[anadoluhaber] ASA-YI MUSA DERSLERİ----118---Birbirinin misli ve aynı veya az farklı ve birbirine benzeyen mahsur [kuşatılmış] ve mahdut [belli sayıda] yumurtalardan ve yumurtacıklardan ve nutfe [Temiz, duru, arı, saf su] denilen su katrelerinden [damlacıklarından] o hadsiz hayvanların yüz binler çeşit tarzlarda

118.ders. 24.09.2010--[cuma]

 

Asâ-yı Mûsâ'dan

İkinci Kısım

Hüccetullahi'l-Bâliğa

Risalesi

On Bir Hüccet-i İmâniyedir

Birinci Hüccet-i İmâniye

Âyetü'l-Kübrâ[13]

 

 

İşte bu mezkûr[bahsedilen] hakikatleri ve şehadetleri ifade mânâsıyla, Birinci Makamın Altıncı Mertebesinde,

لاَۤ إِلٰهَ إِلاَّ اللهُ الْوَاجِبُ الْوُجُودِ الَّذِى دَلَّ عَلٰى وُجُوبِ وُجُودِهِ فِى وَحْدَتِهِ: اِجْمَاعُ جَمِيعِ أَنْوَاعِ اْلاَشْجَارِ وَالنَّبَاتَاتِ الْمُسَبِّحَاتِ النَّاطِقَاتِ: بِكَلِمَاتِ أَوْرَاقِهَا الْمَوْزُونَاتِ الْفَصِيحَاتِ وَأَزْهَارِهَا الْمُزَيَّنَاتِ الْجَزِيلاَتِ وَاَثْمَارِهَا الْمُنْتَظَمَاتِ الْبَلِيغَاتِ، بِشَهَادَةِ عَظَمَةِ إِحَاطَةِ حَقِيقَةِ: اَْلاِنْعَامِ، وَاْلاِكْرَامِ، وَاْلاِحْسَانِ، بِقَصْدٍ وَرَحْمَةٍ. وَحَقِيقَةِ: اَلتَّمْيِيزِ، وَالتَّزْيِينِ، وَالتَّصْوِيرِ، بِاِرَادَةٍ وَحِكْمَةٍ، مَعَ قَطْعِيَّةِ دَلاَلَةِ حَقِيقَةِ فَتْحِ جَمِيعِ صُوَرِهَا الْمَوْزُونَاتِ الْمُزَيَّنَاتِ الْمُتَبَايِنَةِ الْمُتَنَوِّعَةِ غَيْرِ الْمَحْدُودَةِ مِنْ نُوَتَاتٍ وَحَبَّاتٍ مُتَمَاثِلَةٍ مُتَشَابِهَةٍ مَحْصُورَةٍ مَعْدُودَةٍ 1

denilmiş.

Sonra, seyahat-i fikriyede[fikri seyahatte] bulunan o meraklı ve terakki[yükselme,Artma,İlerleme, gelişme] ile zevki ve şevki artan dünya yolcusu, bahar bahçesinden bir bahar kadar bir güldeste-i marifet [Allah'ı tanıma ve bilme buketi] ve iman alıp gelirken, hayvanat ve tuyûr [kuşlar] âleminin kapısı, hakikat-bîn [Hakikatı gören, hakikatı anlayan, hakikata inanmış] olan aklına ve marifet-âşinâ [Bileren, üstün bilgiye sahip olan, usta] olan fikrine açıldı. Yüz bin ayrı ayrı seslerle ve çeşit çeşit dillerle onu içeriye çağırdılar, "Buyurun" dediler. O da girdi ve gördü ki:

Bütün hayvanat ve kuşların bütün nevileri [çeşitleri] ve taifeleri [Bölük, takım, güruh, fırka,familya] ve milletleri, bil'ittifak [hepsi birlikte], lisan-ı kàl [kendilerine has dilleri] ve lisan-ı halleriyle Lâ ilâhe illâ Hû deyip, zemin yüzünü bir zikirhane ve muazzam [önemli] bir meclis-i tehlil [Lâ ilâhe illallah diyenlerin toplantısı] suretine çevirmişler; herbiri bizzat birer kasi-de-i Rabbânî [Allah tarafından yaratılan ve birer kaside gibi yaratıcılarını tanıtıp O'nu öven her bir bitki ve hayvan], .

birer kelime-i Sübhânî [Tesbih edilen Allah'a ait kelime] ve mânidar[anlamlı] birer harf-i Rahmânî [Allah'tan gelen ve ona ait olan söz] hükmünde Sânilerini [Her şeyi san'atlı olarak yaratan Allah'ı] tavsif [sıfatlarını ortaya koyup, etraflıca tarif] edip hamd ü senâ ediyorlar vaziyetinde gördü. Güya o hayvanların ve kuşların duyguları ve kuvâları [Hisleri,Melekeleri] ve cihazları ve âzâları [organları] ve âletleri, manzum [düzenlenmiş, sıralanmış] ve mevzun [tartılı, ölçülü, tartılmış,ahenkli, biçimli] kelimelerdir ve muntazam [sıralı, düzgün, tertipli] ve mükemmel sözlerdir. Onlar, bunlarla Hallâk [yaratan] ve Rezzaklarına [rızıklarını verene] şükür ve vahdâniyetine [Allah'ın birliğine] şehadet getirdiklerine kat'î [kesin] delâlet [delil olan, şahitlik] eden üç muazzam[önemli] ve muhit [kuşatıcı] hakikatleri müşahede etti.

Birincisi: Hiçbir cihetle serseri tesadüfe ve kör kuvvete ve şuursuz tabiata havalesi mümkün olmayan, hiçten hakîmâne [amaca uygun yerli yerinde] icad [yoktan var etme] ve san'atperverâne [san'atı severcesine, san'atkârcasına.] ibdâ [Örneksiz olarak, eşsiz şekilde yaratma] ve ihtiyarkârâne [Seçerek, tercih ederek,kendi istek ve iradesiyle] ve alîmâne [Her şeyi en iyi bilen Allah'a yaraşır şekilde] halk [yaratmak] ve inşa [bina etme] ve yirmi cihetle ilim ve hikmet ve iradenin cilvesini gösteren ruhlandırmak ve ihyâ etmek [diriltme, hayat verme] hakikatidir ki, zîruhlar [ruh sahipleri ] adedince şahitleri bulunan bir burhan-ı bâhir [Büyük ve geniş delil] olarak, Zât-ı Hayy-ı Kayyûmun [Varlığı, diriliği her an için olup gökleri ve yerleri her an için tutan; herşeye, her hususta iktidarı yeten zât, Allah] vücub-u vücuduna [varlığının inkar edilemez] ve sıfât-ı seb'asına [Cenâb-ı Hakkın hayat, ilim, sem', basar, irade, kudret, kelâm sıfatlarına] ve vahdetine [birliğine] şehadet [şahitlik] eder.

İkincisi: O hadsiz [sınırsız] masnularda [sanatlı olarak yaratılmış yaratıllarda] birbirinden simaca farika[farklılıkları olan] ve şekilce ziynetli [süslü] ve miktarca mizanlı [ölçülü] ve suretçe intizamlı [düzenli] bir tarzdaki [şekilde] temyizden [ayrılmasından], tezyinden [süslenmesinden], tasvirden [tasrlanmasından] öyle azametli [büyük] ve kuvvetli bir hakikat görünür ki, Kàdir-i Külli Şey [her şeye hakkıyla gücü yeten Allah] ve Âlim‑i Külli Şeyden [her şeyi hakkıyla bilen Allah'tan] başka hiçbir şey, bu her cihetle binlerle harikaları ve hikmetleri gösteren ihatalı fiile sahip olamaz ve hiçbir imkân ve ihtimali yok.

Üçüncüsü: Birbirinin misli ve aynı veya az farklı ve birbirine benzeyen mahsur [kuşatılmış] ve mahdut [belli sayıda] yumurtalardan ve yumurtacıklardan ve nutfe [Temiz, duru, arı, saf su] denilen su katrelerinden [damlacıklarından] o hadsiz hayvanların yüz binler çeşit tarzlarda ve birer mu'cize-i hikmet mâhiyetinde bulunan suretlerini, gayet muntazam ve muvazeneli [dengeli] ve hatasız bir hey'ette açmak ve fethetmek öyle parlak bir hakikattır ki, hayvanlar adedince senetler, deliller o hakikati tenvir eder.

 

 

1-    Allah'tan başka ilâh yoktur. O Vâcibü'l-Vücud ki, mizanlı ve fesahatli yapraklarının ve süslü ve cezaletli çiçeklerinin ve intizamlı ve belâğatli meyvelerinin kelimeleriyle konuşan ve tesbih eden bütün ağaç ve nebat nevilerinin icmâı, birbirinin misli ve benzeri olan mahdut çekirdek ve habbeciklerden süslü ve birbirinden farklı ve mütenevvi, gayr-ı mahdut suretlerinin hepsinin birden fethi hakikatinin kat'î delâletiyle beraber, kasdî ve rahmetli in'âm ve ikram ve ihsan hakikatinin ve iradeli ve hikmetli temyiz ve tezyin ve tasvir hakikatinin azamet-i ihatasının şehadetiyle, icmâ ile Onun vahdet içindeki vücub-u vücuduna delâlet eder.

 

Devam edecek:139

 

 

Bu Sayfaya Yeni Notunuz

 

Kaydet

 


--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.