[anadoluhaber:37785] İlber Ortaykı ve Danıştay konusu

Bu arada, yeter ki darbe olmasın da, AKP onlar (yani yine aynı muhataplar Batı-Nato) ne isterse (bunlar malum ve tenkit ediyoruz her gün) yapsın,  ve biz de böylece askerlerce değil, sivillerce, demokrasi ile yönetilmiş olalım, anlayışının da savunulacak bir tarafı olmadığı bellidir.

 

Sayın Hüsrev Özel Bey

Sayın İlber Ortaylının ihtilal yapmayı meşrulaştırmaya çalışan son konuşması ile ilgili yazınızda bu yukarıya alıntıladığım son paragraf hariç diğer sözlerinize bende katılıyorum. Son paragrafta geçen

 

ve biz de böylece askerlerce değil, sivillerce, demokrasi ile yönetilmiş olalım, anlayışının da savunulacak bir tarafı olmadığı bellidir.  

 

Şu cümleyi problemli buluyorum. Çünkü ordu komuta kademeleri ya kolları çeşitli şekilde arkalarına bükülerek yada başka şekillerde ele geçirilmiş kendi ordusu tarafından işgal edilip bunu açığa çıkarabilecek tek kelime yazılamayan bir ortamda o ordunun kurtuluşu dahi imkansız hale getirilebilir. Buna örnek isterseniz Merhum Jandarma komutanımız Eşref Bitlis Paşanın bindiği helikopterin bizim ülkemizden kalkan ABD uçaklarınca düşürülmek kastı ile taciz edilmesidir. iki ABD jeti tarafından hava boşluğu yapılmaya çalışılırken Türk Subayı olan Helikopter pilotumuzun ani alçalarak zor kurtulduğu, ABD’lilerin GKB’ lığımız tarafından içinde bizim komutanımız var uyarılarını tıpkı Muavenet gemimize açtıkları ateşteki gibi umursamadıkları, hatırdan çıkarılmadan düşünülmelidir.

Bilindiği gibi Jandarma komutanımız ABD uçaklarının bizim topraklarımızdan PKK ya silah ve malzeme taşıdıklarını tespit edip önlem alma çalışmaları başlatılması hayatının sonu getirmiştir. Bu olaydan zorlukla kurtulan komutanımız maalesef bir süre sonra uçağına yapılan sabotaj ile düşürülüp şehit edilmiştir.  Bu sabotaj bilirkişilerce tespit edildiği halde maalesef GKB’ lığı diğer komutanlarla birlikte tıpkı Muavenet savaş gemimizde de olduğu gibi kaza olduğuna dair bir karar vermek zorunda bırakılmıştır.  Masraflarının tarafımızdan ödenmesine rağmen, başkalarının kullanabildiği bir ordudanun kendi milletimize karşıda ihtilalde kullanılabileceği bir ortamdansa her şeyin yazılabileceği bir ortamda işgalciler ile mücadele edebilecek ve gizli işgalin niteliğini niceliğini, kimlerin eli ile yürütüldüğünü karşılıklı konuşabileceğimiz ve yeri gelince kurtuluş harekâtına zemin hazırlayacak bir demokratik ortam her zaman tercih edilmelidir. Şunu açıkça belirtmeliyim ki. Hainlerin ve ihanet odaklarının uzun süre saklanamayacakları ve ihanetlerini rahatça sürdüremeyecekleri tek ortam tam demokratik bir ortamdır. Demokratik ortamda siyasi iktidarı seçimle değiştirmek daima mümkündür. Ama ihanetin başarılı olacağı şimdiye kadar yaşadığımız gizli dikta ortamı yabancıların bize Anayasa yazmasından mevcut askeri ve yargı bürokrasisinden millet evlatlarını tasfiyesine ve azınlıkları köşe başlarına yerleştirmesine kadar her şey mümkündür.

Cunta emir verip Danıştay başörtüsünü sokak da dahi yasaklar. Sonrada emri veren cunta bir kiralık katili ya da bir adamını gönderip bu yasaklama kararına ret oyu kullanan tek yargıcı öldürmekle yargıya itiraz edenin sonu budur der. Cunta emir verir YÖK başörtülü okula gelmeyi yasaklar. Öğrenciler itiraz edince Danıştay bu konu YÖK kurumunun kendi takdirindedir diye karar alır. Sonra YÖK’te 14 civarı azınlık rektör değişir. Cuntalardan gelen telkinleri dinlemeyen daha milli unsurlar gelip YÖK yeni üyeler ile kendi verdiği kararı kaldırır. İlgisiz bir Baro (İst. Barosu) itiraz eder yada ettirilir ve aynı Danıştay eski kararına rağmen bu sefer YÖK kendi vermiş olduğu kararı kaldıramaz diyerek yürütmeyi durdurup adeta yada aslında Türk çocuklarının yüksek okula girişini sınırla ve azınlıklar için daha fazla kontenjan aç ki bizde onlardan yeteri kadar devlet adamı çıkarıp Türkiye’yi azınlıkları kullanarak yönetip Türkleri de Türk’den başka bir şeye dönüştürebilelim ve asırlardır biriken tarihi intikamlarımızı alabilelim demiş oluyorlar.

Sizin ve benim bu fikirlerimizi teşhislerimizi, düşünce ve kanaatlerimizi paylaşmamız daha yakın zamana kadar ikimizin de ipini çekiyordu. Nasıl ki özgür insanlar esarete karşı direnebilecek çareler üretebilirlerse toplumlarda ancak özgür demokratik ortamlarda azınlık esircilere karşı kurtuluş ve özgürlük mücadelesi verebilirler. Çünkü seçimle değişen 550 parlamenteri ve onları seçenleri tek tek etkilemek zordur ama devlet yönetimini ve idareyi, orduyu, yargıyı eline teslim ettikleri değiştirilmelerinin ise nerede ise imkânsız olduğu, kendi yerlerine gelecekleri de kendileri belirleyen. Ömür boyu süren görevlerdeki işlerinde uzmanlaşmış azınlıklara sadece talimat vermek yeterlidir. Buradaki azınlık kavramı Türk milletine kin ve nefretle dolu olan bazı intikam duygusuna esir düşmüş gayrimüslim vatandaşlardan özel seçilmiş elit azınlık mensupları ile sınırlı değildir.
Açığa çıktığında kişiyi intihara kadar götürecek açıklar yaptırılmış direnci zayıf ya da Mason vs. Gibi emirleri dışarıdan alan kuruluşlara katılmış ve artık çıkma ihtimali de bulunmayan Türk ve Kürt kökenlilerden de diğer Müslüman olan farklı kökenlilerinde kullanıldığı suni azınlıklarda oluşturulmuştur. İntihar eden subaylar zincirinde dahi bunların izlerini görmek mümkündür.

İhtilal aslında bu azınlıkların milletimizin Demokratik ortamlarda siyaseti kullanarak gevşettiği zincirlerini daha sıkı bağlamak için dış destekli yaptırılan ve ya yapılan bir yöntemdir.

Kırım gibi güzel vatanlarını savunamayıp Ruslara teslim etmek zorunda kalarak yurtlarından kaçmak zorunda kalmış İlber Ortaylı gibi bir Kırım Tatarının söz konusu konuşmayı yaptığına üzülmemek elde değildir. Bu zihniyetleri yüzünden kendi yurtlarını kaybettiklerini, Almanlarla işbirliği yaptıklar diye de Sibirya’ya sürülmemek için bazıları Sibirya dan rüşvetle kurtularak  Nazi Almanya’sının o sıralarda bir parçası olan Avusturya’ya kaçan ve oradaki yabancı sığınmacı kamplarında esaret yaşayarak savaşın bitimi ile Rusya’ya teslim edilmemek için Türk konsolosluğundan TC.Kimliği  talep eden ve bir Türk konsolosu tarafından  kendi ülkenizi batırdınız şimdide Türkiye’yi batırmak için mi bizden vatandaşlık istiyorsunuz diye azarlanan ama buna rağmen yinede Konya nüfusuna kayıtlı Türkiye vatandaşlarıdır diyerek pasaport verilerek kurtarılan Annesi dayısı ve diğer Akrabaları ile Türkiye’ye çocuk yaşta gelerek canını kurtaran İlber Ortaylının Ankara Alman Büyükelçiliğinde çalışarak emekli olmuş beni de bir ara kurdukları Kırım cemiyetine üye yapmış olan dayısı Rahmetli İsa Karaşay (Karaşay, Karaçay'ın Tatarcası sanırım) Beyden dinlediğim biyografisi budur. Bir ara Sovyetler döneminde Türkiye’deki akrabalarını ziyaret etmek için Kızıl ordudan kahramanlık nişanı almış olan diğer dayısı Ahmet Karaşay ile de tanışmıştım. Bir yakınlarının Ankara asri mezarlıktaki mezarını ziyaret ederken ezan okunması üzerinde duygulanıp Allah’ım Bana da Türkiye’deki ezan sesi duyulan bu mezar gibi bir mezar nasip et diye ağlayarak dua ettiğini diğerlerinden Sanırım İsa Bey ya da bize de nasip olan özel misafirleri için uğraşıp yaptığı o harika Köbete (Tatar böreği) ve borç çorbasından yapan eşi  hanımefendiden duymuştum. Allah rahmetli olanları merhameti ve rahmeti ile ağırlasın. Bu konuyu bu kadar ayrıntılı yazmamın nedeni ise Googlede gördüğüm bir biyografinin benim bilgilerimle çelişmesidir.

İşte o biyografinin kısa yolu

 

http://www.biyografi.info/kisi/ilber-ortayli

 

Ben bu biyografide geçen bilgileri bilmiyorum. Ama İlber Bey'in yaptığı ipe sapa gelmez konuşmayı bu kökenden çok belki de Masonlaştırılmış olabileceğine bağlamıştım.

Annesi Hanımefendi Ankara dil tarih ve coğrafya fakültesinde yıllarca Rusça öğretim üyeliği yapmıştır. Ama buda zaten Kırımda doğup ana dil olarak da Tatarca ile birlikte Rusçayı öğrenmiş ve okul dönemlerini Kırımda geçirmiş olmasının sonucudur. Diye düşünüyorum.

Bana bu yazıyı yazmak için vesile olan yazınıza teşekkür edeirm.

Saygı ve selamlarımla

A.D.Şimşek

 

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.