AYIKLANMASI GEREKEN "BİT".../www.soruyusormak.com

 

İçtenlik…

Her şeyin başı ve sonu içtenlik!..

Bu nitelik, insanın kişiliğinde yeteri ölçüde gelişmemiş ve kök salmamışsa, ne yapılsa nafiledir.

İnsan, deha ölçüsünde zeki olabilir.

İnsan, kütüphaneler dolusu bilgiyi belleyip, yutabilir… Ama, içten değilse, samimi değilse, kaç okka çeker zekası, kime yarar bilgisi?..

Ne yazık ki, 12 Eylül darbesi, toplumumuzda onulmaz yaralar açtı… Daha yıllarca sıkıntısını duyacağımız bir insan tipi yetiştirdi, toplumun damarlarına yerleştirdi…

Önceleri Özal bu yeni tipi,

-         Köşeyi hızlı dönen insan olarak nitelemişti…

Daha doğrusu, insanımıza,

“Sana da çıkabilir,” umudunu yaymak istemiş ve “Sen [bile] köşeyi dönebilirsin arkadaş,” duygusunu şırınga etmişti…

Sen de… O da, onlar da… Herkes köşeyi dönebilir…

“Neden olmasın”dı ki?..

Bu imkân herkes için vardı… 71 milyonda/bir herkes için…

Yeniden piyasaya sürülmüş eski [ve naylondan] bir “Amerikan rüyası” idi bu…

İnsanlar bu rüyayı görmeye devam edecek… Ve birileri… Örneğin, Özal’ın prensleri, gerçekten köşeyi dönecekti…

Daha sonra aynı Özal;

-         Benim memurum işini bilir, demişti…

Aynı “gaz”ın, bir başka toplum katmanına pompalanışı idi bu söylem de…

Köşeyi dönme umudu ile derin rüyaların içine dalanlarla, “işini bilen” memurların koalisyonu yaratılmak istendi böylece ülkemizde…

12 Eylül gençliği bu rüzgârlarla yetiştirildi.

Bu rüzgarın siyasi sloganı ise, “değişim”di..

Ekonomik sloganı ise, “Yeni Dünya Düzeni…”

Bu ekonomik ve siyasi temelin adı ise, emperyalizmin işbirlikçiliği idi…

Dış güçler hapşırıyor, işbirlikçiler mendil uzatıyordu.

Türkiye’nin en temel ekonomik kaynakları, o dönemlerde yabancıların elini geçmeye başladı…

Türkiye’nin Atatürkçü aydınları, o dönemlerden başlanarak sindirilmeye başlandı.

Türkiye toprakları, ülkenin en temel milli kaynakları ve stratejik merkezleri, o dönemlerden başlayarak yabancılara pazarlanmaya başlandı…

Türkiye’nin satışı o günlerde başladı!.. Ve sürdü… Hızlanarak sürdü!

Bu satışın şimdilerdeki taşeronları, her yola, her kola ve her ortama yayılmışlardır…

Bu kollar, “tam bağımsızlıktan, sosyal hukuk devletinden ve demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti ülküsünden” yana olan insanların içlerine kadar, örgütlerine kadar… Daha açık bir deyimle, Atatürk milliyetçiliğinin iliklerine kadar işlemiş, yayılmış ve yerleşmiştir…

İşte sorun budur…

Tehlike budur!..

Bu toplumun kafasından ayıklanması gereken “bit” budur!..

 

www.soruyusormak.com

www.dnm-ler.com

 

 

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.