[anadoluhaber:37907] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Link to ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Afganistan'da yaşananların perde arkası?

Posted: 15 Feb 2010 12:41 PM PST

Afganistan’da yaşananların perde arkası?

 

NATO, Afganistan'ın güneyindeki Helmand'e karşı topyekün bir savaş başlattı. Operasyonda 12 sivilin yanlışlıkla öldürüldüğünü açıkladı.

 

Başlatılan operasyon, Helmand'da 80 bin kişinin yaşadığı ve çiftçilikle geçinen Marcah bölgesini hedef alıyor.

15 bin Amerikan, İngiliz ve Afgan askerinin katıldığı operasyon, Taliban'ın bölgedeki direnişini kırmayı amaçlıyor.

 

CNN televizyonuna demeç veren Ulusal Güvenlik Başdanışmanı James Jones, operasyonun yolunda gittiğini açıklasa da NATO güçleri büyük bir direnişle karşı karşıya.

 

Amaç Taliban'ı yok etmek

 

NATO ve Afganistan kuvvetleri, Cumartesi günü, Afganistan'ın güneyinde Müşterek kod adıyla büyük bir harekat başlattı.

Operasyonun amacının Taliban'ı, elinde kalan son kalelerinden birini daha terke zorlamak olduğu belirtiliyor.

 

Koalisyonun Güney Kuvvetleri Komutanı İngiliz Tümgeneral Nick Carter, bu operasyonun başlatılmasını, Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai'nin onayladığını belirtti.

 

Karzai bildiri yayınladı

 

Cumhurbaşkanı Karzai bir bildiri yayınlayarak, koalisyon kuvvetlerini azami dikkat göstermeye çağırdı. Karzai ayrıca Taliban'a, şiddete son verip sivil topluma katılma çağrısını da tekrarladı. Operasyonun yürütüldüğü bölgede, sayıları birkaç yüzle bin arasında Taliban militanının mevzilendiği belirtiliyor.

 

Taliban'dan açıklama

 

Marcah'taki son gelişmeler üzerine açıklamada yapan Taliban'ın bölgedeki askeri kanat liderlerinden Abdurrazık Ahnad, Marcah'a girme teşebbüsünde bulunan NATO birliklerinin her defasında ağır kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kaldıklarını kaydetti. Ahnad açıklamasında şehadet eylemcilerinin NATO birliklerini beklediklerini söyledi. Afganistan İslam Emirliği'nin Enformasyon Merkezi'ne yaptığı açıklamasında bölgedeki mücahidlerinin morallerinin çok iyi olduğunu, dünyadaki Müslümanlardan dua beklediklerini ifade etti. Ahnad "Zamanın friravunu tağutlarını devirmek için Müslüman kardeşlerimizin dualarını bekliyoruz" dedi.

 

Amerika, neden Helmand'a saldırdı

 

Amerika ve, İngiltere'nin savaş için neden Helmand'ı seçtiği yönündeki bir soruya ise Ahnad, şu yanıtı verdi: "Amerika ve İngiltere'nin Helmand'a savaş açmasının askeri, güvenlik, siyasi ve ekonomik sebepleri var.

 

Bunları şöylece sıralayabilirim:

 

 

Helmand'ı işgal ederek, İran'ı kontrol etmek istiyorlar

 

Helmand vilayeti, İran sınırına yakın bir Afganistan eyaleti. Amerika ve İngiltere, Afganistan sınırında İran'ı gözetleyebileceği bir askeri üssünün olmasını istiyor. Bununla İran'daki savaş, askeri, güvenlik üslerini gözetlemek ve İran'ı tehdit etmek istiyorlar.

 

Helmand, dünyadaki en iyi eroin'in olduğu eyalet

 

Helmand, dünyadaki en üst düzey eroinin üretilebildiği yerdir. Amerika ve İngiltere'deki mafyalar, burada uyuşturucu üretmek ve İngiltere'ye ait uçaklarla, Afganistan dışına çıkarmak ve pazara sunmak istiyorlar. Amerika ve İngiltere, Helmand'ın tamamına hakim olarak, eroin üretilen merkezlerin kontrolünü ele geçirmek , böylece de büyük kâr elde etmek istiyorlar.

 

Helmand, Gvadar Limanına en yakın eyalet

 

Helmand, eyaleti İran sınırında olduğu gibi aynı zamanda Pakistan'ın da özellikle de Belucistan eyaletine sınırdır. Bugünlerde Çin'in desteğiyle, Belucistan eyaletindeki Gvadar bölgesinde bir liman yapılıyor. Bu liman projesi hala devam ediyor. Bu liman, Çin ekonomisine rahat nefes aldıracak. Yine bu liman, Afganistan'daki Amerika ve İngiltere birliklerinin denize ulaşabilecekleri en iyi nokta. Amerika ve İngiltere, böyle bir limana susamış durumda. Çünkü Afganistan'daki askerlerini destekleyecekleri en kısa yol, burasıdır. Amerika'nın Asya'ya özellikle de Orta Asya'daki ekonomisinin gelişmesi ve kontrolü, bu limana bağlıdır. Bu limana ulaşmanın en kısa yolu da Helmand'ı işgal etmekten geçmektedir.

 

Helmand, tabii kaynaklarıyla zengin

 

Helmand, stratejik konumunun yanı sıra tabi kaynakları itibariyle de zengindir. Helmand'da uranyum var. İngilizler de yasa dışı yollarla, uranyumu çıkarma işlemlerine devam ediyor. Karzai hükümetindeki Madenler Bakanlığı'ndaki bir yetkili, adının açıklanmaması şartıyla bu konuyu, medyayla paylaşmıştı.

 

Sangin bölgesindeki halkın bize aktardığına göre İngiliz birlikler, buralarda kazı yapmak için büyük iş makinaları getirdiler. Ve İngilizler bu işe fiili olarak başladılar. İngiltere'ye ait uçakların günlük olarak bu bölgeye iniş kalkış yaptığını görebilirsiniz.

 

Helmand, liderlerin çıktığı eyalet

 

Afganistan'ın güney batısında üç eyalet var. Bunlar; Kandahar, Uruzgan ve Helmand. Bu eyaletletlerden, Afganistan İslam Emirliği'nin üst düzey liderleri çıktı. Yine Afganistan İslam Emirliği, bu bölgede kuruldu. Amerika ve İngiltere, Helmand'a hakim olarak bu üç eyaleti de kontrol altına almayı planlıyor. Böylece, Afganistan İslam Emirliği'nin gücünü kırmış ve ülkenin geneline kolayca hakim olacaklarını sanıyorlar.

 

Bunlar ve bunların dışındaki bir takım sebeplerden ötürü Amerika ve İngiltere, Helmand'a fazla önem vermeye başladı. Fakat, tüm çabaları boşuna. Çünkü ne Helmand ne de Helmand'a komşu olan diğer eyaletler düzeyindeki çirkin emellerini gerçekleştirme imkanları var.

 

Kaynak : MilliGazete

 


 



__________ Information from ESET Smart Security, version of virus signature database 4869 (20100215) __________

The message was checked by ESET Smart Security.

http://www.eset.com

[anadoluhaber:37868] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Posted: 15 Feb 2010 07:17 AM PST

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Link to ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

RE: 'TARAF, HAZİNE YARDIMIYLA KURULDU'

Posted: 14 Feb 2010 07:44 AM PST

TARAFIN TARAFTARLARINA CEVAP ...
 
Görüyorumki bazı arkadaşlar TARAF GAZETESİNİ  savunup aldığı yardım için helal olsun diyor.bu arkadaşlar sadece lafın gelişi arkadaş ifadesini kullanıyorum,bu kişiliksiz şahıslar sadece benim değil gerçek vatanseverlerin de arkadaşı olamaz tabiki.yaa adamın ülkesi elden gidiyor ama umurunda değil,nasılsa arkasında AKP gibi desteği var tuzu kuru yani.çıkarcı şahsiyetsizler.biz ülkemizi nasıl bu durumdan kurtarırız diye bilgilendirmelerde bulunmaya haberdar etmeye çalışırken üstelik tüm verdiğimiz bilgiler ispatlı delilli iken yalansız doğruları yazdığımız halde.bunların elinde sadece kendi yaptıkları,icat ettikleri yalan ve iftiradan kurulu hergün yeni ve ispatlayamadıkları haberleri hem milleti inandırmaya çalışıyorlar,hemde kusura bakmasınlar ama herhalde gerçekten örümcek kafalı geriler bunlar.kendi yalanlarına bile inanıyorlar.birde bunlardan memlekete faydaları olacak diye bekleyen geriler var.yazıklar olsun hala bunların arkasında olan sahtekarlara.hala bu şahıslara kendini inanmak zorunda gösteren kölelere yazıklar olsun.ergenekon adıyla kurulan bir tuzağın içine alınanlara bakın,suçlamalara bakın,yapılan mahkemelere bakın.birde kendi yandaşlarının yaptığı yolsuzluklara sadece bir örneğini yazayım.DENİZ FENERİ yolsuzluğuna bakın.hani bir ses çıkıyormu.bu şahıslar sorsan bunada helal olsun diyodur.adam kalkmış birde TARAF GAZETESİNİ savunuyor.AKP yi savunuyor.yani TARAF lı davranıyor.FAKAT ŞUNU UNUTMASINLAR BİR GÜN GELİR O TARAF BİR ( TARAF ) LARINA KAÇINCA O ZAMAN GEÇMİŞ OLSUN DİLEKLERİMİZİ SUNARIZ AMA FARKLI BİÇİMDE.!!!        
                                                                                 ÖMER KANAR

Da: Sun, 14 Feb 2010 06:48:27 -0800
From: denyoca@yahoo.ca
Subject: Re: 'TARAF, HAZİNE YARDIMIYLA KURULDU'
To: abdullahcetiner@hotmail.com; adnanatakul777@msn.com; drahmetdal@hotmail.com; carkitkanarya@hotmail.com; ah.karasahin@hotmail.com; s.eren26@gmail.com; atilla2207@gmail.com; akare1234@hotmail.com; ainanli@hotmail.com; cepolat@gmail.com; ccenk.polat@gmail.com; vethek.cs67@hotmail.com; kho@yahoogroups.com; ersar65@gmail.com; domino_etkisi@googlegroups.com; erdoganakduman@hotmail.com; skyriver14@gmail.com; fatih_kobul@hotmail.com; fidanmer@gmail.com; habibbadem@hotmail.com; hceylan1992@hotmail.com; ddrhasan@gmail.com; hasankoyu@hotmail.com; hayelax@googlegroups.com; hdplt66@hotmail.com; oguzer@msn.com; ilhanacar2006@hotmail.com; eitekerek@hotmail.com; kenantemiz@gmail.com; mehmetkara20@hotmail.com; acercambaz@hotmail.com; murat_5679@hotmail.com; drmkuyumcu@yahoo.com; vatanbayrak1@gmail.com; baltacimustafa_13@hotmail.com; misik98@hotmail.com; mozertem@hotmail.com; drmsen@hotmail.com; turkmenmustafa1907@hotmail.com; mmuzafferturunc@hotmail.com; nailfirlayis@gmail.com; detay_1@yahoo.com; ozgur-kucuk@hotmail.com; sabriduman07@hotmail.com; albaycolak@hotmail.com; svlyinanli@hotmail.com; sukriyeculhaci@hotmail.com; tanselkavut@hotmail.com; tarikozbey@hotmail.com; tayfun_tepe@hotmail.com; toygundincer@hotmail.com; tuncerderinler@hotmail.com; ugursaritas@gmail.com; ugurcgen@hotmail.com; ulvicelik@msn.com; ylcnolmez@gmail.com; drvarol@hotmail.com; yakamozz_fb@hotmail.com; y_ercil@yahoo.com; yukselaksoz@hotmail.com

Helali hoş olsun.Hazine yardımı analarının ak sütü gibi helal olsun.TARAF bu ülkede tarih yazıyor.Postal fetişistleri istediği kadar iftira atsın hepsi delikanlı mert çocuklar.Taraf okuyun beyninize daha fazla oksijen gitsin.TARAF BU ÜLKEYE KARŞI YAPILAN İHANETLERİ ŞEREFSİZLİKLERİ DEŞİFRE EDİYOR.BUNDAN NEDEN RAHATSIZ OLUYORSUNUZ.

--- On Sun, 2/14/10, aslantoygun <ppolat1994@gmail.com> wrote:

From: aslantoygun <ppolat1994@gmail.com>
Subject: 'TARAF, HAZİNE YARDIMIYLA KURULDU'
To: "Abdullah ÇETİNER" <abdullahcetiner@hotmail.com>, "ADNAN ATAKUL" <adnanatakul777@msn.com>, "AHMET DAL" <drahmetdal@hotmail.com>, "AHMET HOCA" <carkitkanarya@hotmail.com>, "AHMET KARAŞAHİN" <ah.karasahin@hotmail.com>, "Ateş SUNEREN" <s.eren26@gmail.com>, "ATİLLA URAL" <atilla2207@gmail.com>, "Ayhan IŞIK" <akare1234@hotmail.com>, "Ayhan İnanlı" <ainanli@hotmail.com>, "cem" <cepolat@gmail.com>, "Cenk Polat" <ccenk.polat@gmail.com>, "Coşkun Sarıoğlu" <vethek.cs67@hotmail.com>, "DEVRELERİM" <kho@yahoogroups.com>, "Devrim ERŞAR" <ersar65@gmail.com>, domino_etkisi@googlegroups.com, "ERDOĞAN AKDUMAN" <erdoganakduman@hotmail.com>, "FATİH BEYİT" <skyriver14@gmail.com>, fatih_kobul@hotmail.com, fidanmer@gmail.com, habibbadem@hotmail.com, "HASAN CEYLAN" <hceylan1992@hotmail.com>, "Hasan KAMBUROĞLU" <ddrhasan@gmail.com>, "HASAN KOYU" <hasankoyu@hotmail.com>, hayelax@googlegroups.com, "hüdai polat" <hdplt66@hotmail.com>, "İBRAHİM OĞUZER" <oguzer@msn.com>, "iLHAN ACAR" <ilhanacar2006@hotmail.com>, "İlteriş" <eitekerek@hotmail.com>, kenantemiz@gmail.com, "MEHMET KARA" <mehmetkara20@hotmail.com>, "MURAT ACER" <acercambaz@hotmail.com>, "MURAT ASTSUBAY" <murat_5679@hotmail.com>, "Murat KUYUMCU" <drmkuyumcu@yahoo.com>, "Mustafa ARTUÇ" <vatanbayrak1@gmail.com>, "MUSTAFA ERZURUM" <baltacimustafa_13@hotmail.com>, "Mustafa Işık" <misik98@hotmail.com>, "MUSTAFA ÖZERTEM" <mozertem@hotmail.com>, "Mustafa ŞEN" <drmsen@hotmail.com>, "MUSTAFA TÜRKMEN" <turkmenmustafa1907@hotmail.com>, "MUZAFFER TURUNÇ" <mmuzafferturunc@hotmail.com>, "Nail Hoca" <nailfirlayis@gmail.com>, "NECDET AYDOĞDU" <detay_1@yahoo.com>, "ÖZGÜR KÜÇÜK" <ozgur-kucuk@hotmail.com>, "Sabri Duman" <sabriduman07@hotmail.com>, "sedat çolak" <albaycolak@hotmail.com>, "SEVİLAY İNANLI" <svlyinanli@hotmail.com>, "ŞÜKRİYE ÇULHACI" <sukriyeculhaci@hotmail.com>, "Tansel KAVUT" <tanselkavut@hotmail.com>, "TARIK ÖZBEY" <tarikozbey@hotmail.com>, "TAYFUN TEPE" <tayfun_tepe@hotmail.com>, "Toygun'um Ali DİNÇER" <toygundincer@hotmail.com>, "Tuncer Derinler" <tuncerderinler@hotmail.com>, "Uğur Sarıtaş" <ugursaritas@gmail.com>, "UĞURCAN GENCAY" <ugurcgen@hotmail.com>, "ULVİ ÇELİK" <ulvicelik@msn.com>, "uygur" <ylcnolmez@gmail.com>, "Varol BUYUKDOGAN" <drvarol@hotmail.com>, yakamozz_fb@hotmail.com, "Yavuz Ercil" <y_ercil@yahoo.com>, "YÜKSEL AKSÖZ" <yukselaksoz@hotmail.com>
Received: Sunday, February 14, 2010, 1:14 PM

İşte, Taraf'a verilen 'Hazine Yardımı'nın belgesi...

Alkım Basım Yayın Dağıtım Ticaret Ltd. Şirketi'nin hazineye yaptığı başvuru kabul ediliyor.

Taraf Gazetesi, yayın hayatına başladığı ilk günden itibaren Türkiye'nin gündemi de karıştı..
Kavramlar birbirine girdi, ortalığı toz bulutu kapladı..
Taraf'ın her hafta ortaya attığı iddia Türkiye'yi kaosa sürükledi...
Belgeler, imzalar havada uçuştu...
İddialar da öyle..
Ama hiç biri sonuca ulaşmadı..
Neden mi "Fikri Takip" olmadığı için elbette..
Neyse, konumuz bu değil..
OdaTV bugün öyle bir belge yayımladı ki ortalık fena karışacak gibi..
Belgenin içeriği Taraf gibi oldukça ilginç.
Meğer, gazete kurulmadan önce teşvik almış..
Nasıl mı ?
İŞte az önce odatv'de yer alan o haberin ayrıntıları:<

Tarih 15 Ocak 2007…
Alkım Basım Yayın Dağıtım Ticaret Ltd. Şirketi'nin hazineye yaptığı başvuru kabul ediliyor. Şirket, yapacağı yeni yatırımlar için hazineden teşvik alıyor.
Ne kadar mı?
Tam 3 trilyon 653 milyar 543 milyon Eski Türk Lirası.
Yani günümüzün parası ile yaklaşık 4 milyon TL.
Ne için alıyor Alkım Yayınları bu teşviki?
İthalat mı yapıyor? İhracat mı yapıyor?
Hayır, hiçbiri için değil.
Yeni yatırım yaptığı için.
Ne yatırımı?
Alkım Basım Yayın Dağıtım Ticaret Ltd. Şirketi'nin yaptığı özel bir tesis için bu yardım alınıyor.
Ne tesisi belirtilmiyor.
Ancak 85530 No'lu teşvik belgesinde tesiste nelerin olacağı belirtiliyor:
"120 KİŞİLİK Okuma Bölümleri,
48 KİŞİLİK Okuma Tiyatrosu,
72 KİŞİLİK Seminer Salonu, Sergi Salonu
3 ADET Çalışma Odası
5 ADET Aktivite Odası"
Bu kadar da değil, bu yeni tesiste tam 100 kişi istihdam edilecek.
100 kişinin çalışacağı bu dev tesis ne olabilir?
Herkesin merak ettiği dev tesis için şirketin verdiği adres "Mühürdar Caddesi no.60 Kadıköy/İstanbul".
Peki, daha önce Alkım Kitabevi'nin olduğu bu adreste yeni olarak ne kuruluyor?
Teşvikten tam 10 ay sonra, 15 Kasım 2007 tarihinde Taraf Gazetesi kuruluyor.
Bir kısım medya vergi cezaları ile baskı altına alınırken, Taraf'ın kuruluşu öncesinde Alkım Basım Yayın Dağıtım Ticaret Ltd. Şirketi'ne can suyu hazine tarafından veriliyor.
Taraf Gazetesi, aldığı siyasi destek, basıldığı matbaa, yapılan dağıtım, yandaş şirketler tarafından verilen yardımlar dışında ilk desteğini hazineden alıyor.
Kısacası Taraf, AKP'nin kucağına doğuyor.


İşte olay yaratacak o belge:



odatv


--
๑۩۞۩๑ஐ..ATATÜRKÇÜLÜK TÜRKİYE'NİN ŞAH DAMARIDIR. KESİLİRSE,  CUMHURİYETTE HAYAT SON BULUR...๑۩۞۩๑ ஐ


Instant message from any web browser! Try the new Yahoo! Canada Messenger for the Web BETA

Windows Live: Arkadaşlarınız size e-posta gönderdiklerinde Flickr, Twitter ve Digg güncellemelerinizi öğrenirler.

Re: İran'da GMAIL Devri Bitti

Posted: 14 Feb 2010 07:38 AM PST

google gruplarında var olan bazı gayri ahlaki gruplar sebebiyle kapatmışlardır.
----- Original Message -----
Sent: Sunday, February 14, 2010 4:03 PM
Subject: İran'da GMAIL Devri Bitti

İran'daki telekomünikasyon şirketi, ülkede Google'a ait "Gmail" e-posta hizmetine son verdiğini açıkladı. İran'ın, bu uygulamayla hükümet karşıtı protestoları engellemek istediği tahmin ediliyor.

Çarşamba günü, İran'daki telekomunikasyon şirketinin, Google'ın Gmail hizmetine tamamen son verdiği ve İran halkı için yerel bir e-posta sağlayıcısı oluşturacakları bildirildi. The Wall Street gazetesinde yayımlanan haberden sonra, Google şirketi şu açıklamada bulundu: "İran'daki kullanıcıların Gmail'e erişemediği haberini aldık. Kullanıcı trafiğinde belirgin azalma olduğunu belirledik ve kendi ağımıza baktığımızda hiçbir sorun yoktu."

Sorunun tamamen İran'dan kaynaklandığını bildiren Kaliforniya tabanlı dev internet şirketi, "Hizmetimizde bir sorunla karşılaştığımız anda, bunu hemen çözmeye çalışırız;çünkü dünyanın her yerinden insanların serbestçe iletişim kurabilmesi gerektiğine inanıyoruz. Üzülerek belirtiriz ki, bazı durumlarda işler bizim kontrolümüzde olmuyor" dedi.

The Wall Street'te yayımlanan habere göre, kimliği belirtilmeyen İranlı bir yetkili,  yerel internet teknolojisini geliştirmek istediklerini ve halkla hükümet arasındaki güven duygusu artırmak için bu önlemi aldıklarını belirtti.

MUHALİFLERE SIKI YÖNETİM

İran'da konulan bu yasağın, halkın İslâm Devrimi'nin 31. Yılını kutlamak için sokaklara dökülmesinden bir gün önce çıkarıldığı dikkat çekti. İran'ın, bu kararla, hükümet karşıtı gösteri plânlarını engellemeye çalıştığı tahmin ediliyor.

12 Haziran'da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerine hile karıştırıldığını ileri süren muhalefet destekçileri,  o tarihten beri her fırsatta Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejat karşıtı protestolar düzenliyor. Seçim tarihinden beri düzenlenen protesto gösterilerinde, onlarca kişi öldürüldü ve yüzlerce kişi yaralandı. 27 Aralık'ta yapılan Aşure Bayramı kutlamalarında ise, muhalefet grupların hükümet aleyhinde yaptığı protesto gösterisi yapmış, polisle çıkan çatışmada sekiz kişi hayatını kaybetmişti.

İran'daki muhalefet destekçileri, iletişim kurmak için Google'a ait YouTube sitesinden olduğu gibi, Twitter, Facebook ve diğer hizmetlerden de faydalanıyor.

GATA'YA BAŞÖRTÜSÜ-TÜRBANLA GİRİLEBİLİYOR!

Posted: 14 Feb 2010 07:02 AM PST

http://www.kadinhaberleri.net/index.php?ctgr_id=103&content_view=16268

Hotmail: Powerful Free email with security by Microsoft. Get it now.

[anadoluhaber:37866] FW: (oybirligi) Asit kuyuları... Ceset tarlaları... Ne oldu?

Posted: 15 Feb 2010 06:20 AM PST

Kendi küçük beyinleriyle Allah ( C.C) aldattıklarını zanneden bu zavallı yalancıların, söyledikleri yalanlar ve attıkları iftiralar birer ikişer ortaya çıkıyor..
Dogrunun yardımcısı Allahtır..Bu yoldaki satılmış ve sapkınların dogruları görmeleri dilek ve umuduyla... Ruhunu Şeytana beynini AB-D ye satmış olanlardan bu dürüstlüğü beklemek her ne kadar hayalde olsa, biz bekleyelim..


--- Ömer Yasa <omeryasa42@mynet.com> schrieb am Mo, 15.2.2010:

Von: Ömer Yasa <omeryasa42@mynet.com>
Betreff: FW: (oybirligi) Asit kuyuları... Ceset tarlaları... Ne oldu?
An: oybirligi@googlegroups.com, "ONUNCU KÖY" <onuncukoyden@googlegroups.com>, "ESENTEPE" <Esentepe@yahoogroups.com>, "'1884 Vakfi'" <1884vakfi@yahoogroups.com>, "guc_birligi" <guc_birligi@yahoogroups.com>
Datum: Montag, 15. Februar 2010, 12:35

Sevgili Arkadaşlar,

Asit Kuyusu dedikleri yerleri tükürükle doldurup

bu iddiayı yapanları orada yıkasak belki temizlenirler.

Yüzsüz oldukları için yüzlerine tüküremiyoruz çünkü.

Elbette istisnalar kuralı bozmaz. O kadar pislikler var ki temizlenmeleri olanaksız.

Aşağıdaki mesajı okuyunca ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Av.Ömer YASA


From: oybirligi@googlegroups.com [mailto: oybirligi@googlegroups.com ] On Behalf Of Ali Serdar Bolat
Sent: Monday, February 15, 2010 12:50 PM
To: Undisclosed-Recipient:;
Subject: (oybirligi) Asit kuyuları... Ceset tarlaları... Ne oldu?

Hani nerede o "Asit kuyuları" diye yaygara yapanlar???

Ya "Ceset tarlaları" ne oldu???

+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Yandaş gazete ve TV'lerde bas bas bağırıyorlardı:

"Askerler işkence yaptıktan sonra öldürdükleri insanları BOTAŞ'ın asit kuyularına attılar"

 

BOTAŞ Genel Müdürü açıklama yapıyordu:

"BOTAŞ bir sanayi kuruluşu değil, bizde asit kuyusu olmaz, sadece su kuyularımız var"

 

Fakat yandaşlar bu açıklamaları duymuyor, feryada devam ediyorlardı:

"Asit kuyuları..."

 

BOTAŞ'ın su kuyularında Savcılık araştırma yapıyor, bazı kemik ve kumaşlar bulunuyor.

Yandaş medya yaygarayı basıyor:

"BOTAŞ'ın asit kuyularında kemikler bulundu. Kumaş parçalarının askerlerin öldürdüğü kişilere ait olduğu sanılıyor"

 

Adlı Tıp rapor veriyor:

"Bunlar kaplumbağa kabukları, kuş ve hayvan kemikleri"

 

Yandaşlarda tık yok.

 

+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

 

PKK itirafçılarına üç beş kuruş verip konuşturuyorlar.

İtirafçıların gösterdiği yerlerde ceset tarlaları aranıyor.

 

Yandaşlar yine feryat figan:

"Ceset tarlaları..."

"Yapılan bir ihbar üzerine Güneydoğu'da falanca yerde kazı başlatıldı. İhbara göre buraya askerler tarafından öldürülen çok sayıda vatandaşımızın cesetleri gömüldü. Arama için bölgeye kazı makineleri getirildi. Kazı işlemi Savcılar ve avukatların denetiminde sürdürülüyor."

 

PKK itirafçıları krokiler çiziyor, yandaşlar gazete ve TV'lerde yaygarayı koparıyor:

"Taburun nizamiyesinden sol yukarıya doğru çık. Oradaki garajın 50 metre sağında bir tümsek var. Askerler önce öldürdüler, sonra cesetleri oraya getirip çukur açtılar ve gömdüler"

 

Arama sonunda bulunan kemikler Adli Tıp tarafından inceleniyor:

"Bunların hayvan kemiği olduğu belirlendi"

 

Kuş kemikleri, arazide ölen at,eşek, ya da kesilen koyun, inek kemikleri.

 

Bugüne kadar yüzden fazla kazı yapıldı. Kazı yapılıp kemik bulunana kadar yandaşlar yaygarayı basıyor.

Bunların hayvan kemiği olduğu anlaşılınca yandaşlarda tık yok.

 

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

 

Ve işte en son kazı sonucu:

 

Diyarbakır'da bulunan 461 kemik hayvanlara ait.

 

PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan'ın ifadeleri üzerine Diyarbakır-Hani karayolunun Karaçalı ve Develi mevkiinde Nisan 2009 tarihinde yapılan kazılarda bulunan 461 kemik parçasının hayvanlara ait olduğu kesinleşti.

İtirafçının 1994-1996 yıllarında öldürüldüklerini söylediği Fethi Yıldırım ile Hakkı Kaya'nın cesetlerinin bulunması için yapılan bu kazılarda hiç bir insan kemiğine rastlanmadı.

Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan 4 sayfalık rapor, Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'na gönderildi. (DHA, 12 Şubat 2010 )

 

+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

 

Bir hafta önce de, Avrupa'da yaşayan bir PKK itirafçısının Habur civarında tarif ettiği yerler kazıldı.

Sözde askerlerin öldürdüğü vatandaşların cesetleri buralara gömülmüştü.

Savcılar, avukatlar, Şırnak Barosu Başkanı, hepsi oradaydı. İş makineleri getirildi. Her yer günlerce kazıldı.

Hiç bir şey bulunamadı.

 

+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

 

Hani nerede "Asit kuyuları" "Ceset tarlaları" diye yaygara yapanlar?

Hiç vicdan yok mu?

Niye şimdi çıkıp "Bir şey yokmuş, yanılmışız, ceset falan çıkmadı" demiyorlar?

Demezler. Yeni itirafçılar bulmak ve yeni toplu mezarlar, ceset tarlaları için yaygaraya başlamak üzere hazırlık yapıyorlar.

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "oybirligi" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : oybirligi@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: oybirligi-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com.tr/group/oybirligi?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
Bu grup Atatürk ilkelerine bağlı, demokrasiye inanan,ülkesini seven insanların fikir alışverişinde bulunmaları amacıyla kurulmuştur.Grubumuzda küfür ve hakaret içeren mesajlar yayınlanamaz.Gruba gönderilecek mesajların içeriğinden mesajı yazan ve gönderenler sorumludur.
Yeni açılan Atatürkçü site http://www.iradeyimilliye.com sitesi grubumuz yönetimince desteklenmekte ve önerilmektedir. Üyelerimize duyurulur.
--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "oybirligi" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : oybirligi@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: oybirligi-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com.tr/group/oybirligi?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
Bu grup Atatürk ilkelerine bağlı, demokrasiye inanan,ülkesini seven insanların fikir alışverişinde bulunmaları amacıyla kurulmuştur.Grubumuzda küfür ve hakaret içeren mesajlar yayınlanamaz.Gruba gönderilecek mesajların içeriğinden mesajı yazan ve gönderenler sorumludur.
Yeni açılan Atatürkçü site http://www.iradeyimilliye.com sitesi grubumuz yönetimince desteklenmekte ve önerilmektedir. Üyelerimize duyurulur.

__________________________________________________
Do You Yahoo!?
Sie sind Spam leid? Yahoo! Mail verfügt über einen herausragenden Schutz gegen Massenmails.
http://mail.yahoo.com

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37882] Meclis'i aşan bir güç mü var?

Posted: 15 Feb 2010 05:00 AM PST

Karanlık cinayetlerde yitirdiğimiz aydınlarımız için adalet istemek üzere geçen hafta Meclis’e geldi aileleri... Onlardan biri, Uğur Mumcu’nun kızı Özge Mumcu, Meclis’ten edindikleri izlenimi şöyle özetledi:
“Görüştüğümüz hemen herkes, -Meclis Başkanı dahil- ‘Bizden yüce, hepimizi aşan bir güç var’ iması yaptı.”
Yani?
“Meclis’in üzerinde bir irade var. O irade cinayetlerin aydınlanmasını engelliyor.”
Mumcu ailesi, bu “duvar”ı iyi hatırlıyor:
Cinayeti soruşturan Ülkü Coşkun suikasttan 25 gün sonra Güldal Mumcu’ya ne demişti:
“Bu işi devlet yapmıştır. İktidar isterse çözer.”
* * *
Şimdi Güldal Mumcu Meclis Başkan Vekili...
İktidarın da gocunacak bir şeyi yoksa neden bu utanç verici “Bizi aşan bir irade var” kabullenişi?
Biz devleti, “Yasama, yürütme, yargı”dan mürekkep bir mekanizma diye bilirdik. Şimdi anlaşılıyor ki, onlardan ayrı, onların üstünde, hatta onlara rağmen bir ayrı “devlet” var.
Aileler, tam da bu bam teline bastılar.
“İrade Meclis’teyse kursun bir Araştırma Komisyonu, açsın bu dosyaları yeniden” dediler.
* * *
Araştırma Komisyonu’nun nasıl kurulacağı TBMM İç Tüzüğü’nde yazılı... Onun 105. maddesinde şöyle bir cümle var:
“Devlet sırları, Meclis Araştırması kapsamı dışında kalır.”
Yani? Meclis, “devlet”in sırlarını öğrenemez.
Devletin sırları, (gizli oturumda bile) milletin temsilcileriyle paylaşılmayacaksa, o salonda asılı duran “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” yazısının sökülmesi gerekmez mi?
* * *
Elbette devletin sırları olur, olmalıdır. Ama bizim devlet bu hakkı kötüye kullandığını defalarca ispatladı. Kuşkular ondan...
Birkaç örnek verelim:
Mumcu suikastında aile, savcı Ülkü Coşkun’un soruşturmayı savsakladığını öne sürmüş, Adalet Bakanlığı müfettişleri de aynı kanaate varıp disiplin cezası istemişlerdi. Coşkun asker olduğu için Askeri İdare Mahkemesi’ne başvuruldu. Mahkeme “Bu ceza uygulanamaz” kararı verdi.
“Neden” diye sordular.
Cevap:
“Devlet sırrıdır, açıklayamayız.”
Bir başka örnek:
Susurluk skandalı patlayınca dönemin Başbakanı, Teftiş Kurulu’na bir rapor hazırlattı. Bu raporun bazı sayfaları “devlet sırrı” olduğu gerekçesiyle açıklanmadı. Ancak o sayfalar, Ergenekon iddianamesinin eklerinde yer aldı.
“Sır” dedikleri neymiş meğer:
Devlet, bazı işadamları ile baş edemeyince öldürtmüş.
Bazı gazeteleri susturamayınca bombalatmış.
Öldürülen aydınların katillerine, katil olduklarını bile bile resmi pasaport verip yurtdışı operasyonlarında kullanmış.
* * *
Devletin sır küpü, bu türden pisliklerle dolu...
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi geçen hafta önemli bir karar verdi:
Genelkurmay Başkanlığı, Kozmik Oda’da yapılan incelemede el konulan 22 belgeden 7’sine “devlet sırrı” kapsamında olduğu gerekçesiyle el konmamasını istemişti.
Mahkeme dedi ki:
“Konusu suç teşkil eden belgeler, devlet sırrı olamaz.”
Yargı, “Suç varsa ben sır tanımam” diyor.
Aynısını Meclis de söyleyebilmelidir.
1970 model “İç Tüzük”ün ve ilgili yasalardaki “sırlar hukuku”nun değiştirilmesi ile ailelerin talep ettiği Araştırma Komisyonu’nun kurulması bir arada gerçekleşirse Meclis hem iktidarına hem itibarına kavuşabilir.
Görev, Meclis Başkanı’ndadır.
 
Can DÜNDAR
Milliyet

[anadoluhaber:37881] WG: (oybirligi) BU BELGE GUNDEMİ SARSACAK

Posted: 15 Feb 2010 01:36 AM PST

Bazılarının '' Sapkasını önüne koyup '' tezgahların kimler tarafından ve ne için yapıldıgını iyice düşünmesinin vaktidir...
Eger Müslüman  ve gercek Vatansever iseler...

--- İlmay Teker <ilmay.teker@gmail.com> schrieb am Mo, 15.2.2010:

Von: İlmay Teker <ilmay.teker@gmail.com>
Betreff: (oybirligi) BU BELGE GUNDEMİ SARSACAK
An:
Datum: Montag, 15. Februar 2010, 6:23


 

Konu:  BU BELGE GUNDEMİ SARSACAK




İşte Taraf’a verilen Hazine yardımının belgesi

 

BU BELGE GÜNDEMİ SARSACAK

http://www.odatv.com/images/2010_02/2010_02_08/bu-belge-gundemi-sarsacak-0802101200_l.jpg

Tarih 15 Ocak 2007…
Alkım Basım Yayın Dağıtım Ticaret Ltd. Şirketi’nin hazineye yaptığı başvuru kabul ediliyor. Şirket, yapacağı yeni yatırımlar için hazineden teşvik alıyor.
Ne kadar mı?
Tam 3 trilyon 653 milyar 543 milyon Eski Türk Lirası.

Yani günümüzün parası ile yaklaşık 4 milyon TL.
Ne için alıyor Alkım Yayınları bu teşviki?
İthalat mı yapıyor? İhracat mı yapıyor?
Hayır, hiçbiri için değil.
Yeni yatırım yaptığı için.
Ne yatırımı?
Alkım Basım Yayın Dağıtım Ticaret Ltd. Şirketi’nin yaptığı özel bir tesis için bu yardım alınıyor.
Ne tesisi belirtilmiyor.

Ancak 85530 No’lu teşvik belgesinde tesiste nelerin olacağı belirtiliyor:
“120 KİŞİLİK Okuma Bölümleri,
48 KİŞİLİK Okuma Tiyatrosu,
72 KİŞİLİK Seminer Salonu, Sergi Salonu
3 ADET Çalışma Odası
5 ADET Aktivite Odası

Bu kadar da değil, bu yeni tesiste tam 100 kişi istihdam edilecek.
100 kişinin çalışacağı bu dev tesis ne olabilir?

Herkesin merak ettiği dev tesis için şirketin verdiği adres “Mühürdar Caddesi no.60 Kadıköy/İstanbul”.
Peki, daha önce Alkım Kitabevi’nin olduğu bu adreste yeni olarak ne kuruluyor?
Teşvikten tam 10 ay sonra, 15 Kasım 2007 tarihinde Taraf Gazetesi kuruluyor.
Bir kısım medya vergi cezaları ile baskı altına alınırken, Taraf’ın kuruluşu öncesinde Alkım Basım Yayın Dağıtım Ticaret Ltd. Şirketi’ne can suyu hazine tarafından veriliyor.
Taraf Gazetesi, aldığı siyasi destek, basıldığı matbaa, yapılan dağıtım, yandaş şirketler tarafından verilen yardımlar dışında ilk desteğini hazineden alıyor.
Kısacası Taraf, AKP’nin kucağına doğuyor.

İşte olay yaratacak o belge:

http://www.odatv.com/images/belg.jpg  Odatv.com



--
Saygılarımla,
İlmay Teker,Dişhekimi  İZMİR
AYDINLARI KORKAK OLAN MİLLETLER ,EZİLMEĞE MAHKUMDUR.
"Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa,
bırakacağı meclislere dahi
gereğinden fazla inanmamalı
ve güvenmemelidir.
Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir
ve bu despotluk
bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir.
Meclislerin öyle kararları olabilir ki,
bu kararlar ulusun yaşamına
giderilmesi olanaklı olmayan
zararlar verebilir."
Mustafa Kemal Atatürk


Not;Bazı e postalar geri veya iki kere gelebilir,özür dilerim.
     Adres listemden çıkmak isteyenlerin  e posta göndermesi yeterlidir.

--
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "oybirligi" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : oybirligi@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: oybirligi-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com.tr/group/oybirligi?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
 
Bu grup Atatürk ilkelerine bağlı, demokrasiye inanan,ülkesini seven insanların fikir alışverişinde bulunmaları amacıyla kurulmuştur.Grubumuzda küfür ve hakaret içeren mesajlar yayınlanamaz.Gruba gönderilecek mesajların içeriğinden mesajı yazan ve gönderenler sorumludur.
Yeni açılan Atatürkçü site http://www.iradeyimilliye.com sitesi grubumuz yönetimince desteklenmekte ve önerilmektedir. Üyelerimize duyurulur.

__________________________________________________
Do You Yahoo!?
Sie sind Spam leid? Yahoo! Mail verfügt über einen herausragenden Schutz gegen Massenmails.
http://mail.yahoo.com

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37871] BİR LEOPAR GİBİ MESELA.../www.soruyusormak.com

Posted: 15 Feb 2010 01:17 AM PST

Adamın biri şöyle buyurmuş:
- Yaptığınız şeyleri yapmaya devam ederseniz, bugün aldığınız
sonuçları almaya devam edersiniz. Daha iyi bir sonuca ulaşmak
istiyorsanız, zamanınızı kullanma biçimini değiştirmek zorundasınız...
Öte yandan, Einstein denen bilge kişi de bu düşünceyi beyninde şöyle
evirip, çevirmiş:
- Aynı şeyi yaparak (yapmaya devam ederek) farklı sonuçlara ulaşmayı
beklemek "delilik"tir...
Hayatımızı değiştirmek, kişiliğimizi geliştirmek ve yeteneklerimizi
geliştirmek için, neleri eksik, neleri yanlış ve neleri hiç
yapmadığımızı tespit edip, harekete geçmek gerekir.
- Ne zaman?
- Hemen şimdi!..
Bir amaç ve bir hedef belirleyip, ona ulaşacak bir strateji ve bu
stratejinin günün koşullarına göre uyarlanmasını sağlayacak taktikler,
yöntemler ve planlar...
Eğer günümüzü; yani, her gün ve her sabah bize hediye edilen 24
saatlik zaman hazinesini, belirlediğimiz bir amaca yönlendiriyorsak...
Bu yönelişimizi aklımızın rehberliği ile bir strateji mertebesine
çıkartabiliyorsak... Ve bu stratejiyi günlük planlarımıza aktararak
hayatımıza geçirebiliyorsak... Mesele yok!..
Hedefin içinde güller açacaktır, hiç kuşkunuz olmasın...
Ancak... Sebat, azim ve çaba eksikliği ve tembellik kurnazlığı
çağımızın "uygar" insanının en büyük temel sorunudur....
Bir belge film izlemiştim.
Filmin baş/kahramanı, Afrika'nın balta girmemiş ormanlarında avına
kilitlenen vahşi bir leopardı...
Leoparın keskin gözleri avından başka hiçbir şeyi görmüyordu.
Leoparın bedeni çelik bir yay gibi gerilmişti. Hayvan, sessiz ve bir
kıvılcım gibi tetikteydi.
Leoparın hedef bellediği avın yanından başka hayvan sürüleri
geçiyordu.
Ancak, bu türlü çeşitli, irili ufaklı hayvanlar leoparın hiç ilgisini
çekmiyordu.
Leopar, bütün benliği, bütün dikkati ve bütün iştahı ile sadece ve
sadece belirlemiş olduğu "kendi" avına odaklanmıştı...
Ve sonra küçük bir an...
Leoparın çelik bir yay gibi gerilmiş olan bedeni bir mermi gibi avının
üzerine fırladı.
Pençeler, çene ve dişler, olağanüstü bir gayret ve ustalıkla avını
kavradı, leziz bir yemek haline getirdi... Ve çiğneyip, yuttu...
Av yakalanmıştı.
Hedefe ulaşılmıştı.
Çabanın, dikkatin, hedefe kilitlenmenin ödülüne erişilmişti...
İşte mesele buradaydı!..
Amacını belirlemek, hedefe kilitlenmek ve bütün enerji, dikkat ve
emeğini bu yönde azimle seferber etmek... Edebilmek!
Çünkü insanın hayatta "ne olduğu" önemlidir; neye sahip olduğu
değil...
Bir insanın bir şey olabilmesi için de, emeğini, enerjisini ve
zamanını en iyi, en verimli ve en akıllı bir biçimde kullanması
gerekir.
Bir de sebat, azim ve süreklilik...
Amaçları belirlemek, sonuç alındığında anlam kazanır.
Ancak günümüzün "uygar" insanı, genellikle, sonuca odaklanmak yerine,
birbirinden çeşitli aktiviteler içinde boğulmakla meşgul...
Temelinde gerçek ve ciddi bir amaç barındırmayan ve dolayısıyla da,
belirli bir hedefe kilitlenmeyen aktiviteler bolluğunda insan,
"koşuşturuyoruz, abicim..." savurganlığı içinde hayatını tüketip,
yitiriyor...
Gerçek ve ciddi bir amaç yoksunluğu içinde bir aktiviteden diğerine
"koşuşturan" insan tipi, ruhundaki boşluktan kaçma telaşı içinde
yaşamını eskitmekle vakit geçiriyor.
Peki, betimlemeye çalıştığımız bu sokağa sapan insan, bu yoldan hangi
meydana varıyor?
Evet, bu sokak, ister istemez ve zorunlu olarak, zamanı "kazanmak"
yerine; zamanı "geçirerek"... telef edilmiş olan bir hayatın
izdüşümünde, terliklerini sürüye sürüye yaşamak anlamına gelen küçücük
bir meydana ulaşıyor.
Ve bu meydana ulaşan insan da, yorgun, bezgin, başarısız ve umudunu
yitirmiş oluyor...
Pişirin bir sade kahve; koyun önüne ve özgür bırakın onu, gücünü
tazelesin... Ve azıcık teselli edin, yeniden umut tazelesin.

www.soruyusormak.com
www.dnm-ler.com

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37879] Fwd: avrupa Birliği gündemde

Posted: 14 Feb 2010 10:57 PM PST



---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: nurullah aydın <nurullah@gazi.edu.tr>
Tarih: 13 Şubat 2010 11:45
Konu: avrupa Birliği gündemde
Kime: DERYA KESKİNER <mersinlideryakeskiner@gmail.com>, © Özkan BOSTANCI <ozkanbostanci.1@gmail.com>, 18203122368@googlegroups.com, 1DünyaHaber <info@dostajans.net>, 3ekimdernegi@googlegroups.com, 6FEN-F-1975-TSGL-MERSIN@yahoogroups.com, abdurrahimkiz69@hotmail.com, Abdurrahman selam sinop <a.selam@arcor.de>, abidin@yapimalzeme.com.tr, adam-gibi-adamlar@googlegroups.com, ademkalkanank@gmail.com, adiyamanlilarcom@googlegroups.com, ahmet.gurel@ozelturkkoleji.com, ahmet33can@hotmail.com, akilcagi@akilcagi.com, Alara Dilhan <alara_dilhan@yahoo.com.tr>, ALİ KILINÇ <cevizkentte@gmail.com>, Ali Rıza Özkan <alirizaozkan@gmail.com>, alibozlu@yahoo.com, aliveli 4950 <kktcuce@gmail.com>, alperen_md@mynet.com, anaatasahinler@googlegroups.com, anadoluekspresi@googlegroups.com, anadoluhaber@googlegroups.com, anka_anadolu@googlegroups.com, ankahukuk@googlegroups.com, anladinsen@googlegroups.com, Anne-Marie Schmid-Kilic <kilic-bazar@sunrise.ch>, arataer_ileti_grubu@googlegroups.com, argor@yahoogroups.com, arzu kök <arzu.kok@hotmail.com>, ataturkun-izindeyiz@googlegroups.com, auhf2008insanhaklari@googlegroups.com, av_turgaycansever@yahoo.com, avarol@vahdet.com.tr, avukat@googlegroups.com, aydinlik-gelecek-hareketi@googlegroups.com, ayse berktay <ayseberktay@gmail.com>, bagimsizcumhuriyetciler@googlegroups.com, bahcesehiruniversitesihukukkulubu@googlegroups.com, baksenn@googlegroups.com, barones@googlegroups.com, bedavailan@googlegroups.com, bedavaindirizle@googlegroups.com, benanadoluyumgroups@googlegroups.com, beterim@gmail.com, beterimgrup@gmail.com, beyazrenkler@beyazrenkler.org, bilge-ce@googlegroups.com, bilgi@bizdenhaber.net, bilgi@haberaksaray.com, BilgisayarMuhendisleri@yahoogroups.com, biliwebekibi@googlegroups.com, bilpaybil@googlegroups.com, Bir birer <birer-37@hotmail.com>, biratikardeslik@gmail.com, birhaberimvar@googlegroups.com, bitkiselguzellikvesaglik@googlegroups.com, biz-turk-milliyetcileriyiz@googlegroups.com, buket.gurses@gmail.com, bulent.morova@gmail.com, Burak CANLI <mersinburakcanli@gmail.com>, burak3375@mynet.com, BURAKCANLI@googlegroups.com, bzm-gurup@googlegroups.com, C¤______C¤ <re.ci.dent.17@gmail.com>, can merkez <canmerkez@gmail.com>, cantay@gmail.com, catlaksohbet@googlegroups.com, Cavit Demiral <cavitdemiral@gmail.com>, cem ozan <cem_ozan@yahoo.com>, cezimimirackul@gmail.com, cezimmirackul@gmail.com, chpgenclik@googlegroups.com, chpmersin@googlegroups.com, ciaturk@gmail.com, ciddiyizbiz_biz@googlegroups.com, cigsutureticileri@googlegroups.com, cihan-turk-olsun@googlegroups.com, dalakderesi@googlegroups.com, demokrasipazari@googlegroups.com, denzce@googlegroups.com, derekoyluler@googlegroups.com, dersnotucom@googlegroups.com, derya_kocabay@mynet.com, deu-hukuk-mezunlar@googlegroups.com, donder@gazetevatan.com, dusunceplatformu@googlegroups.com, dusunsel-aktiviteler@googlegroups.com, duyurucu1@googlegroups.com, duyurucu1@ttmail.com, ecem35izmir@gmail.com, edibe.yazan@gmail.com, elektronikhobi@googlegroups.com, Emlak-Tr@googlegroups.com, emogencmersin@googlegroups.com, erbe79@mynet.com, erdemi@googlegroups.com, ernestocheguevara@googlegroups.com, ERZiNCAN ' lı <erzincanli.0024@gmail.com>, erzincan-kemaliye-egin-grubu@googlegroups.com, erzurumluyumm@googlegroups.com, eskiveyenidostlar@googlegroups.com, esranincafesi@googlegroups.com, Eşref Gümüşay <esrefgumusay@hotmail.com>, evrenselpaylasim@googlegroups.com, Fatih YILDIRIM <otekimedya@gmail.com>, fatih5245@googlegroups.com, film-izlesene@googlegroups.com, for_you@googlegroups.com, forevermirza@gmail.com, genc-dogru-yol@googlegroups.com, genc-kemalistler@googlegroups.com, gencasena@ulkuocaklari.org.tr, gencsosyalistler@googlegroups.com, geyik-muhabbeti@googlegroups.com, gidakalitekontrol@yahoogroups.com, gidakimyasi@googlegroups.com, GOKKUSAGIDUNYABILGIMERKEZI-garchive-91902@googlegroups.com, Gomanweb <gomanweb@gmail.com>, gonulbahcem@googlegroups.com, grapin-yeri@googlegroups.com, grouproyalite@googlegroups.com, grup15@googlegroups.com, grupbilgipaylas@googlegroups.com, guclu-turkiye@googlegroups.com, gunduzvatahoglu@mynet.com, guneserkul2@mynet.com, guras@milliyet.com.tr, gurbuz1943@yahoo.com, h.cemal@milliyet.com.tr, HABER ANALİZ <batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com>, haber@aksam.com.tr, haber@gozlemgazetesi.com, haber27@googlegroups.com, haberbiz@googlegroups.com, haberonline@googlegroups.com, haccp2007_2008@googlegroups.com, hadi-buyur@googlegroups.com, HAKAN SEN <hakansen35@hotmail.com>, halilsoguksu@hotmail.com, harun akdeniz <yalniz-adam-ben@hotmail.com>, hava_civa@googlegroups.com, hayat-guzeldir@googlegroups.com, hersey-var@googlegroups.com, hidayet.cimen@cimter.com, hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr, homerbey@hotmail.com, huder@googlegroups.com, hukuk-bulteni@googlegroups.com, Hukuk-Dunyasi@googlegroups.com, hukukyargi@googlegroups.com, hüseyin güler <huseyinguler1957@hotmail.com>, Ibrahim Baylan <ibaylan@googlemail.com>, ilkiz <fikret.ilkiz@gmail.com>, info@onedergi.com, info@ulus74.com, irgiltd@ttnet.net.tr, iski-hukuk@googlegroups.com, istasyon@googlegroups.com, itasyurek@hotmail.com, iuchk@googlegroups.com, izderdergi@mynet.com, jasminecshare@googlegroups.com, Kalkan Haber <info@kalkanhaber.com>, kamilaycibin@googlegroups.com, kamuoyu@gmail.com, karatekin_18@hotmail.com, kareas-club@googlegroups.com, karginveli@hotmail.com, kasaum@googlegroups.com, katre-i_tasavvuf@googlegroups.com, keleteli.balci@hotmail.com, kemalistizbiz@googlegroups.com, Kenan GÜLEŞOĞLU <kenangulesoglu@gmail.com>, kenan09@hotmail.com, kizillderililer@googlegroups.com, KKTC MEDYA <kktcmedya@hotmail.com>, klasikgrup@googlegroups.com, kotanlartr@googlegroups.com, kumsaldaki_izler@googlegroups.com, kuruyemis@googlegroups.com, Laedri dost <dosta333@gmail.com>, lawyer5@mynet.com, ldpinfo@googlegroups.com, lgbtt-akdeniz@googlegroups.com, mailce@googlegroups.com, mailerdaemon@gmail.com, makarna@googlegroups.com, malcilarlisesi@googlegroups.com, malcolmxelhacaccmalikelsahbazi@gmail.com, Malcolmxelhacacmalikelsahbazi@gmail.com, malcolmxelhaccmalikelsahbazi@gmail.com, Malcolmxelhaccmallikellsahbaz@gmail.com, malcolmxelhaccmallikelsahbaz@gmail.com, malcolmxelhacmallikelsahbaz@gmail.com, maltan@sabah.com.tr, marinavista@googlegroups.com, marmaraekofis@googlegroups.com, masal-diyari@googlegroups.com, mavigrafi_23@hotmail.com, mbilgisayar2003@yahoogroups.com, mdemirel@atv.com.tr, MEHSK@googlegroups.com, Mekan-69@googlegroups.com, Melek <melekyilm@gmail.com>, meleklerdiyari@googlegroups.com, mercanhukuk@superonline.com, merkoder@googlegroups.com, mersin net <vadiay@gmail.com>, mersin_tarih@googlegroups.com, mersin-aile-hekimleri@googlegroups.com, mersin-emlak-paylasimi@googlegroups.com, mersin-satranc@googlegroups.com, mersin-universitesi-iktisat@googlegroups.com, mersin112@googlegroups.com, mersin19msl@googlegroups.com, mersinadana@googlegroups.com, mersinbaroinshakkom@googlegroups.com, mersinbeldesi@googlegroups.com, mersinchol@googlegroups.com, mersindenburakcanli@googlegroups.com, mersindonemselyazprojesikatilimcilari@googlegroups.com, mersingc@googlegroups.com, mersingeceleri@googlegroups.com, mersingidamoogrenci@googlegroups.com, mersingrubu@googlegroups.com, MersinPsikoloji@yahoogroups.com, mersinpsikolojiportali@googlegroups.com, mersinteknozirve@googlegroups.com, mersintog@googlegroups.com, merych <mericag@gmail.com>, meubigisayartoplulugu@googlegroups.com, meuingling@googlegroups.com, MEVLAYA-EMANET-OLSUN-ERZURUM@googlegroups.com, Mezitli Gazetesi <mezitligazetesi@gmail.com>, mfd33@yahoogroups.com, mfl98@yahoogroups.com, minikcadilar@googlegroups.com, minixturkiye@googlegroups.com, mizahmetre@googlegroups.com, mmo_mersin_uyeler@yahoogroups.com, mmomersin@googlegroups.com, mstfbsds@yahoo.com, mtsoal@googlegroups.com, muhammedalparslan@googlegroups.com, muhasebecilergrubu@googlegroups.com, Mustafa EROL <mustafaerol2008@gmail.com>, mustafamutlux@googlegroups.com, Müge Gülses <mugegulses@yahoo.com.tr>, neistersin@googlegroups.com, netlog-bak@googlegroups.com, noreply@googlegroups.com, nurullah@gazi.edu.tr, ogretmenimz@googlegroups.com, okur@milliyet.com.tr, onaygorgun@hotmail.com, oncevatandergisi@googlegroups.com, onlyataturk-com@googlegroups.com, orcungk@mynet.com, orhan_gungor9@hotmail.com, oybirligi@googlegroups.com, Özgür Akay <mecit.azmi.t@gmail.com>, para-kazan@googlegroups.com, parttime-i@googlegroups.com, Pervin 06 <pervin06@gmail.com>, pnarslayt@googlegroups.com, polemk@googlegroups.com, prometheus_1@googlegroups.com, PsiPsi@yahoogroups.com, reeldostlar@googlegroups.com, reklaminiyap@googlegroups.com, resimvesiir@googlegroups.com, rustuaydin33@mynet.com, sadunkoprulu@kerkuk.net, salihduysak@hotmail.com, salimtumen@hotmail.com, Saman_alevi@googlegroups.com, sbatum@bahcesehir.edu.tr, sduman@gazetevatan.com, seckinlergroup@googlegroups.com, selam-islam@googlegroups.com, semih.bbilgen@gmail.com, sende-yaz@googlegroups.com, servet_copur@hotmail.com, ses-mersin@googlegroups.com, seval_yonten@hotmail.com, sevdalihayatlar@googlegroups.com, sevdalimgroup@googlegroups.com, SEVGİ YEŞİLMEN <sevgiyesilmen@gmail.com>, sevgisevgisi@googlegroups.com, sevil ortaylı <sevilortayli@gmail.com>, seydaafyoncu@hotmail.com, seydamujdeci@mynet.com, showkan showkan <showkans@hotmail.com>, simsekhukuk@hotmail.com, sivilhareketler@googlegroups.com, skarizma@googlegroups.com, sonkibar@gmail.com, sorunlu.biri@gmail.com, sosyalhaklar@googlegroups.com, "ßahar .." <turuncum.bahar@gmail.com>, sunnyy@googlegroups.com, supermeydan@gmail.com, SÜLEYMANYAĞIZ <suleymanyagiz@dsp.org.tr>, swingers_turkiye@googlegroups.com, ŞENCAN <quassifreak@gmail.com>, tamer@kumkale.net, TanitimOrganizasyon@googlegroups.com, tarsus_teknik_egitim_fakultesi@googlegroups.com, tekno-kor@googlegroups.com, telgrafci@gmail.com, tevfiksirrigurlisesimersin@googlegroups.com, tincup75@hotmail.com, Tiyatroyu-akla-yapan-amatorler@googlegroups.com, tmoz@googlegroups.com, tnctr@googlegroups.com, todak_mersin@yahoogroups.com, Tolga Kayasu <tolga.kayasu@gmail.com>, tonyukukyolu@gmail.com, tpocg@yahoogroups.com, traverten1234@hotmail.com, trthaber@trt.net.tr, tuncerozturk@mail.koc.net, turancatli@googlegroups.com, turkculer@googlegroups.com, turkgucu@googlegroups.com, turkhukuk@googlegroups.com, turkspor@googlegroups.com, ua-mersin@googlegroups.com, ucnoktasi@googlegroups.com, ugur_ulusoyengin@mynet.com, ulusal-demokratik-cephe@googlegroups.com, ulusalbirliktelik@googlegroups.com, Umit ERDEM <mehmetumiterdem@gmail.com>, umitzileli@gmail.com, umutsende@googlegroups.com, UniForumlari@googlegroups.com, uyarlama@googlegroups.com, uygulamalihukuk@googlegroups.com, uzmanmailciler@googlegroups.com, uzumgozlum@googlegroups.com, vatansev@googlegroups.com, vildanbak2003@hotmail.com, yaman3833@hotmail.com, yamankaradavut@mynet.com, yazarofisi@gmail.com, YenidenTurkiyem@googlegroups.com, yesilvatanim@googlegroups.com, Yıldız Albayrak <yildiz-can@hotmail.com>, yildirimbayezit@googlegroups.com, yorum-sizden@googlegroups.com, ytankut@keynet.com.tr, yurt <elitkizogrenciyurdu@googlegroups.com>, yurtcu2@gmail.com, z_i_y_a___o_z_l_u@hotmail.com, zubeydehanm33@googlegroups.com




--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37869] Fwd: Aydın İnsanın Yaşamadığı Zapa Dapa Ülkesi yazan: Mersin İçel İlinden Burak CANLI

Posted: 14 Feb 2010 10:53 PM PST



---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: SEVGİ YEŞİLMEN <sevgiyesilmen@gmail.com>
Tarih: 15 Şubat 2010 08:50
Konu: Aydın İnsanın Yaşamadığı Zapa Dapa Ülkesi yazan: Mersin İçel İlinden Burak CANLI
Kime:


AYDIN İNSANIN YAŞAMADIĞI ZAPA DAPA ÜLKESİ yazan: MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI

Daha önce de rüyam da bir başka Ülkeye ziyaretçi olmuştum. O rüyanın
üzerinden çok geçmedi derken şimdi de Zapa Dapa Ülkesine gene yorgun bir
şekil de yattığım çekyatın üzerinde misafir oluverdim. Ah şu Zapa Dapa Ülkesi
belki hatırlarsınız son zamanlar da gördüğüm bu rüyalar sayesin de toplumsal
yanlışlıkları daha bir görebilir oldum.

Zapa Dapa Ülkesinde Üniversiteler kurulmuş. Bu Üniversitelere girebilmek
için öncelikle “Senin Anan Güzel mi Sınavını” geçmeniz gerekiyor. Ama daha bu
sınava girmeden daha öncelerinde “Hep Ananı Hep ananı sınavlarına” girmek
durumuyla karşı kaşıya kalmaktasınız. Aman ne hoş isimler bulmuş bu Zapa
Dapa'lılar diyeğim. Onların sadece Ülkesinin adına Zapa Dapa denmekte. Oysa
orda yaşayan topluluğa ise “Manda Olmak Benim Kaderim” deniyor. Ki gerçek
manada bunun dünyamızda ki anlamını daha anlayabilmiş değilim. İşte bu Zapa
Dapa Ülkesinde yaşamını sürdüren Manda Olmak Benim Kaderim’liler bu söz
konusu Senin Anan Güzel mi Sınavını geçtikten sonra yıllarca okumaktalar. Ben
her zaman okuyanları sevmiş bulunmaktayım. Okumak ne güzel ne hoş bir
kelimedir. Evet, bu Zapa Dapa Ülkesinde Üniversite bitirme oranının çok
yüksek olmasına rağmen okuyan sayısı bir o kadar da az olmaktadır.

Zapa Dapa Ülkesin de dünyamızda söylene verilen okumaya “İşin mi
Yok”
denmektedir. Evet, o veya bu sebepten dolayı bu memlekette kimse
okumamaktadır. Üniversitenin adına zaten orda “Kuzuların Sessizliği” adını
vermişler. Belki oraların sessiz sedasız olmasından ötürü böyle bir isim
konulmuştur diye düşünmekteyim. Ardından bu Kuzuların Sessizliği’ni
bitirdikten sonra gençler ki orada bunlar için de “Boku Yemiş” denmekte
hemen bir başka sınav olan ki bu sınavında adı belki de tahmin etmişsinizdir
kim bilir “Çaresizlik Sınavını” olan sınavı geçmek için kolları sıvamak
zorunda kalmaktadırlar. Ben bunları yazıyorum aziz dostlarım. Yazıyorum ama
Zapa Dapa Ülkesinde yaşayan Manda Olmak Benim Kaderim'ler için yazmıyorum.
Yazıyorum çünkü Dünyamız için yazıyorum. Çünkü Ülkemizde ve dünyamızda tüm
bunların bilinmesini istiyorum. Belki sizler de benim gibi aynı rüyaları
görüyorsunuz. Ama birilerin bu aynı rüyaları görmesinde değil bunları
devamlı olarak gündem de tutması gerekmektedir.

Neyse Zapa Dapa Ülkesinde Yaşayan Boku Yemiş'ler Çaresizlik sınavına
giriyorlar. Neden bu sınav dedim? Cevaba göre, Zapa Dapa Ülkesinde her genç
Devlet İşine girmek istiyor. Oralar da Devlet İşine ise “
Hayatımı Kurtardım
Ama kimseye Çaktırmayayım ve Devamlı Ağlayayım”
deyiverilmektedir.
Garipliklerle dolu bu Zapa Dapa Ülkesi. İnanın şaşırdım kaldım. Mevcut durum
karşısında gerçekten de küçük dilimi yutacaktım. Neyse ki bizim Ülkemiz de
böyle problemler bulunmamakta.

Bir de bu yapılan Çaresizlik Sınavı Boku Yemiş'lerin kişiliğini ölçmediği
için mesleki yerleştirmelerin sonuçları büyük hüsranlara yol açmaktaymış. Vay benim
Manda Olmak Benim Kaderim'lili kardeşlerimin haline. Mesela bizler de gazete
olarak adlandırılan ama oralarda adına “Hep Yalan Hep Yalan” denen ve
basılıp dağıtılan yazılı evraklar bulunmakta. Ben de bu Hep Yalan Hep
Yalan'lardan birisi alıp okudum ve öğrendim ki dünyamızda çocuk yetiştirme
yurtları olarak adlandırılan yerler de adeta çocuk yetiştirilmemekte. Zaten
oraların adına Zapa Dapa'da “Doğuştan Ayvayı Yiyenler” denmekte. Hadi dedim.
Çocuklar böyle ya yaşlılar evi ne durumda. Bunların adına da oralar da “
Aklın
Olsaydı Ne Yapar Ne Eder Gelmezdin”
denmekte. İşte buraların durumunun da
Zapa Dapa Ülkesinde pekiyi bir durumda olduğunu söylemek zordur.

Oralarda Zapa Dapa Ülkesinin asayişini korumak için de küçük bir askeri
birlik bulunmaktadır ki bunlara orada “Vurun Abalıya” denmektedir.

Sanki benim hiç işim yokmuş gibi oraların Başkanına sorunları bir, bir
konuşmak için gittim. Oralarda Devlet Başkanının adına “Hep Ezik Hep Mağdur
denilmekteymiş. Ben de gittim Hep Ezik Hep Mağdurun yanına. Bana
Hep Ezik Hep Mağdur olan kişi bana demez mi birden bire ANANIDA AL GİT. Şok
oldum ve benim adımı oralarda koydular “Ananı da Al Git” diye. Ben de eğer
Anam oralardaysa alıp gideyim dünyamıza dedim. Aman Allah’ım ki bir ne
öğreneyim. Orada Anayı dünyamızda ki Vergi olarak kullanmaktalar. Yahu dedim ben
sadece rüya görüyorum. Ve rüyam da buralara iki dakikalığına geldim. Ne Anası
ne babası dedim. Hemen  benim soyadımı da Darbeci olarak koymazlar mı? Dedim
benim işim bitti. Yapacak bir şey kalmadı. Hemen dedim tüyeyim. Yok, mümkünü
yok iki dakikalık rüya da beni tuttular yerleştirdiler Gününü Göreceksin diye
bir yere. Yahu etmeyin yapmayın dedim. Demokrasi için, insan hakları için
kanımı akıttılar. Dövdüler, sövdüler. İnsan hakkı dediler. Beni benden
geçirdiler. Öğrendim ki bu Zapa Dapa da hiçbir aydın yaşamazmış. Aydınlar
terk edermiş Zapa Dapa'yı. Nasıl terk etmesin adamlar. Mutlaka terk ederler.
Ah bir de ben şu Gününü Göreceksin’den tam bir manada kurtulabilmiş olsam. Halen bir tarafların oralarda kalmış bulunmaktadır.

                                                                               MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI

 


--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37877] Aydın İnsanın Yaşamadığı Zapa Dapa Ülkesi yazan: Mersin İçel İlinden Burak CANLI

Posted: 14 Feb 2010 10:50 PM PST

AYDIN İNSANIN YAŞAMADIĞI ZAPA DAPA ÜLKESİ yazan: MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI

Daha önce de rüyam da bir başka Ülkeye ziyaretçi olmuştum. O rüyanın
üzerinden çok geçmedi derken şimdi de Zapa Dapa Ülkesine gene yorgun bir
şekil de yattığım çekyatın üzerinde misafir oluverdim. Ah şu Zapa Dapa Ülkesi
belki hatırlarsınız son zamanlar da gördüğüm bu rüyalar sayesin de toplumsal
yanlışlıkları daha bir görebilir oldum.

Zapa Dapa Ülkesinde Üniversiteler kurulmuş. Bu Üniversitelere girebilmek
için öncelikle “Senin Anan Güzel mi Sınavını” geçmeniz gerekiyor. Ama daha bu
sınava girmeden daha öncelerinde “Hep Ananı Hep ananı sınavlarına” girmek
durumuyla karşı kaşıya kalmaktasınız. Aman ne hoş isimler bulmuş bu Zapa
Dapa'lılar diyeğim. Onların sadece Ülkesinin adına Zapa Dapa denmekte. Oysa
orda yaşayan topluluğa ise “Manda Olmak Benim Kaderim” deniyor. Ki gerçek
manada bunun dünyamızda ki anlamını daha anlayabilmiş değilim. İşte bu Zapa
Dapa Ülkesinde yaşamını sürdüren Manda Olmak Benim Kaderim’liler bu söz
konusu Senin Anan Güzel mi Sınavını geçtikten sonra yıllarca okumaktalar. Ben
her zaman okuyanları sevmiş bulunmaktayım. Okumak ne güzel ne hoş bir
kelimedir. Evet, bu Zapa Dapa Ülkesinde Üniversite bitirme oranının çok
yüksek olmasına rağmen okuyan sayısı bir o kadar da az olmaktadır.

Zapa Dapa Ülkesin de dünyamızda söylene verilen okumaya “İşin mi
Yok”
denmektedir. Evet, o veya bu sebepten dolayı bu memlekette kimse
okumamaktadır. Üniversitenin adına zaten orda “Kuzuların Sessizliği” adını
vermişler. Belki oraların sessiz sedasız olmasından ötürü böyle bir isim
konulmuştur diye düşünmekteyim. Ardından bu Kuzuların Sessizliği’ni
bitirdikten sonra gençler ki orada bunlar için de “Boku Yemiş” denmekte
hemen bir başka sınav olan ki bu sınavında adı belki de tahmin etmişsinizdir
kim bilir “Çaresizlik Sınavını” olan sınavı geçmek için kolları sıvamak
zorunda kalmaktadırlar. Ben bunları yazıyorum aziz dostlarım. Yazıyorum ama
Zapa Dapa Ülkesinde yaşayan Manda Olmak Benim Kaderim'ler için yazmıyorum.
Yazıyorum çünkü Dünyamız için yazıyorum. Çünkü Ülkemizde ve dünyamızda tüm
bunların bilinmesini istiyorum. Belki sizler de benim gibi aynı rüyaları
görüyorsunuz. Ama birilerin bu aynı rüyaları görmesinde değil bunları
devamlı olarak gündem de tutması gerekmektedir.

Neyse Zapa Dapa Ülkesinde Yaşayan Boku Yemiş'ler Çaresizlik sınavına
giriyorlar. Neden bu sınav dedim? Cevaba göre, Zapa Dapa Ülkesinde her genç
Devlet İşine girmek istiyor. Oralar da Devlet İşine ise “
Hayatımı Kurtardım
Ama kimseye Çaktırmayayım ve Devamlı Ağlayayım”
deyiverilmektedir.
Garipliklerle dolu bu Zapa Dapa Ülkesi. İnanın şaşırdım kaldım. Mevcut durum
karşısında gerçekten de küçük dilimi yutacaktım. Neyse ki bizim Ülkemiz de
böyle problemler bulunmamakta.

Bir de bu yapılan Çaresizlik Sınavı Boku Yemiş'lerin kişiliğini ölçmediği
için mesleki yerleştirmelerin sonuçları büyük hüsranlara yol açmaktaymış. Vay benim
Manda Olmak Benim Kaderim'lili kardeşlerimin haline. Mesela bizler de gazete
olarak adlandırılan ama oralarda adına “Hep Yalan Hep Yalan” denen ve
basılıp dağıtılan yazılı evraklar bulunmakta. Ben de bu Hep Yalan Hep
Yalan'lardan birisi alıp okudum ve öğrendim ki dünyamızda çocuk yetiştirme
yurtları olarak adlandırılan yerler de adeta çocuk yetiştirilmemekte. Zaten
oraların adına Zapa Dapa'da “Doğuştan Ayvayı Yiyenler” denmekte. Hadi dedim.
Çocuklar böyle ya yaşlılar evi ne durumda. Bunların adına da oralar da “
Aklın
Olsaydı Ne Yapar Ne Eder Gelmezdin”
denmekte. İşte buraların durumunun da
Zapa Dapa Ülkesinde pekiyi bir durumda olduğunu söylemek zordur.

Oralarda Zapa Dapa Ülkesinin asayişini korumak için de küçük bir askeri
birlik bulunmaktadır ki bunlara orada “Vurun Abalıya” denmektedir.

Sanki benim hiç işim yokmuş gibi oraların Başkanına sorunları bir, bir
konuşmak için gittim. Oralarda Devlet Başkanının adına “Hep Ezik Hep Mağdur
denilmekteymiş. Ben de gittim Hep Ezik Hep Mağdurun yanına. Bana
Hep Ezik Hep Mağdur olan kişi bana demez mi birden bire ANANIDA AL GİT. Şok
oldum ve benim adımı oralarda koydular “Ananı da Al Git” diye. Ben de eğer
Anam oralardaysa alıp gideyim dünyamıza dedim. Aman Allah’ım ki bir ne
öğreneyim. Orada Anayı dünyamızda ki Vergi olarak kullanmaktalar. Yahu dedim ben
sadece rüya görüyorum. Ve rüyam da buralara iki dakikalığına geldim. Ne Anası
ne babası dedim. Hemen  benim soyadımı da Darbeci olarak koymazlar mı? Dedim
benim işim bitti. Yapacak bir şey kalmadı. Hemen dedim tüyeyim. Yok, mümkünü
yok iki dakikalık rüya da beni tuttular yerleştirdiler Gününü Göreceksin diye
bir yere. Yahu etmeyin yapmayın dedim. Demokrasi için, insan hakları için
kanımı akıttılar. Dövdüler, sövdüler. İnsan hakkı dediler. Beni benden
geçirdiler. Öğrendim ki bu Zapa Dapa da hiçbir aydın yaşamazmış. Aydınlar
terk edermiş Zapa Dapa'yı. Nasıl terk etmesin adamlar. Mutlaka terk ederler.
Ah bir de ben şu Gününü Göreceksin’den tam bir manada kurtulabilmiş olsam. Halen bir tarafların oralarda kalmış bulunmaktadır.

                                                                               MERSİN İÇEL İLİNDEN BURAK CANLI

 

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37880] BİZİM ABDURRAHMAN

Posted: 14 Feb 2010 09:52 PM PST

Bir söylenceye göre Taptuk Dergahı'ndan ayrılan Yunus, yıllar sonra
geri döndüğünde şeyhin kapı eşiğine yatar. Gözleri görmeyen Taptuk
Emre sabah namazına giderken ayağına takılanın kim olduğunu hanımına
sorar. Hanımı "Yunus" der. Taptuk Emre'nin karşılığı çok anlamlıdır:
"Bizim Yunus mu?". Çok etkilenip şeyhinin ayaklarına kapanan Yunus'un
böylece dil kilidinin açıldığı söylenir

http://www.habername.com/yazi/ahmet-turkan-bizim-abdurrahman-3571.htm

--
Ahmet TÜRKAN
MBA

ahmetturkan@gmail.com

http://www.ahmetturkan.com
http://www.ahmetturkan.org
http://www.tedariksistemi.com
http://www.ottomanakademi.com

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37874] KARDEŞLERİM SİZLER İÇİN SEÇTİĞİM BAZI HABERLER.....

Posted: 14 Feb 2010 11:47 AM PST

FEMİNSİTLER SEVGİLİLER GÜNÜNÜ BÖYLE KUTLADI
 
DP  DE HÜSRAN
 
1500 ÇİNLİ ZONGULDAK A YERLEŞTİ
 
20 İLDE TEHLİKE ÇANLARI
 

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37884] Yeni bir 'Susurluk' vakası mı?

Posted: 14 Feb 2010 09:26 AM PST

Yeni bir 'Susurluk' vakası mı?

 

İçinde askerlerin olduğu araç kaza yaptı. Bagajdan TR rumuzu olmayan iki sivil plaka, tümgeneral forsu ve biri ruhsatsız iki tabanca çıktı. Plakalardan biri amiral eşine kayıtlı.

 

Çanakkele'nin Gelibolu ilçesinde ilginç ve sırlarla dolu bir kaza meydana geldi. Astsubay Üstçavuş Atıl Şahin yönetimindeki 06 EU 2563 plakalı Renault marka otomobil, Çanakkale'den İstanbul istikametine seyir halindeyken Gelibolu yakınlarında kaza yaptı.

Önceki gün akşam 17.00 sıralarında meydana gelen kazada Astsubay Şahin yönetimindeki araç, 34 AF 3929 plakalı polis memuru Cumhur Uğur Turkan'ın kullandığı araca çarptı.

Araçlar hurdaya dönerken iki araçtaki yaralılar Çanakkale Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.

ARAÇTAKİ SİVİLLERİ TANIMIYOR

Ancak araçta bulunanlar üzerine Gelibolu Cumhuriyet Savcılığı olaya el koydu. Astsubayların bulunduğu aracın içerisinde üzerinde TR rumuzu bulunmayan 06 AC 006 ve 76 AC 790 numaralı iki plaka çıktı.

Araçta ayrıca tümgeneral araç forsu ile birlikte Kılınç 2000 ve Zigana marka iki tabanca ve tepe lambası bulundu.

Yapılan ilk araştırmada araçtaki plakalardan birinin Deniz Kuvvetleri'nde görevli bir amiralin eşine tahsis olduğu ve silahlardan birinin ruhsatının bulunmadığı belirlendi.

Savcılık araştırmasında asıl ilginç gelişme ise askerlerin bulunduğu araçta bulunan iki sivilin durumuyla ilgili yaşandı. Savcılığın hastanedeki ilk sorgusunda aracı kullanan Astsubay Atıl Şahin'in aracın arka koltuğunda oturan iki sivil şahsın soyisimlerini bilmediği öğrenildi.

Aracındaki iki şahısla ilgili hiçbir detaylı bilgiye sahip olmadığı ortaya çıkan Astsubay Şahin'in daha önce çeşitli disiplin sorunları yaşadığı ve SAT Birliği'nden gönderildiği öğrenildi.

SİVİL SAVCILIKTAN ALINDI

Gelibolu Cumhuriyet Savcılığı soruşturmasını sürdürürken, Deniz Kuvvetleri Adli Müşavirliği'nin devreye girerek olayı "askeri malzemeyi çalma" suçu çerçevesinde sivil savcılığın elinden aldığı öğrenildi.

Olayı devreden sivil savcılık araçtaki kayıt dışı silah, general forsu, amiral eşinin araç plakasının bağajda bulunma sırrı ve "Onur" ile "Tarık" isimli iki sivil şahsın baglantıları konusunda inceleme yapamayacak.

Sivil savcılık sadece kazayı inceleyecek. Bütün delillerin Askeri Savcılık tarafından alındığı öğrenildi.

İzmir-Çanakkale yolunda ilginç tank hareketliliği

İz­mir-Ça­nak­ka­le yo­lu üze­rin­de­ki tank ha­re­ket­li­li­ği dik­kat çek­ti. İz­mir'in Ber­ga­ma il­çe mer­ke­zin­de 13 zırh­lı ara­cın park et­me­si, bi­raz ile­ri­de­ki fiak­ran Kav­şağı'nda ise 4 tan­kın kar­şı­lık­lı dur­ma­sı, ay­rı­ca Zey­tin­dağ böl­ge­sin­de de zırh­lı araç­la­rın park et­me­si gö­ren­le­ri şaşırttı.

Ba­sı­na ha­ber ve­ren va­tan­daşlar, "Sorduk, sel su­la­rı­ yo­lu ka­pat­tığı için ge­çe­me­dik­ dediler. Bi­zim araç­la­rı­mız geç­ti ama tank­lar ge­çe­me­miş" de­di.

Ber­ga­ma Kay­ma­ka­mı Ah­met Er­tan Yü­cel ise aşırı yağışlar se­be­biy­le sel su­la­rının yo­lu ka­pat­tığını ve ge­çi­şi bir sü­re­li­ği­ne dur­dur­du­ğu­nu açıkladı.

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37867] Hayatında hiçbir savaşı kazanamamış İsmet Paşa nasıl kahraman yapıldı?

Posted: 14 Feb 2010 09:25 AM PST

İsmet Paşa nasıl kahraman yapıldı?


Hayatında hiçbir savaşı kazanamamış olan İsmet İnönü tarih kitaplarımızda yere göğe sığdırılamazken, girdiği bütün savaşları kazanmış olan Kâzım Karabekir nedense birkaç satırla geçiştirilir? Mustafa Armağan'ın yazısı..

 

İsmet Paşa nasıl kahraman yapıldı?

Mustafa Armağan'ın yazısı...

"Hayatında hiçbir savaşı kazanamamış olan İsmet İnönü tarih kitaplarımızda yere göğe sığdırılamazken, girdiği bütün savaşları kazanmış olan Kâzım Karabekir nedense birkaç satırla geçiştirilir."

Geçenlerde Ülke TV'de beraber program yaptığımız sevgili Turgay Güler'in bir sorusuna bu cevabı verince 'Vay, sen Paşamızın İnönü savaşlarındaki dehasını nasıl olur da inkâr edersin?' diyenler olmuştu. Ne de olsa İsmet Paşa bu ülkenin şerbetlilerindendir, Nimet Arzık'ın harika tespitiyle söylersek 'Son Padişah'tır' değil mi?

Ekim 1917'de 3. Kolordu Komutanı olarak Filistin cephemizin yarılıp çökmesine sebep olan Birüsseba bozgunundaki hataları bir yana, Eskişehir-Kütahya muharebelerindeki beceriksizliğine ne demeli? Merak etmeyin, bu dosyaları zamanı geldiğinde açacağız. Ancak konumuzu fazla dağıtmadan, Atatürk'ün kendisine soyadı olarak verdiği İnönü savaşlarını kazanan kişinin gerçekte İsmet Paşa mı yoksa başkası mı olduğunu biraz sorgulayalım.

Dikkatimi çeken bir nokta, bizim hangi metne, ne kadar güvenebileceğimiz konusundaki kuşkularımı derinleştirdi. Aynı yazarın iki ayrı zamanda yazdıkları arasında bu kadar zıtlık bulunması çok ilginçti. Kimden mi söz ediyorum? Eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Tevfik Bıyıklıoğlu'ndan.

Bıyıklıoğlu asker kökenli bir yazar. Atatürk döneminde bir süre Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği yapmış. Dolayısıyla sözüne güvenilmesi gerekir diyorsunuz; ama hangi sözüne? Mesele burada.

"Resimli Tarih Mecmuası"nın Mayıs 1954 tarihli 53. sayısını açıp Bıyıklıoğlu'nun "Atatürk ve İnönü muharebeleri" başlıklı yazısını okuyorsunuz. Yazıda İnönü 'zaferleri' İsmet İnönü'ye mal ediliyor büyük ölçüde.

Ancak Bıyıklıoğlu'nun bir de "Harp Notları" vardır ki, bunları sadece yakınlarıyla paylaşmıştır ve orada tam tersini yazmış, İnönü zaferlerinin İsmet Paşa ile hiç ilgisinin bulunmadığını, diğer adsız kahramanlar olmasaydı kaybedileceğini söylemiştir.

Bu nasıl bir sansürdür ya Rabbi! Övdüğün adamın ne mal olduğunu aslında biliyorsun ama yazmıyorsun, sonra notlarında onun ne mel'un biri olduğunu kaydediyorsun. Zaten bunun için tarihimiz ayağa kalkamıyor ya.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, "Politikada 45 Yıl" adlı hatıralarında başından geçen eğlenceli bir olayı aktarır. II. İnönü Savaşı sırasında güney cephesi komutanı olan Refet Bele ile konuşan Yakup Kadri, Paşa'dan bir yazısında İsmet Bey'i 'millî kahraman' ilan ettiği için zılgıtı yer. Şairane bulmuştur yazısını. Bunun üzerine yazarımız, iyi ama der, o zaman Atatürk'ün İsmet Paşa'ya çektiği o ünlü telgraf da mı şiirdir? Asıl telgrafa kahkahalarla gülen Refet Paşa, "Ona ne şüphe!" der, "Bahsettiğiniz telgrafı yazanın da sizin edebiyat arkadaşlarınızdan biri olduğunu bilmiyor musunuz?"

http://www.timeturk.com/images_1/news/140220101253228648435_3.jpg

Tevfik Bıyıklıoğlu (solda), savaş sırasında İsmet Paşa'yla birlikte (Hayat Tarih Mecmuası, 3, Nisan 1969

İyiden iyiye meraklanmıştır "Yaban" yazarı. Bir Nisan şakası gibidir cevap. (Telgrafın çekiliş tarihi de 1 Nisan 1921'dir!) Meğer İnönü'ye, içinde "Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz" övgüleri geçen telgraf aslında Mustafa Kemal Paşa tarafından değil, onun isteğiyle Hamdullah Suphi Tanrıöver tarafından yazılmıştır.

Hem, der Refet Paşa, o telgrafta bir adres yanlışlığı da vardır. Aslında İsmet Paşa'ya değil, İnönü zaferinin gerçek kahramanı olan Miralay Fethi'ye çekilmeliydi. Zira Yunanlılar karşısında hezimete uğrayan kuvvetlerimiz, Fethi Bey'in aldığı inisiyatif ve gösterdiği gayret sayesinde savaşı kazanmışlardır (Paşa sonra bu gerçek kahramanın Yarbay Atıf olduğunu söyleyecektir).

TBMM tutanaklarını okuduğunuzda Meclistekilerin İnönü zaferini Fevzi Çakmak'ın kazandığından söz ettiklerini görüp şaşırırsınız. Nitekim İsmet Paşa da bir telgrafında 'yüksek stratejisiyle savaşı kazandıran' kişinin Fevzi Çakmak olduğunu açık seçik yazar. Bolu milletvekili Yusuf İzzet de zaferi Fevzi Paşa hazretlerine borçlu olduklarını açıkça söyler. Gariptir, tutanaklarda İsmet Paşa'nın ismi hiç geçmez. Herkes Fevzi Paşa'yı kutlar; hatta Paşa bu zaferinden dolayı terfi bile etmiştir.

İsmet Paşa'nın askerî hataları o kadar göze batar olmuştur ki, Eskişehir-Kütahya muharebelerini kaybettiği için Temmuz 1921'de Genelkurmay Başkanlığı elinden alınmış ve Garp Cephesi Komutanlığı kalmıştır üzerinde. Yenilgileriyle şöhret bulmuş ve Meclis'te aleyhine kalın bir cephe oluşmuştu. Muhalefetin yoğun tepkisi yüzünden ilk Başbakanlığı çok kısa sürdü. Şeyh Said isyanı üzerine Fethi Okyar'ın yerine yeniden Başbakanlık koltuğuna oturdu. Böylece cephelerde gösteremediği zafer kazanma becerisini entrikalarda gösterdi. Bu 'zafersiz kahraman' unvanı ölümüne kadar sürüp gidecekti.

TTK Başkanı Bıyıklıoğlu'nun özel notlarına dönecek olursak, İnönü hakkındaki sözleri yenir yutulur cinsten değil.

Ona göre İnönü'ye Atatürk'ün kontrolünde dura dura bir aşağılık kompleksi gelmişti. "İsmet Paşa'nın başlıca vasfı, yakın arkadaşlarına karşı nankörlüğü ve vefasızlığıdır." Birinci İnönü zaferinin gerçek kahramanı Yarbay Atıf Bey'e bu sebeple takdir vereceğine, zaferden hemen sonra apar topar emekliye sevk ettirmiştir. Refet Paşa'yı Güney Cephesi komutanlığından aldırmasının altında da aynı kıskançlık yatmaktadır.

Velhasıl, İsmet Paşa'nın, sivrilen insana tahammülü yoktur. Cumhurbaşkanlığı döneminde Atatürk'ü hafızalardan silmek istemesi de bununla alakalıdır.

Genelkurmay Başkanlığı görevinden resmen alınmasına yol açan Eskişehir-Kütahya yenilgisini bile tarih kitaplarında bir başarı gibi okutan adamdan ne hayır gelir? Tarih Kurumu eski başkanı ne kadar haklı: "İsmet Paşa'nın bu muharebelerdeki kötü yönetimi, en ünlü komutanı bile Divan-ı Harp huzurunda mahkûm edecek kadar ağırdır. Bundan sonra ne Sakarya'da, ne de Büyük Taarruz'da kendi başına bırakılmamış"tı.

Tevfik Bıyıklıoğlu'nun ağzının içinde dolandırdığını ben azad edeyim bari:

Bu vahim hataları bir başkası yapsa çoktan ipi boylardı ama aynı hataları yapan İsmet Paşa millî kahraman ilan edildi.

Yeter mi, anlatmaya devam edeyim mi?

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37873] Ülkücüler Kenan Evren'i affetmemeli

Posted: 14 Feb 2010 09:24 AM PST

Ülkücüler Kenan Evren'i affetmemeli

 

Teoman, Evren'i alkışlayan çocuklar, coplarla tecavüz eden gardiyanları da alkışlıyor. Ülkücüler, coplu tacizleri anlatırken ağlıyorlardı, diyerek Ülkücülere seslendi: Bu iş...

 

'Kenan Evren'i alkışlayan üniversite öğrencilerine 'Salak' diyen Teoman, Bugün Gazetesi'nden Şebnem ÖZCAN'a konuştu.

İŞTE O RÖPORTAJ:

'Salak kelimesi onlar için iltifat sayılır...'Kenan Evren'i alkışlayan üniversite öğrencilerine 'Salak' diyen Teoman, zehir zemberek sözlerle darbecileri yerden yere vurdu.İşte çok konuşulacak röportaj...

Bu röportaj Teoman adına milat olacak! Onun 'Savaşçı' yönüne tanık olup şaşıracaksınız! Nasıl Fransızlar'ın tarihinde düşmana karşı kılıcını eline alıp cesurca sallayan Jeanne Darc'ları varsa, artık bizim de giyotin gibi keskin diliyle kendince yanlışı doğrudan kesip atan bir Teoman'ımız var. O hiç olmadığı kadar şeffaf ve net! Eminim her satırını nefes nefese okuyacaksınız!

Size, Rock müziğinin 'Asi Çocuğu' diyorlar bunu hak edecek ne yaptınız?

Bana herkes öyle davranıyor ama ben kendimi asi biri gibi görmüyorum. Benim, "Gerçek asi" dediğim insanlar var, onlar sisteme toptan karşıdır. Bende öyle şeyler yok. Ben sadece, canımın istemediği şeyleri yapmam. Kimileri buna "Şımarıklık", kimileri "Asilik" diyor. Asi olmak gibi bir hedefim de yok.

Sözünüzü esirgemediğiniz için mi acaba?

Utanıyorum birilerinden bir şeyleri gizlerken. Ama buna kim karar verecek? Paparazziler değil! Ben diyorum ki, "Beni seviyorsanız benim kusurlarım da var ve onları saklamayacağım. Ona göre beni seversiniz, sevmezsiniz. Ama ben, siz beni sevin diye takla atmayacağım."

Kenan Evren'e çattınız! Onun, 1980 ihtilalinden pişmanlık duymaması sizi çıldırtıyor mu?

Çıldırtıyor. Sinirime dokunuyor. Ben aslında büyük bir laf ettiğimi düşünmüyorum. 1980'deki bu işin acısını çekmiş o kadar çok kişi var ki! Birincisi; ben bir insan olarak bir şey söyledim. Kenan Evren beni hapse mi attı? Annemi hapse mi attı, işkence mi yaptı? Hayır! Ama başkalarına yaptı.

Neden korktuğumuzu bilmediğimiz bir dönemdi. Ürkek yaptılar, bütün toplumu hasta ettiler. O keyfi hareketleri yapan, zekası da harika (!) olmayan Kenan Evren, Türkiye'nin başına geçti, kendisini ikinci Atatürk zannetti, tırnağı olamayacakken. "Büyük bir Atatürkçü" olduğumdan söylemiyorum bunu.

Çocuktum ama birinin zeki, diğerinin olmadığını görecek yaştaydım. Kenan Evren ve şürekası bu ülkeye acayip kötülükler yaptılar. Kendini zeki zanneden, anaokulu seviyesinde beyne sahip biriydi. Kötü bir insan olmasının yanında en kötüsü; gücü vardı.

KENAN EVREN ÖLMEDEN ÖNCE UTANIP ÖYLE GÖÇSÜN

Anarşist bir yapınız var . Ne yapmak lazım sizce?

90 yaşındaki adamı hapse atsınlar diye söylemiyorum ama en azından ölmeden önce, utansın, yüzüne tükürülsün ve sonunda bu dünyadan bir fare gibi göçüp gitsin istiyorum.

Kenan Evren adı hiç de iyi anılmayacak biri olacak. Çocukları, torunları utanacak ondan. Ama ben, o ölmeden bunları görsün ve rezil olsun istiyorum. İnşallah da uzun yaşar utancıyla beraber.

REZİL EDİLMELİLER

O dönemin gerekliliğini savunanlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sağ-sol kavgası darbecilerin bahanesi olamaz. Ben zaten darbeye değil, sonrasındaki hoyratlığına, sadizmine, vahşetine, üçkağıtçılığına, kendini zeki zanneden gerizekalılıklarına ve yüzsüzlüklerine takığım 12 Eylülcüler’in. Vicdanlarda yargılanmalılar, rezil edilmeliler.

Bu iş solcuların üstüne kalmasın. Ülkücüler devlete karşı akıldışı aşırı sadakatlerinden dolayı devleti affedeceğiz derken, Kenan Evren gibi bir adamı da affetmemeliler. Onları da copla taciz ettiler, Evren ve katilleri...

Mahkeme tutanaklarını okudum. O ülkücü çocuklar, işkencecilerin coplu tacizlerini anlatırken ağlıyorlardı. Ve bunu mantıklı bir nedenden yapmadılar, sadist oldukları için yaptılar.

İNSANLARA DIŞKI YEDİRDİLER

“Devleti devireceklerdi, etrafta insanlar ölüyordu" diye şöyle dört satırlık durum çizdiler. Öyle olmadı ki. İnsanlığa karşı hayvanlar tarafından yapıldı. Soru bile sormadılar. Sadece işkence ettiler, tecavüz ettiler, lağımlara sallandırıp dışkı yedirdiler, öldürdüler.

Hesap sorulamadığını görünce de kasım kasım kasıldılar, alkışlandılar, Marmaris'e gittiler, resimler yaptılar. Üniversiteli çocuklar bunları alkışlıyor! Yani bu benim dayanabileceğim bir şey değil.

SANATÇILAR SELÜLİT VE CİP DÜŞÜNÜYOR

Sizden başka hiçbir sanatçı kalkıp bunları bu şekilde dile getirmedi, size destek çıkan da olmadı, sebep ne düşündünüz mü?

Benim sanatçıdan saydıklarım benle aynı düşünüyor. Geri kalanlar da selülit, cip, ‘Türkiye'nin en güzel kadını benim’ gibi meselelerle uğraşıp, ‘Sanatçı halka örnek olmalıdır’ diyorlar. Ama aralarında 'Mor ve Ötesi' gibi benden çok daha fazla bu işlerle uğraşanlar var Allah’tan... Gencecik de çocuklar... Harun'a söyleyeceğim, üniversite konserlerinde çeksin fırçasını çocuklara, okumuş cahil olmasınlar diye!

İŞKENCENİN ZEVKİNİ ÇIKARDILAR

Siz neler yaşadınız?

Ergenliğimin başlarında, 12 Eylül belası geldi başımıza.

Tamamen yeteneksiz, zekası kıt, kalpsiz insanlar tarafından yönetildik. İşin kötüsü, zevkini çıkardılar işkencenin, kendilerini bir şey zannettiler. Berbat tiplerdi, Türkiye'yi mahvettiler. Genç kızları alıyorlar tecavüz ediyorlar. Baba oğlu alıyorlar, ayrı ayrı dövüyorlar.

Bunlar normal insanın dayanabileceği şeyler değil. Üniversitedeki, Evren'i alkışlayan çocuklar, coplarla tecavüz eden gardiyanları da alkışlamış oluyor. “Salak” lafına alınmışlar, böyle birini alkışladıktan sonra, benim lafım onlara iltifat olarak gelmeli!

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37883] 'Ya başörtüsünü çıkarsın ya da...'

Posted: 14 Feb 2010 09:23 AM PST

Zaman Gaztetesi yazarı Mustafa Ünal köşesine uzun zamandır gündemde olan başörtüsü konusunu köşesine taşımış ve ülkemizin içinde bulunduğu durumu açıkça da ortaya koymuş.

Görev için Heybeliada'ya giderken ailesini de götürmeye karar verdi. Eşi ve iki çocuğuyla birlikte askerî tesise yerleşti. Önce adada kısa bir gezinti yaptılar. Karınları acıktı. Akşamüzeri yemek için gazinoya geçtiler.

Her şey normal görünüyordu. Bir olağanüstülük yoktu. Kendilerine ayrılan masaya oturdular. Kızının gözü dönen tavukta idi, 'Babacığım ben bu tavuktan istiyorum' dedi. 'Peki' dedi. Servisler açıldı, garsonlar siparişleri aldı. Hayret, uzunca bir müddet geçti, ancak masaya uğrayan yok. Bir bardak su bile konmadı. Neden sonra bir şeylerin ters gittiğini anladı. Tesisin müdürü Necmi Üsteğmen arkadaşıydı.

Onun çağırdığını söylediler, gitti. Duydukları karşısında dondu kaldı, ne yapacağını bilemedi. Necmi mahcup bir sesle 'İskenderciğim gel bizim eve gidelim, istersen seni misafir edeyim' dedi. Ama gazinoda yemek yiyemezsin... Çünkü dedi; 'Okul komutanı telefon etti, eğitim komutanı gelecekmiş, eşini böyle görürse komutan fırça atarmış, ya başörtüsünü çıkarsın ya da şimdi gazinoyu, yarın da motorlar çalışmaya başlayınca moteli terk etsin diyor'.

Mesele anlaşıldı. Eşi başörtüsünü çıkarmayacağına göre geriye tek seçenek kalıyordu. Çevredekilerin şaşkın ve alaycı bakışları arasında gazinoyu terk etti. Babalık psikolojisi... Kızına tavuk yediremediğine üzüldü. O gece bütün adayı dolaştı, ancak kızarmış tavuk bulamadı.

Bu anlattığım İskender Pala'nın kitabından sadece bir sayfa... Herkes onu akademik kimliğiyle bilir. Divan edebiyatı deyince ilk akla gelen isimlerden. Oysa Pala'nın pek bilinmeyen başka özelliği de var: Askerî kimliği... Üniformayı sonradan giydi. Akademisyenlik hayalleri kurarken askerî sınavı kazandı, Heybeliada'daki Deniz Lisesi'ne edebiyat öğretmeni oldu. 12 Eylül'den hemen sonra. Şubat soğuğunda sorgusuz sualsiz kapının önüne kondu.

Askeri şûra toplantılarının ardından 'disiplinsizlik nedeniyle şu kadar subayın orduyla ilişkisi kesildi' haberlerine aşinayız. Meğer bu soğuk haberin arkasında ne tür dramlar gizliymiş. İhraçların, rakamların ötesinde çok derin anlamları varmış. Az çok tahmin etmek mümkün ama bu kadarını beklemiyordum. İşte İskender Pala'nın anlattıkları... 'Atıldıysa hak etmiştir' diyenlerin bile duyarsız kalamayacağı bir insan öyküsü.

Ehliyetine söz söyleyen yok. Eserleri ortada. Vatanperverliği tam, yüz üzerinden yüz. Çalışkanlığını konuşmak abes, onun gibisi yok. Arkadaşları, en tepedeki komutanları şahit... 'Deniz Kuvvetleri'nin gururu' diye bakanların sayısı az değil. Herkesin takdirini kazanmış.

Özel misyon bile üstlenmiş. İşte kitaptan bir sayfa daha... Yıl 1996. Üzerinde kara bulutlar dolaşmaktadır. Gece telefonu çalar. Karşıdaki kişi 'Yarın Ankara'ya komutanlığa gelin' deyince içi cız eder. Evden ayrılırken eşine 'Yarın telefon etmezsem, çocukları al ve lojmandan ayrıl' der. Meseleyi öğrenince rahatlar. Amiral 'Seni komutanımız Güven Erkaya'nın emriyle çağırdık' der. Söz konusu olan bir devlet işidir...

Türkiye ile Yunanistan arasında Kardak krizi patlamak üzere... Deniz Kuvvetleri, İskender Pala'dan Osmanlıca bildiği için Kardak adasının mülkiyeti konusunda araştırma yapmasını ister. Bazı özel ve gizli bilgilere de ulaşır. Unutması gerektiğini düşünür ve bir daha hatırlamamak üzere unutur. Kardak konusunda Türkiye'nin elini güçlendiren bilgi ve belgeleri an be an Güven Erkaya'ya iletir. Çalışmasını başarıyla tamamlar.

Bu olaydan 11 ay sonra şubatın soğuğunda komutanı Güven Erkaya'nın imzasıyla ordudan ihraç edilir. Suçu mu? Eşinin başörtülü olması, kızının imam hatipe gitmesi, namaz kılarken bir defa görülmesi... Osmanlıca bilmesi de sayılabilir. İki darbe arasındaki zaman dilimini 'İlginç zamanlar' diye tanımladı. Ve yaşadıklarını kitaplaştırdı. Üniformalı 15 yılın hikâyesi bu... Masal değil hepsi gerçek. Akıcı bir üslup, dokunaklı bir öykü...

Kitap İskender Pala'yı değil Türkiye'yi anlatıyor. Herkes okumalı. Özellikle de ihraçların altına imza atan, kuvvet komutanları, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül...

MUSTAFA ÜNAL - ZAMAN

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37876] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Posted: 14 Feb 2010 07:08 AM PST

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Link to ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Re: 'TARAF, HAZİNE YARDIMIYLA KURULDU'

Posted: 14 Feb 2010 06:48 AM PST

Helali hoş olsun.Hazine yardımı analarının ak sütü gibi helal olsun.TARAF bu ülkede tarih yazıyor.Postal fetişistleri istediği kadar iftira atsın hepsi delikanlı mert çocuklar.Taraf okuyun beyninize daha fazla oksijen gitsin.TARAF BU ÜLKEYE KARŞI YAPILAN İHANETLERİ ŞEREFSİZLİKLERİ DEŞİFRE EDİYOR.BUNDAN NEDEN RAHATSIZ OLUYORSUNUZ.

--- On Sun, 2/14/10, aslantoygun <ppolat1994@gmail.com> wrote:

From: aslantoygun <ppolat1994@gmail.com>
Subject: 'TARAF, HAZİNE YARDIMIYLA KURULDU'
To: "Abdullah ÇETİNER" <abdullahcetiner@hotmail.com>, "ADNAN ATAKUL" <adnanatakul777@msn.com>, "AHMET DAL" <drahmetdal@hotmail.com>, "AHMET HOCA" <carkitkanarya@hotmail.com>, "AHMET KARAŞAHİN" <ah.karasahin@hotmail.com>, "Ateş SUNEREN" <s.eren26@gmail.com>, "ATİLLA URAL" <atilla2207@gmail.com>, "Ayhan IŞIK" <akare1234@hotmail.com>, "Ayhan İnanlı" <ainanli@hotmail.com>, "cem" <cepolat@gmail.com>, "Cenk Polat" <ccenk.polat@gmail.com>, "Coşkun Sarıoğlu" <vethek.cs67@hotmail.com>, "DEVRELERİM" <kho@yahoogroups.com>, "Devrim ERŞAR" <ersar65@gmail.com>, domino_etkisi@googlegroups.com, "ERDOĞAN AKDUMAN" <erdoganakduman@hotmail.com>, "FATİH BEYİT" <skyriver14@gmail.com>, fatih_kobul@hotmail.com, fidanmer@gmail.com, habibbadem@hotmail.com, "HASAN CEYLAN" <hceylan1992@hotmail.com>, "Hasan KAMBUROĞLU" <ddrhasan@gmail.com>, "HASAN KOYU" <hasankoyu@hotmail.com>, hayelax@googlegroups.com, "hüdai polat" <hdplt66@hotmail.com>, "İBRAHİM OĞUZER" <oguzer@msn.com>, "iLHAN ACAR" <ilhanacar2006@hotmail.com>, "İlteriş" <eitekerek@hotmail.com>, kenantemiz@gmail.com, "MEHMET KARA" <mehmetkara20@hotmail.com>, "MURAT ACER" <acercambaz@hotmail.com>, "MURAT ASTSUBAY" <murat_5679@hotmail.com>, "Murat KUYUMCU" <drmkuyumcu@yahoo.com>, "Mustafa ARTUÇ" <vatanbayrak1@gmail.com>, "MUSTAFA ERZURUM" <baltacimustafa_13@hotmail.com>, "Mustafa Işık" <misik98@hotmail.com>, "MUSTAFA ÖZERTEM" <mozertem@hotmail.com>, "Mustafa ŞEN" <drmsen@hotmail.com>, "MUSTAFA TÜRKMEN" <turkmenmustafa1907@hotmail.com>, "MUZAFFER TURUNÇ" <mmuzafferturunc@hotmail.com>, "Nail Hoca" <nailfirlayis@gmail.com>, "NECDET AYDOĞDU" <detay_1@yahoo.com>, "ÖZGÜR KÜÇÜK" <ozgur-kucuk@hotmail.com>, "Sabri Duman" <sabriduman07@hotmail.com>, "sedat çolak" <albaycolak@hotmail.com>, "SEVİLAY İNANLI" <svlyinanli@hotmail.com>, "ŞÜKRİYE ÇULHACI" <sukriyeculhaci@hotmail.com>, "Tansel KAVUT" <tanselkavut@hotmail.com>, "TARIK ÖZBEY" <tarikozbey@hotmail.com>, "TAYFUN TEPE" <tayfun_tepe@hotmail.com>, "Toygun'um Ali DİNÇER" <toygundincer@hotmail.com>, "Tuncer Derinler" <tuncerderinler@hotmail.com>, "Uğur Sarıtaş" <ugursaritas@gmail.com>, "UĞURCAN GENCAY" <ugurcgen@hotmail.com>, "ULVİ ÇELİK" <ulvicelik@msn.com>, "uygur" <ylcnolmez@gmail.com>, "Varol BUYUKDOGAN" <drvarol@hotmail.com>, yakamozz_fb@hotmail.com, "Yavuz Ercil" <y_ercil@yahoo.com>, "YÜKSEL AKSÖZ" <yukselaksoz@hotmail.com>
Received: Sunday, February 14, 2010, 1:14 PM

İşte, Taraf'a verilen 'Hazine Yardımı'nın belgesi...

Alkım Basım Yayın Dağıtım Ticaret Ltd. Şirketi'nin hazineye yaptığı başvuru kabul ediliyor.

Taraf Gazetesi, yayın hayatına başladığı ilk günden itibaren Türkiye'nin gündemi de karıştı..
Kavramlar birbirine girdi, ortalığı toz bulutu kapladı..
Taraf'ın her hafta ortaya attığı iddia Türkiye'yi kaosa sürükledi...
Belgeler, imzalar havada uçuştu...
İddialar da öyle..
Ama hiç biri sonuca ulaşmadı..
Neden mi "Fikri Takip" olmadığı için elbette..
Neyse, konumuz bu değil..
OdaTV bugün öyle bir belge yayımladı ki ortalık fena karışacak gibi..
Belgenin içeriği Taraf gibi oldukça ilginç.
Meğer, gazete kurulmadan önce teşvik almış..
Nasıl mı ?
İŞte az önce odatv'de yer alan o haberin ayrıntıları:<

Tarih 15 Ocak 2007…
Alkım Basım Yayın Dağıtım Ticaret Ltd. Şirketi'nin hazineye yaptığı başvuru kabul ediliyor. Şirket, yapacağı yeni yatırımlar için hazineden teşvik alıyor.
Ne kadar mı?
Tam 3 trilyon 653 milyar 543 milyon Eski Türk Lirası.
Yani günümüzün parası ile yaklaşık 4 milyon TL.
Ne için alıyor Alkım Yayınları bu teşviki?
İthalat mı yapıyor? İhracat mı yapıyor?
Hayır, hiçbiri için değil.
Yeni yatırım yaptığı için.
Ne yatırımı?
Alkım Basım Yayın Dağıtım Ticaret Ltd. Şirketi'nin yaptığı özel bir tesis için bu yardım alınıyor.
Ne tesisi belirtilmiyor.
Ancak 85530 No'lu teşvik belgesinde tesiste nelerin olacağı belirtiliyor:
"120 KİŞİLİK Okuma Bölümleri,
48 KİŞİLİK Okuma Tiyatrosu,
72 KİŞİLİK Seminer Salonu, Sergi Salonu
3 ADET Çalışma Odası
5 ADET Aktivite Odası"
Bu kadar da değil, bu yeni tesiste tam 100 kişi istihdam edilecek.
100 kişinin çalışacağı bu dev tesis ne olabilir?
Herkesin merak ettiği dev tesis için şirketin verdiği adres "Mühürdar Caddesi no.60 Kadıköy/İstanbul".
Peki, daha önce Alkım Kitabevi'nin olduğu bu adreste yeni olarak ne kuruluyor?
Teşvikten tam 10 ay sonra, 15 Kasım 2007 tarihinde Taraf Gazetesi kuruluyor.
Bir kısım medya vergi cezaları ile baskı altına alınırken, Taraf'ın kuruluşu öncesinde Alkım Basım Yayın Dağıtım Ticaret Ltd. Şirketi'ne can suyu hazine tarafından veriliyor.
Taraf Gazetesi, aldığı siyasi destek, basıldığı matbaa, yapılan dağıtım, yandaş şirketler tarafından verilen yardımlar dışında ilk desteğini hazineden alıyor.
Kısacası Taraf, AKP'nin kucağına doğuyor.


İşte olay yaratacak o belge:



odatv


--
๑۩۞۩๑ஐ..ATATÜRKÇÜLÜK TÜRKİYE'NİN ŞAH DAMARIDIR. KESİLİRSE,  CUMHURİYETTE HAYAT SON BULUR...๑۩۞۩๑ ஐ


Instant message from any web browser! Try the new Yahoo! Canada Messenger for the Web BETA

İran'da GMAIL Devri Bitti

Posted: 14 Feb 2010 06:03 AM PST

İran'daki telekomünikasyon şirketi, ülkede Google'a ait "Gmail" e-posta hizmetine son verdiğini açıkladı. İran'ın, bu uygulamayla hükümet karşıtı protestoları engellemek istediği tahmin ediliyor.

Çarşamba günü, İran'daki telekomunikasyon şirketinin, Google'ın Gmail hizmetine tamamen son verdiği ve İran halkı için yerel bir e-posta sağlayıcısı oluşturacakları bildirildi. The Wall Street gazetesinde yayımlanan haberden sonra, Google şirketi şu açıklamada bulundu: "İran'daki kullanıcıların Gmail'e erişemediği haberini aldık. Kullanıcı trafiğinde belirgin azalma olduğunu belirledik ve kendi ağımıza baktığımızda hiçbir sorun yoktu."

Sorunun tamamen İran'dan kaynaklandığını bildiren Kaliforniya tabanlı dev internet şirketi, "Hizmetimizde bir sorunla karşılaştığımız anda, bunu hemen çözmeye çalışırız;çünkü dünyanın her yerinden insanların serbestçe iletişim kurabilmesi gerektiğine inanıyoruz. Üzülerek belirtiriz ki, bazı durumlarda işler bizim kontrolümüzde olmuyor" dedi.

The Wall Street'te yayımlanan habere göre, kimliği belirtilmeyen İranlı bir yetkili,  yerel internet teknolojisini geliştirmek istediklerini ve halkla hükümet arasındaki güven duygusu artırmak için bu önlemi aldıklarını belirtti.

MUHALİFLERE SIKI YÖNETİM

İran'da konulan bu yasağın, halkın İslâm Devrimi'nin 31. Yılını kutlamak için sokaklara dökülmesinden bir gün önce çıkarıldığı dikkat çekti. İran'ın, bu kararla, hükümet karşıtı gösteri plânlarını engellemeye çalıştığı tahmin ediliyor.

12 Haziran'da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerine hile karıştırıldığını ileri süren muhalefet destekçileri,  o tarihten beri her fırsatta Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejat karşıtı protestolar düzenliyor. Seçim tarihinden beri düzenlenen protesto gösterilerinde, onlarca kişi öldürüldü ve yüzlerce kişi yaralandı. 27 Aralık'ta yapılan Aşure Bayramı kutlamalarında ise, muhalefet grupların hükümet aleyhinde yaptığı protesto gösterisi yapmış, polisle çıkan çatışmada sekiz kişi hayatını kaybetmişti.

İran'daki muhalefet destekçileri, iletişim kurmak için Google'a ait YouTube sitesinden olduğu gibi, Twitter, Facebook ve diğer hizmetlerden de faydalanıyor.

[anadoluhaber:37865] ADD'nin örtü üç kağıdı!

Posted: 14 Feb 2010 04:39 AM PST

ADD’nin örtü üç kağıdı!
 
Geçtiğimiz Pazar günü Ankara’da gerçekleştirilen Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Yönetim Kurulu Toplantısı’nda skandal kararlar alındığı ortaya çıktı. Liderliğini Ergenekon tutuklusu Şener Eruygur’un yaptığı ADD tarafından alınan kararların bir kısmının deklare edilmediği öğrenilirken, kamuoyundan gizlenen ve karar defterine işlenen kararların başında başörtüsü düşmanlığı geliyor.
 
MEHMET NEDİM ASLAN / LONDRA

ADD’ye üye olabilmenin önşartının ‘başörtüsüz’lük olmak olduğunun belirtildiği 21 Nolu kararın 9. maddesinde İslâm’ın emri örtüden sıkmabaş ve türban olarak söz ediliyor. Kararda şu ifadelere yer veriliyor: “Genel merkez üyelik kabulü için şubelerden gönderilen türbanlı ve sıkmabaş kayıtlarının reddedilmesine oybirliği ile karar verilmiştir.”

“YAZILI HALE GETİRMESEK, ZATEN UYGULUYORUZ”
Kararı koyma konusunda örtü düşmanlığında ısrarlı davranan grup, iğne kullanmadan çene altı bağlayan kadınların da derneğe alınmayacağını deklare ederek, bunun da karar defterine işlenmesini önerdiği bilgisine ulaşıldı. Alınan ilk yazılı kararın gündeme gelmesinden ve toplum vicdanında sorgulanmaktan korkan ADD’li muhalif bir başka grubun bugüne kadar zaten yazılı olmasa da kendi kurallarını işlettiklerini; ancak bunların yazılı hale gelmesinin, derneğin toplum gözündeki inandırıcılığını kaybettireceğini dile getirerek, genel yönetim kurulunca alınan ‘insanlık dışı kararın’ yazılı hale getirilmesine karşı çıktıkları öğrenildi.

GATA FORMÜLÜ İLE GÖSTERMELİK YUMUŞATMA
Olası tepkilere karşı kararın yumuşatılması için göstermelik madde ekleme teklifinde bulunan grubun ise gündeme GATA formülünü getirdikleri öğrenildi. Getirilen formül üzerinde uzun süren tartışmanın ardından göstermelik olarak alınan 11 Nolu kararda, “Bir siyasal simge oluşturabilecek şekilde türban anlamına gelmeyen geleneksel Anadolu kadınının başörtüsü ile fotoğraf verenlere kimlik düzenlenerek üyeliğine kabulüne oy çokluğu ile karar verilmiştir” ibarelerine yer verildi.

“ÖRTÜNÜN HER TÜRLÜSÜNE KARŞIYIZ”
Bu karardan memnun olmayan Genel Sekreter Yardımcısı Elif Çuhadar ve Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Dedeoğlu’nun “Her ne şekilde olursa olsun, başörtülülerin derneğe alınmaması” yönünde görüş belirterek göstermelik dahi olsa “Anadolu usulü üye kabul edilebilir” karar maddesine şerh koydukları öğrenildi. Toplantı sonrasında ise karar defteri imzalandığı esnada ADD Yönetim Kurulu Üyeleri’nden Suay Karaman, Abdurrahman Kurtaslan, Alparslan Işıklı ve Nuri Osman Apaydın’ın da göstermelik karara şerh koydukları ortaya çıktı.

ARARAT DOĞRULADI
ADD Genel Sekreteri İzzet Polat Ararat, aldıkları iki kararı Vakit’e doğruladı. Örtünün siyasi bir simge olduğunu öne süren Ararat, “Üyelerimize verdiğimiz kimlik var. O kimliklerde kullanılacak fotoğrafların türbanlı olmamasına karar verdik. Bizler Atatürkçüyüz. Siyasi simgeyi kabul etmiyoruz” dedi.


--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37864] Örtbas olmasın: Esrarengiz 'askeri' kaza!

Posted: 14 Feb 2010 04:36 AM PST

Esrarengiz 'askeri' kaza!
 
Gelibolu'da içinde askerlerin olduğu araç kaza yaptı. Bagajdan TR rumuzu olmayan iki sivil plaka, tümgeneral forsu ve biri ruhsatsız iki tabanca çıktı. Plakalardan biri amiral eşine kayıtlı. Askeri savcılık olaya el koydu.
 
Çanakkele’nin Gelibolu ilçesinde ilginç ve sırlarla dolu bir kaza meydana geldi. Astsubay Üstçavuş Atıl Şahin yönetimindeki 06 EU 2563 plakalı Renault marka otomobil, Çanakkale’den İstanbul istikametine seyir halindeyken Gelibolu yakınlarında kaza yaptı.

Önceki gün akşam 17.00 sıralarında meydana gelen kazada Astsubay Şahin yönetimindeki araç, 34 AF 3929 plakalı polis memuru Cumhur Uğur Turkan’ın kullandığı araca çarptı. Araçlar hurdaya dönerken iki araçtaki yaralılar Çanakkale Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.

ARAÇTAKİ SİVİLLERİ TANIMIYOR
Ancak araçta bulunanlar üzerine Gelibolu Cumhuriyet Savcılığı olaya el koydu. Astsubayların bulunduğu aracın içerisinde üzerinde TR rumuzu bulunmayan 06 AC 006 ve 76 AC 790 numaralı iki plaka çıktı. Araçta ayrıca tümgeneral araç forsu ile birlikte Kılınç 2000 ve Zigana marka iki tabanca ve tepe lambası bulundu. Yapılan ilk araştırmada araçtaki plakalardan birinin Deniz Kuvvetleri’nde görevli bir amiralin eşine tahsis olduğu ve silahlardan birinin ruhsatının bulunmadığı belirlendi.

Savcılık araştırmasında asıl ilginç gelişme ise askerlerin bulunduğu araçta bulunan iki sivilin durumuyla ilgili yaşandı. Savcılığın hastanedeki ilk sorgusunda aracı kullanan Astsubay Atıl Şahin’in aracın arka koltuğunda oturan iki sivil şahsın soyisimlerini bilmediği öğrenildi. Aracındaki iki şahısla ilgili hiçbir detaylı bilgiye sahip olmadığı ortaya çıkan Astsubay Şahin’in daha önce çeşitli disiplin sorunları yaşadığı ve SAT Birliği’nden gönderildiği öğrenildi.

SİVİL SAVCILIKTAN ALINDI
Gelibolu Cumhuriyet Savcılığı soruşturmasını sürdürürken, Deniz Kuvvetleri Adli Müşavirliği’nin devreye girerek olayı “askeri malzemeyi çalma” suçu çerçevesinde sivil savcılığın elinden aldığı öğrenildi. Olayı devreden sivil savcılık araçtaki kayıt dışı silah, general forsu, amiral eşinin araç plakasının bağajda bulunma sırrı ve “Onur” ile “Tarık” isimli iki sivil şahsın baglantıları konusunda inceleme yapamayacak. Sivil savcılık sadece kazayı inceleyecek. Bütün delillerin Askeri Savcılık tarafından alındığı öğrenildi.


--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37863] BBP'den Genelkurmay başkanına: Siyasi olarak nemalanmanın devlet adamlığıyla ilgisi yoktur.

Posted: 14 Feb 2010 04:35 AM PST

BBP'den Genelkurmay başkanına tepki!
 
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Yalçın Topçu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un, 'Bildiklerimizi halkla paylaşırız' sözlerine sert tepki gösterdi.
 

Devlet adamının tehdit ve şantaj yapamayacağını dile getiren Topçu, Başbuğ'dan bildiklerini hemen açıklamasını istedi ve aksi halde millet karşısında suçlu olacağını ifade etti.

BBP Genel Başkanı Topçu, parti genel merkezinde yapılan il başkanları toplantısı öncesinde basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, seçimdeki yol haritasını konuşacaklarını ifade eden Topçu, 1 milyon üyeyi hedeflediklerini söyledi. 81 ildeki teşkilatlanmayı tamamladıklarını anlatan Topçu, en son Sinop il teşkilatının da açıldığını belirtti.

Hilallerinin bütün karanlıkları aydınlatacağını söyleyen Topçu, muhalefetin din üzerinden siyaset yapmasını kınadıklarını vurguladı. Gündemin, işsizlik olması gerektiğinin altını çizen Topçu, molotof kokteyl atan çocukların geleceğinin konuşulması gerektiğini ifade etti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşinin, başörtülü olduğu gerekçesiyle GATA'ya alınmamasını değerlendiren Topçu, Erdoğan'ın bu olayla ülkede bazı yerlere başörtülülerin alınmadığını hatırladığını ifade etti. Başbakan'ın, sorunu düzelteceği yerde mağdur rolü oynadığını ileri süren Topçu, "Yaşadıklarımı anlatırsam ülke kaldırmaz" sözlerini eleştirerek kurumlar arası iletişimsizliğin körüklendiğini iddia etti.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un "Sabrımız taşarsa bildiklerimizi halkla paylaşırız" sözlerine de tepki gösteren Topçu, Başbuğ'dan ne biliyorsa hemen açıklamasını istedi. Aksi halde millet karşısında suçlu ilan edeceğini vurgulayan Topçu, bunun da hesabını soracaklarını söyledi.

Basın üzerinden konuşmanın, ileri demokrasilerde bir örneğinin olmadığını kaydeden Topçu, bunu kınadığını ve tasvip etmediğini belirtti. 'Başbakan Genelkurmay Başkanı'yla görüşmüyor mu?' diye soran Topçu, "Devlet adamı tehdit etmez, devlet adamı şantaj yapmaz. Gereken neyse onu yapar. Hukuku harekete geçirir. Siyasi olarak nemalanmanın devlet adamlığıyla ilgisi yoktur. Ülkenin gündemi bu olmamalı." dedi.

Sivil bir Anayasanın şart olduğunu vurgulayan Topçu, 12 Eylül cuntasının yargılanması halinde balans, balyoz heveslilerinin de olmayacağını savundu. Başbakan'ın iradesizlik sergilediğini savunan Topçu, kendilerine gelen bilgilere göre Türkiye'de kayıp çocuk sayısının 7-8 bin olduğunu söyledi. Topçu, "Habur Sınır Kapısı'nda teröriste racon kestiriliyor." diye konuştu.

Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, çocukları askerde olan annelere 'askerlik şubelerine gidin, tepki gösterin' çağrısını eleştirerek, "Bunlarla ilgili ne yaptınız?" diye sordu. Topçu, konuşmasının ardından BBP'ye geçenlere rozetlerini takarak 'inşallah sizleri utandırmayız." diye konuştu.


--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37862] Askeri haracamalar kısılsın Tekel işçilerine, memura, öğretmene zam yapılsın

Posted: 14 Feb 2010 04:32 AM PST

Askeri haracamalar kısılsın Tekel işçilerine, memura, öğretmene zam yapılsın

--
Dr. Tarık Ziya

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Ana Bilim Dalı Başkanı Yardımcısı

Sivil Hastalıkları Mütehassısı

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37861] BU ÜÇ TAY YÜZÜNDEN KIRAT BİR TÜRLÜ ŞAHLANAMIYOR

Posted: 14 Feb 2010 04:22 AM PST

YENİ YAZIM AŞAGHIDKİ LİNTE YAYINA GİRMİŞTİR
YORUM GÖRÜŞ ELEŞTİRİ VE FİKİRLERİNİZ BEKLERİM

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37860] OSMANLI, MİLLİ DEVLET ve ÜMMET.../www.soruyusormak.com

Posted: 14 Feb 2010 03:44 AM PST

Türkiye'de bir kesim insan, her yıl, Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş
gününü hummalı bir faaliyet içinde kutlamaya özen gösteriyor...
Sözünü ettiğimiz bu "özen"in ardında "Laik Cumhuriyet"e alternatif bir
başka model" oluşturma hedefinin yer alması, konuyu basit bir
kutlamanın çok ötesine doğru sürüklüyor...
Mesele, laik Türkiye Cumhuriyeti'ne karşıt bir İslam devleti
yapılanmasına doğru bir yürüyüş ise, vur davula tokmağı, şen olan
hilafet, şen ola...
Bu insanların kafalarına maalesef henüz, Fransız Devrimi'nin tüm uygar
dünyaya armağan ettiği laik cumhuriyet, siyasal demokrasi ve özgür bir
yurttaş çemberinde oluşan çağdaş Milli Devlet ülküsü ulaşabilmiş
değil...
Dertleri dermanları Türkiye'nin laik ve sosyal hukuk Devleti'ni
küçültmek, güçten düşürmek, kemirmek ve eyaletlere bölerek,
"iyonlarına ayırmak"...
Çağdaş Türk milliyetçiliği düşüncesi, aydınlanma devriminin semtine
uğrayamamış olan bu kafalarda hiçbir etki yaratmıyor; hiçbir yansıma
yapmıyor ve hiçbir anlam ifade etmiyor
Tam bağımsızlık düşüncesi, emperyalist baskı ve tehditlere karşı
ulusça direnme bilinci, bu insanlarımızın hem gönüllerine uzak ve hem
de akıllarına ters...
Osmanlı Devleti, [tabiidir ki,] bizim tarihi ve kültürel geçmişimizde
yer almaktadır; yer almaya da devam edecektir.
Osmanlı Devleti, biz Türklerin Devleti'dir.
Halk aynı halktır; kültür aynı kökten gelmektedir.
Dilimiz, dinimiz, geleneklerimiz bu geçmişin izlerini ve damgasını
taşımaktadır.
Ancak kökü tarihten gelen kültür mirasımıza sahip çıkmak başka şeydir;
Osmanlı'yı dine dayalı bir imparatorluk olarak, 2010 yılının Türkiye
insanına model olarak önermek çok başka bir şeydir.
Ancak bugünün Türk "sağ"ı, Türk milliyetçiliği yerine, Osmanlı
milliyetçiliğini; Türk dili yerine Osmanlı dilini; Türk edebiyatı
yerine divan edebiyatını; Türk kültürü yerine Osmanlı kültürünü
koymayı tercih etmekte... Ve Türk milliyetçiliğinin temel esas ve
dayanakları yerine, Osmanlı'nın köhne imparatorluk felsefesini
yerleştirmeye çalışmaktadır.
Oysa Osmanlı bir ümmetti.
Ümmete dayanan bir imparatorluktu.
Türkiye Cumhuriyeti ise, bir "Milli" Devlet'tir...
Milli devletler ise, imparatorluklara karşı bağımsızlık mücadelesi
veren ulusların modern dünya içindeki çağdaş yapılanmalarıdır.
Türkiye Cumhuriyeti bu mücadeleyi, ülkesini işgal eden yabancı
emperyalistlerle işbirliği içindeki Osmanlı yönetimine karşı vererek
kendi milli devletini kurmuştur.
Milli Devlet'ten geri dönülmesi, Türkiye'nin kazanmış bulunduğu
Kurtuluş [=Bağımsızlık] Savaşı'nın yeniden masaya yatırılması anlamına
gelir...
Tüm milletin kan dökerek kazandığı bir Bağımsızlık Savaşı'nın, bunca
yıl sonra masa başında kaybedilmesi demektir...
Osmanlı yönetici sınıfının yetiştirildiği "Endurun"a Türkler, "Etrak-ı
Bidrak" kabul edilir ve söz konusu okula alınmazlardır...
Etrak-ı bidrak, "algılama yeteneğinden yoksun Türk, anlamına gelen
hakaret ve aşağılama yüklü bir kavramdır...
Yani, Osmanlı'nın üst yönetim kadrolarını işgal etmiş olan bu
zihniyet, Türkleri aptal, salak ve bigane kişiler olarak kabul etmekte
ve hatta onları, devletinin yöneticisi olarak eğitilmeye dahi değer
görmemektedirler...
Türkiye'nin "sağ" düşüncesi, böyle bir zihniyetle karşı karşıya
olunduğunu nasıl ve ne zaman "algılayacak"?.. Ve Türk
milliyetçiliğinin kendi öznel gerçekliği ile hangi süreçte yüz yüze
gelebilecektir?..
Bir başka ifade ile Osmanlı İmparatorluğu, üst-kültür olarak
"Türk"lüğü reddetmektedir...
İstiklal Savaşımızda işte bu reddedilen "Türk"lük, memleketi işgal
eden emperyalistlerle işbirliği yapan Osmanlı idaresine karşı bir
Bağımsızlık Savaşı vermiş ve kendi Milli Devleti'ni, bu esas ve
koşullar içinde yaratmıştır...
Türk Milliyetçiliği, kendi tarihine şaşı bakmaktan kurtarılmalı, kendi
kültürüne yabancılaşmaktan arındırılmalı ve böylece de, laik ve sosyal
Türkiye Cumhuriyeti'nin temel felsefesi aydınlatılmalıdır.
Ancak bu yöndeki aydınlanma, (sadece) pasif bir biçimde bilgi
edinilerek gerçekleştirilemez.
Aydınlanma, aynı zamanda bir eylem işidir.
Okuma, öğrenme, bilinçlenme, birleşme ve örgütlenerek birbiri ile
kenetlenme, aydınlanmanın vazgeçilemez temel öğeleridir.
Türk "Sağ"ı gerçek anlamda milliyetçi olmak ve Milli Devlet'ini
savunmak durumundadır.
Aksi halde Türk milliyetçisi, Milli Devlet'imizi yıkma, Türk
Devleti'ni küçültme, yıpratma, zayıflatma ve nihayetinde de bölgelere
ayırarak "ufalama" amacını taşıyanların oyuncağı ve maşası olmaktan
kurtulamaz. Ve çağ dışı milliyetçiliğin duygusal platformunda
güdülmekten kendisini kurtaramaz...

www.soruyusormak.com
www.dnm-ler.com

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

İsrail'den Ortadoğu'da örtülü savaş

Posted: 14 Feb 2010 03:22 AM PST

İsrail’den Ortadoğu’da örtülü savaş

 

İngiliz Times gazetesi İsrail’in Ortadoğu’da örtülü bir savaş başlattığını yazdı

İngİltere’de yayınlanan Times gazetesi kilit düşmanlarını ortadan kaldırmayı amaçlayan İsrail’in düzenlediği bir dizi suikastla Ortadoğu’da örtülü bir savaş başlattığını yazdı.

 

Gazeteye göre MOSSAD’a bağlı İsrailli ajanlar, Dubai, Şam ve Beyrutta’ki Hamas, Hizbullan ve İran’ın Devrim Muhafızları arasında organize edilen görüşmeleri hedef alıyor.

 

Mossad’ın başında olan Meir Dagan’ın İsrail’in yüksek rütbeli rakiplerini ortadan kaldırmak için yeni bir girişim başlattığı tahmin ediliyor.

 

Kaynak : Ajanslar

 


 



__________ Information from ESET Smart Security, version of virus signature database 4864 (20100213) __________

The message was checked by ESET Smart Security.

http://www.eset.com

'TARAF, HAZİNE YARDIMIYLA KURULDU'

Posted: 14 Feb 2010 03:14 AM PST

İşte, Taraf'a verilen 'Hazine Yardımı'nın belgesi...

Alkım Basım Yayın Dağıtım Ticaret Ltd. Şirketi'nin hazineye yaptığı başvuru kabul ediliyor.

Taraf Gazetesi, yayın hayatına başladığı ilk günden itibaren Türkiye'nin gündemi de karıştı..
Kavramlar birbirine girdi, ortalığı toz bulutu kapladı..
Taraf'ın her hafta ortaya attığı iddia Türkiye'yi kaosa sürükledi...
Belgeler, imzalar havada uçuştu...
İddialar da öyle..
Ama hiç biri sonuca ulaşmadı..
Neden mi "Fikri Takip" olmadığı için elbette..
Neyse, konumuz bu değil..
OdaTV bugün öyle bir belge yayımladı ki ortalık fena karışacak gibi..
Belgenin içeriği Taraf gibi oldukça ilginç.
Meğer, gazete kurulmadan önce teşvik almış..
Nasıl mı ?
İŞte az önce odatv'de yer alan o haberin ayrıntıları:<

Tarih 15 Ocak 2007…
Alkım Basım Yayın Dağıtım Ticaret Ltd. Şirketi'nin hazineye yaptığı başvuru kabul ediliyor. Şirket, yapacağı yeni yatırımlar için hazineden teşvik alıyor.
Ne kadar mı?
Tam 3 trilyon 653 milyar 543 milyon Eski Türk Lirası.
Yani günümüzün parası ile yaklaşık 4 milyon TL.
Ne için alıyor Alkım Yayınları bu teşviki?
İthalat mı yapıyor? İhracat mı yapıyor?
Hayır, hiçbiri için değil.
Yeni yatırım yaptığı için.
Ne yatırımı?
Alkım Basım Yayın Dağıtım Ticaret Ltd. Şirketi'nin yaptığı özel bir tesis için bu yardım alınıyor.
Ne tesisi belirtilmiyor.
Ancak 85530 No'lu teşvik belgesinde tesiste nelerin olacağı belirtiliyor:
"120 KİŞİLİK Okuma Bölümleri,
48 KİŞİLİK Okuma Tiyatrosu,
72 KİŞİLİK Seminer Salonu, Sergi Salonu
3 ADET Çalışma Odası
5 ADET Aktivite Odası"
Bu kadar da değil, bu yeni tesiste tam 100 kişi istihdam edilecek.
100 kişinin çalışacağı bu dev tesis ne olabilir?
Herkesin merak ettiği dev tesis için şirketin verdiği adres "Mühürdar Caddesi no.60 Kadıköy/İstanbul".
Peki, daha önce Alkım Kitabevi'nin olduğu bu adreste yeni olarak ne kuruluyor?
Teşvikten tam 10 ay sonra, 15 Kasım 2007 tarihinde Taraf Gazetesi kuruluyor.
Bir kısım medya vergi cezaları ile baskı altına alınırken, Taraf'ın kuruluşu öncesinde Alkım Basım Yayın Dağıtım Ticaret Ltd. Şirketi'ne can suyu hazine tarafından veriliyor.
Taraf Gazetesi, aldığı siyasi destek, basıldığı matbaa, yapılan dağıtım, yandaş şirketler tarafından verilen yardımlar dışında ilk desteğini hazineden alıyor.
Kısacası Taraf, AKP'nin kucağına doğuyor.


İşte olay yaratacak o belge:



odatv


--
๑۩۞۩๑ஐ..ATATÜRKÇÜLÜK TÜRKİYE'NİN ŞAH DAMARIDIR. KESİLİRSE,  CUMHURİYETTE HAYAT SON BULUR...๑۩۞۩๑ ஐ

Bülent Ecevit'in doktor raporuyla görevden uzaklaştırılmak mı istendi?

Posted: 14 Feb 2010 03:06 AM PST

 

Ergenekon’da Ecevit incelemesi

 

Ergenekon davalarının görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, eski Başbakan Bülent Ecevit’in doktor raporuyla görevden uzaklaştırılmak istendiği iddialarını soruşturmak için hastane belgelerini istedi.


 

Eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın da sanıkları arasında olduğu Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, merhum Başbakan Bülent Ecevit’in başbakanlığı döneminde tedavi gördüğü Başkent Hastanesi’nden Ecevit’in tedavisine ilişkin tüm hastane evrakıyla rapor, film ve grafiklerin istenmesine karar verdi.  Mahkeme raporları inceledikten sonra, Ecevit’in “iş göremez” raporu verilerek başbakanlıktan uzaklaştırılacağı iddiaları ve fırtınalı dönemle ilgili tarihi kararlara imza atabilecek.

 

İlk teşhis ‘parkinson’

 

Mahkemenin odaklandığı tartışmalar, Ecevit’in rahatsızlığıyla başladı. Ecevit’in hastalığının ilk sinyali Nisan 2000’de Hindistan’a yaptığı ziyarette ortaya çıktı. Ağır gribal enfeksiyon geçiren ve gezi dönüşünde bir hafta evinde dinlenen Ecevit’e 2001’de “parkinson” teşhisi konuldu.  Kortizon tedavisi uygulanan Ecevit’in rahatsızlığı, Başkent Üniversitesi Nöroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Turgut Zileli’nin 13 Şubat 2002’de evinde muayene etmesinden sonra açığa çıktı.

 

4 Mayıs 2002’de belindeki ağrılar nedeniyle Başkent Hastanesi’ne kaldırılan Ecevit’i muayene eden Zileli ve diğer doktorlar “Kalın bağırsak normalden biraz uzun olduğu için gaz sıkışması olmuş. Tümör yok. Kortizon tedavisini yavaş yavaş kaldırıyoruz” açıklaması yaptı.

 

Kaburgasını kırmış

 

Rahşan Ecevit, taburcu edilen eşini Or-An’daki evlerine götürdü ve tedavisiyle bizzat ilgilendi. Zileli ve diğer doktorlar bu tedavi sürecini telefonla takip etti. Ecevit’in bir türlü evden çıkmaması üzerine Haberal “Evde dinlenmek istiyor. Kendi kararı” açıklamasını yapmak zorunda kaldı. Bu gelişmeler, borsada sarsılmalara, dövizde büyük dalgalanmalara yol açtı.

 

Ecevit’in neden evden çıkmadığı, Başkent Hastanesi’ne gitmesiyle yanıt buldu. Başbakan, düşerek 9. kaburgasını kırmış ve farkında olmadan bir hafta boyunca bu şekilde dolaşmıştı. Acılara dayanamayan Ecevit 17 Mayıs 2002’de acılara dayanamayarak hastaneye geldi.

 

Doktorlar Ecevit için “Kaburgada kırık ve yumuşak doku zedelenmesi. Sol bacakta başlangıç safhasında tromboflebit saptanmış olup, var olan nörolojik rahatsızlığı kontrol altındadır” şeklinde rapor düzenledi ve korse takıldı.

 

21 Mayıs 2002’de Başkent Üniversitesi Hastanesi, “Sayın Başbakan yarı mobilize durumdan ‘tam mobilize duruma’ geçmiştir” açıklaması yaptı. 11 gün hastanede kalan Ecevit’in kırılan kaburgası, doktorları evden uzak tuttuğu iddia edilen Rahşan Ecevit’in ağır biçimde eleştirilmesine yol açtı. Haberal ise Rahşan Ecevit’i savunuyor ve iddiaları yalanlıyordu. Makamına bir türlü dönemeyen Ecevit, koalisyon ortakları Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz’ı, kabineyle birlikte hastaneye davet etti. 28 Mayıs’ta “iş görebilir” raporu verilen Ecevit, yeniden evine döndü.

 

Rahşan Hanım resti

 

Ancak Ecevit, Or-An’dan alınıp yeni bir eve taşındı. Her gün 7 kişilik ekip tarafından muayene edilen Ecevit’e “ayağa kalkmaması, oturmaması” söylendi. Başbakan’ın MGK toplantısına da katılamaması, borsayı ve ekonomiyi olumsuz etkiledi.

 

Ecevit’in evde kaldığı dönem, Rahşan Ecevit’le, Ecevit’in sağ kolu Hüsamettin Özkan’ın da arasının açılmasına yol açtı. Aynı dönemde Ecevit’in artık başbakanlık yapamayacağı tartışılmaya başladı. Rahşan Ecevit ise, eşinin sağlık raporlarının Özkan ve Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Şağar’a verilmesi nedeniyle Haberal ile tartıştı.

 

İddianameye yansıyan ifadeler

 

Ecevitler, Başkent’ten gelen doktorları evlerine de kabul etmemeye başladı. Tedaviyi, eve gizlice getirilen Demiryolları Hastanesi’nden ortopedist Dr. Mücahit Pehlivan yürüttü. Pehlivan’ın 8 Eylül 2002’de, bir gezi sırasında yaptığı “Ecevit için normal tedavi yöntemleri uygulanıyor. Sağlığında herhangi bir problem yok” açıklaması iddiaları alevlendirdi. Rahşan Ecevit bu dönemi “Ne zaman Başkent Hastanesi’nden çıktık, Ecevit de ayaklandı” diye anlatıyordu. DSP Grup Başkan Vekili Emrehan Halıcı, Başkent Üniversitesi’ne yüklenerek, “Başbakan o randevuya gitseydi, ‘çürük’ veya ‘iş göremez’ raporu verilip Başbakanlık’tan düşürülecekti” dedi. 2007’de milletvekili seçilen yakın koruması Recai Birgün ise yaşananları “Dünyada tedaviyi kesip de ayağa kalkan tek insan Sayın Ecevit’ti. Yaşananlara 57. hükümete yapılan operasyonun parçası olarak baktık. Bunlardan biri Sayın Ecevit’in devre dışı bırakılmasıydı” diye açıkladı.

 

3 Kasım 2002 seçimlerinden hüsranla çıkan Ecevit, saldırıya uğrayan Danıştay 2. Daire üyesi Yücel Özbilgin`in cenaze törenine katıldıktan sonra, 19 Mayıs 2006 günü akşam saatlerinde beyin kanaması geçirdi. GATA’ya kaldırılan Ecevit solunum cihazına bağlandı, ancak yaşama tutunamadı.

 

Tüm bu gelişmeler, Haberal’ın tutuklanmasıyla Ergenekon iddianamesine de yansıdı. 3. Ergenekon iddianamesinde, Ergün Poyraz’da ele geçirilen bir belgede, Haberal için “Bülent Ecevit’in rahatsızlığında yanlış tedavi uygulamıştır” ifadesinin yer aldığı anlatıldı. Recai Birgün de Ergenekon savcılarına verdiği ifadede, Ecevit’in tedavi kesildikten sonra ayağa kalktığını açıkladığı için, Haberal ve doktorların hakkında dava açtığını anlattı. Ecevit’in Bakanlar Kurulu toplantılarına katılmasının engellendiğini kaydeden Birgün, eski MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç’ın 2004’te Ecevit’ten DSP’yi kendilerine teslim etmesini istediğini de savundu. Haberal “Silahlı terör örgütü kurma, TBMM’yi ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmekle” suçlanıyor.

 

Rahşan Ecevit: "Hiç bulaşmak istemiyorum"

 

DSHP Genel Başkanı Rahşan Ecevit, mahkeme kararını Milliyet’e değerlendirirken “Ergenekon’a hiç bulaşmak istemiyorum. Çünkü Ergenekon’un ne olduğunu daha ben anlayamadım. O konuda kusura bakmayın. Hayat hikâyemi yazıyorum, o dönemi anlatıyorum” dedi. Ecevit “Eşinizin tedavisine ilişkin kaygılarınızı mahkeme ciddiye mi aldı?” sorusu üzerine de “Evet, olabilir” yanıtıın verdi.

 

Recai Birgün: "Bu dönem araştırılmalı"

 

Recai Birgün ise şunları söyledi: “Hep bu dönemin incelenmesini istedim. Çünkü 2001’de bana göre Türkiye’de bir darbe olmuştu. Kasım 2002’de sona erdi süreç. Umarım mahkeme bir sonuca varabilir. Kontrole giderse çalışamaz raporu verileceği yönünde bir duyum vardı. Bunun üzerine hastaneye tekrar gitmedik. Doktorlarla tüm irtibatımızı kestik. Kimseyi suçlamıyorum ancak hiçbir doktor da dönüp ‘niye gelmediniz? Kontrolünüz vardı’ demedi. Milliyet gazetesi Ankara Temsilcisi Fikret Bila’nın yazdığı Sivil Darbe Girişimi ve Ankara’da Irak Savaşları kitabı var. Aslında mahkeme o süreci oradan okusa bile yeterli. Rahmetli Ecevit de hep ‘biz iç ve dış operasyonlarla yıkıldık’ derdi.”

 

Kaynak : Milliyet

 


 



__________ Information from ESET Smart Security, version of virus signature database 4864 (20100213) __________

The message was checked by ESET Smart Security.

http://www.eset.com


__________ Information from ESET Smart Security, version of virus signature database 4864 (20100213) __________

The message was checked by ESET Smart Security.

http://www.eset.com


__________ Information from ESET Smart Security, version of virus signature database 4864 (20100213) __________

The message was checked by ESET Smart Security.

http://www.eset.com

RE: Avrupa Birliginin ekonomik zorluklari-Turkiye

Posted: 14 Feb 2010 01:36 AM PST

Avrupa topluluğu ve ERUO.
Aslında resme birde başka açıdan bakmak lazım. Önümüzde bir sürü AB ülkesinin mali sorunları var, bunlara PİGS ( domuzlar ) deniyor. Portekiz, İrlanda, Yünanistan, ve İspanya. Peki bu ülkelerin daha önce mali sorunları yokmuydu ? elbetteki vardı, hatta İrlanda bir nevi iflas etmiş durumda. Peki o zaman bu gürültü niye.
Bu son birkaç aydır TRİCHET konuşmalarında bunun gizliden gizliden sebebini bana göre vermekte idi.
AB nin güclü bir EURO istemediğini ve USD nin tekrardan güçlenmesi gerektiğini belirtiyordu. Bu gün forex piyasasının %30 undan fazlasını EUR/USD teşkil eder ve piyasanın 3 trilyon dolar olduğunu var sayarsak EUR/USD nin ne kadar önemli bir parite olduğunu gösterir. Hatta dünya için bile o kadar önemlidir ki dün ve bugün pariteyi 1,3600 sınırından dönderen Çinin alımlarıdır.
Geçen hafta okuduğum bir makale çok dikkatimi çekmişti. Makalede AB nin stratejisinin EUR/USD paritesini 1,34 lere çekmek istediklerini ve bu yüzden Yünanistan ile ilgili konuyu ortalama Martın başına kadar uzatacaklarını ve böylece kuru istedikleri seviyeye getireceklerini ve ancak ondan sonra gerçek kurtarma planını açıklayacaklarını belirtmekte idi. Böylece parite tekrrdan 1,40 lara geleceğini ve bunun AB için yeterli olacağını yazmakta idi.
 
AB deki ekonomistler herzaman 1,45 in üzerindeki bir kurun AB için zararlı olduğunu belirtmişlerdi. Sonuçta bu resesyondan çıkmanın tek kuralı düşük kur ve artırılmış ihracat dır. Avrupanın ihracatının artırabilmesi için kurun da ona göre düşük olması gereklidir.
 
Gördüğünüz gibi kapalı kapılar arkasında ne oyunlar oynanmakta. Forex işte böyledir yani mekanik bir oldu değildir, öyle ekranınızdaki grafiklere bakarak yada göstergeler aşırı alım yada satım bölgesindeyiz diye düşünüp işlem yapmak değildir. Belki şimdi neden saçınızı boş yere yolup durduğunuzu anlamışsınızdır.
Kapalı kapılar arkasındaki oyunlar......

 

From: Armagangurbuz@aol.com
Date: Sun, 14 Feb 2010 00:30:03 -0500
Subject: Avrupa Birliginin ekonomik zorluklari-Turkiye
To: FLTURK@yahoogroups.com; tadf@yahoogroups.com; rumelililer-owner@yahoogroups.com; domino_etkisi@googlegroups.com

Son zamanlarda Yunanistanin icine girdigi ekonomik zorluklar. Avrupanin ve Euro zone'nin istikballi hakkinda bir takim suallerin onunu acti.
Bu hafta sonu Wallstreet Journalda(2-13-2010) uzun bir makale bu krizi enine boyuna inceledi,size ozetini yazmaya calisacagim:
 
1) Yunanistanin problemi Ispanya, Irlanda, Portekiz ve Italyaya dagilabilir (PIIGS)
2) Bu ekonomik problem Almanya ve Fransa gibi memleketler tarafindan desteklenmek zorundadir, aksi halde Euro zone parcalanabilir ve bu ulkelerin zone dan cikarilmasi problemli olur.
3) IMF, Genel olarak Amerika ve Bati avrupa ekonomileri tarafinda  desteklendigi icin IMF isin icine girerse Euro zone ulkelerinin bazilarina nasil yardim edebilcegi formulasi su anda belli degil.
4) Bu PIIGS lerin problemi Amarikaya da ulasabilir. Zaten Amerika su anda buyuk bir borc icinde.
 
Turkiye capindan dusunecek olursak, su andaki durumdan iyi bir ders alinacagina inaniyorum. Bati dunyasi Amerika ve Avrupa mali kriz icinde. Yani sadece bu iki kitaya ve birkac ulkeye dayanmak uzun vadede tehlikeli olabilir.
 
Turkiyenin ihracatinin cogunlugu Avrupa ulkelerine yapiliyor. Bence bu agirligin dengelenmesi icin Asya, Guney Amerika, Orta dogu ve Afrika ulkelerine de acilmak gerekir. Bunu yapmadan once onlari iyice tanimamiz ve kulturlerini anlayarak oralarla calismayi ogrenmeliyiz.
 
Ihracatcilarimiz Rusya da bu alanda oldukca basarili oldu, diger yeni ulkelerde de olacaklarina inaniyorum, Okullarda bu yeni ulkelerin dil ve kulturlerine agirlik vermek icab edecek.
Armagan
Ayni dili konusan degil,
Ayni duygulari paylasanlar anlasabilir... 


Windows 7: Gündelik işlerinizi basitleştirin. Size en uygun bilgisayarı bulun.

[anadoluhaber:37859] Fwd: FW: MAKEDONYA

Posted: 14 Feb 2010 01:18 AM PST


Cemil TEMİZ-İzmr
 
DIKKAT !

Bu mesaj ve ekleri mesajda gonderildigi belirtilen kisi/kisilere ozeldir ve gizlidir. Bu mesajin muhatabi olmamaniza ragmen tarafiniza ulasmis olmasi halinde mesaj iceriginin gizliligi ve bu gizlilik yukumlulugune uyulmasi zorunlulugu tarafiniz için de söz konusudur. Mesajin ve bilgilerinin size degisiklige ugrayarak veya geç ulasmasindan, butunlugunun ve gizliliginin korunamamasindan, virus içermesinden ve bilgisayar sisteminize verebilecegi herhangi bir zarardan sorumlu tutulamaz.



---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: cemil temiz <cemicelli@gmail.com>
Tarih: 14 Şubat 2010 11:09
Konu: Fwd: FW: MAKEDONYA
Kime: hcl-emlak-@googlegroups.com
Cc: cuneytcelikkol@gmail.com



Cemil TEMİZ-İzmr
 
DIKKAT !

Bu mesaj ve ekleri mesajda gonderildigi belirtilen kisi/kisilere ozeldir ve gizlidir. Bu mesajin muhatabi olmamaniza ragmen tarafiniza ulasmis olmasi halinde mesaj iceriginin gizliligi ve bu gizlilik yukumlulugune uyulmasi zorunlulugu tarafiniz için de söz konusudur. Mesajin ve bilgilerinin size degisiklige ugrayarak veya geç ulasmasindan, butunlugunun ve gizliliginin korunamamasindan, virus içermesinden ve bilgisayar sisteminize verebilecegi herhangi bir zarardan sorumlu tutulamaz.



---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: Cüneyt Çelikkol <cuneytcelikkol@gmail.com>
Tarih: 13 Şubat 2010 17:54
Konu: Fwd: FW: MAKEDONYA
Kime: hilmierdil@gmail.com, cemiltemiz@gmail.com, varol1959@gmail.com





---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: Cüneyt Çelikkol <cuneytcelikkol@gmail.com>
Tarih: 13 Şubat 2010 17:48
Konu: Fwd: FW: MAKEDONYA
Kime: alperencelikkol@gmail.com, ahmet bilir <ahmbilir@gmail.com>, akifalkan@gmail.com, mehmet enver <mehfil2004@gmail.com>, nazimtopcu@gmail.com, evrencelikkol@hotmail.com




---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: yavuz sanisoğlu <biyoistatistik@gmail.com>
Tarih: 12 Şubat 2010 18:28
Konu: Fwd: FW: MAKEDONYA
Kime: behceteksi@hotmail.com, doktor64@hotmail.com, ferhat.peker@mynet.com, gunays73@hotmail.com, ietikan@gop.edu.tr, isanisoglu@yahoo.com, koksal_agaoglu@hotmail.com, mdasdag@dicle.edu.tr, sburgul@bir.net.tr, "A.Sami Ayrı" <samiayri@yahoo.com>, Adnan Gencel <agen62@yahoo.com.tr>, Ayla Guven <aguven06@gmail.com>, bbirsen <bbirsen@mgeo.aselsan.com.tr>, Bülent Oktay <bulentoktay56@yahoo.com>, Ceylan Yozgatligil <ceylan.yozgatligil@gmail.com>, coktenli <coktenli@gata.edu.tr>, Cüneyt Çelikkol <cuneytcelikkol@gmail.com>, engin uysal <camoka4807@hotmail.com>, Enver Karanfil <mehfil2004@gmail.com>, faruk mutlu <farkcan75@gmail.com>, Fikret Mulhan <f4fikret@yahoo.com>, Gürcan GÜNAY <ggunay@yahoo.com>, hacer sanisoğlu <hacersanis@gmail.com>, Hacı Ahmet Güler <ha.guler19@gmail.com>, Hayriye ERTEM VEHİD <ertem@istanbul.edu.tr>, Hilal Ekmen <hilalekmen@gmail.com>, hulya agaoglu <hulyaagaoglu@gmail.com>, icankul <icankul@yahoo.com>, Kadri Göbekçi <kadri960@hotmail.com>, Kazım Erdinç Dinçer <kedincer@gata.edu.tr>, mali <mali@kulogluorme.com>, Mehmet Bahçecitapar <klasis38@hotmail.com>, Mesut Şen <mesudsen@gmail.com>, Murat Kılıç <muradkilic@yahoo.com>, Mutlu Kader <kadermutlu@hotmail.com>, ozcan kilic <drozcankilic@gmail.com>, Setenay ÖNER <oners@ogu.edu.tr>, Sevda Özel <sevdaozel74@gmail.com>, Süleyman Can Numanoğlu <scnumanoglu@gmail.com>, Turgut Aybek <aybekturgut@yahoo.com>, uerkorkmaz <uerkorkmaz@gop.edu.tr>, Yıldırım Baybars <ybaybars@yahoo.com>, Yunus DEDE <ynsdede@yahoo.com>, zakkus <zakkus@dicle.edu.tr>, Ünal SÜMER <iunalsumer@yahoo.com>, Betül Dündar <mdbetul@hotmail.com>, Burak Karadağ <drburakkaradag@gmail.com>, Burcu Gündoğdu <burcugun1980@hotmail.com>, Deniz Altincaba <denizaltincaba@yahoo.com>, Emine Karabük <eminekarabuk1981@hotmail.com>, Esra Koyuncu <drekoyuncu@yahoo.com>, Fatma Bilgehan Önalan <bilgehan9@yahoo.com>, Fedi Ercan <fediercan@hotmail.com>, Figen Armağan <figenarmagan_06@hotmail.com>, Funda Karataş <fndkrts232@hotmail.com>, Gülbin Destici <gulbindestici@gmail.com>, Hakan Aydın <dr.hakanaydin@hotmail.com>, Mehmet Zahran <mehzah80@hotmail.com>, Nazlı Türkcan <dr_nazli@hotmail.com>, Ozlem <ozlemerman@gmail.com>, Sevilay Kılıçer <sevilaykilicer@hotmail.com>, Sezin Ertürk <drsezert@gmail.com>, Soner Düzgüner <sonerduzguner@yahoo.com>, Türkan İlhan <turkansaymaz@yahoo.com>, Yetkin Karasu <yetkinkarasu@hotmail.com>, Özgür Çınar <ocinar77@yahoo.com>, Ülkü Aksoy <drulkub@hotmail.com>, bektasarzu@mynet.com, burak.aksakal@gmail.com, demdemir82@hotmail.com, dilektorun1968@hotmail.com, esmasoylu@gmail.com, fatos_gullu@hotmail.com, gamze.bulut87@hotmail.com, kursatmercimek@hotmail.com, limasol06@hotmail.com, meryemtorun08@hotmail.com, mfbarut@gmail.com, rmznman@gmail.com, sibelpeksoy@gmail.com, songul_ebedi@hotmail.com, sultancabat@mynet.com, Arife Kocabey <arifekocabey@yahoo.com>, Dilek Göynük <dilekgoynuk@windowslive.com>, Filiz Tuna <filiz-tuna@hotmail.com>, Hacer Türk <hcr1982@hotmail.com>





--
Kime:


 
MAKEDONYA'NIN YUNANİSTAN'A AİT OLMADIĞININ ANLAŞILMASI İÇİN İÇİN LÜTFEN OY KULLANALIM
 
Sizden aşağıdaki linki olabildiğince çok kişiye göndermenizi ve alıcılara "Is Macedonia
Hellenic?" sorusuna "NO" yanıtını vermelerini rica etmeni önemle istirham
 ediyorum. 
  
Zira dost ve kardeş Makedon toplumu, Türk halkının desteğine ihtiyaç duymaktadır.
 Malesef şu an itibariyle 465.426 kişi YES cevabını, 172.508 kişi de NO cevabını verdiği için oran olarak > %62 YES, % 38 NO şeklinde bir tablo ortaya çıkmıştır. 

Bu durum Yunanistan'ın tezine hizmet etmektedir...
>  
>  
> http://www.topix.com/forum/world/macedonia/TAAAAFN23PMGMJ147
>  
>
> Selam ve saygılarımla.
>  
> Ahmet
> Ziya GUNDUZ
> Makedonya Cumhuriyeti Konya Fahri Konsolosu
> Yapici Is Merkezi B Blok No: 204
> Selcuklu - Konya - TURKEY
>
> --
>


Dr. Mustafa Sozen Department of Biology Zonguldak Karaelmas University 67100 Incivez, Zonguldak - TURKIYE spalaxtr@hotmail.com spalaxtr@yahoo.com




Hotmail: Powerful Free email with security by Microsoft. Get it now.




--
---------------------------------------------------------
----------- Doç. Dr.Yavuz SANİSOĞLU  -----
------------------------------------------------------------




--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37858] MODERN HAYAT VE ANNELİK

Posted: 13 Feb 2010 10:31 PM PST

MODERN HAYAT VE ANNELİK

 

Eskiden dışarıda çalışmayan ve evde oturan (evde oturan tabiri tümden yanlıştır) bayanlara ev hanımı denirdi . Şimdilerle bu tabir de unutuldu.

 

Sanılır ki ev hanımları hiçbir şey yapmıyor. Halbuki; “Yuvayı dişi kuş yapar” sözü bize aittir.

Aileyi önemli kabul ediyor ve toplumun çekirdeği var sayıyorsak annenin evde yaptığı ve toplumun geleceği için çok önemli görevleri olduğunu da kabul etmek zorundayız.

 

Doğru ya da yanlış ancak iyi biliyoruz ki;  ev işlerinin tümünden kadının sorumlu sayılmaktadır. Toplumumuzda genellikle, çalışan olsa bile kadın işten döndüğünde, eşinden ev işleriyle ilgili yardım alamıyor. Bu sebeple dışarıda çalışmayı tercih eden kadın, hem iş yerinde hem de evde yoğun bir tempo içine girer. Bu da kadının kızgınlık, tükenmişlik ve yalnız bırakılmışlık hissi yaşamasına sebep olabilir.

 

Öte yandan kadının, iş kadını ve annelik rolleri dışında eş ve arkadaş olma rolleri de vardır. Zaman zaman eşle vakit geçirmek, arkadaşlarla bir araya gelmek; çalışan kişileri yoğun tempodan uzaklaştırarak, ruhsal olarak rahatlamalarını sağlayacaktır. Çalışan kadın, kendisi için  bunlara  vakit ayırtabilecek midir?

 

Kadınlar; günümüz toplumunda giderek daha fazla söz sahibi olsa da, çocuk

sahibi olmak istediğinde bir seçim yapmak zorunda kalıyor. Çocuk ya da kariyerden birini seçmek zorunda kalan kadınlar, hangi tercihi yaparlarsa yapsınlar bunun sonucunda yeni sorunlarla karşı karşıya gelebiliyor. Şöyle ki; kariyeri tercih ederse, çocuk sahibi olmanın eksiğini hep duyacaktır. Çocuk sahibi olursa, onu kendisi yetiştiremeyeceği, gerektiği kadar vakit ayırtamayacağı ve bir yabancı bakıcı kadına teslim etmek zorunda kalacağı için yaşacağı sorunlar  asla görmezden gelinemez.

 

Halbuki uzmanlar şiddetle uyarıyor. Çocuklarınıza yeteri kadar sevgi verin. Onlara mutlaka vakit ayırtın diye… Çalışan kadın tüm bunları nasıl yapacaktır?

 

Annelerin çocuklarını büyütmek, eğitmek ve eşine destek ve moral vermek gibi çok hayati işi yok mu sizce….

Dışarıda hangi  önemli işi yapıyor da, kendisini, eşini, çocuklarını ve hatta toplumu yakından ilgilendiren evdeki bu hayati denebilecek işini bırakmak zorunda kalıyor?

 

Ayrıca; annelik kadına sonradan verilen ya da dışarıdan sunulan bir görev değil, tamamen doğasından kopup gelen bir his ve görevdir.

 

Gençliğin sosyal ve ruhsal problemlerinin altında annesizlik yatıyor diyor uzmanlar. Siz de buna katılmaz mısınız?

 

Sıhhatli toplum için anneliği yeniden yüceltmek zorundayız.

 Annelik, toplum için fedakarlık, ruhsal manada kendisi için manevi bir doyumdur.

 

Bir çalışan kadın anlatmış ve sormuştu: “ Çalışmayan hanımlar adeta kraliçe gibi yaşar. Ben hem evdeki kadının işini hem de dışarıda çalışarak erkek işini de yapıyorum. Sizce bu adil mi?

 

Şimdi, mertçe cevap verelim.

Bu soruya kim cevap verebilecek?

 

 

 

 

 

 

 



Windows Live: Arkadaşlarınız size e-posta gönderdiklerinde Flickr, Twitter ve Digg güncellemelerinizi öğrenirler.

Avrupa Birliginin ekonomik zorluklari-Turkiye

Posted: 13 Feb 2010 09:30 PM PST

Son zamanlarda Yunanistanin icine girdigi ekonomik zorluklar. Avrupanin ve Euro zone'nin istikballi hakkinda bir takim suallerin onunu acti.
Bu hafta sonu Wallstreet Journalda(2-13-2010) uzun bir makale bu krizi enine boyuna inceledi,size ozetini yazmaya calisacagim:
 
1) Yunanistanin problemi Ispanya, Irlanda, Portekiz ve Italyaya dagilabilir (PIIGS)
2) Bu ekonomik problem Almanya ve Fransa gibi memleketler tarafindan desteklenmek zorundadir, aksi halde Euro zone parcalanabilir ve bu ulkelerin zone dan cikarilmasi problemli olur.
3) IMF, Genel olarak Amerika ve Bati avrupa ekonomileri tarafinda  desteklendigi icin IMF isin icine girerse Euro zone ulkelerinin bazilarina nasil yardim edebilcegi formulasi su anda belli degil.
4) Bu PIIGS lerin problemi Amarikaya da ulasabilir. Zaten Amerika su anda buyuk bir borc icinde.
 
Turkiye capindan dusunecek olursak, su andaki durumdan iyi bir ders alinacagina inaniyorum. Bati dunyasi Amerika ve Avrupa mali kriz icinde. Yani sadece bu iki kitaya ve birkac ulkeye dayanmak uzun vadede tehlikeli olabilir.
 
Turkiyenin ihracatinin cogunlugu Avrupa ulkelerine yapiliyor. Bence bu agirligin dengelenmesi icin Asya, Guney Amerika, Orta dogu ve Afrika ulkelerine de acilmak gerekir. Bunu yapmadan once onlari iyice tanimamiz ve kulturlerini anlayarak oralarla calismayi ogrenmeliyiz.
 
Ihracatcilarimiz Rusya da bu alanda oldukca basarili oldu, diger yeni ulkelerde de olacaklarina inaniyorum, Okullarda bu yeni ulkelerin dil ve kulturlerine agirlik vermek icab edecek.
Armagan
Ayni dili konusan degil,
Ayni duygulari paylasanlar anlasabilir... 

[anadoluhaber:37842] Abdi İpekçi, Gün Sazak, Tuncay Mataracı ve Mason Locası

Posted: 13 Feb 2010 03:37 PM PST

GÜN SAZAK TEKERE TAŞ KOYUNCA!
Öyle sanıyorum ki; bu işgal ve uyuşturucu ilişkisi, meseleyi yeterince açıklamaya yeterlidir!
Şimdi diyeceksiniz ki;
İyi, hoş da, Afganistan’da Taliban’ın devrilmesiyle, Türkiye’de Abdi İpekçi’nin öldürülmesi arasında ne gibi bir ilişki, ne gibi bir bağlantı var?
Bu bağlantıyı görebilmek için, o günlere, yani Abdi İpeki’nin vurulduğu 1 Şubat 1979’un öncesine gitmek gerekir. Çünkü, o günleri bilmezsek, taşları yerine koymamız ve olayın derinliğini görmemiz mümkün olmaz!
Ne oldu İpekçi vurulmadan önce?
Takvim’den Emin Pazarcı, iki günlük yazısında o günleri şöyle anlatıyordu:
21 Temmuz 1977’de İkinci Milliyetçi Cephe Hükümeti kurulmuş, MHP’li Gün Sazak, Parlamento dışından Gümrük ve Tekel Bakanı olarak görev almıştı.
O dönemde gümrükler kevgir gibiydi. Devlet otoritesi yok olmuş, kaçakçılar dilediği gibi at oynatıyordu. Koskoca fabrikalar yapılıyor, ancak Türkiye’ye sokulan makineler için tek kuruş bile gümrük vergisi ödenmiyordu.
Bilanço korkunçtu. Devletin resmi raporlarına göre, gümrüklerdeki kaçakçılıktan, devletin her yıl petrole ödediği para kadar kaybı vardı.
Bir yandan her türlü makine gümrüklerden kaçak olarak giriyor, diğer taraftan silah ve uyuşturucu kaçakçılığından büyük rantlar elde ediliyordu. Sigara ve hammadde kaçakçılığı ise alıp yürümüştü.
İşte böyle bir dönemde koltuğa oturan Gün Sazak, işe son derece kararlı başlamıştı.
Rivayete göre, bütün önemli bürokratları tek tek yanına çağırıp, masanın bir yanına silah, diğer yanına da bir çanta para koyup, bakın demişti:
Benim silahım da var, param da. Kararlıyım ve gümrüklerdeki kaçakçılığı önleyeceğim. Herkes ayağını ona göre denk alsın. Ardından da bir kontrolörler kurulu oluşturup, güvenilir, sağlam, ahlaklı pek çok ismi bakanlıkta görevlendirmişti.
Gümrüklerdeki kaçakçılık yavaş yavaş yok olmaya başlamıştı. Daha sonra, o dönemde Türkiye’nin alışık olmadığı gelişmeler yaşandı. Sosyal Demokrat Abdi İpekçi, sağcı damgasını yiyen yazarların bile yazamayacağı bir yazı kaleme aldı.
Yazıda mealen şöyle deniliyordu:
Ülkücülerle ilgili peşin hükümler var. Anlaşılıyor ki, biz bu peşin hükümleri gözden geçirmeliyiz. MHP’li Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak, olağanüstü bir çaba ile gümrüklerdeki kaçakçılığı önledi.

Gün Sazak ve Alparslan Türkeş

O DOSYA, HÂLÂ BULUNAMADI!
Kaçakçılık çeteleri, Gün Sazak yüzünden rantlarını kaybetmişken, Milliyetçi Cephe Hükümeti düşürüldü. Adalet Partisi’nden 11 milletvekili istifa ettirildi ve Ecevit tarafından yeni bir hükümet kuruldu.
İlginçtir, transfer edilen bu isimlerden biri olan Tuncay Mataracı da Gümrük ve Tekel Bakanlığı’na getirildi. Mataracı ile birlikte kaçakçılar için yine saadet dönemi başladı. Hatta işler o kadar ileri gitti ki, kaçakçıların talebi için gümrüklere yapılan tayinlerde bir tarife bile oluşturuldu. Her işin bir bedeli vardı.

Tuncay Mataracı

Siyasi yelpazenin iki ayrı kutbunda bulunan, ancak kaçakçılık konusunda birbirine destek veren Gün Sazak ile Abdi İpekçi’nin akıbetleri de aynı oldu. Abdi İpekçi, Mehmet Ali Ağca’nın silahından çıkan kurşunlarla can verdi. Gün Sazak da taşeron bir örgüt olan Dev-Sol militanları tarafından öldürüldü.
1970’li yılların çatışma ve 1980’lerin darbe ortamı ortadan kalktıktan sonra, sağlıklı düşünen çevreler, Abdi İpekçi ile ilgili bazı gerçekleri de keşfetmeye başladılar.
Abdi İpekçi, not defterine gümüş, eroin ve silah kaçakçılığı ile ilgili bazı notlar almıştı.

Öldürülen Abdi İpekçi

Çok önemli bir kaçakçılık dosyası üzerinde çalışıyorum, yakında açıklayacağım demişti. Cinayetten kısa bir süre önce, içinde İpekçi’nin özel telefon numaraları, adresler ve notlar bulunan defteri kaybolmuştu.
O dönemde Türkiye’deki kaçakçılık işlerini Bekir Çelenk ve Abuzer Uğurlu gibi isimler yönetiyordu. Merkez, Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da bulunan Vitoşa Otel’di. Türkiye’nin ünlü kaçakçıları, burada bir araya geliyorlar ve Bulgaristan Hükümeti’nin de bilgisi dahilinde kaçakçılık organizasyonları yapıyorlardı.
Bulgaristan üzerinden Türkiye’ye yapılan silah kaçakçılığını da bizzat Sovyet Gizli Servisi KGB yönetiyordu.
Bekir Çelenk hayatını kaybettikten sonra, Mehmet Ali Ağca ilginç bir açıklama yaptı.
Abdi İpekçi Suikastı’nın sırları Bekir Çelenk’le birlikte gömüldü.

Bekir Çelenk

VUR EMRİ MASON LOCASINDAN!
Bu satırlar, İpekçi’nin niye öldürüldüğünü anlamaya ve anlatmaya herhalde yeterlidir!
Bir defa daha söyleyelim;
Irak ve Afganistan niye işgal edildiyse, Saddam ve Taliban niye devrildiyse, Gün Sazak niye öldürüldüyse; Abdi İpekçi de o sebeple öldürülmüştür!
Yani, petrol, silah ve uyuşturucu kaçakçılığını önlemeye çalıştıkları için!
Haa, şunu da ekleyelim:
Abdi İpekçi’nin öldürülmesi emrini verenler, kendisinin de içinde yeraldığı mason locasıdır! Çünkü İpekçi; kendi locasının, Türkiye’de silah ve uyuşturucu kaçakçılığı yaptığını öğrenmiş, belki de bunu yazmaya hazırlanıyordu!
Tetikçinin tahliyesi dolayısıyla gürültü koparıp, ortalığı velveleye verenler, her ne hikmetse olayın bu boyutuna hiç girmiyor!
Semerlere vuruyorlar ama,
Eşeklere hiç dokunan yok!
Kaçakçılığa gelin, kaçakçılığa!
Uyuşturucuya gelin, uyuşturucuya!
Baronlara ve Ergenekonlara gelin!
Savaş ve cinayetlerin sırrı orada!

Bekir Çelenk Kimdir?


Ünlü uyuşturucu ve silah kaçakçısı. Gaziantep doğumlu. Trabzon’da 1967’de ortaya çıkarılan bir silah kaçakçılığı olayına adı karıştı. Türkiye’de aranırken, İngiltere’de oturma izni aldı. Bu olaydan sonra İstanbul’a yerleşti ve Nilüfer Koçyiğit’le evlendi. CIA denetiminde silah ve uyuşturucu kaçakçılığı yapan Henri Arslanyan’la tanıştı. Adamı Ömer Mersan, 1980’de Sofya’da Vitoşa Oteli’nde buluştuğu Ağca’ya Hintli Joginder Singh pasaportunu verdi. 1980’de Türkiye’den kaçtı. 1985’te İstanbul’a gelerek teslim oldu. Kaçakçılık suçlarından yargılanan Çelenk, 14 Ekim 1985’te Mamak Askeri Cezaevi’nde geçirdiği kriz sonucu öldü. Ağca’nın yurtdışına kaçırılmasında rol oynadığı belirtilen Çelenk’in, Ağca’ya üç milyon mark vererek Papa’yı öldürmesini istediği ileri sürüldü.

(Hasan Karakaya, Vakit, 2010-01-20)

--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.
Türkiye, eğer Türkiye'nin omurgasını çökerten, elini kolunu bağlayan, tarihî yürüyüşünü sona erdiren ve sadece laik küresel sistemin çıkarlarını korumaktan başka hiçbir iş yapmayan bu hastalıklı, marazî, şirret, ilkel çetelenme yapılanmasını çökertemezse, tasfiye edemezse, Türkiye tasfiye edilmiş olacak. Leş kargaları kapıda bekliyor...
-------------------------------------
http://dava-vatan.blogspot.com/

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37855] Kirli Portre: Doğu Perinçek.! -1-

Posted: 13 Feb 2010 03:25 PM PST

Perinçek 'in hâkim olan ve bir dönem Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Yardımcılığı yapan babası Sadık Perinçek, dört dönem Erzincan milletvekili seçildiği Adalet Partisi'nde Genel Yönetim Kurulu üyesiydi. Perinçek 'in dayısı Turhan Olcayto, tümgeneraldi ve Ankara 'da Zırhlı Tümen Komutanıydı.

Bakın Perinçek Türk Ordusu için ne diyor:

“Orduyu siyasal iktidarda pay sahibi haline getiren Milli Güvenlik Kurulu gibi kurumlar kaldırılmalıdır.”
(İP Programı’ndan)


Devir devir Doğu Perinçek

Doğu Perinçek, Türkiye Marksist-Leninistlerinin mirası üstüne kurduğu Aydınlık hareketiyle hâlâ devrine göre siyaset güdüyor.


Dev-Genç'ten ihtilal liderliğine, Maocu çizgiden 28 Şubat'taki tahrik edici üsluba; son olarak ulusalcı çizgiye uzanan Perinçek hareketi tam bir başarısızlık örneği aslında.
O devrimci, Maocu, Apocu, Darbeci, Ulusalcı...
Şimdi sırada ne var dersiniz?


‘Marksist-Leninist bir teorik organ gerekliydi. Temmuz 1968'de bu dergiyi çıkarmaya, adını Aydınlık koymaya karar verdik. çünkü Aydınlık, sosyalist hareket tarihinde şanlı bir adı ifade ediyordu. 1919-25 yılları arasında muhtelif aralıklarla Türkiye'de Marksist-Leninistler tarafından bu isimle bir dergi çıkarılmıştı. Biz Aydınlık adını seçmekle geçmişin mirasını benimsemiş oluyorduk. Aydınlık'ın başlangıçtaki kurucuları şunlardır: Şahin Alpay, Cengiz çandar, Gün Zileli, Erdoğan Güçbilmez, Vahap Erdoğdu, Atıl Ant, Münir Ramazan Aktolga ve ben. Aydınlık kısa zamanda ideolojik bir karargâh haline geldi.' Bu sözler Doğu Perinçek'e ait. Günümüze kadar 37 yıldır süren "Perinçek ve Aydınlık olayı" işte böyle başladı.

 

Başından bugüne Perinçek ve Aydınlık hareketinin şaşırtıcı düzeyde birbirine ters iki yüzü var. Madalyonun bir yüzünde Perinçek'in Dev-Genç'in başından, asistanı olduğu Ankara Hukuk Fakültesi'nden ve üyesi olduğu Türkiye İşçi Partisi'nden atılmasından tutun; çıkardığı gazete ve dergilerin yalnızca birkaç bin satmasına, kurduğu partilerin hiçbir zaman bindelik oy oranlarını geçemeyişine kadar adeta bir başarısızlık şaheseri var. Perinçek, kurduğu yeraltı ihtilal örgütü en kısa sürede ortaya çıkarılıp dağıtılan ve birlikte yola çıktığı bütün arkadaşları tarafından terk edilen bir kişi olarak da bir başka rekorun sahibi. Her biri bugün toplumun çeşitli kesimlerinde önemli roller oynayan şu isimlerin hepsi onu terk etti: Şahin Alpay, Cengiz çandar, Oral çalışlar, Nuri çolakoğlu, Ferai Tınç, Gülay Göktürk, Osman Ulagay, Kerem çalışkan, Doğan Yurdakul, Hadi Uluengin, Gün Zileli, Şefik Kahramankaptan, ömer Madra, Soner Yalçın, Atıl Ant, Adil özkol, Cüneyt Akalın, Halil Berktay, Ragıp Duran, çiğdem Kömürcüoğlu, Alev Er, Musa Ağacık, Bülent Tanör. Bu kadar kişi tarafından terk edilmiş olmak bile aslında tek başına Perinçek hareketinin bir "başarısızlık örneği" olarak siyasi tarihe geçmesini sağlayabilir.



--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.
Türkiye, eğer Türkiye'nin omurgasını çökerten, elini kolunu bağlayan, tarihî yürüyüşünü sona erdiren ve sadece laik küresel sistemin çıkarlarını korumaktan başka hiçbir iş yapmayan bu hastalıklı, marazî, şirret, ilkel çetelenme yapılanmasını çökertemezse, tasfiye edemezse, Türkiye tasfiye edilmiş olacak. Leş kargaları kapıda bekliyor...
-------------------------------------
http://dava-vatan.blogspot.com/

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

Betreff: Saklı tutulan kozlar açılmak üzere...

Posted: 13 Feb 2010 03:23 PM PST

Özkök, Büyükanıt ve Başbuğ...

Türkiye yaşadığı değişim sürecinde kabaca iki aşamadan geçti.

İlk aşama yasal değişikliklerden, yasal mevzuatın elden geçirilmesinden oluşuyordu.

İkinci aşama ise yeni hukuki zeminde somut sorunların çözümü ya da bu zemini anlamlı kılacak uygulamaların gerçekleştirilmesi oldu.

Bu aşamalar arasında keskin çizgiler elbet yok ve her iki aşama da bir bakıma süregidiyor.

Ancak kabaca 2002-2007 arasını daha çok "yasal değişim", 2007 sonrasını ise "siyasal değişim" dönemi olarak adlandırmak pek yanlış olmaz.

Bu, her konuda böyle...

Özellikle asker sorununda...

Dün söyledik:

Askeri vesayet rejimlerinden çıkış askerler için zordur. Bu tür değişim süreçlerinin hem nesnesi hem öznesi olurlar; hem değişim tarafından etkilenirler hem kurumsal nitelikleri itibariyle bu değişimi gerçekleştiren el olmak durumunda kalırlar.

Ancak geri dönüş yoktur ve asker açısından yapılacak iş artık direnmek, tepki vermek değildir. Tersine 'demilitarizasyon süreci'nin doğru yönetilmesidir. O zaman bir yanıyla mesele ordunun yeniden tanımı ve asker rolünün yeniden inşasıdır...

Ancak bunları söylerken daha önce sıkça vurguladığımız şu gerçeğin altını özellikle çizmek gerekir:

Türkiye'de ya da başka yerde asker bu süreçlerde, değişmek istediği için değil, değişmek zorunda kaldığı için rol alır. Başka bir ifadeyle demilitarizasyon süreci asker tarafından bu sınırlarda yönetilir. Değişime direnç ile değişmek zorunluluğu iç içe girer. Eski usuller ile yeni arayışlar yan yana yaşar.

Başbuğ'un gazetelere yaptığı açıklamalar bu durumun açık kanıtıdır:

Bir gün "darbe dönemi bitmiştir, GATA konusunda yanlış yaptık" diyor, bir başka gün tehdit eden askeri üsluba geri dönüyor, "ya sabrımız taşarsa"... tarzı meydan okumalara girişiyor...

Peki başından bu yana asker tarafından nasıl yönetildi bu süreç?..

Birinci aşamada, "yasal değişim" döneminde karargâhın başında Hilmi Özkök vardı. Sivilleşme süreci açısından "iyi" bir yönetim gösterdi. MGK'nın yapısını değiştiren, ardından gizli yönetmeliğin ilgasına kapı açan 2003 Uyum Paketi onun genelkurmay başkanlığı döneminde çıktı, hükümet MGSB'ye ilk kez bu dönemde el atabildi, dış politik alanda (Kıbrıs örneği) ilk kez askerden bağımsız bir rota izleyebildi.

Ve önemlisi bu gelişmelere karşı ordu içi tepkiler, darbe girişimleri ve benzerleri Hilmi Özkök sayesinde engellenebildi.

Elbet fişleme skandalı da onun zamanına yaşandı ve onun tarafından savunuldu. Yine de kabul etmek gerekir ki Özkök'ün demilitarizasyon yönetimi olmasaydı, bugüne kolay gelinmezdi.

Birinci aşama ile ikinci aşama arasındaki dönemde, geçiş döneminde Genelkurmay Başkanı Büyükanıt oldu.

Gemisini ve süreci "kötü" yönetti Büyükanıt.

Beklentilerle iş başına geldi ve Şemdinli hadisesindeki çıkışıyla oluşturduğu "askercil" imajın hakkını verdi:

Cumhurbaşkanlığı seçimine aktif müdahalelerde bulundu. 27 Nisan Askeri Muhtıra'sını elleriyle hazırladı. Asker ile hükümeti kavgalı hale getirdi. Gül'ün döneminde Çankaya'ya karşı gerginlik ve tanımazlık politikası uyguladı.

Ve ordunun itibar kaybının derinleşmesine yol açan isim oldu.

Temmuz 2007 seçimlerinde ortaya çıkan yüzde 47'lik sonuç sadece AK Parti'nin değil, Büyükanıt'ın da eseriydi.

Ve Türk Silahlı Kuvvetleri açısından bu sonuç bir milat oldu: Kalıcı bir meşruiyet kaybı...

Dağlıca olayı bunu takip etti ve meşruiyet krizi derinleştirdi.

Türk Silahlı Kuvvetleri açısından kritik bir anda İlker Başbuğ devreye girdi, ikinci aşamanın, siyasal değişim döneminin Genelkurmay Başkanı oldu. Ordunun değişimin nesnesi ve öznesi olmasının çapı büyümüş ve niteliği değişmişti. Askere yönelik sorgu, sual dönemi ve yargı süreci başlamıştı.

Başbuğ bu süreci yönetmekte ciddi sıkıntılar yaşadı. Dedik: Güne göre direnç politikasını devreye soktu, güne göre orduyu yeni duruma uyarlamaya gayret ettiğini ima etti.

Demilitarizasyon sürecini "yönetmekte" başarısız olduğu söylenemez... Bu yönetime günlük gelişmeler, çelişkiler, el kol yordamı ve zorunluluklar hâkim olsa da...

Sert ve kabul edilemez çıkışları oluyor...

Ancak madalyonun diğer yüzü de önemlidir.

Başbuğ'un Kürt sorununun varlığını ikrarı, darbe dönemlerinin sona erdiğini vurgulaması, ordu içi temizlik çabaları, siyasi iktidarla çatışmasız bir ilişki götürmesi, daha doğrusu bunları yapmak zorunda kalması önemlidir.

Asker açısından değişim böyle bir şeydir...

Fazlası gerek...

Zira demokratik model bellidir ve hedef askerin siyasi iktidara tam biatı ve denetimidir...

Fazlası da gelecek...

Bu da askerin "zorunlu katkısı"yla gerçekleşecek.

 
-------Originalmeldung-------
 
Datum: 13.02.2010 20:06:49
Betreff: Saklı tutulan kozlar açılmak üzere...
 

Saklı tutulan kozlar açılmak üzere...

 

Satır aralarında saklı beyanlar, krizin habercisi mi?

 

...
İki farklı konu gibi gözükse de Cumhurbaşkanı Gül ve Genelkurmay Başkanı Başbuğ'un açıklamaları arasında bağ kurulması mümkün mü?


Hatta bu denkleme Başbakan Tayyip Erdoğan da katılmalı mı? Bir adım ileri gidildiğinde, "Genel seçim-cumhurbaşkanlığı seçimi stresi" erken mi yaşanıyor?
Deneyimli devlet adamları, taban ve yakın çevrenin etkisine mi girdi? Veya liderlerin birinci halkasındaki isimler arasında arka bölgede harekât mı başladı?
***

 

Cumhurbaşkanı Gül'ün konumundan başlayalım. Sancılı süreçlerden geçerek Köşk'e çıkan Gül, devlet organlarının uyumlu çalışmasını gözeten, tarafsız Cumhurbaşkanı profili sergilemek için ciddi çaba sarf etti. Lakin siyasi geçmişi Çankaya'da yakasını bırakmadı. Özellikle muhalefet partilerinin (CHP-MHP) izlediği strateji Gül'ün, tansiyonu düşüren, siyasi rekabeti centilmenlik sınırlarına çeken, anayasal kurumları birbirine yaklaştıran etkili aktör olmasını gölgeledi.


Gelinen noktada, Cumhurbaşkanı görev süresinin Gül özelinde 7 yıl olduğunu savunanlar da var. Ama hazırlıklar 5 yılla limitli. Dolayısıyla 2012'de Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecekse, oy verenlerin en az yarısının desteğini de alacak. Böylesine güçlü bir Cumhurbaşkanı'nın yürütmede kazanacağı ağırlık, ülkenin yönetim biçimi ile "kontrol-denge" sistemini doğrudan etkileyecek. Ve muhtemelen yarı başkanlığa gidişi frenlemek isteyenleri tetikleyecek. Aradan geçen 2.5 yıla rağmen "AK Parti patenti" ile inisiyatif alanı daraltılan Gül'ün, kendisi dışında oluşturulacak "Başarılı ve devam etmeli" türünden yorumlara kapalı olduğunu düşünmek güç. Lakin Köşk'te kalmak için farklı kesimlerle taviz oyununa gireceğini iddia etmek ise insafsızlık. Bu nedenle vaktinden önce kurgulanan Çankaya senaryoları için "prova çekimleri başladı" demek yanıltıcı olmaz. Ve bu film karesinde askerin değerlendirmesinin olmadığını savunmak gerçekçi değil.
***

 

Genelkurmay cephesine gelince...
Burada TSK'nın iç ve dış dinamiklerini ele almak gerekiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesinin gerek bilgi güvenliği, gerek rutin dışına çıkan personel, gerekse moral motivasyon üzerinde durduğu biliniyor. Bizzat Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ'un, general rütbesindeki çalışma arkadaşları ile "özeleştiri yapması" artık sır niteliği taşımıyor. Askerin hem itibarını hem de imajını zedeleyen olaylara iç bünyesindeki faktörlerin de sebebiyet verdiğini kabul etmesi dikkate değer. Deyim yerindeyse sakatlanan ayağı görmek ve tedavisine çalışmak önümüzdeki günlerin belirgin gelişmesi.


Suikast hazırlığından başlayıp darbe planına varan iddiaların muhatabı asker kişilere suçluluğu ispatlanıncaya kadar sahip çıkılması, selamı sabahı kesenlerin uyarılması, yalnızlaştırmaya fırsat verilmemesi Komutan'ın açık tercihi. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit'in beyanlarında da bu stilin ipuçları gizli. "Kendi içinde sağlam duramayan askerin, dışarıda çökmesi mukadder" tezi burada hâkim.


TSK'nın dış boyuta taşan yeni duruşu ise uluslararası istihbarat örgütlerini kapsadığı gibi halkın askere duyduğu güvendeki erozyonu önlemeyi de amaçlıyor. Askeri kanatta, asimetrik psikolojik harekâta ilişkin donelerin yabancı istihbarat kuruluşları tarafından organize edildiği, memnuniyetsiz personel eliyle servis edildiği kanısı hâkim. Ve bu zincirin halkaları kırılmaya çalışılıyor. Halkla ilişkiler açısından, "haksız ithamların anlatılması" emri okunabiliyor. Muhtelif isnatların peşin hükme dönüşmesine ilişkin örnekler, itirafçıların spekülatif beyanlarına dayalı yönlendirmeler, subaylarla-üst subayların arasını açmaya dönük silahlı teşebbüs şemaları, halkı askerlikten soğutabilecek akıl dışı planlar, bunları belirli hedeflere yöneltmek için çalışan sivil unsurlar... Bütün bu başlıklar askerin "karşı atağı"nın hamleleri olabilir.


Endişe verici husus ise gerek görevdeki gerekse emekli komutanların önce birbirlerine sonra siyasi alana ilişkin koz tuttuğu izlenimi veren satır aralarına saklı beyanları. İşte burası yeni krizlerin habercisi!

 

Okan Müderrisoğlu / Sabah'taki köşesinden ilgili kısım

 


 



__________ Information from ESET Smart Security, version of virus signature database 4864 (20100213) __________

The message was checked by ESET Smart Security.

http://www.eset.com
 
Tierisch gut! KOSTENLOSE E-Mail-Animationen – von IncrediMail! Hier Klicken!

[anadoluhaber:37845] İlhan Arsel hakkında.

Posted: 13 Feb 2010 02:58 PM PST

İlhan Arsel kaç senedir ABD'de yaşıyrodu ve neden gitmişti hiç bir yerde bulamadım lütfen bilen varsa paylaşırmı?

--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.
Türkiye, eğer Türkiye'nin omurgasını çökerten, elini kolunu bağlayan, tarihî yürüyüşünü sona erdiren ve sadece laik küresel sistemin çıkarlarını korumaktan başka hiçbir iş yapmayan bu hastalıklı, marazî, şirret, ilkel çetelenme yapılanmasını çökertemezse, tasfiye edemezse, Türkiye tasfiye edilmiş olacak. Leş kargaları kapıda bekliyor...
-------------------------------------
http://dava-vatan.blogspot.com/

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

İran'da Neler Oluyor, Neler Bitiyor: Farklı Bir Perspektif

Posted: 13 Feb 2010 02:25 PM PST

İran'da neler olup neler bitiyor? İran'ın desteklediği güçler Irak'ta, Afganistan, Lübnan ve Ortadoğu'da neler yapıyor? Şiiliğin mahiyeti nedir, stratejileri nedir? Ali Hamaney'in malvarlığı kaç milyon dolarlık?

Sorular ve ilk defa karşılaşacağınız önemli hadiselere farklı bir perspektiften bakış açıları..

www.irananaliz.wordpress.com sitesini kesinlikle tavsiye ederiz.


[anadoluhaber:37851] Kitap - Türk Solu Adam Olur mu? - indir

Posted: 13 Feb 2010 11:41 AM PST

Türk Solu 

Kendini « sol » olarak tarif eden hareketler hiç olmadıkları kadar zayıf ve bölünmüş bir tablo çiziyorlar bugün.  Türk Solu Dergisi’nin ırkçı söylemlerinden CHP’nin darbe çağrılarına uzanan bir kafa karışıklığı hakim. Muhalefet boşluğunun müzmin bir hastalığa dönüştüğü şu dönemde Türk solu bu boşluğa talip olabilir mi?

Daha önce Dikkat Kitap kategorisinde yayınladığımız Pozitivizm Eleştirisi gibi bu kitap da Türkiye’deki sola tarafsız bakan bir çalışma. İyimser görüşler kadar geçmişe dönük ağır eleştiriler de var.

İlginize sunduğumuz 82 sayfalık bu kitap Türkiye’deki “sol” grupların sorgulamalarına, projelerine ışık tutmak amacıyla derlenmiş makalelerden oluşuyor. Kitabı buradan indirebilir ve paylaşabilirsiniz. Kitapta ele alınan başlıca konular: Solda özgürlükçü hareketler, 68 Kuşağı, Devrimci sol, Kemalizm, ulusalcı sol akımlar, Sol ve İslâm, Cumhuriyet Gazetesi.

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37847] Kitap: Teknolojik İnfaz Yöntemleri - indir

Posted: 13 Feb 2010 11:40 AM PST

Teknolojik İnfaz Yöntemleri

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

Saklı tutulan kozlar açılmak üzere...

Posted: 13 Feb 2010 10:54 AM PST

Saklı tutulan kozlar açılmak üzere...

 

Satır aralarında saklı beyanlar, krizin habercisi mi?

 

...
İki farklı konu gibi gözükse de Cumhurbaşkanı Gül ve Genelkurmay Başkanı Başbuğ'un açıklamaları arasında bağ kurulması mümkün mü?


Hatta bu denkleme Başbakan Tayyip Erdoğan da katılmalı mı? Bir adım ileri gidildiğinde, "Genel seçim-cumhurbaşkanlığı seçimi stresi" erken mi yaşanıyor?
Deneyimli devlet adamları, taban ve yakın çevrenin etkisine mi girdi? Veya liderlerin birinci halkasındaki isimler arasında arka bölgede harekât mı başladı?
***

 

Cumhurbaşkanı Gül'ün konumundan başlayalım. Sancılı süreçlerden geçerek Köşk'e çıkan Gül, devlet organlarının uyumlu çalışmasını gözeten, tarafsız Cumhurbaşkanı profili sergilemek için ciddi çaba sarf etti. Lakin siyasi geçmişi Çankaya'da yakasını bırakmadı. Özellikle muhalefet partilerinin (CHP-MHP) izlediği strateji Gül'ün, tansiyonu düşüren, siyasi rekabeti centilmenlik sınırlarına çeken, anayasal kurumları birbirine yaklaştıran etkili aktör olmasını gölgeledi.


Gelinen noktada, Cumhurbaşkanı görev süresinin Gül özelinde 7 yıl olduğunu savunanlar da var. Ama hazırlıklar 5 yılla limitli. Dolayısıyla 2012'de Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecekse, oy verenlerin en az yarısının desteğini de alacak. Böylesine güçlü bir Cumhurbaşkanı'nın yürütmede kazanacağı ağırlık, ülkenin yönetim biçimi ile "kontrol-denge" sistemini doğrudan etkileyecek. Ve muhtemelen yarı başkanlığa gidişi frenlemek isteyenleri tetikleyecek. Aradan geçen 2.5 yıla rağmen "AK Parti patenti" ile inisiyatif alanı daraltılan Gül'ün, kendisi dışında oluşturulacak "Başarılı ve devam etmeli" türünden yorumlara kapalı olduğunu düşünmek güç. Lakin Köşk'te kalmak için farklı kesimlerle taviz oyununa gireceğini iddia etmek ise insafsızlık. Bu nedenle vaktinden önce kurgulanan Çankaya senaryoları için "prova çekimleri başladı" demek yanıltıcı olmaz. Ve bu film karesinde askerin değerlendirmesinin olmadığını savunmak gerçekçi değil.
***

 

Genelkurmay cephesine gelince...
Burada TSK'nın iç ve dış dinamiklerini ele almak gerekiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesinin gerek bilgi güvenliği, gerek rutin dışına çıkan personel, gerekse moral motivasyon üzerinde durduğu biliniyor. Bizzat Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ'un, general rütbesindeki çalışma arkadaşları ile "özeleştiri yapması" artık sır niteliği taşımıyor. Askerin hem itibarını hem de imajını zedeleyen olaylara iç bünyesindeki faktörlerin de sebebiyet verdiğini kabul etmesi dikkate değer. Deyim yerindeyse sakatlanan ayağı görmek ve tedavisine çalışmak önümüzdeki günlerin belirgin gelişmesi.


Suikast hazırlığından başlayıp darbe planına varan iddiaların muhatabı asker kişilere suçluluğu ispatlanıncaya kadar sahip çıkılması, selamı sabahı kesenlerin uyarılması, yalnızlaştırmaya fırsat verilmemesi Komutan'ın açık tercihi. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit'in beyanlarında da bu stilin ipuçları gizli. "Kendi içinde sağlam duramayan askerin, dışarıda çökmesi mukadder" tezi burada hâkim.


TSK'nın dış boyuta taşan yeni duruşu ise uluslararası istihbarat örgütlerini kapsadığı gibi halkın askere duyduğu güvendeki erozyonu önlemeyi de amaçlıyor. Askeri kanatta, asimetrik psikolojik harekâta ilişkin donelerin yabancı istihbarat kuruluşları tarafından organize edildiği, memnuniyetsiz personel eliyle servis edildiği kanısı hâkim. Ve bu zincirin halkaları kırılmaya çalışılıyor. Halkla ilişkiler açısından, "haksız ithamların anlatılması" emri okunabiliyor. Muhtelif isnatların peşin hükme dönüşmesine ilişkin örnekler, itirafçıların spekülatif beyanlarına dayalı yönlendirmeler, subaylarla-üst subayların arasını açmaya dönük silahlı teşebbüs şemaları, halkı askerlikten soğutabilecek akıl dışı planlar, bunları belirli hedeflere yöneltmek için çalışan sivil unsurlar... Bütün bu başlıklar askerin "karşı atağı"nın hamleleri olabilir.


Endişe verici husus ise gerek görevdeki gerekse emekli komutanların önce birbirlerine sonra siyasi alana ilişkin koz tuttuğu izlenimi veren satır aralarına saklı beyanları. İşte burası yeni krizlerin habercisi!

 

Okan Müderrisoğlu / Sabah'taki köşesinden ilgili kısım

 


 



__________ Information from ESET Smart Security, version of virus signature database 4864 (20100213) __________

The message was checked by ESET Smart Security.

http://www.eset.com

[anadoluhaber:37844] Devlet adamı değilsin, devlet memurusun İlker Paşa (3) - Rasim Ozan Kütahyalı

Posted: 13 Feb 2010 10:49 AM PST

İlker Başbuğ kendisine “devlet memuru” denmesini hakaret sayan bir asker. Kendini bir devlet adamı olarak konumlandırıyor. Yine “devlet adamı” triplerinde Habertürk’e konuşmuş kendisi. Genelkurmay Başkanlığı “özerk bir kurum”muş ve Başbuğ da o kurumun kimseye hesap vermesi gerekmeyen CEO’su sanki. Ben yine ısrarla ve ısrarla Başbuğ’a “Devlet adamı değilsin, devlet memurusun İlker Paşa” demeye devam ediyorum. Bana hakaret davası açtı, bir daha açsın...

Hazmedemesen, sindiremesen de devlet memurusun general. Moral bozukluğunun sebebi de ondan. “Askerimin moralini bozan herkesle savaşırım” diyorsun. Maalesef bu ülkenin askerlerini de aynı kafayla yetiştiriyorsunuz. Kendilerini “devlet memuru” gibi görmüyorlar. Tıpkı senin gibi kendini “potansiyel devlet adamı” görerek yetişiyor subaylarımız. Problem burada zaten... Şimdi bu çarpık düzen değişiyor. Türk ordusu yeniden “ordulaşıyor”. Askerler yeniden askerleşiyorlar. Onlara harp okullarında öyle zihniyet benimsetildi ki birçoğu şimdi travma yaşıyor. Doğru söylüyorsun, moralleri bozuk, kafaları karışık...

Şaşıracaksın belki ama ben epey de çeşitli kademelerde subay tanırım general. İmtiyazlı bir mesleğin sahibi olarak yetişiyor subaylar. Eleştirilemez, dokunulamaz bir mesleğin ve kurumun mensupları olarak görüyorlardı kendilerini. Şimdi bakıyorlar işler tersine dönmüş..

Askeriyenin temel felsefesi “Kol kırılır, yen içinde kalır” anlayışı tarih olmaya başlamış. Subayların küçümsediği, hor gördüğü polisler subaylar hakkında fezlekeler hazırlıyor. Savcılar iddianame yazıyor. Mahkemeler kabul ediyor. Sivil mahkemelerde anlı şanlı generaller yargılanabiliyor... İşte o sebeple moraller bozuk, zihinler travmatik...

Senin o röportajında, başında olduğun kurumun bilinçaltını yansıttığın bir ifade var general.

Ya ıslak imza meselesi. Son olarak bir kez daha belgedeki imzanın ıslak olduğu ve Albay Dursun Çiçek’e ait olduğu belirlendi Adli Tıp tarafından.

- O belge şimdi bize gelecek. Biz de inceleyeceğiz.”

Biz ne demek general? Genelkurmay Askerî Savcılığı “biz” mi? Sivil savcılıklar “siz” mi? Başında “askerî” ibaresi de olsa savcılık bağımsız ve tarafsız değil midir? Bu askerî savcılar senin emrinde mi? Ne haddini bilmez bir konuşma bu general?

Aslında sana kızmamak lazım. Alıştığın reel durumu söylüyorsun. Yazılı kurallar ne olursa olsun bir de yazısız kurallar vardır Genelkurmay içinde. Hukuki durum yanında fiili durumlar vardır. Ve genelde hem bu ordu hem bu devlet fiili durumlar yaratılarak yönetilmiştir hep...

Öyle inanıyor ve biliyorsun ki fiilen de askerî savcı sana bağlıdır. Senin bir kaş işaretinle iddianameler yazılır, iddianameler iptal olur... Kimi dosyalar öne çıkarılır, kimileri sumenaltı edilir... Islak imza da size gelir, sen “Bu imzanın gerçek olarak bilinmesi kurumumuzu yıpratır” iması yaparsan askerî savcılık da gereğini yapar. Açık açık bunu itiraf ediyorsun zaten...

İşte şu an bu durum değişiyor paşa. Değişmek zorunda çünkü... Halkın çoğunluğu ilk defa bu kadar kararlılıkla ordunun ordu gibi olmasını istiyor. Sivil hükümetin tamamen emrinde olmasını istiyor. Oysa sen ve senin gibi birçok general “Başbakan’a bağlı” sözünden bile hoşlanmayıp sadece “Başbakan’a karşı sorumlu”yuz diyorsunuz. Hukuken durum “sorumluluk” ama fiilen sorumlu bile değilsin. Özerk ve özel bir güvenlik şirketinin patronu gibi yaptığın açıklamaları Başbakan hâlâ sorgulayamıyor. “Bir daha benden habersiz basına konuşmayacaksınız general” bile diyemiyor size Başbakan. Hani şu, ülkeyi “sivil dikta rejimine götüren” Başbakan bu. Eşi GATA’ya alınmayan Başbakan. Sen mi “Başbakan’ın Paşası”sın o mu “Paşasının Başbakan’ı” hâlâ tam belli değil. Böyle sorgulayınca da bize kızıyor Başbakan. Bak o konuda anlaşıyorsunuz Başbakan’la. Zaten birileri de ah Başbakan ile Paşa ortak karar verseler de şu Taraf’ı bir bitirseler diye bekliyor...

Oysa bak Taraf sayesinde çok daha dikkatlisiniz artık... Pek sevdiğin Murat Yetkin’in tabiriyle “Kevgire dönmüş Genelkurmay” biraz toparlanıyor. Birçok askerî birim kendine çeki düzen veriyor. Bir saçmalık, bir ihmal, bir suiistimal, bir ahmaklık yaparsam tepeme Taraf gazetesi biner diye çekiniyor. İşini daha iyi yapıyor...

“İşler eskisi gibi gitmiyor. Toplumsal denetim altındayız” diye morali bozulanlar var elbet. Ama işini iyi yapan ve sadece işini yapan subaylar ve generaller de rahatlıyor. Kurum yıpranmıyor. Kurum yenileniyor general. Bence subayların maaşlarında iyileştirmeler de yapılmalı. Türk subayı lojman hayatına mahkûm edilmemeli. Gerçek sosyal hayatın dışında sanal bir askerî lojman hayatı askeri en yıpratan şey general. O hayatın dışına çıkınca çoğu general ve subay sudan çıkmış balığa dönüyor. Orda da travma geçiriyor...

Çok kritik bir dönemin Genelkurmay Başkanıydın. Ordu içi bu açılımları gerçekleştirerek, ordumuzu “muasır medeniyetler seviyesinde bir ordu” haline getirerek tarihe geçebilirdin general. Komutanın Hilmi Paşa’nın yolunu takip edebilirdin... Yapmadın bunu general. Kusura bakma ama Üçüncü dünya ordularının, o küçümsediğin muz cumhuriyetlerinin paşası gibi davranmayı tercih ettin...

Dost acı söyler general. Bu eleştirileri yapmak dostçadır. TSK’yı yıpratmak derdinde olan biri gördüğü hakikatleri söylemez, “Her şey güzel, her şey güzel” der. Sonra da Yunan ordusu gibi hakikaten madara olursunuz general. Ben bunu istemiyorum. Maalesef sen de hep bunu isteyenlere koz veriyorsun, o yolda ilerliyorsun... Maalesef gerçek bu. Kal sağlıcakla...

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

Bombalardan "Davud Yıldızı"

Posted: 13 Feb 2010 10:49 AM PST

Bombalardan "Davud Yıldızı"

 

İsrail ordusu tarafından Gazze’ye geçtiğimiz yıl ocak ayında düzenlenen saldırı sırasında çekilmiş uydu görüntülerinde, bombalarla “Davud Yıldızı” çizildiği ortaya çıktı. Filistin topraklarında bombalarla çizilen 60 metre çapındaki “Davud Yıldızı“ görüntülerinin ortaya çıkması büyük tartışmalara yol açtı.

 

Jerusalem Post’ta yer alan habere göre, Davud Yıldızı’nın bulunduğu uydu görüntüsü, Birleşmiş Milletler tarafından geçen temmuz ayında Güney Afrikalı hukukçu Richard Goldstone’a sunuldu.

 

BM’ye sunulan raporda, uydu görüntüsünün 3 Ocak ile 10 Ocak 2009 arasında çekildiği kaydediliyor. BM’nin internet sitesine konulan görüntüden “Davud Yıldızı”ndan bahsedilmedi.

 

İsrail ordusu kaynakları, yıldızın hava kuvvetlerine karadaki askerlerin nerede görev yaptıklarını göstermek amacıyla çizilmiş olabileceğini öne sürüyor.

 

Kaynak : Türkiye Gazetesi

 






__________ Information from ESET Smart Security, version of virus signature database 4864 (20100213) __________

The message was checked by ESET Smart Security.

http://www.eset.com

[anadoluhaber:37878] Ateizm, dinler ve ahlaki değerler tartışması

Posted: 14 Feb 2010 06:22 AM PST

Not: elbette bu tartışmalar her alanda örtülü ve açık sürmektedir. Bu yüzden herkesi ilgilendirmektedir. Taraflardan kimse ismini saklamaya ihtiyaç duymadığı için isimler örtülmeden yazı diğer yazarlarla da paylaşılmak üzere gruplara gönderilmiştir.

 

Bir oda başkanı şöyle demiş

 

"Müslümanların, Hıristiyanların veya Yahudilerin hiçbir kutsal kitabı benim beynimin, aklımın sığabileceği büyüklükte değildir. Yani sorgulamam gerekiyor. Biz biliyoruz ki dinler kendilerinden önceki dinlerle beslenmiş. Bugün baktığımızda Kur'an'ın yaklaşık yüzde 70-80'ni Tevrat'tan, Sümerlerden, Hıristiyanlardan bir sürü geçmiş dinlerden Nuh tufanına kadar, Adem ve Havva'nın oluşumuna kadar geçmiş. Bu tür aslında bilimsel olmayan ama dogmatik bir takım öğretilerden almaktadır. 21. yüzyıl ateizmin yüzyılıdır. Yani bugün için konjonktürde Türkiye'de ılımlı İslam'ın ön plana çıkmış olması bir şeyi değiştirmez. Napolyon'un sözüne katılıyorum. Ülkelerin kaderlerini yaşadıkları coğrafyaları belirler." (Denizli eski Tabip Odası Başkanı Dr. Hasan Akşık)

 

Bu söz üzerine başlayan inanç grubundaki tartışmada Gün Güneş isimli bir yazarda

 

Hasan Akşık'ın dile geitrdiği doğruları kabul etmek istemeyenler beyinsiz ya da bilgisizdir.

GG

 

Diye yazmış ve tartışma başlamış bende aşağıdaki yazı ile cevap verdim.

 

 Ateizmin bir ahlak sınırlaması yoktur. Var sandıkları tüm ahlaki değerler, diğer her türlü ahlaki değerler gibi din kökenlidir. Tarih içinde hiç bir ahlaki değer yoktur ki din kökenli olmasın. Bu sınırlamalar her zaman insanların, gönderilen peygamberler ile insanlara bildirilmesi sonucu bazen yoldan sapsalar dahi, alışkanlıklarının sonucu tanrılarından çekinmeyi sürdürmeleri ile oluşmuştur. Zamanla bozuldukça da yeni peygamberler gönderilmiştir.

Ahlaki değerler mesela insanların erkek ve dişi ilişkileri din kökenli oluşan atmosfer tarafından dengelenir. Akıl ve mantık eğer dini ahlaki değerler olmasa idi kardeşler arası evliliği gayet doğal bulurdu. Çünkü bunun genetik bozukluklara sebep olacağı günümüze kadar zaten bilinmiyordu. Ahlaki değerler din kökenli toplum ayarlamalarının her yerindedir. Haram yemek günahtır. Evlenmeden ilişki zinadır. Doğan çocuk veledi zina ve ya piç olarak sorunlu insan olacaktır. Ahlaki değerleri tanımak istemeyecektir vs.

Bu dengelemelerin ülkemizde devleti ele geçiren dinsizlerin ve dinsizliği yayarak güçlenmek isteyen Yahudilerin uyguladığı devlet terörü ile devre dışı bırakılması sonucu bu ahlaki değerlerin dışına çıkan ateizm her türlü ilişkiyi doğal kabul ederek aile içi ve eş cinsellik, haram kavramının kaldırılması gibi şeylerdir. Her türlü pis ve kötü alışkanlıklar maalesef ülkemizde de yaygınlaştırmıştır. Zaten ülkemizdeki baş örtüsü gibi semboller üzerinden sürdürülen kâfir yada doğrudan ateist devletlilerin çıkardığı Müslüman kafir savaşındaki, kafirlerin amacıda bu tip bir özgürlüğe engel olan dini ve ahlaki değerleri bütünü ile ortadan kaldırmak amaçlıdır.

Bazıları, ama yasalar bu sınırlamaları getirebilir derler. Hayır, getiremezler çünkü yasaları yapanları dahi din kökenli ahlaki değerlerden uzak olanlardan oluşturulma çabaları mason ve Siyonistlerin milletleri hayvan sürüleri haline dönüştürmek arzularının, ordular ve yargılar tarafından zorla gerçekleştirilebilmesi için gerekli yerlerin ele geçirilmesi ile sağlanmış durumdadır. Bu yüzden Türkiye’nin şu anda sürdürmekte olduğu sivil istiklal savaşı inşallah başarılı olacak ve dünyaya da örnek olacaktır diye düşünüyorum.

Sonuç olarak Ateistleri yasalar dışında bağlayan her hangi bir ahlaki değer yoktur. Mevcut ahlaki değerleri de miras yolu ile aldıkları ve taşımaktan usandıkları ahlaki değerlerdir. Yasalar ise ahlaki değerleri bağlayıp ahlaksızlığı teşvik edecek yorumlar ile baştan çıkarılmış kadınlara ve eş cinsellere döndürülmüştür.

A.D.Şimşek

Bunun üzerine sayın Gün Güneş bana cevaben

 

Ahmet Bey,

Din olmazsa ahlak olmaz mantığı elbette toplumu 1400 yıl önceki (Musevilik 3000 küsur yıl, Hıristiyanlık ise 2000 yıl önceki) kurallara ve normlara göre biçimlendirmek isteyenlerin sürekli kullandıkları bir argümandır.  Din ahlakı değil, insanların ahlak anlayışı dinleri yaratmıştır.  Ne yazık ki 21. yüzyıla uygun bir din yerine toplumu ve (ellerinden gelse) tüm dünyayı 1400 ya da 2000-3000 yıl geriye götürmek isteyenler bir yandan insanların cinselliği konusundaki saplantılarını dayatmaya çalışırken en büyük ahlaksızlıkları gözlerini kırpmadan (inandıklarını söyleyenler de Allah veya cehennem korkusu duymadan) her gün gözlerimizin önüne sermektedirler.

Yine de zahmet edip yazdığınız için teşekkürler.

GG

 

Diye cevap verince, zorunlu olarak beni de konuya daha fazla açıklama getirmem gerekti ve aşağıdaki son cevabımı yazdım.

Sayın Gencer

Verdiğiniz tarihler de ve daha eskisi de sizin savlarınızın da tarihidir zaten.Yani sizin savlarınızı savunanların mutlak hakim olduğu dönemlerde zaten peygamberlerin gelme tarihleridir.

Yani benim söylediklerimle sizin söylediklerinizin günümüze ait sözler olmadığı insanla birlikte var olagelen konular olduğu için 1400,  3000 yıl yada öncesi gibi göndermeleriniz anlamsızdır. Çünkü bu tartışma bugün çıkmamış insanlık tarihi boyunca süre gelmektedir.

Bu yüzden de sav ya da teorinizi bu gerekçeye dayandırmanız geçersiz bir iddiadır. İnsanlar, bazı düşünürlerce şeytan baba ve melek anneden doğmuş melezler gibidir diye tabir edilir. Ben bu deyimlerden hoşlanmasam da temsilde hata olmaz kavlince benzetmelerin tarif de işe yaradığını düşünüyorum. Çünkü insan her türlü iyilik ve kötülük duygularını birlikte içinde taşıyan bir varlıktır. Bu yüzden falan dindar şunu yaptı demek için hiç bir dinsiz onu yapmadı da diyebilmek gerekir ki bu mümkün değildir.

Demek ki dinli dinsiz her insan her şeyi yapmaya gebedir.  Ortam, şartlar, çevre, aile, yetişilen ortam, genetik kalıtım, vs gibi nedenler ile daha pek çok şey kişinin davranışlarını belirlersede asıl belirleyici olan insanın fırsat bulduğunda yapabildiği bilhassa savaşlarda iyi insan sayılan kişilerin tecavüzler gereksiz cinayetlerde katliamlarda diğerlerine baskın hareket edişlerine kadar kişilerin görünen yüzlerinden çok iç dünyaları iç güdüleri ve içgüdülerini kontrolde kişiye yadım eden ahlaki değerler ve ateistlerin de dahil şuuraltına yerleşmiş dini duygulardır. Çocuklar büyüklerin hareketlerini ve yapabileceklerini gizlemeden yapabilecek varlıklar olduğu için gözlem için çok iyi denekler olarak ele alınabilir. Mesela çocuk tüm ihtarlara rağmen, cezalandırılacağını bilerek de yaramazlık yapar. Bilmeden de. Bu büyüdüğünde değişmez sadece bazı baskılara karşı akıllanma ve ya kurnazlaşma ile sürer gider.

O halde konu bu açıdan ele alınırsa, bu gibi konulardaki tartışmalarımızda sonuca giden yol boş tartışmalarda kaybolur ki bu da yanlış olur.

İnsanlar toplu yaşamak istedikleri için kurallar ile yaşamak zorunda kalırlar. Kuralı doğal olarak güçlü olan yada haklı olan etrafındaki birleşenler koyarlar. Güçlü olan koyarsa zayıfları ona uyar ve bir kısmı zorbaya destek ile nemalanıp diğerleri haksızlığa uğrarlar. Haksızlığa uğrayanlarda kendilerine göre birliktelikler kurup kural koymayı ele geçirmek isterler. Bu hayat bir cidaldir (mücadeledir) felsefesinin zeminini teşkil eder. Ama bu felsefeyi farklı zamanlarda bizlerin inandığı sizlerin inanmadığı peygamberler ile hak ve batıl, helal ve haram, yasak ve serbest, kavramları ile bir biri ile örtüşecek aynılıkta farklı kültür ve dillerden farklı asırlarda getiren peygamberlerin bir birleri ile sözleşmişçesine aynı şeyleri söylemelerinin imkansızlığı da dikkate alınmalıdır. Peygamberler kaynak olarak belirttikleri ilahi kaynağı yani Allah’ı bizlerin tanımasındaki argümanlar ile sizlerin ret etmesindeki argümanlar tartışması yerine , Bu argümanların dinlerin vaaz ettikleri doğrultuda hala ateistinden putperestine kadar bir bilinç altı oluşturduğu. Çocuğu öldürülen ebeveynin dinli dinsiz fark etmeden ilk tepki olarak katilinde öldürülmesini istemek ile kısas talep ettiği istisnalar kuralı bozmaz kavlince kabul edilmek zorundadır. Çünkü din akla da bir takım veriler ile ikna getirse dahi aslında duyguları düzene sokarak davranışlarımızı belirler. Bu arada insan neslinin hayvanlardaki seks ilişkilerinden farklı yönlendirilişinde de dinlerin getirdiği kuralları dile getirmek aklı sekste kişi olmakla suçlanarak susturulursa bu dahi konuyu konuşmaktan çok mıncımak denilen yokuşa sürmek olur.

Bu davranışlar bazen dinsiz görünümlü kişide gayet mükemmel tezahür ederken dindar görünümlü bir kişide tam aksi şekilde tezahür edebilir. Çünkü tüm ahlaki değerlerin din kökenli olmasına rağmen insanlar dinden dahi işlerine geldiği kadarını alıp işlerine gelmeyeni görmezden gelebilecek bir yapıdadırlar. Bunun için konuyu kişiler ya da tarih açısından değerlendirmek başka amaçlarda işe aydınlatıcı sonuçlar verse de konuyu insan davranışları açısından açıklamaya yeterli olmaz diye düşünüyorum. Din farklı mizaç ve karakterler ile farklı ahlaki disiplinlerin sahibi olan dindarların davranışları ile anlaşılamaz. Dinler kendi kaynağından kişilerden bağımsız olarak ele alınarak tartışılacak bir konudur. Bunun aksi tartışmalar samimiyet ve iyi niyet ile açıklanamaz.

Bu yüzdende bu konu bana ikinci dünya savaşında Ateist bir psikolog Albayın. Çok dindar bir Piskoposun hapiste gördüğü tüm işkencelere rağmen çözülememesi üzerine işi  çözmekle görevlendirilmesi ve aylarca uğraşmadan sonra sonuç alması ama ilginç bir şekilde Piskopos ile yer değiştirip albayın dindar bir bilinç altının Piskoposunda dinsiz bir bilinç altının su yüzüne çıkması ile tamamen yer değiştirmeleri konusu hatırıma gelir.

Bu yüzden elbet de benim söylediğim bütün ahlaki değerler din kökenlidir sözü de tartışılabilir. Ama sizin ileri sürdüğünüz argümanlar ile tartışılırsa sizin aleyhinize ve benim tezim lehine iş başlamadan bitmiş olur.

Saygılarımla

A.D.Şimşek

 

 

 

 

 

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37872] Benim anlamadigim. Ir sey var Niye askerler suc islegiginde sivil yargida yargilanmiyorlar polisler 9 aylikta askerler 11aylik mi milletin verdigi verdigi vergilerle krallar gibi yasiyorlar suc islediklerinde birbirlerini yargiliyor valla iyi bu iş tencerenin dibi Kara seninki benden Kara

Posted: 14 Feb 2010 05:37 AM PST

I

iPhone'umdan gönderildi

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

Re: [anadoluhaber:37870] Kirli Portre: Doğu Perinçek.! -1-

Posted: 14 Feb 2010 04:58 AM PST

Burak Somay Bey,meşguliyetimin fazlalığı sebebiyle bana bir süre mail yollamamanızı istirham edeceğim.Bugüne kadar ki,hizmetleriniz için teşekkür ederim.Selam ve saygılarımla.Aşır Çöloğlu

14 Şubat 2010 01:25 tarihinde Burak Somay <buraksomay35@gmail.com> yazdı:

Perinçek 'in hâkim olan ve bir dönem Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Yardımcılığı yapan babası Sadık Perinçek, dört dönem Erzincan milletvekili seçildiği Adalet Partisi'nde Genel Yönetim Kurulu üyesiydi. Perinçek 'in dayısı Turhan Olcayto, tümgeneraldi ve Ankara 'da Zırhlı Tümen Komutanıydı.

Bakın Perinçek Türk Ordusu için ne diyor:

“Orduyu siyasal iktidarda pay sahibi haline getiren Milli Güvenlik Kurulu gibi kurumlar kaldırılmalıdır.”
(İP Programı’ndan)


Devir devir Doğu Perinçek

Doğu Perinçek, Türkiye Marksist-Leninistlerinin mirası üstüne kurduğu Aydınlık hareketiyle hâlâ devrine göre siyaset güdüyor.


Dev-Genç'ten ihtilal liderliğine, Maocu çizgiden 28 Şubat'taki tahrik edici üsluba; son olarak ulusalcı çizgiye uzanan Perinçek hareketi tam bir başarısızlık örneği aslında.
O devrimci, Maocu, Apocu, Darbeci, Ulusalcı...
Şimdi sırada ne var dersiniz?


‘Marksist-Leninist bir teorik organ gerekliydi. Temmuz 1968'de bu dergiyi çıkarmaya, adını Aydınlık koymaya karar verdik. çünkü Aydınlık, sosyalist hareket tarihinde şanlı bir adı ifade ediyordu. 1919-25 yılları arasında muhtelif aralıklarla Türkiye'de Marksist-Leninistler tarafından bu isimle bir dergi çıkarılmıştı. Biz Aydınlık adını seçmekle geçmişin mirasını benimsemiş oluyorduk. Aydınlık'ın başlangıçtaki kurucuları şunlardır: Şahin Alpay, Cengiz çandar, Gün Zileli, Erdoğan Güçbilmez, Vahap Erdoğdu, Atıl Ant, Münir Ramazan Aktolga ve ben. Aydınlık kısa zamanda ideolojik bir karargâh haline geldi.' Bu sözler Doğu Perinçek'e ait. Günümüze kadar 37 yıldır süren "Perinçek ve Aydınlık olayı" işte böyle başladı.

 

Başından bugüne Perinçek ve Aydınlık hareketinin şaşırtıcı düzeyde birbirine ters iki yüzü var. Madalyonun bir yüzünde Perinçek'in Dev-Genç'in başından, asistanı olduğu Ankara Hukuk Fakültesi'nden ve üyesi olduğu Türkiye İşçi Partisi'nden atılmasından tutun; çıkardığı gazete ve dergilerin yalnızca birkaç bin satmasına, kurduğu partilerin hiçbir zaman bindelik oy oranlarını geçemeyişine kadar adeta bir başarısızlık şaheseri var. Perinçek, kurduğu yeraltı ihtilal örgütü en kısa sürede ortaya çıkarılıp dağıtılan ve birlikte yola çıktığı bütün arkadaşları tarafından terk edilen bir kişi olarak da bir başka rekorun sahibi. Her biri bugün toplumun çeşitli kesimlerinde önemli roller oynayan şu isimlerin hepsi onu terk etti: Şahin Alpay, Cengiz çandar, Oral çalışlar, Nuri çolakoğlu, Ferai Tınç, Gülay Göktürk, Osman Ulagay, Kerem çalışkan, Doğan Yurdakul, Hadi Uluengin, Gün Zileli, Şefik Kahramankaptan, ömer Madra, Soner Yalçın, Atıl Ant, Adil özkol, Cüneyt Akalın, Halil Berktay, Ragıp Duran, çiğdem Kömürcüoğlu, Alev Er, Musa Ağacık, Bülent Tanör. Bu kadar kişi tarafından terk edilmiş olmak bile aslında tek başına Perinçek hareketinin bir "başarısızlık örneği" olarak siyasi tarihe geçmesini sağlayabilir.



--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.
Türkiye, eğer Türkiye'nin omurgasını çökerten, elini kolunu bağlayan, tarihî yürüyüşünü sona erdiren ve sadece laik küresel sistemin çıkarlarını korumaktan başka hiçbir iş yapmayan bu hastalıklı, marazî, şirret, ilkel çetelenme yapılanmasını çökertemezse, tasfiye edemezse, Türkiye tasfiye edilmiş olacak. Leş kargaları kapıda bekliyor...
-------------------------------------
http://dava-vatan.blogspot.com/

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

[anadoluhaber:37875] Re: Ülkücü İrade ziya abim süpersin

Posted: 14 Feb 2010 04:49 AM PST

teşekkürler dostum

On 12 Şubat, 21:43, volkan özdemir <vol...@malatya.com> wrote:
> yaz�lar�n s�per sa�ol var ol
>
> kendine iyi bak sen bize laz�ms�n
>
> > Date: Fri, 12 Feb 2010 09:13:56 -0800
> > Subject: [anadoluhaber:37820] Re: �lk�c� �rade
> > From: tarik.b.zi...@gmail.com
> > To: anadoluhaber@googlegroups.com
>
> > SAYIN T�RK�C� BEY, ORAK �EK�� VATAN HA�NLER�N�N MASKOTUDUR. ORAK VE
> > �EK���N� G�ZLEYENLERDEN(MHP) KORKMAK LAZIM BUG�N.
>
> > On 11 �ubat, 21:23, DOGANBEY T�RKMEN <doganbey.sen...@hotmail.de>
> > wrote:
> > > SAYIN DOKTOR BEY BEYINSEL FANTAZILERINIZI ZORLARSANIZ SIZZDE O ZAMAN ORAKLI CEKIC BAYRAGI ELINIZDE ANKARA SOKAKLARINI ADIMLAMAZDINIZ DEGILMI........?????
>
> > > DOGANBEY
>
> > > Date: Sat, 6 Feb 2010 13:48:54 +0200
> > > Subject: [anadoluhaber:37707] �lk�c� �rade
> > > From: tarik.b.zi...@gmail.com
>
> > > Baz� kavramlar zehirlenmi�tir.
>
> > > Toplumun belle�inde o kavramlar, k�t� ve kanl� �a�r���mlar yapt�r�r.
>
> > > Biri kalk�p, medyay� su�layarak �milliyet�i �lk�c� irade bu ahlaks�zl��� asla unutmayacakt�r� dedi�inde bir anda ge�mi�i hat�rlars�n�z.
>
> > > Sokaklarda vurulan solcular�, Bah�elievler�de �ld�r�len yedi genci, Mehmet Ali A�ca�y�, Susurluk�u, mafyay� hat�rlars�n�z.
>
> > > �Milliyet�i �lk�c� iradenin eserleridir bunlar.
>
> > > Hele bu �iradenin unutmayaca��n� s�yleyen parti lideri, bir de �sab�rlar�n�n bir sonu� oldu�unu da s�yl�yorsa, durup �ne diyor� diye bir bakars�n�z.
>
> > > MHP Genel Ba�kan� Devlet Bah�eli, d�rt medya patronuyla AKP�yi, �rk�t�c� hat�ralar� yeniden zihinlere getirerek tehdit etti.
>
> > > Derin devletle i�birli�i yaparak 1980 darbesinin haz�rlanmas�nda �ok �nemli bir rol �stlenen �milliyet�i �lk�c� iradeyi sokaklara d�kmedi�i, mafyay� partisinden uzak tuttu�u, ger�ek bir siyasi parti gibi davrand��� i�in Devlet Bah�eli daima �vg�yle ve sayg�yla kar��land�.
>
> > > MHP�nin bug�n izledi�i politikalara kar�� olanlar bile bir g�n kalk�p da �ge�mi�i� MHP�nin ba��na kakmad�, kimse bu ucuzlu�a d��medi, MHP bir siyasi parti gibi davrand��� i�in herkes de MHP�ye bir siyasi parti olarak davrand� ve sadece onun politikalar�n� ele�tirdi.
>
> > > Toplumla ve medyayla bu �olumlu� ili�kisi sonucunda da MHP�nin oylar� y�kseldi, ilk se�imlerde �ana muhalefet� partisi olma ihtimali g��lendi.
>
> > > Bilmiyorum bu �ihtimal� mi MHP�nin dengelerini alt�st etti.
>
> > > Yoksa �amil Tayyar��n yazd��� gibi parti i�indeki �Ergenekoncu� bir kanad�n muhalefetine fazla dayanamad��� i�in mi Bah�eli ve MHP y�neticileri birden �a��rt�c� bir sertli�e savruldular.
>
> > > Osman Durmu��un, �peygamberle�, �GATA�ya al�nmayan Emine Han�m�la� ilgili s�zleri ve t�rban� yasaklayan askerleri destekleyen tutumu MHP�ye a��r bir siyasi fatura ��kard�.
>
> > > Anadolu�nun affedebilece�i, unutabilece�i bir tav�r de�il bu.
>
> > > E�i �t�rbanl� diye Abdullah G�l��n �ankaya�ya ��kmas�na engel olabilmek i�in 27 Nisan muht�ras�n� veren orduya en a��r darbeyi halk, AKP�ye y�zde 47 oy vererek vurmu�tu.
>
> > > B�yle giderse buna benzer bir silleyi MHP�nin de yemesi b�y�k bir ihtimal.
>
> > > Durmu��un densizli�ini affettirecek bir �elebilikle a��klama yapaca��na Bah�eli, �tehditler� ya�d�rd�.
>
> > > �Peygamber� ve �t�rban� falsolar�n�n yan�na bir de 12 Eyl�l�� hat�rlatan �milliyet�i �lk�c� irade� laf�, �sabr�m�z biter� tehdidi eklendi.
>
> > > �nsan ister istemez merak ediyor.
>
> > > Bir siyasi partinin sabr� biterse ne olur?
>
> > > Pek bir �ey olmaz, fazla fazla o partinin yanda�lar� k�zd�klar� gazeteleri almaz, sevmedikleri kanallar� seyretmez.
>
> > > Ama �milliyet�i �lk�c� iradenin� sabr� ta�arsa daha fazla �eyler olabilece�ini biz ge�mi�ten biliyoruz.
>
> > > Biz o �iradenin� i�inde silah, �l�m, kan, cinayet g�rd�k.
>
> > > Bah�eli�nin s�zleri, kendi partisinin i�inde o g�nleri �zleyenlere de bir ye�il ���k yakma tehlikesini ta��yor elbet.
>
> > > Tabii, �unu da unutmamal�lar.
>
> > > 12 Eyl�l�den �nce i�lenen cinayetler �derin devletin� himayesindeydi.
>
> > > Katiller de, onlar� k��k�rtanlar da yakalanm�yordu.
>
> > > E�er bug�n �milliyet�i �lk�c� irade� eskiye tevess�l ederse bu kez bamba�ka bir ger�ekle kar��la��rlar, bir iki ki�i sokaklarda �l�r belki ama �ld�renler de, onlar� k��k�rtanlar da, makamlar�, unvanlar� ne olursa olsun bir daha g�n y�z� g�rmemek �zere zindan� boylarlar.
>
> > > Ergenekon�u, cuntalar�, darbecileri temizlemeye u�ra�an bir �lke, �milliyet�i �lk�c� iradenin� eski usul sertli�ine hi�bir �ekilde ho�g�r� g�stermez.
>
> > > Ba�bakan Erdo�an, bu tavr�n �fa�ist�e� oldu�unu hemen ��k�p s�yledi.
>
> > > Devlet Bah�eli ger�ekten de, �fa�ist, tehditk�r� bir �slupla �peygamber� ve �t�rban� konusunda densizce konu�arak se�im kazanabilece�ini mi san�yor?
>
> > > Bu �iddet �a�r��t�ran tavr�n sonucunda ger�ekten sokaklar hareketlenir de silahlar patlarsa, bunun bedeli sadece se�im kaybetmek olmaz, mahkemeler ve cezalar da olur.
>
> > > Bu �lke, MHP�ye bir darbenin yolunu kanla a�ma izni vermez.
>
> > > Bence Bah�eli �slubunu, tehditlerini, sald�r�lar�n� bir daha d���ns�n.
>
> > > �Sab�rdan� s�z etti�inde, �sabr�n biterse ne yapacaks�n� diye sorarlar adama.
>
> > > Ne cevap verecek Bah�eli?
>
> > > Tehlikeli ve kanl� sular bunlar, 12 Eyl�l�de o sularda MHP gemisi karaya oturdu, kendisi de �ok kurban verdi, Bah�eli yeniden ayn� kayal�klara bindirmeye mi hevesleniyor?
>
> > > Bah�eli, cinayeti de�il de siyaseti hat�rlatan s�zlerle konu�ursa, hem milliyet�i gen�leri, hem kendi gelece�ini, hem de partisini kurtar�r.
>
> > > Osman Durmu� densizlik edecek, Bah�eli �fkelenecek diye kimse bir daha �lkeyi tehlikeye atmaz.
>
> > > Bah�eli�nin yeniden o so�ukkanl� ve sokaklardan uzak kimli�ine d�nmesinde yarar var, ge�mi�i hat�rlatan tehditlerin kimseye yarar� yok.
>
> > > Ama zarar� tahminlerden fazla olur.
>
> > > A. Altan
> > > --
> > > Dr. Tar�k Ziya
>
> > > Toplumsal Onar�m ve Siyasal Rehabilitasyon
>
> > > Ana Bilim Dal� Ba�kan� Yard�mc�s�
>
> > > Sivil Hastal�klar� M�tehass�s�
>
> > > --
> > > Bu grubun hi� bir siyasi olu�um, parti, vak�f, �rg�t, dernek veya benzeri yap�lanmalarla alakas� yoktur.Ayn� zamanda onlara uzakl��� veya yak�nl���da bulunmamaktad�r. M�sl�man Anadolu �nsan�n�n Taraf�nda yer alan Ger�ek Vatanseverli�i ilke edinmi�, Anti Emperyalist HABER B�LG� PAYLA�IM STANDIDIR.."
> > > Grupta yay�nlanan yorum ve yaz�lardan yazarlar� sorumludur.Ayr�ca harici linklerden de Anadolu Haber G�nl��� Mesul de�ildir...
>
> > > Grup Y�neticileri Mail Adresleri A�a��dad�r
> > > kurtulusyol...@gmail.com
> > > bahadirser...@gmail.com
> > > forevermi...@gmail.com
>
> > > Bu gruba posta g�ndermek i�in, mail at�n: anadoluhaber@googlegroups.com
> > > Bu gruba �yeli�inizi sonland�rmak i�in �u adrese e-posta g�nderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
> > > Daha fazla se�enek i�in,http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
> > > adresinde bu grubu ziyaret edin                                          
> > > _________________________________________________________________
> > > Hotmail: Vertrauensw�rdige E-Mails dank leistungsstarkem SPAM-Schutz.https://signup.live.com/signup.aspx?id=60969
>
> > --
> > Bu grubun hi� bir siyasi olu�um, parti, vak�f, �rg�t, dernek veya benzeri yap�lanmalarla alakas� yoktur.Ayn� zamanda onlara uzakl��� veya yak�nl���da bulunmamaktad�r. M�sl�man Anadolu �nsan�n�n
>
> ...
>
> tamamını oku »

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.