[anadoluhaber:37878] Ateizm, dinler ve ahlaki değerler tartışması

Not: elbette bu tartışmalar her alanda örtülü ve açık sürmektedir. Bu yüzden herkesi ilgilendirmektedir. Taraflardan kimse ismini saklamaya ihtiyaç duymadığı için isimler örtülmeden yazı diğer yazarlarla da paylaşılmak üzere gruplara gönderilmiştir.

 

Bir oda başkanı şöyle demiş

 

"Müslümanların, Hıristiyanların veya Yahudilerin hiçbir kutsal kitabı benim beynimin, aklımın sığabileceği büyüklükte değildir. Yani sorgulamam gerekiyor. Biz biliyoruz ki dinler kendilerinden önceki dinlerle beslenmiş. Bugün baktığımızda Kur'an'ın yaklaşık yüzde 70-80'ni Tevrat'tan, Sümerlerden, Hıristiyanlardan bir sürü geçmiş dinlerden Nuh tufanına kadar, Adem ve Havva'nın oluşumuna kadar geçmiş. Bu tür aslında bilimsel olmayan ama dogmatik bir takım öğretilerden almaktadır. 21. yüzyıl ateizmin yüzyılıdır. Yani bugün için konjonktürde Türkiye'de ılımlı İslam'ın ön plana çıkmış olması bir şeyi değiştirmez. Napolyon'un sözüne katılıyorum. Ülkelerin kaderlerini yaşadıkları coğrafyaları belirler." (Denizli eski Tabip Odası Başkanı Dr. Hasan Akşık)

 

Bu söz üzerine başlayan inanç grubundaki tartışmada Gün Güneş isimli bir yazarda

 

Hasan Akşık'ın dile geitrdiği doğruları kabul etmek istemeyenler beyinsiz ya da bilgisizdir.

GG

 

Diye yazmış ve tartışma başlamış bende aşağıdaki yazı ile cevap verdim.

 

 Ateizmin bir ahlak sınırlaması yoktur. Var sandıkları tüm ahlaki değerler, diğer her türlü ahlaki değerler gibi din kökenlidir. Tarih içinde hiç bir ahlaki değer yoktur ki din kökenli olmasın. Bu sınırlamalar her zaman insanların, gönderilen peygamberler ile insanlara bildirilmesi sonucu bazen yoldan sapsalar dahi, alışkanlıklarının sonucu tanrılarından çekinmeyi sürdürmeleri ile oluşmuştur. Zamanla bozuldukça da yeni peygamberler gönderilmiştir.

Ahlaki değerler mesela insanların erkek ve dişi ilişkileri din kökenli oluşan atmosfer tarafından dengelenir. Akıl ve mantık eğer dini ahlaki değerler olmasa idi kardeşler arası evliliği gayet doğal bulurdu. Çünkü bunun genetik bozukluklara sebep olacağı günümüze kadar zaten bilinmiyordu. Ahlaki değerler din kökenli toplum ayarlamalarının her yerindedir. Haram yemek günahtır. Evlenmeden ilişki zinadır. Doğan çocuk veledi zina ve ya piç olarak sorunlu insan olacaktır. Ahlaki değerleri tanımak istemeyecektir vs.

Bu dengelemelerin ülkemizde devleti ele geçiren dinsizlerin ve dinsizliği yayarak güçlenmek isteyen Yahudilerin uyguladığı devlet terörü ile devre dışı bırakılması sonucu bu ahlaki değerlerin dışına çıkan ateizm her türlü ilişkiyi doğal kabul ederek aile içi ve eş cinsellik, haram kavramının kaldırılması gibi şeylerdir. Her türlü pis ve kötü alışkanlıklar maalesef ülkemizde de yaygınlaştırmıştır. Zaten ülkemizdeki baş örtüsü gibi semboller üzerinden sürdürülen kâfir yada doğrudan ateist devletlilerin çıkardığı Müslüman kafir savaşındaki, kafirlerin amacıda bu tip bir özgürlüğe engel olan dini ve ahlaki değerleri bütünü ile ortadan kaldırmak amaçlıdır.

Bazıları, ama yasalar bu sınırlamaları getirebilir derler. Hayır, getiremezler çünkü yasaları yapanları dahi din kökenli ahlaki değerlerden uzak olanlardan oluşturulma çabaları mason ve Siyonistlerin milletleri hayvan sürüleri haline dönüştürmek arzularının, ordular ve yargılar tarafından zorla gerçekleştirilebilmesi için gerekli yerlerin ele geçirilmesi ile sağlanmış durumdadır. Bu yüzden Türkiye’nin şu anda sürdürmekte olduğu sivil istiklal savaşı inşallah başarılı olacak ve dünyaya da örnek olacaktır diye düşünüyorum.

Sonuç olarak Ateistleri yasalar dışında bağlayan her hangi bir ahlaki değer yoktur. Mevcut ahlaki değerleri de miras yolu ile aldıkları ve taşımaktan usandıkları ahlaki değerlerdir. Yasalar ise ahlaki değerleri bağlayıp ahlaksızlığı teşvik edecek yorumlar ile baştan çıkarılmış kadınlara ve eş cinsellere döndürülmüştür.

A.D.Şimşek

Bunun üzerine sayın Gün Güneş bana cevaben

 

Ahmet Bey,

Din olmazsa ahlak olmaz mantığı elbette toplumu 1400 yıl önceki (Musevilik 3000 küsur yıl, Hıristiyanlık ise 2000 yıl önceki) kurallara ve normlara göre biçimlendirmek isteyenlerin sürekli kullandıkları bir argümandır.  Din ahlakı değil, insanların ahlak anlayışı dinleri yaratmıştır.  Ne yazık ki 21. yüzyıla uygun bir din yerine toplumu ve (ellerinden gelse) tüm dünyayı 1400 ya da 2000-3000 yıl geriye götürmek isteyenler bir yandan insanların cinselliği konusundaki saplantılarını dayatmaya çalışırken en büyük ahlaksızlıkları gözlerini kırpmadan (inandıklarını söyleyenler de Allah veya cehennem korkusu duymadan) her gün gözlerimizin önüne sermektedirler.

Yine de zahmet edip yazdığınız için teşekkürler.

GG

 

Diye cevap verince, zorunlu olarak beni de konuya daha fazla açıklama getirmem gerekti ve aşağıdaki son cevabımı yazdım.

Sayın Gencer

Verdiğiniz tarihler de ve daha eskisi de sizin savlarınızın da tarihidir zaten.Yani sizin savlarınızı savunanların mutlak hakim olduğu dönemlerde zaten peygamberlerin gelme tarihleridir.

Yani benim söylediklerimle sizin söylediklerinizin günümüze ait sözler olmadığı insanla birlikte var olagelen konular olduğu için 1400,  3000 yıl yada öncesi gibi göndermeleriniz anlamsızdır. Çünkü bu tartışma bugün çıkmamış insanlık tarihi boyunca süre gelmektedir.

Bu yüzden de sav ya da teorinizi bu gerekçeye dayandırmanız geçersiz bir iddiadır. İnsanlar, bazı düşünürlerce şeytan baba ve melek anneden doğmuş melezler gibidir diye tabir edilir. Ben bu deyimlerden hoşlanmasam da temsilde hata olmaz kavlince benzetmelerin tarif de işe yaradığını düşünüyorum. Çünkü insan her türlü iyilik ve kötülük duygularını birlikte içinde taşıyan bir varlıktır. Bu yüzden falan dindar şunu yaptı demek için hiç bir dinsiz onu yapmadı da diyebilmek gerekir ki bu mümkün değildir.

Demek ki dinli dinsiz her insan her şeyi yapmaya gebedir.  Ortam, şartlar, çevre, aile, yetişilen ortam, genetik kalıtım, vs gibi nedenler ile daha pek çok şey kişinin davranışlarını belirlersede asıl belirleyici olan insanın fırsat bulduğunda yapabildiği bilhassa savaşlarda iyi insan sayılan kişilerin tecavüzler gereksiz cinayetlerde katliamlarda diğerlerine baskın hareket edişlerine kadar kişilerin görünen yüzlerinden çok iç dünyaları iç güdüleri ve içgüdülerini kontrolde kişiye yadım eden ahlaki değerler ve ateistlerin de dahil şuuraltına yerleşmiş dini duygulardır. Çocuklar büyüklerin hareketlerini ve yapabileceklerini gizlemeden yapabilecek varlıklar olduğu için gözlem için çok iyi denekler olarak ele alınabilir. Mesela çocuk tüm ihtarlara rağmen, cezalandırılacağını bilerek de yaramazlık yapar. Bilmeden de. Bu büyüdüğünde değişmez sadece bazı baskılara karşı akıllanma ve ya kurnazlaşma ile sürer gider.

O halde konu bu açıdan ele alınırsa, bu gibi konulardaki tartışmalarımızda sonuca giden yol boş tartışmalarda kaybolur ki bu da yanlış olur.

İnsanlar toplu yaşamak istedikleri için kurallar ile yaşamak zorunda kalırlar. Kuralı doğal olarak güçlü olan yada haklı olan etrafındaki birleşenler koyarlar. Güçlü olan koyarsa zayıfları ona uyar ve bir kısmı zorbaya destek ile nemalanıp diğerleri haksızlığa uğrarlar. Haksızlığa uğrayanlarda kendilerine göre birliktelikler kurup kural koymayı ele geçirmek isterler. Bu hayat bir cidaldir (mücadeledir) felsefesinin zeminini teşkil eder. Ama bu felsefeyi farklı zamanlarda bizlerin inandığı sizlerin inanmadığı peygamberler ile hak ve batıl, helal ve haram, yasak ve serbest, kavramları ile bir biri ile örtüşecek aynılıkta farklı kültür ve dillerden farklı asırlarda getiren peygamberlerin bir birleri ile sözleşmişçesine aynı şeyleri söylemelerinin imkansızlığı da dikkate alınmalıdır. Peygamberler kaynak olarak belirttikleri ilahi kaynağı yani Allah’ı bizlerin tanımasındaki argümanlar ile sizlerin ret etmesindeki argümanlar tartışması yerine , Bu argümanların dinlerin vaaz ettikleri doğrultuda hala ateistinden putperestine kadar bir bilinç altı oluşturduğu. Çocuğu öldürülen ebeveynin dinli dinsiz fark etmeden ilk tepki olarak katilinde öldürülmesini istemek ile kısas talep ettiği istisnalar kuralı bozmaz kavlince kabul edilmek zorundadır. Çünkü din akla da bir takım veriler ile ikna getirse dahi aslında duyguları düzene sokarak davranışlarımızı belirler. Bu arada insan neslinin hayvanlardaki seks ilişkilerinden farklı yönlendirilişinde de dinlerin getirdiği kuralları dile getirmek aklı sekste kişi olmakla suçlanarak susturulursa bu dahi konuyu konuşmaktan çok mıncımak denilen yokuşa sürmek olur.

Bu davranışlar bazen dinsiz görünümlü kişide gayet mükemmel tezahür ederken dindar görünümlü bir kişide tam aksi şekilde tezahür edebilir. Çünkü tüm ahlaki değerlerin din kökenli olmasına rağmen insanlar dinden dahi işlerine geldiği kadarını alıp işlerine gelmeyeni görmezden gelebilecek bir yapıdadırlar. Bunun için konuyu kişiler ya da tarih açısından değerlendirmek başka amaçlarda işe aydınlatıcı sonuçlar verse de konuyu insan davranışları açısından açıklamaya yeterli olmaz diye düşünüyorum. Din farklı mizaç ve karakterler ile farklı ahlaki disiplinlerin sahibi olan dindarların davranışları ile anlaşılamaz. Dinler kendi kaynağından kişilerden bağımsız olarak ele alınarak tartışılacak bir konudur. Bunun aksi tartışmalar samimiyet ve iyi niyet ile açıklanamaz.

Bu yüzdende bu konu bana ikinci dünya savaşında Ateist bir psikolog Albayın. Çok dindar bir Piskoposun hapiste gördüğü tüm işkencelere rağmen çözülememesi üzerine işi  çözmekle görevlendirilmesi ve aylarca uğraşmadan sonra sonuç alması ama ilginç bir şekilde Piskopos ile yer değiştirip albayın dindar bir bilinç altının Piskoposunda dinsiz bir bilinç altının su yüzüne çıkması ile tamamen yer değiştirmeleri konusu hatırıma gelir.

Bu yüzden elbet de benim söylediğim bütün ahlaki değerler din kökenlidir sözü de tartışılabilir. Ama sizin ileri sürdüğünüz argümanlar ile tartışılırsa sizin aleyhinize ve benim tezim lehine iş başlamadan bitmiş olur.

Saygılarımla

A.D.Şimşek

 

 

 

 

 

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.