkartan" bir yazı yazsa da ilk sayfanın manşetinin gücü ayrıdır, köşedeki yazının ayrı…
Bu da sanırım hepimizin bildiği "iyi polis, kötü polis"in medya yansıması…
Kimse demiyor ki, "İyi de kardeşim, bu çocuğun alkolden ehliyetine el konulmuş, ama yine araba kullanıyor hem de yine alkollü…"
Kimse demiyor ki, "Bu çocuk polisin "Dur" ihtarına uymuyor… (Önce yalanlansa da yanındaki arkadaşlarının dur demesine rağmen durmadığını söylüyor ve söylediği de yine medyada yer alıyor)
Kimse demiyor ki, (tekrar ediyorum) "İyi de kardeşim alkolden ehliyetine el konuluyor ama 148 promil alkolle bu adam üstelik de ehliyetsiz, yine araba kullanıyor?

Kim iddia edebilir o an "Dur!" ikazına uymayan birinin aracında ne taşıdığını ve o yüzden kaçtığını "O an" kim söyleyebilir?"
Terör ortalıkta dolaşırken o araçta İzmir"i havaya uçuracak kadar bir TNT, ya da C4 olamayacağını?
Ya da çocuklarımızın damarına girecek kilolarca uyuşturucu olmadığını?
Kırmızı bültenle aranan uluslar arası birinin bulunmadığını?..
Kim söyleyebilir; bir alışveriş merkezine girip sayısız insanın hayatına mal olmayacağını, kim, kim?..
Hadi bunlar iddia…
Peki o çocuk 148 promil alkol ile bir akşam gezmesinden dönen seni, eşini, çocuklarını ortadan biçip geçseydi?
Park hâlindeki araçlarının içinde birbiriyle nikâh tarihini konuşan nişanlı iki sevgiliyi araçlarında son yolculuğuna gönderseydi?
O zaman ne yazacaktın "Katil sürücü" ve bunları göremeyen uyuyan "Aylak polis" mi?
Peki medya yüklendikçe duruşunu bozan sen; yarın o polise nasıl iş yaptıracaksın?
"Bana ne kardeşim yakalıyoruz da ne oluyor" demeyecek mi?..
"Benim çoluk çocuğum var açığa alınırsam ben nasıl geçinirim?…"
"Yakaladık da ne oldu?" demeyecek mi?..

Bunu diyenler acaba hiç Avrupa"ya gidip polislerin gerek sosyal ve özlük hakları ile toplumdaki saygınlıklarını ve görev ve yetkilerini bizimkilerle bir kez kıyaslamayı denediler mi?
Lütfen bir ceza hukukunu inceleyin göreceksiniz, kapkaççının, hırsızın arsızın hakları ile bir de "Yakalayacaksın kardeşim, asayişi sen sağlayacaksın" dediğin polisin haklarını…


Elbette, "Kafasına mı sıkması gerekirdi?"yi yetkililer soruşturacak. Teknik bir nedeni var mıdır varsa nelerdir?.. Lastiklere sıkılsaydı arazi taşıtını durdurabilir miydi, kurşun geçer miydi.?..
Bunu sen ben değil yetkililer araştıracak. "Gerekirse" halk, medya aracılığı ile bilgilendirilecek, sen hem bilirkişi, hem hümanist hem de yargı olmayacaksın…
Sırf seni susturmak için "Üzeyir Garih"i bu öldürdü" denerek, alelacele 13 yaşında bir çocuğun o andan sonra hayatının kararmasına sen sebep olmayacaksın. "Yakaladık" diyen sen de gaza gelmeyecek "Soğukkanlılığını" asla bozmayacaksın. Herkes işini yapacak ve kimse kendini sonsuz kudret sahibi görmeyecek.
Bu polis bizim ve hepimize lazım, onu her yönü ile güçlendirmek ve geliştirmek de ondan çok bize lazım.
Meraklısına not: Ailemde hatta sülalemde birkaç tane subay olmasına rağmen tek bir polis yoktur. Ayrıca Polisle de dünden bu güne karşı karşıya kalınmış tek bir sorunum yoktur…

***
Tabi ülkemizin gündemi yoğun olduğu ve çoğu zaman bir acı diğerinin acısıyla kapandığı için burada Isparta"da düşen uçakla ilgili aklıma takılmış soruları da, kendisini muhatap görenlere sormak istiyorum.
Elbette bu elim uçak kazasında hayatını kaybedenlere başsağlığı, yakınlarına da sabır dileklerimle:
Mesela şu konularda aydınlanmak istiyorum, muhtemelen siz de aynı sorulara cevap arıyorsunuz?
Bir: THY de dahil semalarımızda bizi oradan oraya taşıyan uçaklarımızın hepsi yeterince inceleniyor mu?
İki: Karayollarında olduğu gibi canımızdan canları taşıyan ve kendi canlarını da taşıyan pilotlarımız alkol de dahil ne gibi testlerden geçtikten sonra uçağa binip havalanıyorlar ve sonra piste nasıl iniyorlar?
Kalkış öncesi iniş sonrası "atıyorum" takometresine bakılıp alkolmetresine üfletiliyor mu ?
Üç: Elin oğlu, Coca Cola"nın iki üst düzey yöneticisini aynı uçağa bindirmezken, Fizik ve dolayısıyla toryum da dünyanın sayılı, Türkiye"nin en iyi 6 akademisyenini aynı uçağa biz nasıl bindiriyoruz?
Dört: Asistanından profesörüne 6 bilim insanının öldürülmemiş olabileceğine bu işin bir suikast olmayacağına beni ya da benim gibi düşünen insanları nasıl ikna edebilirsiniz?
Şunu da ben ekleyeyim bu ülkede eşekten düşerek ölen uçaktan düşerek ölenlerden daha fazladır, dolayısıyla uçak yine en güvenilir ulaşımlarımızdandır biline…

Belki bir SON SÖZ: Artık kendi değerlerimize, polisimizden hemşiresine, öğretmeninden pilotuna, gazetecisinden yazarına, birbirimizi vurmaktan, vurdukça zevk almaktan; zevk aldıkça da daha çok vurmaktan, hatta vurmak için karanlıkta bile birbirimizi aramaktan bir an önce uzaklaşalım.
"Bu karanlıkta kör dövüşünün birilerine olsa da bize faydası yok!"
UNUTMAYIN! Düşman içimizde değil!..


İyi bir hafta dileklerimle…


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.