[anadoluhaber:35611] İran ve Pipelanistan Operası



Pepe Escobar




İran ve Payplanistan Operası

Çarşamba, 07 Ekim 2009 18:25




Pepe Escobar


Doğalgaz ve petrol fiyatları şu an nispeten düşük olabilir fakat kanmayın. 20'nci yüzyılın Yeni Büyük Oyunu her hâlükarda enerji üzerinde ve Avrasya denilen çok büyük bir satranç tahtasında oynanmaktadır. Gezegenin petrol yatakları boyunca uzanmış boru hatları ise bu tahtanın kareleridir. Şayet bu oyundaki riskler Asya'da inanılmaz derecede yüksekse, aynı şey, büyük Avrasya karasının -gezegendeki en zengin sanayi alanıdır - "Avrupa" kesimi için de geçerlidir. Bunun, zamanımızın en heyecanlı siyasi oyunu olduğunu düşünün.
Brüksel'de bu haftanın filmi şu: NATO Payplanistan'la Buluştuğunda [Payplanistan: Boru hatlarının örüldüğü coğrafya] Her ne kadar manşetlerde rastlamayacaksanız da, Washington, gönülsüz Avrupalıları Payplanistan'ı koruma işine daha fazla çekmek için fiilen her bir NATO toplantısında manevra yapıyor. Türkmenistan-Pakistan-Hindistan arasında planlanan bir boru hattı'nın (TAPI) henüz inşa bile edilemediği Afganistan'da olan biten zaten bu. Avrupa'nın sınırlarında da gerçekleşmek üzere ve yine henüz inşa edilmemiş boru hatları etrafında gerçekleşecek.
Şayet Payplanistan'ın Avrupa parçasını da formüle yerleştirmek isteseydiniz, bunu şu şekilde yapabilirdiniz: Amerika'nın zorladığı Nabuko'ya karşı Rusya'nın zorladığı Güney Akımı. Sabırlı olun. Hemen kavrayacaksınız.
Temelde Batı'nın, enerji alanında, Rusya'yı atlama çabasıdır bu. Bunun gerçekleşmesi için ise – en yakınınızda bulunan bir atlası açıp bakmak zor olmayacaktır – Avrupa'nın elini Orta Asya enerji kaynaklarında tutması gerekmektedir. Söylemesi kolay ama ispatlandığı üzere yapması çok zordur. NATO Genel Sekreteri özel temsilcisi Robert Simmons'un son yıllarda sürekli Orta Asya'ya uçmasına şaşmamalıdır.
Avrupa Birliği ve Rusya arasındaki tedirgin dostluğun görünen yüzünün hemen altında kuralsız bir enerji savaşı (ben buna Akar Savaşı diyorum) ihtimali pusuya yatmıştır. AB ve ABD, ümitlerini Nabuko denilen 3.300 kilometre uzunluğunda ve 10.7 milyar dolar tutarındaki boru hattına yatırmış durumdalar. İşler yolunda giderse (ki gitmeyecek) 2010'da inşasına başlanacak. Şayet NATO'nun iyimserlerindenseniz, Hazar Deniz'den hatta (olağan Amerikan ablukasını engelleyerek) İran'dan doğalgaz akışının 2015'te başlayacağını ümit edebilirsiniz. Doğalgaz Türkiye'nin Erzurum şehrine ulaştırılacak; oradan da Bulgaristan üzerinden Avusturya'ya, Romanya ve Macaristan'a nakledilecek.
Bir Verdi operası adının verildiği boru hattı Avrupa'yı korumak anlamına da niçin geliyor diye sorabilirsiniz. Avusturyalı ve Türk yetkililer operayı 2002'de Viyana'da izlediler ve bu esnada enerji ikilemlerini müzakere ettiler; ve Kral Nabuko'nun (Nabukadnedzar) sürgün ettiği Yahudilerin Kitâb-ı Mukaddes'te vaadedilen acıklı halleri, özgürlük ve güç adına verilen acımasız bir mücadelenin ortasındaki aşk hikayesi, ikilemleri silip süpürdü. Alüminyum tüplerin dramatik karakterlere çevrilmesi, işi biraz germek demektir yine de.
Buradaki opera tiyatrosu ise borulama olayı değil elbette, boru hattı'nın etrafında dönen siyasi ve stratejik etkilerdir. Mesela Nabuko, Doğu Avrupa'da bir Avrupa ekonomik veya enerji projesi olarak görülmez, tıpkı Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı gibi bir Washington projesi olarak görülür. Azerbaycan'dan Türkiye'ye uzanan BTC, 1990'larda Bill Clinton ve ekibi tarafından hararetle desteklenmiş ve nihayet 2005'de faaliyete geçmiştir (...)
Sınırsız Büyük Doğalgaz Pazarı
Rusya'nın Nabuko'ya cevabı, 1.200 kilometre uzunluğunda ve 15 milyar tutarındaki Güney Akım'dır. Bu boru hattı da 2015'te bitirilmek isteniyor ve Sibirya doğalgazını Karadeniz altından Bulgaristan'a sevketmek için tasarlandı. Bulgaristan'dan sonra boru hattı'nın bir kolu güneye doğru Yunanistan üzerinden güney İtalya'ya doğru uzanacak. Diğer kolu ise kuzeye doğru Sırbistan ve Macaristan üzerinden kuzey İtalya'ya uzanacak.
Şimdi resme 9.1 milyar dolar değerinde, ismi Kuzey Akım olan bir başka boru hattı daha ekleyin. Rusya'nın batısından ve Baltık Denizi'nden geçerek doğalgazının yüzde 41.5'ini şu an Rusya'dan ithal etmekte olan Almanya'ya uzanacak. Rusya'nın enerji devi Gazprom, Kuzey Akım'ın yüzde 51'lik hissesini elinde tutuyor; hisselerin geri kalanı Alman ve Hollanda şirketlerine ait. Yönetim Kurulu'nun başındaki isim ise Almanya'nın eski Şansölyesi Gerhard Schroeder.
Tüm bunları birleştirin, tüm yönlere uzanan, Avrupa'ya kazık çakmış boru hatlarıyla Rusya, Nabuko'nun geleceği için sıkıntı ve Rusya'nın enerji gücünü kuşatmak isteyen Washington'ın Yeni Büyük Oyun planları için hüsran anlamına geliyor. Ukhta'dan ise henüz bahsetmedik. Adını daha evvel duymamışsınızdır. Enerji işinde değilseniz niçin bilesiniz ki zaten? Rusya'nın özerk cumhuriyetlerinden Komi'ye bağlı, Kutup Dairesine 350 km uzaklıktaki ıssız bir yer sonuçta. Bir zamanlar Aleksandr Solzhenitsyn'in Gulag takımadalarının bir parçasıydı ve kürek cezası çekenlere inşa ettirilmiştir. Ne ki 2030 yılına kadar ismini duyacaksınız. O tarihten sonra uzaktaki Ukhta'dan Avrupa'ya doğalgaz akıyor olacak ve bu köy, Kuzey Akım'ın kilit geçiş noktalarından biri haline gelecek.
Nabuko ve de Güney Akım sanal hükmünde kalacakken, Kuzey Akım yokedici hükmünde olacak. 2010 yılına kadar Baltık Denizi'nin dibinden Almanya'ya doğru yol alacak. 2011'e kadar malları yerine teslim etmeye başlayacak ve kapasitesini artırmak için 12 metre genişliğinde, 100.000 boru/tüp uzunluğunda ikinci bir hat 2014'e kadar inşa edilecek. Gazprom İcra Kurulu Başkanı Alexei Miller kendini tutamıyor ve "dünyadaki en güvenli ve en modern boru hattı olacak bu" diyor.
Verdi severler nasıl rekabet edebilirler? Küresel ekonomik durgunluğun orta yerinde, Gazprom Güney ve Kuzey Akım projeleriyle Avrupa'yı fethetmek için asgari 20 milyar dolar harcıyor. Öldürücü bir strateji: Doğalgazı deniz altından dosdoğru Avrupa'ya pompala, Ukranya gibi sıkıntı verici ülkelerin de yer aldığı karmaşık geçiş güzergâhlarından sakın. Avrupa doğalgaz pazarının yüzde 26'sını elinde bulunduran Gazprom'un 2020'ye kadar hissesini yüzde 33'e çıkarmasına şaşmamalı.
Başka bir ifadeyle, "Nabuko versus Güney Akım" enerji savaşı pek çok bakımdan halledilmiş görünüyor. Nabuko en iyi halde ikincil, Washington'ın bir zamanlar ümit ettiğinin aksine, Avrupa'nın Rusya'ya olan enerji bağımlılığına son vermeye gücü yetmeyen bir boru hattı olacaktır.
Brüksel, tahmin edileceği üzere, olağan çok-dilli siyasi karmaşasının içindedir. Yönerge- çalkalayıcı kurumdaki, Avrupa Komisyonun'daki, bürokratların çoğu aleni olarak "boru hatları savaşından" yakınırlar. Öte yandan, Avrupa Parlamentosu'ndan Ona Jukneviciene, Nabuko'nun tek seçenek olamayacağını kabul ediyor.
Nabuko konsorsiyumu yönetim müdürü Reinhard Mitschek "Rus gazını, Azeri gazını ve Irak gazını sevkedeceğiz" derken işler yolundaymış gibi davranıyor. Enerji meselelerinde zirve Avrupalı yetkililerden biri olan Andris Piebalgs pragmatist olmaktan alamıyor kendisini: "Rusya'yla çalışmaya devam edeceğiz çünkü Rusya enerji zengini" diyor.
İşletme yönünden bakıldığında, Güney Akım'ın sattıran özelliklerini tartışmak zordur. Nabuko'nun aksine, potansiyel savaş alanlarından geçmek zorunda kalmayacak, Rus gazını daha ucuza sunacak; ve Nabuko Hazar'ın doğalgazını sınırlı miktarlarda taşıyacakken, Güney Akım, Rusya'nın kaynaklarına bakınca, ürün çıktısını artırmak için büyük bir hareket alanına sahip.
Gerçek şu ki Nabuko'nun şu an itibariyle garantili doğalgaz kaynakları yok. Ve mesela, doğalgazın enerji zengini Türkmenistan'dan gelmesi için Türkmen liderliği Rusya'yla yaptığı anlaşmayı bozmak zorundadır (Rusya, Türkmenistan'ın ihraçlık tüm doğalgazını satın alıyor). Moskova'nın, eski Sovyet Cumhuriyetlerinden birine bunu kolayca yapması için izin verme ihtimali yok. İlave olarak, hem Rusya hem de İran, Hazar Denizi'nde ayrı bir boru hattını kolayca engelleyebilirler.
Gazprom, Güney Akım'ın bedelini ödeyecek ve sonra gazı dağıtıp satacak; Nabuko ise mâliyetin üçte birini karşılamak için altı ülkeden oluşan darmadağınık bir konsorsiyuma bel bağlamak (Avusturya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Türkiye ve Almanya) ve sonra mâliyetin geri kalanını ödemek için ihtiyatlı uluslararası bankerleri ikna etmek durumunda.
Pentagon Karadeniz'i halletmek istiyor
O halde Amerika bu karşıklıktan ne umuyor? Kolay. Geri sayıp Hillary Clinton'un henüz dışişleri bakanı olmadığı 13 Ocak 2009 tarihinde Senato'daki bir oturumda yaptığı konuşmaya bakalım. Avrupa'nın Rus doğalgazı bağımlılığına zemmedip Hazar geçişli enerji sektörü çağrısını yapmıştı. Bunu bir işaret olarak alın: Yeni Obama yönetimi, Nabuko projesi üzerinde Bush yönetimi kadar kararlı olacak.
İfade edilmeyen, nedenidir. Avrupa'nın Ortadoğu'yla, Kafkaslarla ve Orta Asya'yla buluştuğu çok önemli jeostratejik sahneye, Karadeniz'e girmek. Böylece, Bezmer'de yeni bir Amerikan üssüne ev sahipliği yapan Bulgaristan'a girmek; Brezmer üssü, ABD dışındaki altı büyük üslerden biri ve Washington'ın gelecekteki oyunları için, geçmişte Türkiye'deki İncirlik ve İtalya'daki Aviano üsleri gibi, potansiyel olarak çok önemli (Aviano, 1995'de Bosnalı Sırpların bombalanmasında ve 1999'da Sırbistan'a 78 gün süren hava bombardımanında ABD/NATO'nun kilit bir üssüydü).
Güneybatı Asya'dan ve Orta Asya'dan bir taş atımlık uzaklıktaki Pentagon üsleriyle birlikte değerlendirince, Bezmer'deki üssün gelecekte İran'a karşı bir saldırıda rol oynayabileceğini tahayyül etmek için dâhi olmaya gerek yok (Rus savunma uzmanlarının dikkatlice not ettikleri bir şeydir). Romanya ve Bulgaristan şimdi NATO'nun parçası ve ittifak sözleşmesinin 5'nci maddesi onlar için de geçerli. NATO "Avrupa-Atlantik istikrarını tehlikeye sokacak ve İttifak üyelerinin güvenliğini etkileyecek krizlerin olması durumunda" harekete geçebilir.
Bu sûretle Payplanistan, Amerikan Üs İmparatorluğuyla buluşacak.
Genç Türkler ve Cingöz Ruslar
Herkes orta Asya petrol ve doğalgazına niçin böyle müptela olmuş? Devlete ait Azeri petrol şirketi SOCAR'ın başkan yardımcısı Elşad Nasırov, iptilânın nedenini yeterince kısa ve öz bir şekilde açıklıyor: "Bol miktarda petrol ve doğalgazın bulunduğu bir yer bu. Arap değil, Farsi değil, Rus değil, OPEC değil."
Havyarıyla ünlü Hazar, Avrupa için, enerji bakımından, havyar yerine maalesef bozulmuş balık yumurtalarına dönebilir. Herşeyden evvel, AB'nin İran gazını Nabuko üzerinden alıp alamayacağını hiç kimse bilmiyor. Orta Asya "-istanlarının" Hindistan ve Pakistan bir yana, Rusya'ya, Çin'e ve Türkiye'ye verecekleri yeterli doğalgazlarının olup olmadığını hiç kimse bilmiyor. Bu ülke liderlerinin Gazprom'la yaptıkları anlaşmalardan cayabilecek damara sahip olup olmadıklarını hiç kimse bilmiyor.
İngilizlerin 2008 yılında yaptığı, Türkmenistan'ın Rusya'dan sonra gezegendeki ikinci büyük doğalgaz rezervine sahip olduğunu söyleyen bir çalışmadan beri, Avrupa Komisyonu gazın bir miktarını doğrudan Avrupa'ya sevketsin diye bu ülkeyi ayartmak için elinden geleni ardına koymuyor – ve tabi Rus boru hattı üzerinden değil. Türkmenistan'ın esrarlı lideri, olağanüstü bir ismi olan Gurbanguli Berdimuhammedov sadece emretse yeter fakat Avrupa'ya gaz sevkine razı olduğunu söyleyen AB yetkililerinin iddiasına rağmen, böyle bir şeyi alenen asla teyid etmedi. Şaşılacak bir durum değil: Nabuko inşa edilmiş değil ve ülkesinden Çin'e uzanan bir boru hattı inşa halinde. Bu durumda Türkmenistan, Payplanistan oyununu sadece Rusya ve İran'la birlikte oynayabilir. Esasen Rusya, Türkmen gazının akışını gelecek 15 yıl süreyle kontrol edecek.
Gurbanguli bir gün büyülü sözleri söylemek durumunda olursa – Rusya'nın işe çomak sokmayacağını farzederek söylüyoruz bunu – kilit geçiş ülkesi Türkiye'yi AB'yle evlendirebilir ve çok uzun bir süre hepsinin Verdi terennüm etmelerini sağlayabilir. Bu arada, oyunun Avrupa'daki (ve Washington'daki) adı, kaygı'dır.
KGB'nin vârisi FSB'nin gizliliği kalkmış bir belgesi pek de hoşgörüsüz: Nabuko'nun noksanlarını gözönüne alınca "Rusya, görünür gelecekte Avrupa'nın başlıca enerji tedarikçisi olmayı sürdürecektir." Buna kendi gazına sahip olmak ve onu işlemden geçirmek de diyebilirsiniz. Başbakan Vladimir Putin yıllardır bu fikrini anlatıyor. Eğer Avrupa onu hiçe sayarsa, Rusya'nın yapacağı şey, depolama ve sevkiyatı kolaylaştırmak için, sadece kendi sıvılaştırılmış doğalgaz tesislerini inşa etmek ve sıvılaştırılmış doğalgazını dünyaya satmaktır.
St.Petersburg Devlet Madencilik Enstitüsü'nün ne söylediğine kulak vermeye değer (Putin doktorasını buradan almıştır). Enstitüye göre, Rusya'nın yalnızca 20 yıllık doğalgaz rezervi var. Rusya'nın planları gazının yüzde 40'ını dışarıya satmak olduğundan dolayı, "Rus" gazı ileride, gerçekte Orta Asya gazı anlamına gelebilir. Rusların dev Türkmen rezervlerinin ve diğer rezervelerin batıya değil kuzeye akmasını sağlaması için bir başka sebeptir bu.
Washington ne düşünürse düşünsün, Avrupalılar Rusya'dan enerji bağımsızlığının gerçekte tasavvur edilemez olduğunu biliyorlar. Söz konusu olan doğalgaz olduğunda ise: Avrupa hepsine de – Kuzey Akım, Güney Akım ve Nabuko - ihtiyaç duyuyor. Payplanistan labirentindeki doğalgazın büyük bir yekûnu Orta Asya'dan, hatırı sayılır bir kısmı ise İran'dan gelebilir şayet Obama yönetimi İran'la ilişkileri normalleştirirse.
Payplanistan'ın Avrupa kanadındaki câri durum bu. Rusya, Avrupa'nın görünür geleceğe kadar başlıca doğalgaz tedarikçisi olmayı garantilemiş gibi görünüyor. Ancak bu bizi hem ABD hem de AB için kilit bir bölgesel güce, Türkiye'ye götürüyor. ABD Başkanı Obama'nın da takdir ettiği üzere, Türkiye Hıristiyan ve Müslüman dünyalar arasında hem metaforik mânâda hem de gerçek mânâda köprüdür. Gayris Rus doğalgazın Avrupa'ya sevkinde ideal bir geçiş ülkesidir ve kendi karmaşık Payplanistan oyununu oynamaktadır.
Sibirya'nın uzak kesimlerindeki Ukhta'yı duymadığınız gibi muhtemelen Yumurtalık ismini de duymamışsınızdır. Akdeniz ve Toros dağları arasında bulunan bir balıkçı limanıdır, Payplanistan'ın iki kilit düğümünün -Irak'tan gelen Kerkük-Ceyhan boru hattı ve BTC boru hattının - son noktası Ceyhan'a çok yakındır. Türkiye, Yumurtalık-Ceyhan'ı Akdeniz'in Rotterdam'ı yapmak istiyor.
Türkiye, gelecekte AB üyeliği hayali kurarken bile Moskova'yı karşısına almaktan endişe ediyor. Nabuko Express'ine binmiş olması ve BTC boru hattının işleyişine yönelik tam kararlılığı ülkeyi Rusya'yla, en büyük ticari ortağıyla potansiyel bir çarpışma seyrine zaten koymuştur. Bu durum Washington'ın canını elbette ki sıkmıyor.
Öte yandan, Türk liderliği, İran'a daha bir yaklaşıyor ki İran Türkiye'nin ithal ettiği petrolün yüzde 38'ini, doğalgazın ise yüzde 25'ini sağlıyor. Ankara ve Tahran'ın jeopolitik benzerlikleri de var (özellikle ayrılıkçılıkla savaşta). İkisi birlikte, İran doğalgazını Avrupa'ya sunmak bakımından, Kafkasya'ya (Azerbaycan ve Gürcistan) karşı en iyi seçeneği sunmaktadırlar. Bu durum elbette ki Washington'ı fıtık ediyor.
Söylemeye hâcet yok, bizâtihi Nabuko konsorsiyumu doğalgaz tedarikçisi olarak İran'a can atmaktadır. Realpolitik'e de âşinadırlar: İran nükleer dosyasına Washington'ın olur vereceği bir çözümle söz konusu olabilecektir bu. İran, Avrupa'yı nasıl baştan çıkaracağını çok iyi bilmektedir. İran Ulusal Petrol Şirketi'nin müdürü Muhammed Rıza Nimetzâde, Nabuko'nun başarısı için İran Avrupa'nın "tek seçeneği" olmalı diye ısrar ediyor.
Rusya tüm bu gazın kaçıp gitmesine seyirci mi olur? Tabîi ki hayır. Putin 2007 Ekim'inde İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'la kilit bir anlaşma imzaladı: Eğer İran doğalgazını Nabuko'ya satamazsa – Amerika'nın iç politikasındaki türbülansa ve dış politikasına bakınca ihtimal dâhilindedir – Rusya satın alacaktır. Tercümesi şu: İran gazı, tıpkı Orta Asya gazı gibi, Avrupa'ya giden "Rus" gazı haline gelebilir. Avrupa ve İran politikaları çelişen Washington bu durumdan keyif almayacaktır.
Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin AB bayrağı altına girmesi için yapılan hileli müzakerelerin sonsuza kadar sürmesi durumunda "Nabuko'yu" yeniden düşünmekle tehdit etti ve AB liderleri (Fransa ve Almanya'nın "sınırsız bir Avrupa'ya" karşı oldukları derecede) mesajı aldı. Pragmatik olarak, çoğu AB lideri, Büyük Ödül'e, İran gazına bir gün erişmek için Türkiye ile mükemmel ilişkilere sahip olmaları gerektiğini çok iyi biliyorlar; bu ise Avrupa enerji meselesini ve AB üyeliği eğilimlerini birbiriyle kavgalı hale getirmektedir.
Nabuko, hükümetler arası anlaşmayla Ankara'da geçen Temmuz ayında resmen başlatıldı. Türkiye, Avusturya, Bulgaristan, Romanya ve Macaristan temsilcileri oradaydılar. Obama'nın Avrasya özel temsilcisi Richard Morningstar da (kıdemli BTC emekçisidir) oradaydı. Orta Asya -istanları yoktular.
Fakat çok önemlidir, şovmen Gurbanguli Türkmenistan'dan bile ayrılmadan nihayet giriş yaptı ve başkent Aşkâbat'ta 10 Temmuz'da bakanlarıyla yaptığı toplantıda (neredeyse) büyülü sözleri sarfetti: Türkmenistan, dünya pazarlarına enerji kaynakları arzında çeşitlilik ilkesine bağlı kalmayı sürdürmektedir – örneğin Nabuko gibi - başlıca uluslararası projelere katılmak için mevcut tüm fırsatları kullanacaktır."
Nabuko'nun Viyana'da bulunan merkezindeki mantra şu: Bu "Rus karşıtı proje" değildir. Ancak herkes biliyor ki Rus liderler bu projeyi öldürmeye hevesliler ve Türkmen, Kazak, Azeri ve/veya İran doğalgazının tam (veya hatta kısmen) dolacağı garantisi olmaksızın, 10 milyar dolar tutarındaki bir gayri Rus boru hattıyla Orta Asya'nın Avrupa'ya nasıl bağlanacağını Brüksel'den Viyana'ya, Washington'dan Aşkâbat'a kadar hiç kimse bilmiyor. Yüzlerce mil uzanan alüminyum tüplerin boş kalmayacağını biraz olsun garantiye almadan bu kadar büyük parayı yatıracak denli enayi olan kimse var mı?


Dünya Bülteni


Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı


http://www.dunyabulteni.net/author_article_detail.php?id=11487




Windows Live: Arkadaşlarınız size e-posta gönderdiklerinde Flickr, Twitter ve Digg güncellemelerinizi öğrenirler.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.