[anadoluhaber] MODERN DEREBEYLİK

MODERN DEREBEYLİK 

 

Önce “modernlik ne demektir?” sorusuna cevap arayalım. “Modernlik’ akılcı, bilimsel, teknolojik ve idarî etkinliğin ürünlerinin yaygınlaştırılmasıdır.

 

“Modern” terimi de yeni kazanılmış ve formüle edilmiş bilgilerin durumunu ifade etmek için ortaya atılmıştır. Ama güncel olandan, yerleşmiş ve gelenekselleşmiş olandan ayrı olan anlamına da gelir.

 

Bunun gibi gerçek değişimleri anlattığı gibi, yenilik hastalığına tutulmayı da ifade etmektedir.

Bu manada modernlik, sırf değişim değildir; ama toplum hayatının bölümlerinin (siyaset, iktisat, aile, din ve sanat gibi) gittikçe daha çok farklılaşmasını ihtiva eder.

 

Derebeylik ise; büyük krallıkların kendilerini yerel liderlerin komutasındaki küçük şehir devletlerine bırakması demektir.

Orta çağda Avrupa’da görülmüş bir yönetim şeklidir. En önemli özelliği merkezi otoritenin zayıf olmasıdır. Dolayısıyla her bir şehir  ayrı bir devlet gibidir. Başında bir derebeyi vardır. Onlar yüksek duvarlı şatolarda kalırlardı.

Halkın köle gibi çalıştığı, gelirinin çoğunu vergi olarak derebeylere  vermek zorunda olduğu  bir sistemdi. İnsanlar, soylular, burjuva ve köleler diye ayrılmıştı.

 

Şimdilerde ise, şehirleştik ama medenileştik mi?

Medeniyetin en temel unsurlarının gelenekler, mimari, iktisadi hayat biçimi, örgütlenme, kültür, insani ilişkiler ve erdem olduğu kabul ediliyor.

 

Bu açıklamalardan sonra şimdiki duruma birlikte bakalım mı?

 

Temel olarak insanı hedef alan ve onu şerefli kılan medeniyetimizin temsilcileri olarak bizler; yabancılaşmanın, sözde medenileşmenin, kendi değerlerimizden uzaklaşmanın neticesi olarak şehirlerde medeni (insani) ilişkiler kurabildik mi?

Geçmişten aldığımız kültürü ve hatta mimari emanetleri bile yeterince koruyamadık. Nezaketimizi, hoşgörümüzü, yardımseverliğimizi bir yerlerde unuttuk. Tarihi eserlerimizin durumu bile ne hale geldiğimizi haykırmıyor mu?

 

Zenginlerimiz adeta şatolarda yaşıyor gibi…Halktan uzak, yüksek duvarlar, korumalar ve köpekler…

Diğerleri olan bizler daha mı farklıyız? Hayır. Bizler de suni ya da sanal duvarlar yükselttik. Akrabalar, dostlar ve komşular arasında…

Herkes kendisine ait ayrı bir dünya kurmaya çalışıyor. Toplum içinde fakat yapayalnız.

 

Bir tarafta çalışan ve geçim mücadelesi veren büyük yığınlar…

Öte yandan halka tepeden bakan, her nasılsa kolay kazanan bir küçük kesim.

 

İnsan sormadan edemiyor; derebeylik mi geri geldi ne?

 

 

 



Windows Live: Arkadaşlarınız size e-posta gönderdiklerinde Flickr, Twitter ve Digg güncellemelerinizi öğrenirler.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.