[anadoluhaber] Evet Paniği (2)

 

Evet paniği başlıklı yazıma çok değer verdiğim bir yazar arkadaşımız şöyle bir cevap yazdı

Sayın Şimşek,

Bütün mesele, özellikle bu iktidar döneminde, Türk'lerin ve bilhassa herhangi bir tarikat güdümüne girmeyi, kula kul olmayı reddetmiş Sünni Türk'lerin, bir muzır ekalliyet muamelesi görmesinden ve Sünni Türk unsurun bunu hazmedememekten kaynaklanan bir tereddütünün nasıl zail olacağıdır.

Yüce allah, İdris kılığında gezen iblislerin fitnesinden, fesadından, hasedinden ve vesvesesinden cümle Ümmet-i Muhammed'i korusun.

Selam ve saygılarımla.

Sayın Şahin

Ben mi yanlış anlıyorum. Bu iktidardan önce Sünni Türkler ne zaman adam yerine konulup ordudan atılmıyordu. Yüksek yargıç olmaları, kurulu sen ben bizim oğlan düzeni yüzünden engellenip yargı, sadece yargıyı kokuşturacak ideolojik yargı teröristlerinin eline teslim edilerek ülke bir hukuksuz yargıçlar cenneti yapılıp tüm yargısız infazlar ve askerlerimizin çeteleştirdiği çeteler cenneti olmadı da ben mi bunları rüyamda gördüm? Türkan Saylan denilen CYD derneği başkanı aşırı İslam ve Müslüman düşmanı İngiliz melezi bayan, denizci teğmenler ile doğudan devşirdiği özgürleştirilmiş! Kızlarını uyuşturucu partilerinde buluşturup geleceğin komutanlarını boşuna mı şimdiden esir alıyordu? O zavallı kızları ve gençliğinden yakalanan genç teğmenleri için ajanlık kursu veren o bayan kimin hesabına çağdaşlık adı altında seks ve uyuşturucu partileri düzenliyordu. O teğmenlerin ara komutanlarından biri olan Deniz Yarbay Ali Tatar gibi Türk subaylarını bu gibi kişiler ile organize düzenler kurmaya kimler neden zorluyordu? O kadın ki bu ülkede bize rağmen hiçbir şey yapılamaz derken siz bunu laf olsun diye söylenen boş bir laf mı sanmıştınız?

Bu gibi olaylar ve daha pek çok nedenle benim şer cephesi dediğim % 3 lük diktadan çoğulcu bir yapıya geçebilmemiz için ilk adım olan ve eğer ret edilirse beklide elli yıl daha hatta kıyamete kadar kendimizi kurtaramayacağımız % 3 lük azınlık vesayetinden kurtaramayacağımızı fark ettiklerini de zannetmiyorum. Anayasa değişikliğine hayır diyenlerin, kendilerini yönlendirenler dışında neden hayır dediklerini düşünmekten çok başbakana kızdım milleti de yaktım diyecekleri günler geldiğinde nasıl perişan olup milletimizin eline bir daha beklide hiç geçmeyecek bir demokratik hukuk devleti kurmak ve kendi milli iradesine sahip olmak şansını yitireceğini anlayamadıklarından da eminim. Milletimizin eline ancak birkaç yüz yılda bir geçen bu konjektürel fırsatın kaçırılması halinde hayırcıların ileride milletimize karşı % 3lük azınlıkların diktasını sürdürme beyanı olan hayır oylarından pişman olacaklarını şimdiden görebiliyorum. Hayır diyecek halkımızın bilmeden de olsa milletimize ve bizzat kendilerine ihanet etmiş olmanın acısı ile kıvranacaklarını da düşünmek zorundasınız.  Şer cephesinin baş danışmanı Kanadoğlu milletimiz için, Türkler, Kürtler, Aleviler, Sünniler yani Türk milletini oluşturan tüm unsurlar bir araya gelseler bile anlamına gelen % 97 ile de gelseler bir şey yapamazlar diyebiliyordu. Üstelik gayrimüslim kökenli bir rektör keşke Türkiye’yi Müslümanlar işgal etmeseydi sözünü tamamlayan başka bir gayrimüslim rektörün % 95 ile de gelseler bir şey yapamazlar sözünü % 95 den % 97 ye çıkartarak mankurtlaştırılmış mankafalarımızı bile dışlayarak sadece kriptolu azınlıklar anlamına gelen sadece % 3 olan kripto arşivli kesimlerin diktasının dış destekler ile ilanihaye süreceğini söylemiş olabiliyordu. Çünkü bu anayasa %97 ile de gelsek kölelikten kurtulamayacağımız bir sürü mayınlı maddeler içeriyordu. Hukuk sistemini bir tür tapınak şövalyelerinin eline teslim ediyordu. Bunu da 411 oyla geçen anayasa değişikliğinin anayasaya aykırı olarak iptalinde de 367 garabetinde de birlikte görmedik mi?  Eski anayasa mahkemesi başkanı yada Tapınak şövalyesi A.Necdet Sezer’in cumhurbaşkanı seçtirilip boşalacak olan ve tamamı on bir kişi den oluşan AYM si üyeliğine dokuz yeni tapınak şövalyesi atayabilmesi için tüm kritik dönemlerde olduğu gibi 28 Şubat post modern darbesi yapılıp ABD’nin çocuklarınca 12 Eylülde bizlere dayatılan ve bizleri esir eden 12 Eylül anayasası artık askeri ihtilala gerek kalmasın diye ülkemiz yargıçlar diktasına dönüştürülerek hukuk yerle bir edilerek sistem azınlık yargıçları diktası şeklinde yeniden berkitilip azınlık diktasının güvenliği ve kesin hakimiyeti sağlama bağlanıyordu. Milli iradenin seçtiği CB. Özal döneminde seçilen iki üyeden biri olan Haşim Kılıç için Kandoğlu, AYM deki keçi deyimini kullanıyordu.  CB. Seçimi süresinde yeterli çoğunluğa sahip partinin CB seçmesi akla gelmez maskaralıklar la engellenip CHP genel başkanı tarafından kendilerinin tazı olmayacağı bir CB. Seçimi iç savaş nedeni olur diye hem BMM si hem de AYM si tehdit ediliyordu.

Meclisten 411/550 oyla geçen devlet tüm vatandaşlara eşit hizmet verir mealinde değiştirilen anayasa maddesini CHP AYM’sine götürdü, bu mahkeme bu maddeyi iptal ederek hayır devlet Sünni Türklere hizmet vermek zorunda değildir anlamında yorum yolu ile anayasaya yeni bir madde ekler gibi karar ekledi. Hem de TBMM’ne ait yasa yapma yetkisini gasp ederek değişen anayasa maddesini, anayasayı da çiğneyerek iptal etmekle kalmadı, birde başsavcının değişikliği başörtüsüne serbestlik teklifi olarak kapatma nedeni olacağı iddiası ile açtığı davayı da kabul etti. Bu arada teklifi ilk getiren MHP’yi kenara çekip sadece AKP ye kapatma davası açtı. AYM bu davayı da kabul etti. AKP’yi kapatmadı ama bir daha Sünni Türkler konusunda en küçük bir iyileştirme girişimde bulunacak olursa kapatılmasına karar verileceğine dair bir karar alarak AKP’nin yasa yapma yetkisini TBMM ile birlikte ortadan kaldırdı.  Bundan sonra Sünni Türkler lehine tıpkı Kanadoğlu’nun dediği gibi milletimiz  %97 ile de meclise gelseler milletin köleliğini azaltacak karar alınamaz hükmüne bağladı. TBMM tapınak şövalyeleri gizli azınlık diktası % 3ün razı olmayacağı her hangi bir karar alamaz alırsa AYM derhal iptal eder ve karar alanları da kapatır yargılar cezalandırır hükmüne bağlayarak milletimizin esir ve kölelerden oluştuğunu ve efendilere itiraz etmenin yasak olduğunu tadat etti.  Bu durumda ne bu iktidar nede her hangi bir iktidar asla Sünni Türklerin 1960 ihtilalinden beri esir ve köle olduklarını, unutmayıp Türkiye de kurulmuş gizli azınlık müstemleke valiliğinin köleleri olarak esir olarak tutulmakta oldukları da tescil edilmiş oldu. Bunu Baykal ancak yeni bir savaş çıkar ve sizler savaşı kazanırsanız bu anayasayı değiştirebilirsiniz sözleri ile tescil etti.  Ancak milletimizin isyana ve kurtuluş savaşına kalkışmamaları için bu durumları onlardan gizlenecek ama onları kurtarma girişiminde bulunacak seçilmiş iktidarlar cezalandırılıp kapatılacak sadece onlardan yana imiş gibi görünen batının devşirmeleri Demirel gibi onları oyalayacak. MHP gibi silahsız malzemesiz dışa bağımlı ve sanayisiz kof ve boş böbürlenen cahil insanlar ülkesi olarak kalmamız sağlanacaktı. PKK’yı bile haklayamayan zavallı durumuna düşürülen milletimize Kahraman Türk masalları anlatarak uyutup hiçbir işe yaramazlar çoğaltılıp ülke bir birlerini yemeye hazır bunalımlı ve kavgacı insanlar ile doldurulacak ve iç düşman yaratılıp onunla oyalanan zavallı aklı ermezler olarak ağılda kesilmeyi bekleyen koyunlar gibi kesilme sıralarını bekleyeceklerdi. Bırakın dini imanı biz Türk’üz diyerek ırkı din ile savaştırıp egolar kışkırtılacak milletimiz ırkçılar ve dinciler olarak da bir birlerini yiyeceklerdir. Zaten tüm bunlar ola gelmektedir. Sünni ya da Alevi, Türk ya da Kürt veya diğerleri milletimiz güç kazandıkça devşirmelerin ve gizli azınlıkların komutasındaki sözde Türk kriptolarda yeni tedbirler almışlardır. Bu anayasa değişikliği onların milletimize karşı kurdukları şer ittifakının tedbirlerini bozacaktır. Bizler asırlardır birlikte yaşarken bizleri 1960 öncesi ve sonrasında kendi milli hâkimiyetimizi pekiştirmeyelim diye bir birimizle savaştırmışlardır. Ne yargı milletimizin kontrolündedir nede ordu, Maalesef Ordularımız çok yönlü olarak mecburen dışa bağımlı bırakılmıştır. Savaş sanayi ve diğer gelişmeler engellenip ülkemiz aç ve sefil aşağılık hale düşürülmüş zavallılarla dolu bir ülke haline getirilmek istenmiş buna rağmen ülkemiz milli iktidarlar döneminde önemli hamleler yaparak bu günlere gelebilmiştir. Ordumuz NATO’nun Türkiye’deki bağlı birlikleri konumundadır. NATO’nun düşmanı düşmanımız dostu dostumuzdur. PKK NATO ülkelerin işine yarıyorsa bizimde yarıyordur. Bu yüzden Ordu içindeki birbirim PKK’yı korumalı ve Diğer askeri birimlerin onlara karışması imkânsızlaştırılmalıdır. Bu gün Heronlar olayından geriye doğru tüm şehit cenazelerinin otuz üç er olayında olduğu gibi PKK ya peşkeş çekilip tapınak şövalyelerinin milli iktidar üzerindeki baskısında kullanılmıştır.  Milli hükümetler güçlendiğinde Gladiodan yetişen bazı komutanların komutasındaki ordumuz müdahale edip yeniden düzenleme yapmak ve milletimizi yeniden batının esirleri olarak bağlamak için köle başları görevi yapmakta ve çeşitli taktikler uygulamaktadır. Tüm toplumsal olayların aydın cinayetlerinin arkasında irtica diye bir şeyin olmadığı ama devletin Ergenekon tipi yapılanmalarının yazı sıra onları koruyup kollayan yargıdaki uzantılarının olduğu artık açıkça ortaya çıkmaya başlamıştır. PKK’dan Hizbullah’a, Aczi mendiler den Ali Kalkancılara Fadime Şahinlere kadar her melanetin arkasında Ergenekon tipi devlet içi yargıda korunan asker destekli çeteler vardır. Bu düzeninin değişmesi için mutlaka bu anayasal düzen değişmek zorundadır. Bu düzeni değiştirmedikçe milletimiz kalkınamayacak cahil ve mesleksiz kalacak sonrada kendi içindeki savaşlar ile çökertilip dağıtılarak Batılılar hem İslam dan hem de Türklerden kurtulmuş olacaktır. Milli iktidarlar milletten oy almak zorundadır. Yani millete bağımlıdır. Ama tapınak şövalyeleri milletimizi esir olarak yönetmekle görevli dışa bağımlı milletten bağımsız olarak atanmışlardır.  

Lütfen iyi düşünüp zincirlerimizi kısmen kıracak bu referandumda bizlere düşman gösterilenlere değil değişikliğin ne içerdiğine bakalım. Bu kazanımlar çok şey ifade edecektir. Bizler açık düşmandan korkmayız ama fitne karşısın da bu kadar aciz olmamız ve bir birimize düşmemiz bizleri yiyip bitirecektir. Mevcut yapı köhnemiştir Lütfen kendi anayasamızı kendimiz yapmaya başlayalım.  12 Eylülde yaptığımız hatayı artık yapmayalım.

A.D. Şimşek

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.