[anadoluhaber] Hangisi Doğru: Hanefi Avcı'nın Susurluk Komisyonu'ndaki İfadeleri, Ergenekon'un İp Uçlarını Veriyor

Hangisi Doğru: Hanefi Avcı'nın Susurluk Komisyonu'ndaki İfadeleri,
Ergenekon'un İp Uçlarını Veriyor

Eski Emniyet İstihbarat Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı'nın 1997 Yılında
Meclis Susurluk Araştırma Komisyonu'na Verdiği Bilgiler, Ergenekon
Soruşturmasıyla Bir Kez Daha Önem Kazandı. İfadeleriyle Devlet
İçerisindeki İllegal Faaliyetlerin İpuçlarını Veren Avcı, MİT, Jitem
ve Emniyet İstihbaratı İçerisindeki Oluşumların Terörle Mücadele Adı
Altında Bir Takım Faili Meçhul Cinayetleri İşlediğini Belirtmişti.
Avcı, Ergenekon Tutuklusu Emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün Mafya
Gruplarıyla Çok Sıkı İrtibatının Olduğunu Söylemiş, Doğu Perinçek
İlgili de, "Perinçek'e Askeri Makamlardan, Jandarmadan, MİT'ten ve
Emniyetten Dünya Kadar Bilgi Gönderiliyor." İfadesini Kullanmıştı.
Medyada, Ergenekon İddianamesinin Klasörlerinde Bulunan Belgelerden
Yola Çıkılarak MİT'in Ergenekon'un Varlığından 2001 Yılında Haberdar
Olduğu Yönünde Bilgilere Yer Verilmişti.

Eski Emniyet İstihbarat Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı'nın 1997 yılında
Meclis Susurluk Araştırma Komisyonu'na verdiği bilgiler, Ergenekon
soruşturmasıyla bir kez daha önem kazandı. İfadeleriyle devlet
içerisindeki illegal faaliyetlerin ipuçlarını veren Avcı, MİT, JİTEM
ve Emniyet İstihbaratı içerisindeki oluşumların terörle mücadele adı
altında bir takım faili meçhul cinayetleri işlediğini belirtmişti.
Avcı, Ergenekon tutuklusu Emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün mafya
gruplarıyla çok sıkı irtibatının olduğunu söylemiş, Doğu Perinçek
ilgili de, "Perinçek'e askeri makamlardan, jandarmadan, MİT'ten ve
emniyetten dünya kadar bilgi gönderiliyor." ifadesini kullanmıştı.
Medyada, Ergenekon iddianamesinin klasörlerinde bulunan belgelerden
yola çıkılarak MİT'in Ergenekon'un varlığından 2001 yılında haberdar
olduğu yönünde bilgilere yer verilmişti.
Susurluk'ta meydana gelen ve devlet-mafya ilişkilerinin ortaya
döküldüğü kazanın ardından oluşturulan Meclis Susurluk Araştırma
Komisyonu'na 04 Şubat 1997 yılında ifade veren dönemin Emniyet
İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı, 1988 yılında terörle
gayri resmi yöntemlerle mücadele edilmesi kararının verildiğini
anlatıyor. "Özellikle 1991 ve 1992'de yıllarda çok fazla olaylar
vardı. Devlet güvenlik savcısı öldürülüyor, emniyet müdür
yardımcıları, polisler öldürülüyor. Bu durum, terörist gruplara karşı
mücadelede farklı yöntemlerin kullanılması gerektiğini savunan
insanlara uygun bir zemin hazırlıyordu." diyen Hanefi Avcı, "Bildiğim
bir şey var ki; Behçet Cantürk'ün, Savaş Buldan'ın ve beraberinde
gelişen 5-10 tane eylem bu gruplar tarafından yapıldı." ifadelerine
yer veriyor.

Mehmet Elkatmış'ın başkanlığını yaptığı komisyona yaklaşık üç saat
ifade veren Avcı, Diyarbakır'daki olayların birçoğunun JİTEM
tarafından gerçekleştirildiği aktarıyor. Avcı, "Ben de orada
bulunduğum dönemde bir takım yerlere atılan patlayıcı madde
olaylarında hep olay civarında JİTEM'cilerin olduğunu görüyordunuz.
Yine bir takım öldürme olaylarında JİTEM üzerine yoğunlaşıyordu. Hatta
ben o dönemde orada görev yapan JİTEM komutanı Cem Ersever'e de gittim
konuştum. Dedim ki; 'Bunlar yanlış şeyler, gittiğiniz nokta doğru
değil. Bir gün öyle bir noktaya gelirsiniz ki; bu silahları kendinize
çevirmek mecburiyetinde kalırsınız.' İki saate yakın münakaşa ettik.
Bana dedi ki; 'Benim geriye dönüş noktam yok. Ben artık bu noktaya
kadar gelmişim, bu belaya da bulaşmışım, geri dönemem artık ben'
dedi." şeklinde konuşuyor.

-"VELİ KÜÇÜK, MAFYA GRUPLARIYLA ÇOK SIKI İRTİBATI VAR"-

Ergenekon tutuklusu Emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile ilgili de bilgi
veren Hanefi Avcı, Küçük'ün mafya gruplarıyla çok sıkı irtibatının
olduğunu söylüyor. Komisyon üyeleriyle Avcı arasında geçen konuşma
şöyle;

"... Hanefi Avcı- Yine İzmit bölgesinde Veli Küçük, şu anda Karadeniz
Bölgesi'nde general zannediyorum. Bütün bu mafyacılarla çok sıkı
irtibatı var. Mafyacıların telefonlarını, bağlantılarını incelediğiniz
zaman çok sıkı diyalogu olduğunu da görürsünüz.

Mehmet Elkatmış- Bu Veli Küçük asker mi?

Hanefi Avcı- General

Yaşar Topçu (Sinop)- Karadeniz bölgesinde komutan, tuğgeneral

Hanefi Avcı- O zaman İzmit'te alay komutanıydı.

Yine ifadelerin başka bir yerinde Veli Küçük ile ilgili geçen
konuşmada ise şu konuşma kayıt altına alınıyor;

"...Mehmet Bedri İncetahtacı (Gaziantep)- Peki bu General Veli Küçük
ile ilgili meseleyi biraz daha açabilir misiniz? tam olarak
anlayamadım ben.

Hanefi Avcı- Efendim, General Veli Küçük, Albay olarak İzmit Alay
Komutanı idi. İzmit Alay Komutanı olduğu dönemde öyle mafyacı
diyebileceğimiz, bir ucu mafya işleriyle uğraşan, bir ucu demin
anlattığım grupla irtibatta olan insanlarla görüştüğü ve paslaştığını
duyuyorum.

Mehmet Bedri İncetahtacı (Gaziantep)- Hangi sene efendim bu?

Hanefi Avcı- Zannediyorum bir yıl önce.

Mehmet Bedri İncetahtacı (Gaziantep)- Yeni geldi.

Hanefi Avcı- Ama orada olduğu dönem, yani benim 1995'te falan
hatırladığım, bu görevle oradaydı ve orada da herkes dediği zaman Veli
Küçük bunlarla irtibatlıdır, bunlarla görüşür.

Mehmet Bedri İncetahtacı (Gaziantep)- O zaman bu duyumları almıştınız
siz.

Hanefi Avcı- Yani duyduğum bazı şeyler vardı. Mesela, diyelim işte;
Çatlı'nın, Sami'nin, işte Hadi'nin Veli Küçük'le görüştüğü
şeklindeydi. İstihbari duyumdu bu benim duyumum. Yine de o mafyacıları
araştırırsanız onların da zaten öyle bağlantısını görürsünüz.

Hayrettin Dilekcan (Karabük)- Peki bu hususta Kocaeli'nde de bazı
uyuşturucu laboratuarları veya benzeri imalathaneler...Kırsal
kesimdeki bu rahat çalışmanın kırsal kesimi kontrolle görevli
zabıtanın bu noktada bire bir ihmali söz konusu olabilir mi?

Hanefi Avcı- Şeyi zannetmiyorum. Ben, Veli Küçük'ü yüz yüze tanımam,
hiç de görüşmemişim. Yani, müsaade edeceğini, onlarla işbirliği
yapacağını zannetmiyorum ve tahmin etmiyorum.

Hayrettin Dilekcan (Karabük)- Genel olarak soruyorum.

Hanefi Avcı- Tahmin etmiyorum; ama o, vatan-millet-Sakarya
duygularıyla bu adamlarla bağlantısı olduğunu tahmin ediyorum. Yoksa
eroin olacağını hiç zannetmiyorum.

Hayrettin Dilekcan (Karabük)- Vatan-millet-Sakarya derken bu Veli
Küçük, yani ben orada bağlantı kuramadım. Şimdi bu adamlar tahsilat
yaparken vatan-milleti kurtarmak için mi yapıyorlar?

Hanefi Avcı- Değil ama, bu tahsilatı yapanların büyük bir kısmı geçmiş
dönemde ülkücülükten, o davalardan yatmış çıkmış. O damgalı insanlar;
yani bakın! o işe bugün diyelim kim karışıyorsa hepsi geçmiş dönem. 12
Eylül öncesinin aşırı ülkücü faaliyetlerine katılmış, mahkum olmuş.
Şimdi o kimliği dışarıya karşı birazcık kendini masum göstermek için
kullanıyor. Ama bu tarafta başka işler yapıyorlar. Ama sorduğunuz
zaman 'ben bucuyum' diyerek öne çıkıyor, kendini iyi pazarlıyor yani..."

-"DOĞU PERİNÇEK'E BİRÇOK BİRİMDEN BİLGİ GÖNDERİLİYOR"-

Hanefi Avcı, Ergenekon tutuklusu İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu
Perinçek hakkında da çarpıcı bilgilere yer veriyor. Avcı ile komisyon
üyeleri arasında geçen görüşme şöyle;

"...Hayrettin Dilekcan (Karabük)- Doğu Perinçek'in haber kaynakları
hususunda sizin kanaatiniz ne?

Hanefi Avcı- Şimdi efendim, Doğu Perinçek çok farklı çizgilerde, çok
farklı ortamlarda olmuş bir insan, hepimizin bildiği gibi.

Hayrettin Dilekcan (Karabük)- Verdiği bilgiler, bir araba bir kamyon
çarpınca ortaya çıkıyor.

Hanefi Avcı- Çıkıyor; yani geçmiş mazisine bakarsanız belli bir durumu
var. Bir dönem burada , bir dönem çok farklı bir şey. Ben İstanbul'da
bulunduğum dönemlerde bu adamın esrarengiz bir yönü var diye kendimce
bir araştırma yaptım; ne yapıyor? Ne ediyor? diye. O zaman gördüğüm şu
ki; Doğu Perinçek'e bu teşkilatlarda küskün herkes bilgi yağdırıyor.
Yani, askeri makamlardan, jandarmadan, MİT'ten, emniyetten dünya kadar
bilgi gönderiliyor..."

-"OSMAN GÜRBÜZ'ÜN YAKALANIP YAKALANMADIĞI TARTIŞMASI"-

Susurluk Komisyonu'nda Ergenekon tutuklusu Osman Gürbüz'ün karıştığı
bir olaydan dolayı yakalanıp yakalanmadığı tartışması yaşanıyor.
Dönemin Sinop Milletvekili Yaşar Topçu ile Hanefi Avcı arasındaki
tartışması şöyle gelişiyor;

"...Yaşar Topçu (Sinop)- Peki, bu İstanbul bölgesinde birçok faili
meçhul var. Kocaeli bölgesinde var. Şimdi, Kocaeli bölgesinde bir
çatışmada bir TKP/B'li birisi yakalanıyor polis hüviyetiyle. Bunu
tanıyor musun?

Hanefi Avcı- Osman, tanıyorum. O olayı da biliyorum ben.

Yaşar Topçu (Sinop)- Onu bize bir söyler misin?

Hanefi Avcı- O adamın bir evveliyatı var. Bu adan, hatta benim
polislerimden biriyle beraber bir başka vukuata karışıyor. Ondan
dolayı da mahkemeye verdik. O polis de aktif teşkilattan. Çekmece
bölgesinde bir içkili gazinoda olay oluyor. Birileri silah sıkıyor,
bir kadını alıkoyuyorlar, burada şikayet oldu. Şikayet incelendiğinde,
-bu arada kaçan TKB/B'li değil de ben onu sağcı, ülkücü bir herif
biliyordum- hatta Osman Gürbüz mü ne olacak. Bu adam bu olay yüzünden
araştırılıyor. Araştırılırken dediler ki; 'burada bu adamın beraber
gazinoda ateş edilmesi, gazino sahibinin tehdit edilmesi ve daha sonra
bir kadının alıkonulmasında bir polis memurunun adı geçiyor.' Şu anda
hatırlamıyorum, o polis memuru bizde çalışıyordu. Biz o polis memurunu
gözaltına aldık. Bu olayla şahısların ifadeleri alındı, mahkemeye
gönderildiler. Polis memuru tutuklandı, yattı ve daha sonra görevden
alındı. Isparta'ya falan tayin edildi zannediyorum. O zaman bu adamın
adı geçti. Daha sonrasında; Gebze'deki polisler bir Bmw çamura çökmüş,
uğraşırlarken yanına geliyorlar. Bir adam var arabanın yanında. Adama
diyorlar ki; 'necisin?'. 'Ben de polisim' diyor. 'Nerede polissin;
Gayrettepe'de polisim, istihbaratta polisim, istihbarat müdürünün
şoförüyüm' filan gibi laflar ediyor. Komiser muavininin bir tanesi
uyanık, adama 'hangi dönemsin?' diyor. İşte bir dönem atıyor. O çocuk
bakıyor ki kendi döneminden bir adam değil. Bu herif yalan söylüyor, o
zaman silahına davranmaya kalktığı an o adam da silahına davranıyor,
çatışma çıkıyor, adam kaçıyor. Galiba yaralı zannediyorum o anda.
Arabada bir tane oto telefonu, bir tane Magnum tabanca galiba. Bir
takım emareler bulunuyor, evi aranıyor. Orada bir elbise bir de polis
kimliği bulunuyor. Adam, polis kimliğini yine o polislerle bizde
çalışan polis memurunun kimliğini renkli fotokopi veya bilgisayara
atmış. Oradaki isimleri sildirip kendi adını yazdırmış. Laboratuar onu
kazıdığı zaman altında o kimlik çıkıyor, böyle kullandığı orta yere
çıktı.

Yaşar Topçu (Sinop)- Kim bıraktırdı bu kişiyi?

Hanefi Avcı- O adam yakalanmadı efendim.

Yaşar Topçu (Sinop)- Yakalandı.

Hanefi Avcı- Hayır yakalanmadı, kaçtı o adam. Kesin eminim kaçtı
yakalanmadı. O adamın yine İstanbul'da olduğunu, yine çek-senet
işlerine bulaştığına dair birkaç emaresini duydum. Hatta böyle
yakalamak için bayağı da yaklaşmıştık. Ama tesadüfen tüydü. Şu anda
İstanbul'da zannediyorum o adam, yakalanmadı.

Yaşar Topçu (Sinop)- Demin ismini verdiğiniz, general dediğiniz Veli
Küçük. Onun da bu yönde teyidi var, adam yakalandıktan sonra
bırakılmış. O zaman ya sizde yanlış bilgi var, ya orada var.

Hanefi Avcı- Şimdi şöyle söyleyeyim; Bu adam kaçtı. Hatta bu adam o
zamanlar cebinde mi, evinde mi çek falan bulundu. O çekin sahibi
bulundu. O zamandan beri bunların zorla çek aldıkları
anlaşıldı..." (Cihan Haber Ajansı) 08.08.2008 18:31 [1458298]

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.