[anadoluhaber:38175] Hukuk Nedir sorusuna cevap

Doğu PERİNCEK

İleti kısaltıldı.

Hukuk nedir?

Hukuk arkasında devletin yaptırım gücü bulunan kurallar bütünüdür.

Hukuku devlet koyar, devlet uygular.

 

Tamamen yanlış ve çarpıtılmış bir cümle kuruşmuş ve işin aslı yerine sahtesi ikame edilmiş Hukuku devlet koymaz. Hiç kimse koyamaz. Hukuk zaten evrensel olarak tüm insn denilen varlıkların doğasında içgüdüsel olarak bilinen bir şeydir. Millet temsilcileri ile kendisi hukuku kendileri teşhis ve tespit ile yazılı metne yani yasalara çevirir. Devleti de o yasaları uygulamakla görevlendirir.

                      

Diğer kurallardan bu özelliği ile ayrılır.

Adaletin simgesi olan o güzel hanımın elindeki kılıç devlet zorunu temsil ediyor.

Diğer kurallardan farklı olarak o kılıç vardır.

 

Yine uydurma ve çarpıtma bir iddia. Adaletin simgesinin elindeki kılıç adaletin kılıcıdır ve adli simgeler. Devlet adamı ile sokak çöpçüsünü ayırmaz. Çünkü gözlerini yargılayacağı kimseleri tanıyıp ayrım yapmak ihtimaline ve adalete güvenin sarsılmasına karşı önlem olarak bağlamıştır.

 

Ben bunu tanımıyorum derseniz o kılıç devreye girer.

 

O kılıç sadece adaletin hükmüne razı olmayanlara karşı kullanılır. Eğer adil olmayan kararlara da devlet buyruğu olarak imza atsa isyanlar ve savaşlar çıkar. Halk gücü gücü yetene, devletlilerde hepsinin tepesine biner. Devlet bizde olduğu hale gelip sen ben bizim oğlan düzenine döner ve bir süre sonrada parçalanır gider.

 

Şimdi size soruyorum. Sizin arkanızda hangi kılıç var? Devletin kılıcı ordudur. Polis de biraz ona dâhildir. Ama Türk Devletinde Ordudur. Ne Panama, ne Gana, ne Mali. Türkiye de kılıç, silah deyince ordu akla gelir. Türk tarihinin yarattığı bir şeydir bu.

 

İşte hukuk anlayışının en ahlaksız yorumu buna denir. Tanımlanamayan bir devlet varsayımı. Onun silahlı gücünü eline geçirmişlerden oluşan bir ordu kimin arkasında ise egemen odur ve yargı da onun buyruklarını gözü bağlanmış yargıyı cellat olarak kullanıp dilediğinin boynunu vurdurur. Peki Perinçek’i hapse atan güç hangisidir. İşte o adaletin sembolüne göre hareket eden şerefli gözleri bağlı yargı. Bizim arkamızda Ülkemizdeki adil yargıçlar ve suça iştirak etmemiş askerler var. Türk tarihi asla böyle bir yargıyı kabul etmeyenlerin sadece hakka tapanların tarihidir. Milletimize iftira etmeyiniz.

 

Peki, ordu bu davanın neresinde? Ordu bu davanın sanığıdır. Kimse kendisini kandırmasın.

Türk Ordusu 1990’lardan bu yana hedefte. Elinizdeki şemaya bakın; Orada Türk Ordusu var.

Ümit Sayın’ın o dilekçesine isimleri yazdırılanlar kim, kimler yazdırıldı. Kıvrıkoğlu, Karadayı, Eşref Bitlis…

Genelkurmay Başkanı Türk Ordusuna karşı bir tertip yürütülüyor demektedir.

Bu tertibi, Ergenekon demeye dili varmıyor, İstanbul'da yürütülen soruşturma olarak adlandırıyor.

Bunu söyleyen köşe yazarı değil, TSK’nin Genelkurmay Başkanı…

haz®eti

 

 

Ordu bu davanın içindedir. Ve kendi içerisine sızmış ihanetin yargılanması için kılıcını bırakıp davayı adaletin kılıcına terk ederek en doğru şekilde hareket etmiş ve tüm gücüne rağmen kimseye haksızlık etmemek için işi adalete bırakmıştır.

Diğer iddialarınızın tümü boştur. Sanıklar adil yargı sonucu ilan edene kadar masumdur. Nitekim GKB şimdi gerçek olduğu anlaşılan ıslak imza konusunu kabul ederek yargıya havale etmiştir.

Bu konudaki genişletilmiş yorumum aşağıdadır.

 

Hukuk, kelime anlamı ile Hak kelimesinin çoğuludur. Yani Hukuk Hak’lar demektir.

Hani istiklal marşımızda Hakka tapan milletimizin bu vasfı ile istiklali hak ile eşitlediği milletin tek tek hakları gözetilmeden istiklalin olamayacağını, çünkü hakkın tapınılacak bir şey olduğunu ilan ettiği açıklanmasına rağmen, elimizden gasp edilerek alınan ve CHP ye ve onun yandaşı oligarklara teslim edilen haklarımız varya, işte onlar gibi Hak kelimesinin çoğuluna hukuk denir. Hak herkesin kendisine özel haklardır. Herkesin kendi cüzdanına kendi kazancına kendi ailesine kendi inançlarına ve kendisine ait olan her şeyde tasarrufuna, kişilik hakları denir. Kişilik haklarının gerek tek tek ve gerekse tüm toplum olarak korunması, savunulması, gerekli tedbirler ile zaptu rapt altına alınması için halkın ortaklaşa kurduğu ve herkese eşit davranmak zorunda olan yapıya da devlet denir. Devleti meydana getiren milletin, toplumun ortak idaresi ile Devlete verdiği görevleri yerine getirmek ve korumak da tüzel bir kişilik olarak o kişiliği oluşturmuş ve yetkili kılmış olan iradenin yani toplumun, milletin, vs.nin uygulanması için istihdam edilen herkese de devlet memuru denir. Tüm memurlar meşruiyetlerini halkın meclisinden çıkarılan yasalardan alırlar ve bunu aşanlar suçlu olarak cezalandırılır. Devlet hem halkını hem de kurulu bu devleti kendi devlet memurları da dahil kötüye kullanmak isteyen kişi ve zümrelerden korumak ile yükümlüdür. Devlet adına hüküm veren mahkemeler de, o ülke cumhuriyet ise cumhur, yani halk, yani millet adına hüküm veriler. Hükümlerinin meşruiyet kaynağı cumhur yani halktır. Halk iradesini yasa yapıcı olarak kurduğu parlamentoyu oluşturanları seçerek talebi olan yasaları yapmakla görevli parlamenterlerinin toplandığı parlamento da temsil eder ve devletin de uymak zorunda olduğu hukuka uygun yapılmak zorunda olan yasaları yapar. Devlet, asıl irade olan, bu yasaların kaynağı milletçe yönetilir.

Kimse milletten almadığı bir yetkiyi hak olarak kullanamaz kullanırsa halkın hakkını gasp etmiş ve suç işlemiş olur. Devlet adına diye işlemiş ise suçu hem halkın hem de devletin yetki hakkını çalmış gasp etmiş olur. Dolayısı ile mahkemeler millet adına milletin çıkardığı yasalara göre diyerek hukuk sembolündeki gibi hüküm verirler. Devlet görevlileri dâhil hiç kimse Milletin çıkardığı yasalarda olmayan bir hak kullanamaz. Ordusu, yargısı ve tüm birimleri ile devlet milletin hizmetinde ve emrindedir. Aksi halde o ülke Cumhuriyet değil. Krallık, Diktatörlük, vs.dir.

Ömrümde Perinçek'e ait olduğu söylenen bu yazı kadar saçma bir hukuk tarifi ve tabiri duymadım ve görmedim. Hukuku temsil eden, gözleri bağlı ve elinde terazi tutup kimin hakkını tarttığını bilmeye gerek görmeden sadece haklı ile haksızlığı adalet ile tartan ve kimin hakkının daha ağır bastığına göre herkese hakkı miktarınca hak dağıtan kadın sembolüne de bu yazıdaki kadar saçma gerekçeler ile tecavüze yeltenildiğine de rastlamadım. Bu gözleri bağlı adalet terazisini tutan kadın sembolü, tarafsız ve yansız kararlar veren bir yargıyı tarif eder. Elindeki terazi adaleti temsil eder ve o terazinin hakların konulduğu kefeleri herkesin hakkının miktarını belirlemeyi temsil eder. Sonuç olarak asıl haklının yada kimin ne kadar hakkı olduğunun tartıldığı bir terazidir. Devlet ile fert güçlü ile güçsüz fakını görmeden karar vermenin adaleti ve doğru terazisi ile o sembol gözleri bağlı yargıyı temsil eden çok anlamlı ve çok değerli bir adil yargı semboldür.

Evet, ama yargıyı kötüye kullanan pek çok krallıklar diktatörlükler, Sovyetlerde, Nazilerde, Faşistlerde herkesin hakkını direkt olarak gasp eden yargılar olmuştur ama onların hiç biri Hukuku temsil eden sembole uyduklarını iddia etmemişlerdir denilebilir. Bunun bizdeki gibi başka örneği var mı bilmem ama bizde, ihtilal yolu ile halkın her türlü haklarını (hukukunu) gasp eden ideolojik yapının meydana getirdiği ya da doğurduğu bir egemen sınıflar ve kast sistemi oluşmuştur. Tapınak şövalyeleri, Masonizm, Sabatayizm vs nin yanı sıra Askeriye içinde de bazı disiplin dışı kast’ların oluşmuş olduğu şimdilerde anlaşılmaktadır. Yüksek yargı Kast’ı gibi bazı oligarşik odakların ve çıkar çevrelerinin ortaklığını temsil eden güçlerce daha fazla temsil edilen kastlar da oluşmuştur. Faşist, diktatöryal ülkelerde ya da krallıklarda olduğu gibi halkımızın haklarını gasp etmişler ancak bunu açıkça itiraf etmemişlerdir. İtiraf edebilen % 95 ile de gelseler devleti onlara vermeyiz diyen azınlık vatandaşlardan bir rektör, %95' i  % 97' ye çıkararak söyleyen Kanadoğlu adında bir emekli başsavcı ve bu ülkede bize rağmen hiç bir şey yağılamaz diyen Türkan Saylan adında gayrimüslim yarı İngiliz (belki İngiliz ve Türk Yahudi’si melezi de olabilir ama bunun kıymeti yoktur çünkü TC.vatandaşıdır ) olduğu söylenen Türkan Saylan adında bir öğretim üyesi kadın, temsil ettikleri güç odakları adına milletimize meydan okumuşlar ve görünmeyen durumu itiraf edebilmişlerdir Ama bu resmi bir itiraf olmadığından, resmi itiraf olarak kabul edilmese de ülkemizde bir yargı sistemi olduğu, ama Hukukun sembolüne uygun bir hukuk sistemi olmadığının da  Kanadoğlu denilen kişinin eski başsavcı olması ve onun önermeleri işle yüksek mahkemelerin hukuku alenen çarpıtmanın yanı sıra yasaları da çiğnemekte tereddüt etmeyişleri,

Bu sözleri söyleyenlerin sözlerinin resmi kaynaklarca yalanlanmayışı da resmi itiraf kadar etkili olmuştur. Mecliste bulunan CHP ve MHP gibi partilerinde bu sözlere tepkisiz kalmaları ve CHP nin tarihi eser kaçakçılığından yargılana bir rektör için, Rektörün yargılanması Cumhuriyetin yargılanmasıdır. Şeklindeki ülkemizde en eski partinin aslında Cumhuriyetçilikle ilgisinin olmadığının ve gizli bir oligarşi den Cumhuriyet kod adı ile söz ettiğinin ve yargılanan oligarklardan birinin üzerinden hiç birisinin yargılanamazlığını ilan etmesi ile durum daha da netleşmiştir.

 Meşru hükümetin her dediğine karşı çıkmayı ve asla kendileri bir öneri getirmeyişi ile meşhur diğer sistem partisi MHP’ nin de Baykal’ın bu sözünü görmezden gelmesi aslında aynı kaynaklara bağlı bir birlerinin mütemmimi ikizler şeklinde hareket etmeleri, ülkemizin nasıl bir kumpas içine düştüğünün göstergesi olmuştur.

Neyse ki artık her şey açıklığa kavuşmakta ve bir şey anlamaz zannedilen halkımız her şeyin farkına daha iyi varmaktadır.

A.D.Şimşek

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.