[anadoluhaber] Ne dünya, ne de Türkiye eskiyi sürdüremez.

Ne dünya, ne de Türkiye eskiyi sürdüremez.

Değerli okurlar sabırla sonuna kadar okursanız ilginç bulacağınızıdüşündüğüm bir yazışmayı paylaşmak istiyorum.
Sayın Nazlı Hanım
Yazınıza dair görüşlerimi sizin yazınızın satır aralarında vermeye çalışacağım. Çünkü yazıyı okuyup sonrada hafızamdaki kayıttan sırası ile cevaplama günlerim yaşım gereği geride kaldı. Anlayışla karşılayacağınızı umarım. Çünkü sorularıma cevap alamadın diyen pek çok arkadaşın da haklı olduklarını biliyorum. Bakın sizde bu kusurumu algıda kasti seçicilik olarak dile getirdiniz.

03 Ağustos 2010 02:40 tarihinde nazli@gmail.com <turan.nazli@gmail.com> yazdı:

Sorumun cevabı orada değil Ahmet Bey,
Algıda secicilik sizin yaptığınız.
Dün dünyada ne olup biteceğine G-8 karar veriyordu, kısaca ABD ve AB nin onemli ülkeleri.... Türkiye nin NATO dan başka bir şansı zaten yoktu.

Dün dünyada ne olup biteceğine iki kutup merkezi olan batı adına ABD ve Sovyetler adına da Rusya karar veriyordu diye düşünüyorum. Diğerleri merkezdeki hatır ve güç sıralamasına göre yer alıyor.  Ülkemizin de ne hatırı nede gücü olduğu dikkate alınmadan sürükleniyordu.

Oysa bugün konjonktür gereği G-20 ülkeler topluluğu kendi kaderlerini tayin hakkına sahip. Ancak yine görüyoruz ki Türkiye ABD yörüngesinden çıkamıyor. Bunun savunulur hiç bir yanı yok.

ABD de kölelik kaldırıldığında efendilerin geçinecek her şeyi vardı ama kölelerin hiç bir şeyi yoktu. Efendiler köleleri kendi arazilerindeki yerden çıkarıp artık özgürsünüz dediler. Ama kölelerin ne gidebilecekleri bir yerleri vardı nede yiyecek ve barınacak bir şeyleri. Üstelik kadınlarını kızlarını hatta oğullarını Ku Klux klan gibi Gladionun atası diyebileceğimiz devletten ayrı gibi görünen devlet içi uzantılı çetelerin tecavüz ve imhasından kurtaramıyorlardı. Sonunda eski efendilerine eskiden oldukları maliyetin altında bir bedelle işçi olarak çalışmayı kabul etmek ve daha yoksul bir hayata razı olmak zorunda kaldılar. Özgür olan kölelerin sefaleti kölelik günlerine özleme dönüştü.. Kölelerini kayıp eden efendilerinde bu sayede karı daha artarken sorumlulukları azaldı. Ama en kötü duruma düşenler. Köleler arasından köle başı olarak seçilmiş köleleri kırbaçla yöneten köle başları idi. Onlara ihtiyacı kalmayan efendiler onları işe almadılar. Köleler ise onların köle başı olarak yaptıklarını unutamayıp sürekli ters baktılar ve aşağıladılar.
Bu insanın doğasından böyledir. Ülkemizde köle başları daima Gladio tehdidi ve ABD aferin’i arasında sıkışıp ABD hesabına halkımızı köle gibi yönetecek anayasalar yapanlar ve uygulayıcıları sürekli iç çatışmalar ile birlik ve dirliğimizi tehdit altında göstererek yöneten CHP, Bürokrasi ve generallerdi. Ne ise ki efendilerin hala askerlere bölgeye niza mat vermekte ihtiyacı var. Ama kölelerde eski köle başlarının dosyalarını açıyorlar. Ama açmasalardı dahi artık yenidünya düzeni ticaret yasalarını öne çıkardığından tipik bürokrat kafalı CHP ve militan görünümlü MHP ye dünyanın ihtiyacı olup olmadığı açısından bakmakta yarar var. Siz büyük bir iş kolunu yönetse idiniz. İhtiyacınız olan ticarete uyumlu personeli hangi kesimden devşirirdiniz. Mesela CHP, MHP, DTP, Gülen Cemaati üyeleri gibiler. Açıkça söylemek istemesek de D seçeneği kendiliğinden öne çıkmıyor mu?  Konjektürün ülkemize etkileri bunlardır. Türkiye G 20 ye askerleri ya da bürokratları ile veya militan ve teröristleri sayesinde girmiyor. İş adamları ve bu konulardaki kalifiye birkaç dil bilen elemanlar ile elinde ticari anlaşmalar diyar diyar gezen siyasileri nedeni ile giriyor. ABD’nin iyi polisi durumunda kalan mevcut hükümet istese de kötü polisini(eski bürokratik devlet yapısını savunanları) işten atamaz. Çünkü gelişen Türkiye’nin hükümetlerini o kötü polis sayesinde kontrol altında tutan efendiler buna asla izin vermezler ama kötü polisi de salıvermezler. Sürtüşmeler bir süre daha devam edecektir. Kötü polisin yağcıları da hala kötü polisin eski gücüne ulaşmasına çalışacaktır.  Ama bu asla olmayacaktır. Akan su ırmağa geri gelmez.

ABD de Anglo Saksonların gizli desteği olmasa Türkiye tek başına Israil e kafa tutabilir mi sizce? Siz AKP nin ABD yanlısı tavrının bölgede Türkiye ye bir avantaj sağlayacağına yürekten inanıyormusunuz? ABD nin Türkiye nin yönetim erkini elinde tutmadan ona Ortadoğu coğrafyasının kontrolünü vereceğine inanıyormusunuz gerçekten de? Bunun Çin in yükselişini engellemenin balans ayarı olmadığını iddia edebilirmisiniz? 

Bildiğiniz gibi bu konular evet hayır dışında ciltlerce kitap yazılarak bile tam anlatılamayacak çok yönlü ve karmaşık konulardır. İzah uzayınca da soruyu soranlar sıkılıyor. Ya siyah ya beyaz de der gibi okumaya bile zahmet etmiyorlar. Ama gene de ben görüşümü açıklamaya çalışayım.

Önce bir tane Amerika var yanılgısından vazgeçmeliyiz. W.Bush'un ilk seçilişi büyük iç kavgalara sebep oldu. Muhatabı sanırım adı Callahan idi Yahudi’ydi ama Anglosaksonları etrafına toplamıştı. W.Bush falanjist Hıristiyandı ama etrafında Siyonist bir ekip toplanmıştı(Neo Con lar) ABD’nin AYM si iktidarı W.Bush'a verdi. Tabi ABD içeride kaynamaya başladı,. Bu durum ABD de tıpkı bizdekine benzer gizli bir iç savaşı başlattı. Callahan eğer bu ekip kazanırsa dünyayı kan gölüne döndürecekler demişti dediği de çıktı.
W.Bush ve karşıt grup arasında artık başlamış olan savaşta her iki grupta Türkiye’yi yanlarına almak ve güç kazanmak istiyordu. Türkiye iki tarafı da idare etmekle birlikte W.Bush ekibinin ağır taleplerine diğer grubun ABD deki desteği sayesinde karşı koyabildi. Türkiye’deki statükocuların W.Bush ekibi ile yaptıkları tüm görüşmeler diğer ekip tarafından Türk basınına sızdırılıyordu. Hudson toplantısından bazı ihtilal planlarının erken deşifre olmasına kadar bir sürü olay Hükümetin ve devlet içindeki Hükümetin önünü açarak değişimi başlatan derin güçlerin ellerini güçlendirdi. Türkiye’nin W.Bush ekibinin yıldızını söndüren tezkere olayı ise diğer ekibi güçlendirdi.  Yani bu olayları artık Türkiye ABD diye anlaşılır kılamazsınız. Global köyün yeni kamplaşmaları olarak düşünmek zorundayız. Tabi bu arada 11 Eylül olaylarının bir terör saldırısı değil ABD de seçimi mahkeme ile kaybeden tarafın bir ihtilal girişimi olduğunu da hatırlatmalıyım.

AKP bugün kendisine ABD tarafından sunulan ve konjonktür gereği Türkiye lehine esen küresel rüzgarları neden içeri de askerle hesaplaşmaya indirgiyor? Benim cevabım asker Türk ün kırılma noktasıdır da ondan....

Ben buna sizin gibi bakmıyorum. Yüksek rütbeli askerlerin çoğununda Türkçülük gibi bir derdi olduğunu da zannetmiyorum. İçlerinden pek çoğunun Yahudi Mason vs olduğu da zaten biliniyor. Ordunun Yıllardır bir Türk ordusu değil daha çok bir NATO ordusu olduğunu ve NATO kimin yıldızını parlatacak kariyer yollarını açarsa onların yükseldiğini de çok kişi artık zaten biliyor. 30 Yıllık PKK savaşınız aslında sahte bir NATO tatbikat savaşları serisi olduğunu bile söyleyebilirim. Öyle olması gerekiyordu öylede oluyordu.
Her Türkün asker doğup batılıların menfaatlerini başta Türklerden koruyan NATO ordusuna hizmet eder anlayışının artık batıya da bir yararı olmadığı anlaşılıyor. Bu yüzden askerlikten başka işe aklı ermediği ve dünyaya kafa tutabilecek bir askeri bilgi araç ve gerece de sahip olamadığından batıya badigartlık ve sınır karakolluğu yapan Türkiye de artık yeni şartlara göre bazı Türklerde tüccar, iş adamı. Entelektüel, sosyolog, bilim adamı, araştırmacı, vs, olarak doğmaları gereken bir Türkiye kuruluyor. Tüm nüfusu yıllarca lise okutulup hiçbir şey bilmeyen cahil taburlarından oluşan badigartlar birliğinin, Düşmanın kılıcını sallarken şehit diye gömdüğümüz evlatları artık kendi ülkeleri için batının korucu sistemi gibi askerlikle bir yere varılamayacağını görüp yeni yollar arasınlar diye bu değişimler oluyor. Zoraki olarak oluşturuluyor. Artık militanlara ve provokatörler bir süre sonra gerek kalmayacağını gören gözler şimdiden görüyor. 
Türkiye de mason etkisine gelince, haklısınız ben de bu konuda size katılıyorum Cumhuriyetin temellerinde, yapı taşlarında vardır bu etki ve bugün ülkenin az gelişmişliğinin en büyük nedeni de budur.
Dünlerde mason yardımı ile kurulan Cumhuriyet nasıl bugün bedel oduyorsa bugunlerde ABD yardımı ile kurulacak Osmanlı yarın bedel ödemeyecek mi sanıyorsunuz?
 
Bakın artık bir Osmanlı devleti kurmanın imkânı yoktur. Ölenleri geri getirmenin de imkanı olmadığı gibi. Ama her çocuğun genlerinden miras olarak aldığı kabiliyetleri yetenekleri ve geçmişinden tevarüs ettiği bir saygınlığı gibi elinde miras olarak bulunan çok değerli bir şeyleri vardır. Osmanlı bizlere hem bu değerli mirasları bırakmıştır hem de çok dilli çok dinli çok kültürlü devletleri bir arada adalet ile yönetebilme bilgi ve yeteneğinin yanı sıra ahlaki değerlerini de bırakmıştır. Hala doğu Avrupa da ekmeği en adil Türkler böler sözü süre gelmektedir. Dünya ya gittikçe hırçınlaşıp nükleer savaşlar ile yok olmaya doğru gidecektir. Yada barış içinde bazı paylaşımları gerçekleştirebilmek için yeni düzenekler kurarak bu felaketi önleyip barış içinde global köyde kimsenin kimseyi rahatsız etmeden yaşayabileceği bir dünya düzeni kuracaktır.
Bu yüzden dünyanın çok kritik denge noktalarından birinde bulunan ülkemiz ve mirasımız bize yeni sorumluluklar ve görevler yüklemektedir. Bu kaçınılamaz bir görevdir. Çünkü bizim yerimizi bölgede İsrail’e doldurtmak isteğinin imkânsızlığı anlaşılmıştır. AB’nin gelip bölgeye kendisinin yerleşmek istemesinin de soruna çare olamayacağı Irak harekatı ile  anlaşılmıştır. (Çevik Bir’in Irak harekatı öncesi şu sözlerini dikkatle inceleyiniz. Türler daha ne istiyorlar. Amerika kendilerine komşu oluyor. Bu sözler kendisini Türk saymayan 28 şubatın kudretli Türkiyeli NATO generaline aittir )Dolayısı ile tarihin bizleri getirip koyduğu bu zaman ve mekan koordinatları içinde artık parya olmaktan çıkmak ve yeniden lider olmak zorunluluğu hasıl olmuştur ve bundan kaçmak hem bize hem de insanlık alemine çok pahalıya mal olacaktır.
Gelişen yeni ipek yolu gibi enerji koridorları artık AB’yi, ABD’yi ve Rusya’yı bize bağımlı kılmaktadır. Burada sayamayacağım kadar çok nedenler ortaya çıkmıştır ve bunun böyle olması için zorlamaktadır. ABD ve Rusya’nın gelişen Çin ve güney doğu Asya karşısında Eski güçlerini koruyabilmeleri için Asya’daki Türklere ve İslam coğrafyasının batının yanında yer almasına olmazsa olmaz denilecek kadar ihtiyacı vardır. AB de halk her gün daha da fakirleşmektedir. Kalifiye eleman göçü tersine dönmüştür. Türkiye’nin güvenliği tüm batı dünyası ve Rusya’nın da İslam âleminin de güvenliğidir.Türkiye artık eski Türkiye değildir.

Hem o günler artık çok gerilerde kaldı. Bu adamları bu kadar abartmanın da gereği yok artık, eskisi kadar etkin degiller hiç bir ülkede...

Etkinlik göreceli bir kavramdır. Eğer dünya bir global köy oluyorsa ki oluyor. Dünyanın öbür ucundaki kişi ile görüntülü ticaret anlaşmaları yapılıyor ve nakliye şirketlerinde yine aynı kanaldan iş devir ediliyor. Burumda kaba bir fıkra ile anlatayım. Bir insan vücudundaki tüm uzuvlar aslında kendisinin lider olması gerektiğini iddia ile işleri savsaklamaya başlamışlar sonunda bakmışlar vücut ölecek ve hepside toprağa atılacaklar. Herkesin hüneri nedir diye bir araştırmaya girişmişler. Beyin, kalp, göz, kula, el, ayak, ağız diş, dil sonunda herkes hünerini ortaya koyup lider ben olmalıyım demişler. Sıra anüs’e gelince ben tartışmaya katılmayacağım. Çünkü ben zaten doğal olarak liderim sizlerde kim oluyor da karşıma rakip olarak çıkıyorsunuz deyince. Tüm azalar katıla katıla gülmüşler ama haftaya toplanmak üzere gündemi düşünmek için ertelemişler. Anüs hiç sesini çıkarmadan susmuş ama üç gün hiç işini yapmayınca tüm azalar perişan olup bakmışlar ki hem çekilen acı, ağrılara ve sancılara katlanamayacaklar hem de sonunda topluca ölecekler. Toplanıp anüse ne olur haşmetmaap liderimiz ol ve şu kapıyı aç diye yalvarmaya başlamışlar. Temsilde hata olmaz. Ama içimizdeki bazıları kısır düşünceleri yüzünden durumu fark edemeseler de, değişen koşullarda tüm dünya Türkiye ile birlikte var olmak zorunda.

Bugünlerde kelin ilacı olsa kendi başına sürecek...

Herkesin bulaşıcı bir kellik ile yakalandığı sari (bulaşıcı)hastalıkta tek başına tedavi imkanı yoktur. Her tarafın ilaçlanması gerekiyor.

Bu durumda AKP nin hiç bir mazereti olamaz.....

Onunda zaten mazeret falan ürettiği yok. Durmak yok yola devam deyip işine bakıyor.

Nedir bu AKP nin ABD politikaları gereği Fırat ailesi ve Barzani sevdası tanrı aşkına, anlatın da anlamaya çalışayım.

Efendim padişahın anüsündeki hemoroit şişmesi  ne ise otedaviside bize bize düşüyor. Yoksa bizim kalın bağırsağımızı alırlar.

nazlı 
A.D.Şimşek

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.