[anadoluhaber:38170] AKP Kendi Derin Devletini mi Oluşturuyor?

 
AKP KENDİ DERİN DEVLETİNİ Mİ OLUŞTURUYOR?

 

 

 

           

 

AKP şu anda daha etkinleşebilmek, çatlak sözleri ve kendisi ile mücadele edenlerle etkin mücadele etmek için “UNO Office an Drugs and Crime” tarafından hazırlanan “Unıted Nations Convention Ageinst Corruption” Raporu gereği yolsuzluklarla ve görevi suistimallerle mücadele adı altında kendi derin devletini mi kurmaya çalışıyor söylemi aklımıza gelmektedir. Yaptığının doğru, yapılması gereken olduğunu da yandaş basın destek/aracılığıyla gündeme getirmekte, şimdiden zemin hazırladığı düşünülmektedir.

 

                Sözleşmenin Türkçe manası; “Yolsuzlukları ve Görev Suistimallerini Önlemeye Yönelik BM Sözleşmesi”

 

                Anılan sözleşmede 2003 yılında yayınlanmış, taraflara  uygulamaları, gerçekleştirmeleri ve gerekli düzenlemeleri yapmaları için 2005 yılına kadar süre tanınmış. TÜRKİYE ise 10 ARALIK 2003 tarihinde anılan antlaşmayı imzalamış. 09 ARALIK 2006 tarihinde ise yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

 

                Mezkur sözleşmede; yolsuzluğun ülkelerde tehlike olarak gözüktüğü, yine sözleşme hükümleri gereği; görevi suistimal etmekte yolsuzluk kapsamında değerlendirilmektedir.  

 

                Şimdi yandaş basında anılan sözleşmeden kendine vazife çıkararak, hükümete sözleşme hükümlerini uygulamasını, 50 nci madde gereği; asker ve yargı mensupları dahil herkesi teknik takibe aldırabileceğini! hükümete hatırlatma gereğini duyuyorlar.

 

                Yine sözleşme hükümlerine dayanarak, yargı da dahil her türlü hukuk dışı işlemleri yolsuzluk kapsamı içerisinde değerlendirildiği hatta insan hakları ve anayasa ihlallerini, yolsuzlukla savaş kapsamında değerlendirecek kadar sözleşme hükümlerini genişletmektedirler. Darbe anayasası olarak değerlendirilen mezkur anayasa hükümlerini bizatihi kendisi dahi suç olarak değerlendirmekte, değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen; Tevhid-i Tedrisat, Kılık Kıyafet Kanunlarını da anılan sözleşme hükümlerine dayanarak suç olarak niteleyebilmektedirler.

 

                Yandaş basın sözleşme hükümlerini daha da genişleterek ve organize suçlarla savaşmayı bu sözleşme hükümlerinin içerisine sokabilmekte, hükümete daha rahat bir çalışma ortamına kavuşabilmeleri için bu sözleşme hükümlerinin gerekçe/dayanak gösterilip daha da rahat hükmedebileceklerini hatırlatmaktadırlar.

 

                Dayanak yaptıkları sözleşme hükümlerine göre de; “Hukuka uygun olmayan yasa suç aletidir” yargısını hatta akıldan da uzak olduğunu yazabilmektedirler.

 

                Malum yandaş yazılı basın; Meclis Başkanı, Başbakan ve Adalet Bakanı’na soru yönelterek neden bu sözleşmenin uygulanırlığının olmadığından söz etmektedirler.

 

AKP hükümette değilken önceki koalisyon hükümetlerinde bizzat karşı oldukları; izlenme, fişlenme, takip ve dinlemeleri yapabilecek özel istihbarat birimleri, özel sorgu ve takip yöntemlerini örgütleyebileceğini, bu maksatla özel tekniklerle donatılmış eğitimli kadrolardan istifade edip, teşkilatlanabileneceği hükümete önerilmektedir. Sözleşmenin hukuki bağlayıcılığına da sığınarak, hükümetin çözüm üretebileceğinden söz edilmektedir.

 

                Sözleşmenin 19 ncu maddesine istinaden yolsuzluğa bulaşmış yargı mensuplarının azledilmesini, uluslararası sözleşmelerde korunan haklarının esas olarak kullanmamakta direnenlere karşı insan hakları ihlali gerekçesiyle görevden azledilmesini sağlayan mekanizmalar oluşturması gerektiği malum basın tarafından hükümete önerilmektedir.

 

                Yine anılan sözleşme hükümlerine dayanarak; darbe planları, yasama, yürütme, yargı, ordu, istihbarat, sivil yapıları da etkisi altına alan medya, sermaye, siyaset, bürokrasi ve oda, vakıf, dernek, sendikaları da kapsayan bir tehditten söz edilmektedir. Hemen arkasından AYM, Yargıtay ve Danıştay Başkanlarının düşüncelerini merak edip, mezkur sözleşme hükümleri gereği başlarına ne geleceğini hissettikleri konusunda aba altından deyim yerindeyse sopa göstermeyi de ihmal etmemektedirler. İşin esas üzücü yanı yandaş basın yayın politikalarıyla takibe, fişlenmeye, yaftalanmaya, izlenmeye iktidar hükümeti öncesinde haklı olarak karşıyken şimdi AKP hükümetinde eski inandıkları fikir ve düşüncelerinden çark edilmektedir. Bu nasıl gazetecilik/basın anlayışı anlamakta güçlük çekiyoruz. Gazeteci/yazar bugün ak dediğine yarın kara dememeli, doğru bildiği inanç ve fikirlerinden şartlar ne olursa olsun dönmemeli, hak bildiği yolda devam etmelidir.

 

                Ülkemiz gazeteciliği, görsel ve yazılı basın ve yazarlık AKP hükümeti döneminde çok değişti. Yukarıda yazdığımız, imzalanan sözleşme hükümlerine uyularak görevdeki ve gelecekteki hükümetler uygulama alanına sokarlarsa ülkeyi büyük baskı ve istibdat bekliyor demektir ki asil Türk halkı bunu hak etmemektedir.

 

Selam, saygı ve dualarımla.

 

Yakup MUSA

 

28.02.2010

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.