[anadoluhaber] MİT-Mossad kapışması ve casus savaşlarının yeni sıcak merkezi: Türkiye

 www.euractiv.com sitesinde yayınlanan bir analiz...

MİT-Mossad kapışması ve casus savaşlarının yeni sıcak merkezi: Türkiye


Türkiye haritası

10.06.2010


Türkiye-İsrail ilişkilerinin gerginleşmesi MİT-Mossad savaşını da beraberinde getiriyor. Mossad’ın PKK’yı taşeron terör örgütü olarak kullanmaya başlaması işi bambaşka boyutlara taşıyabilir. Ortadoğu’da çeşitli senaryolar peşinde olan CIA, KGB, BND gibi uluslararası istihbarat örgütleri de Türkiye’ye yoğunlaşmak zorunda. Soğuk Savaş döneminde bile Türkiye, casus savaşları açısından bu kadar “sıcak” olmamıştı. Yeni başkanıyla dış istihbarata yönelmeyi hedef alan MİT’i her alanda şimdiye kadar karşı karşıya kalmadığı müthiş bir mücadele dönemi bekliyor.

Euractiv.com.tr-(Analiz)

Soğuk savaşla beraber “Casus savaşları” bitti mi?

Esaslı casus öyküleri Hollywood filmlerinde mi kaldı?

Bütün bunları unutun!

Soğuk Savaş döneminde bile yaşanmayan heyecanlı “casus savaşları” asıl şimdi başlıyor.

Bu savaşların merkez ülkesi ise artık “Türkiye”.

Çünkü Türkiye kurulduğu 1923 yılından bu yana ilk kez bölgesinde yepyeni rollere soyunuyor.

Ve bu roller yeni “düşmanlık”ları ve yeni “dostlukları” beraber getiriyor.

Daha doğrusu bazı eski dostlar düşman olurken, eski düşmanlar da dost sınıfına dahil oluyor.

Tabii bütün bu yeniden yapılanmalar, yeni ittifak arayışları ve cepheleşmeler, istihbarat alanında yepyeni sorunları beraberinde getiriyor.

Aslında her şey kamuoyu önünde açık açık, neredeyse “şeffaf” bir şekilde yaşanıyor.

Ama kuşkusuz perdenin önünde cereyan eden bu olayların arkasında, istihbarat savaşları da yeniden yapılanıyor. Yepyeni süreçler, yeni hedefler devreye giriyor.

Artık her şey eskisinden çok daha “sıcak” ve “hareketli” olacak.

Önce gözümüzün önünde ortaya çıkan bazı olguları altalta sıralayalım ve bunların anlamlarına bakmaya çalışalım.


Türkiye-İsrail gerginliği

İki yıl önce Türkiye’nin Suriye-İsrail arasında arabuluculuk girişimi ve hemen ardından gelen İsrail’in Gazze operasyonu ile başlayan gerilim süreci.

Erdoğan, bu hareketi kendisinin bölgedeki rolüne karşı bir girişim olarak algıladı. İki yıl önce Davos’taki “One Minute” çıkışı ile buna yanıt verdi.

Sonra olaylar bilindiği gibi gelişti.

Ve son Mavi Marmara olayı süreci doruk noktasına taşıdı.

Türkiye açısından İsrail’in 9 ölümlü Mavi Marmara baskını, Davutoğlu’nun deyimi ile “Türkiye’nin 11 Eylülü” oldu.

Türkiye-İsrail ilişkileri “ askeri stratejik ortaklık ve işbirliğinden”, açıkça karşıtlık ve “düşmanlık” noktasına taşındı.

Erdoğan’ın bütün dünyaya ilan ettiği gibi Türkiye artık İsrail’e karşı Hamas, Filistin ve Gazze halkının yanında yeralıyor.

Yine İsrail’e karşı Suriye ve İran ile ittifaka gidiyor.

Hatta bu ortak askeri işbirliği ve manevralara kadar gidebiliyor.

Türkiye, AKP Hükümeti ve Erdoğan’ın şahsında “Ortadoğu’da yükselen yeni lider”, “Bölgede mazlumların koruyuculuğuna soyunan yeni Abi” rolünü oynamaya başlıyor.

Bölgede “etkin, oyun kurucu ve müdahale edici yeni aktör” olarak sahneye çıkıyor.

ABD tam Irak’tan çekilmeye hazırlanırken, Afganistan’daki savaş Batı için gittikçe çıkmaza saplanırken ve İran, İsrail’e karşı nükleer tehdidini arttırırken, Türkiye adeta saf değiştiriyor.

Bu durum yeni. Bu durum ciddi.

ABD ve NATO açısından da önemli ve ciddi.

Çünkü ABD, Batı, AB ve NATO’nun bölgedeki sağlam müttefiki ve partneri olarak algılanan Türkiye, ilk kez açık açık saf değiştirme, kendi rolünü kendi belirleme sinyalleri veriyor.

ABD ve AB’nin, NATO’nun kısmen düşman gördüğü Hamas, İran gibi güçlerle aynı safta görüntü veriyor.

 ABD’de peşpeşe çıkmaya başlayan bir dizi yeni yorum Türkiye’nin bu yeni rolünün “ABD için başağrısı yaratacağı”na dikkat çekiyor.

Ama bu daha başlangıç!

Yıllardır CIA’nin MİT ile yakın işbirliği içinde çalıştığı göz önüne alınırsa, bu yeni durumun CIA için de gerçek bir “şok” olduğu açıktır.

Aslında bölgedeki başka bir dizi “aktör” için de şok yeni başlamaktadır.


MİT-Mossad savaşı

9 ölümlü Mavi Marmara olayı Türkiye-İsrail ilişkilerinde bir milat oldu. Ama anlaşılan o ki, MİT-Mossad ilişkileri için de bir milat olacak.

MİT ve Mossad, aslında Soğuk Savaş sonrası yakın olmuş, zaman zaman teröre karşı işbirliği yapmış bölgedeki iki önemli istihbarat örgütüdür. Hiram Abas gibi MİT’te bir dönem önemli işler yapmış isimlerin adını anmak bile yeter.

Ama şimdi çok “kanlı savaş” görmüş, fakat adeta “kana doymamış Ortadoğu toprakları” şimdi yeni bir MT-Mossad savaşına da sahne olmak için hazırlanmaya başlıyor.

Bunun ilk işareti Mossad’dan geldi.

Mossad’a göre Mavi Marmara operasyonunun arkasında Türk Hükümeti’nin MİT’in başına yeni atadığı 42 yaşındaki Hakan Fidan var.

Erdoğan, Davutoğlu ve Fidan, gemi operasyonunu Ortadoğu’da İsrail’e karşı uluslar arası politik bir operasyonun parçası olarak başlattılar.

Burada önemli olan, olayın gerçeği değil. Mossad’ın böyle bir kanaate sahip olması.

Bu olay, tam da Türkiye’de “Mossad, PKK’yı Türkiye’ye karşı taşeron terör örgütü olarak mı kullanıyor?” sorularının kamuoyunda açıkça tartışılmaya başladığı günlerde meydana geldi.

İskenderun’da deniz kuvvetlerine, Mavi Marmara ile eşzamanlı yapılan terör saldırısı, çok kişide “Bunun arkasında Mossad mı var?” kuşkusunu yaratmıştı. Kuşkular, Türkiye’de roket yüklü bir trene PKK saldırısı ile iyice pekişti.

Sabotaj yapılan trende Ortadoğu’ya muhtemelen Hizbullah ve Hamas’a gönderilen roketler çıktı. İstihbarat, zamanlama ve sabotaj mükemmeldi.


Sonuç:

Türkiye’de güçlenen kanı: “PKK terörünü artık Mossad yönlendiriyor!”

Bu kanı kuşkusuz bundan sonra bir dizi önlemi de beraberinde getirecek.


MİT 5 kat dikkatli olmak zorunda

Ama hayat artık hiç kimse için daha kolay olmayacak.

Çünkü MİT ilk kez, şimdiye kadar arkasında sosyal, siyasi ekonomik bir dizi neden ve çözüm aranan PKK terörünün arkasında, artık her fırsatta Mossad’ın gölgesini de aramaya başlayacak.

Üstelik tüm Türkiye coğrafyasında zaten hassas durumda olan etnik gerilim ve çatışmanın fitilini artık, PKK dışında güçler de ateşleyebilir hale gelecek.

Bu kuşkusuz daha tehlikeli, daha can sıkıcı ve provokasyonlara daha açık bir durum.

MİT’in Türkiye’nin her noktasında artık 5 kat daha uyanık ve dikkatli olması gerekiyor!


CIA ne yapacak?

Bölgede gelişen bu yeni durumda ABD’nin ve CIA’nın ne yapacağı da çok önemli.

CIA şimdiye kadar gerek Mossad, gerek MİT ile “müttefik güçler” çerçevesinde çalışıyordu.

Şimdi MİT-Mossad ilişkisi düşmanlık boyutuna vardığı bir noktada CIA kimin yanında yer alacak? Kime daha çok destek verecek? Kimi daha çok yıpratıp zayıflatmaya çalışacak.

Tek tek olay ve operasyonlarda hangi tavrı alacak?

Bütün bu soruların kesin ve kestirme yanıtları yok.

ABD açısından Türkiye önemli. Kaybedilecek ülke değil.

Ama kuşkusuz bu soruların iç siyasete, güvenliğe, askeri işbirliğine kadar uzanan bir dizi yanıtı olacak. Bu yanıtların bir kısmı açıkça görülecek, bir kısmı gizlenecek veya zamanla ortaya çıkacak.

Kesin olan şu: CIA dikkatini ve faaliyetini Türkiye’ye artık daha çok yöneltmek zorunda.

Ortadoğu’da yeni düşman olarak “El Kaide ve Hamas” gibi örgütleri gören CIA, şimdi birden eski “dost ve müttefik” MİT’in Hamas’ın yanında poz verdiğini görünce, eski arşiv bilgilerini tümden sıfırlamak ve “sil baştan” yapmak durumunda kalabilir mi?


Tabii aynı soru MİT için de geçerli.

Kısacası Ortadoğu’da “casus savaşları” adeta “sıfır” noktasından yeniden başlıyor.

Burada iki istihbarat örgütünün durumuna daha değinmekte yarar var:


Alman BND Ortadoğu’da faal

Alman devlet istihbarat örgütü BND son dönemde Ortadoğu, Irak, İran ve Afganistan’da yoğunlaştı. Afganistan’daki Alman askeri misyonun paralel olarak hedefinde “Radikal İslam ve İslamcı terör örgütleri” var.

Ama Irak’ta ve İran’da iş yapan ve yapmaya çalışan Alman sanayi kuruluşları da BND’nin izleme ve destekleme faaliyetleri kapsamında.

BND haliyle Türkiye’ye de oldukça ilgili.

Almanya’da ayrı bir çerçevede değerlendirilen Alevi örgütlerinin Türkiye’deki uzantıları da Almanların izleme alanında.

Almanya’daki İslamcı örgütler ve Türkiye’deki uzantıları da gerek terör, gerek ekonomik anlamda Berlin tarafından izlenmeye çalışılıyor.

Türkiye’nin Ortadoğu’daki yeni pozisyonu kuşkusuz BND açısından da ilginç ve “yorucu” bir durum.

Onlar da ne olduğunu anlamak ve gerekirse olayları etkilemek için faaliyeti arttırmak durumundalar.

Almanya-İsrail ilişkileri çok sıkı fıkı. Tabii Mossad-BND ilişkileri de. MİT, Batı cephesinde karşısında Mossad’ın bu müttefikini de bulabilir.


KGB’nin eski uzmanlık alanı

Rusya için Ortadoğu tam anlamıyla eski ve çok iyi bildiği bir oyun alanı. Filistin davası yıllarca ABD ve Batı’ya karşı Sovyetler tarafından desteklenmişti. KGB’nin o dönemdeki fiili desteği de çok yüksekti. Peki şimdi durum ne?

Rusya’nın başında KGB’nin eski üst düzey elemanlarından Putin var.

Ve kuşkusuz Rusya istihbaratı değişen dünya şartlarına göre yeniden örgütleniyor.

Eski KGB gitti, ama eskisinin iskeleti üzerinde yepyeni bir örgüt şekilleniyor.

Biz kolay anlaşılsın diye ona yine “KGB” diyoruz!

Şu anda KGB’nin hedefinde Çeçen bağlantılı İslami terör var.

Bu açıdan CIA ve Mossad ile belli bir Radikal İslama karşı ortak cephede olduğu duygusu var.

Ancak Rusya’nın İran ve Irak ile çok da netleşmemiş karmaşık çıkar ilişkileri de var.

Rusya için şu anda doğalgaz, petrol ve enerji hatlarının güzergahı, planlanması ve güvenliği çok önemli.

Üstelik Kafkasya, ABD ve Batı’nın Rusya’ya karşı yeni ileri hamleler yapmaya çalıştığı bir alan. Kafkasya da kuşkusuz Türkiye’nin de çok önemli rolü ve etkinliği var.

Bu yüzden değişen durumlarda, değişen şartlarda veya tek tek olaylarda, KGB çeşitli istihbarat örgütleri ile işbirliği yapabilir veya karşı ittifaklar kurabilir.

Bu hem Kafkasya hem Ortadoğu için böyle.


MİT bu anlamda yepyeni bir durumla karşı karşıya.

Dostun, düşmanın her an değişebildiği bir ortamda “Ortada sıçan oyunu” gibi  bir durumda olduğunu unutmamak gerekiyor.

Rusya’nın İran, İsrail, Irak ve Türkiye ile ilişkileri ve izleyeceği politikalar da oyunun yönünün ve gidişini belirleyecek.

Bu arada KGB'nin eğitip yetiştirdiği Suriye'nin "El Muhaberat" gibi ciddi bir istihbarat örgütü daha var. Türkiye'nin ve MİT'in de yakından tanıdığı bu örgüt, Ortadoğu'da eskilere dayanan geniş ve organize bağlantılara da sahip. Eli her yere uzanabilen ve her ülkede bol miktarda "tanıdık" bulabilen ketum ve etkin bir örgüt. 

Suriye Türkiye yakınlaşması giderek gelişirken, istihbarat alanında MİT bu cephede beklenmedik "yeni dostlar" da bulabilir. 


MİT ne yapacak?

MİT’in başında artık 42 yaşında Hakan Fidan adında genç bir isim var.

Erdoğan Hükümeti’nin güçlü desteği arkasında.

Erdoğan MİT’e “dış istihbarat” gibi şimdiye kadar çok da yüklenilmeyen önemli bir misyonu da, kamuoyu önünde açıkça ilan edip yüklemiş durumda.

MİT’in işi zor.

Uzun yıllar daha çok iç sorunlarla boğuşan ve yıllardır süren asker-sivil çekişmelerine sahne olan MİT, dünyanın ve bölgenin giderek “kaotik” bir görünüme girdiği şartlarda “dış istihbarat” gibi zor bir görevi üstleniyor.

Üstelik bölgede Mossad gibi örgütlü, organize ve yıllardır zaten “dış istihbarat” yapan bir örgütü de karşısında bularak başlıyor işe.

Mossad’ın “dışı”nın, Türkiye’nin “içi” olduğunu da eklemeden geçmeyelim!

Türkiye’nin bölgede üstlendiği yeni rol, eski müttefikleri dağıtıyor.

Dost-düşman cephesinde eski ezberleri bozuyor.

Ancak maalesef “yeni bir tanım” da yapamıyor.

Yani dost-düşman belirsiz bir durumda.


“Düşmanlar” belki giderek netleşiyor. Ama “dost cephesi” karışık.

Batı şimdi daha mesafeli duruyor, Doğu ise beklendiği kadar yakınlaşmıyor.

Türkiye, belki de kurulduğu Milli Kurtuluş Savaşı şartlarından beri ilk kez bölgede, bu kadar yalnız ve “yalnızca kendi gücüne güvenmek” durumunda kalan bir konumda.

MİT işte bu şartlarda yepyeni bir örgütlenme ve yepyeni bir mücadele dönemine giriyor.

Tam da dünyanın bütün istihbarat örgütleri Türkiye’ye gözlerini dikmiş ve burada faaliyetlerini arttırmaya başlamışken…


Allah kolaylık versin!....


kaynak: http://www.euractiv.com.tr/politika-000110/interview/casus-savaslarinin-yeni-sicak-merkezi-turkiye-010589




Windows Live Hotmail: Arkadaşlarınız Facebook'taki güncellemelerinizi doğrudan Hotmail®'den görür.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.