[anadoluhaber:37313] HATTI MÜDAFAA YOKTUR… SATHI MÜDAFAA VARDIR!../www.soruyusormak.com

Yaşanan siyasi gelişmeler, olağan olmaktan oldukça uzakta kaldı...
Demirel,
- Bu işin arkasında bir organizasyon var, diyor...
Baykal;
- Ortada darbeci bir muhalefet yok... Komplocu bir Hükümet var, diyor...
Eskinin ünlü İçişleri Bakanı Tantan;
- Süleymaniye'de Türk askerinin başına geçirilen çuval ile... Ankara'da
bileklerine kelepçe geçirilen subaylar arasında büyük bir fark yoktur.
TSK savunma halindedir. Türk milletine karşı bir program
uygulanmaktadır, diyor...
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın baş raportörü olan zatı
muhterem [açık açık];
- AKP kendi yargısını yaratmalıdır, diyebiliyor...
Sincan Ağır Ceza Mahkemesi başkanı;
- Hukuk dışı dinlemelerin ortaya çıkmasını sağlayabilmek amacı ile
Telekomünikasyon merkezi için inceleme kararı veriyoruz; Adalet
Bakanlığı bizim için müfettişler gönderiyor... Ama, Devlet'in en gizli
odaları aranıyor... Kimsede "tık" yok, diyor...
Ve sonra da ilave ediyor:
- Bir çok hakim ve savcı hakkında yüzlerce şikayet var... Ancak,
ivedilikle ve sadece bizim üzerimize geliniyor, diye isyan ediyor...
Evet... Bu gelişmeler olağan değildir...
Bu sözler boşuna edilmemektedir.
Ayrıca bu sözleri sokaktaki adam da etmemektedir.
Bir yanda ömrünü politikaya vermiş, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı
yapmış, darbeler görmüş, Zincirbozanlardan geçmiş siyaset ustaları
var... Öte yanda, yine yıllarını siyaset içinde harmanlamış ana
muhalefet partisinin lideri, bir diğer yanda polis şefi olarak ün
yapmış, ömrü istihbarat iş ve işlemleri içinde geçmiş, içişleri
bakanlığı yapmış ünlü bir Tantan...
Sonra "yandaş" yargının, yandaş yargı kurulmalıdır fetvası ve namuslu
bir Cumhuriyet yargıcının hukuksuzluğa olan isyanı...
Öte yanda ise, basit bir kroki mesnet yapılarak günlerdir Devlet'in en
gizli sırlarının hallaç pamuğu gibi atılması "vakıa"sı...
Evet... Bu bir "vakıa"dır!
Evet... Bu bir hukuk faciasıdır!
Evet... Bu Türkiye'de Anayasal düzenin, hukuka olan güvenin, yargı
bağımsızlığının, özüne dokunulamaması gereken özgürlüklerin iğdiş
edilmesi... Ve neredeyse kerpeten kullanılarak, çivisinin çıkartılması
eylemidir!..
Türkiye'de her gün olağanüstü şeyler olmaktadır.
Türkiye, her gün biraz daha karanlık bir koridora doğru
sürüklenmektedir.
Türkiye, her vurulan darbe sonrasında biraz daha emperyalizmin
pençesine düşürülmekte... Ve azıcık daha taşeronluk işlevini
üstlenmektedir!
Bu gidiş normal değildir... Olağan değildir!
Sapılan yolun sonu bu ülke için altından kalkılamaz risklerle doludur.
Türkiye Ortadoğu'nun ateş dolu karmaşası içine Batılı emperyalistlerin
çıkarlarının karakolu olarak sürülmektedir.
Türkiye, Amerikan emperyalizminin menfaatleri doğrultusunda İran'a
doğru kışkırtılmaktadır.
Türkiye, Kıbrıs politikası ve Batı hudutlarının güvenliğini
zedeleyecek politikalarının içine her gün biraz da itelenmektedir.
Bu sürüklenme, kışkırtılma ve itelenmelerin hiç birisinde Türkiye'nin
bir çıkarı ya da savunma refleksi yer almamaktadır.
Türkiye'nin dış politikası, kendi çıkarları doğrultusunda değil;
yabancıların stratejileri yönünde oluşturulmaktadır.
Türk dış politikasının bu yönde ve bu nitelikte oluşturulabilmesi için
gerekli olan etkin güç ise, Türkiye'nin iç politikasını da dilediğini
şekillendirebilmekte ve istediği ölçülere uygun olarak
yapılandırabilmektedir...
Türkiye haritasının [görünür] koordinatları, işte bu unsurlardan
oluşmaktadır.
Türkiye'nin milli çıkarlarının savunulması ise, [zorunlu olarak] işte
yine bu aynı koordinatlardan hareket edilerek örgütlenecek ve zafere
ulaştırılacaktır!...
Çünkü, "hattı müdafaa yoktur; sathı müdafaa vardır!.."
- Ve bu satıh da, bütün vatan toprağıdır!..

www.soruyusormak.com
www.dnm-ler.com

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.