[anadoluhaber] Kefenin Cebi Mersin İçel Burak Canlı

KEFENİN CEBİ

 

Bayağı bir zaman önceydi. Bulunulan ilin adı Ada’na. Yer Balcalı Hastanesi. Bulunma sebebim kız kardeşim ameliyat oldu. Rahmetli kardeşim Balcalı’ya gelinceye kadar neler çekti neler.

 

Bir sorun bin ah işitin. Anam ağladı. Ben ağladım. Babam ağladı. Ağlamayanımız bulunmamaktaydı. Ama ne yapacaksınız ki ağladık. Ağlattırıldık. Düzen ağlamamızı istemekteydi. Dayak yemeden tutunda gözaltına alınma safhasına dahi geldik, getirildik. Acımadılar. Gözlerini dahi kırpmadılar.  

 

Bunu yap dediler. Yaptık. Olmaz dediler. Şunu yap dediler. Yaptık. Olmaz dediler. Hastaneler. Şifa kapıları. Hastaneler daha bilmem ne kapıları. O kapılar da bekleyenler çare aramakta. Derman beklemekte. Ne var ki çare kimde? Derman kimde?

 

Babam hastanenin meşhur bahçesin de yatmaktaydı. Bir anons yapıldı. Korktum. Kaldıramadım onu. Ses etmedim. Ben gittim. Dediler vefat etti. Ne yapabilirdim ki. Morgda dediler.

 

Morga gittim. Daha doğrusu indim. Demek ki morga gidilmez. İnilirmiş. Demek ki gidilmez. Götürülürmüş. Anlayacağınız gitmedim. İndim. Götürülmemiştim ama nerdeyse de götürülmüş gibiydim.

 

Sonra mı? Morgda ki şahıs bir kart verdi. Aradım. Telefonu açan kimse üç türlü tabuttan bahsetti. Bahsederken de kampanyalarından. İçerisinde ki kefeninden sabunundan! Şok oldum. Durmaksızın telefonu kapattım. Bir iki Dakka bekledim. Şoktum. Şoktum. Şoktum.

 

Sonra gene aradım. Araba dedim. Var mı? Şu an yok dediler. Cenaze arabalarının işi bulunmaktaymış. Ama götürebileceğimiz tipte araba bulunmaktaymış. Tamam dedim. Hangi tabut dedi. Olması gereken dedim. Şoktum. Şoktum. Şoktum.

 

Morgda ki adamın bana vermiş bulunduğu kart öyle bir karttı ki. Görün anlayacaksınız. Yeter ki bir kere görün.

 

Akşam olmak üzereydi. Hemen mafya tipli birkaç kişi aradım. Defin işlemlerine girişemezdik. Onlara Mersin Devlet Hastanesine gidin. Morgdan yer ayırtın dedim. Adeta yalvardım. Tamam dediler. Biz gelinceye kadar bulmuşlar birilerini. Bir morgdan diğer bir morga bıraktık.

 

Sonrası mı? Mezara gittim. Çabalama. Çabalama. Çabalama. Defnetmek istediğimiz yer Aile Mezarlığının yanında bulunmakta idi. Mümkün mü? Ne kadar istediğine bağlı. Kazdırdık. Yıkama, Cami, Araç ve mezarlık. Beni çağırdılar. Bana bir kâğıt uzatıp bunu imzala dediler. Bu kâğıtları doldur dediler. Hastane de aldığım imza ve vurdurduğum mühürler zaten yaklaşık ve allak bullak içerisin de iki saati bulmuştu. Bir de hem de tam da defin sırasında bir de üstüne üstelik Mezarlıkta. Çıldırdım. Delirdim. Öfkelendim.

 

Sonrasını ve sonralarını sormayın. Evet, kefenin cebi bulunmamakta! Zaten de kefende ki cebe değil sizin cebinize bakmaktalar. Cebiniz yoksa gidip şimdiden yaptırın. Hani şu eskilerden beri söylenegelen kefen parası deyimini de unutmayın. Sabır! Sabır! Sabır! Mersin İçel Burak Canlı

--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.