[anadoluhaber] GENERALLERİMİZE PEŞMERGE SALDIRISI ORDUMİLLET

PEŞMERGE KUKLASI İDARENİN 3 TÜRK GENERALİNE TERTİPLEDİĞİ "SİYASİ SALDIRI"YI LANETLİYORUZ!


27.11.2010


1- Bilinen bir husus; günlük dilde, bir hükümetin veya onun idaresindeki kişi ve kurumların aldıkları kararlarla ilgili her hangi bir tartışmada menfi manada "siyasi karar" tabiri kullanılırsa, kastedilen karar veya kararlar, sadece ülkenin bağlayıcı kanunlarına, Anayasasına aykırılığı açıkça sabit bulunanlardır.


Söz konusu kararlarla haksızlığa uğrayanlar, ülke kanunlarına ve anayasaya aykırılığı açıkça görülen kararları menfi manada "siyasi karar" olarak nitelerler.


Ülkenin bağlayıcı kanunlarına, Anayasasına aykırılığı açıkça sabit bulunan kararların yol açacağı sonuçlar itibarıyla gerçekten menfi olup olmadıklarıysa, hem kararı alanların, hem karara maruz kalanların, hem de değerlendirmeyi yapanların siyasi görüşlerine göre farklılık arz eder.


Mesela, Anayasanın 5.Maddesinin en başında yer alan “Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak” görevi, kendisine, “Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır” diyen TSK İç Hizmet Kanununun 35. maddesince anayasal bir görev olarak tevdi edilmiş bulunan Türk Silahlı Kuvvetlerinin yetkili komutanlarını, "Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü kaybetmesine, ülkenin kukla idare ve iç bozgunculuk eliyle hızla bölünmesine niçin seyirci kaldınız? Anayasanın emrettiği görevi niçin yerine getirmediniz?" diye sorumlu tutmak yerine; Türk Milletinin tarih sahnesine yeniden çıkışını anlatan Ergenekon Destanının adının, sırf Türk Milletini aşağılamak, horlamak için kod adı olarak kullanıldığı bir saldırı başlatarak, aynı anayasal görevi "darbe", bu görevden kaçmayacakları kanaatine vardıklarını da "darbeci" olarak adlandırıp Silivri Toplama Kampına kapatmak, uygulamayı böylece gören samimi vatanseverlere göre şüphesiz Anayasanın açık hükümlerine aykırı bir uygulamadır.


Dolayısıyla, gerek delil toplama, gerekse yargılama aşamasında gözlenen bir dizi uygulamayla kendini dışa vurduğu üzere, Ergenekon Tertibi" aslında "siyasi bir saldırı"dır.


Ve bu saldırının arkasında bulunan, saldırıya yeşil ışık yakıcı/başlatıcı karar, yine vatanseverlerce, "ülke kanunlarına ve Anayasa hükümlerine açıkça aykırı, yargılanması gereken suç niteliğinde bir siyasi karar"dır.


"Ergenekon Tertibi"ne hararetle destek olan veya sessiz kalanlarsa, kendilerinin "ileri demokrasinin kurulması", tam bağımsızlık yanlısı samimi vatanseverlerinse "Ergenekon Tertibi" olarak niteledikleri uygulamalardan hem siyasi, hem de oluk oluk ekonomik fayda devşirenlerdir.


2- Öte yandan, idare eden heyetin, alacağı kararlarla belli bir siyasi program gerçekleştirmek üzere göreve talip olup iş başına gelmiş bir siyasi kadro olduğu dikkate alınırsa, aslında hükümetçe alınmış, ülke kanunlarına, Anayasasına harfi harfine uyan her karar da, belli bir maksadı gözeterek alınması anlamında birer "siyasi karar"dır.


Bunlar, günlük dilde "kitabına uydurmak" tabir olunan, görünüşte hukuka uygun siyasi kararlardır ki, kitabına uydurulmuş kararların da yol açacağı sonuçları itibarıyla gerçekten menfi olup olmadıkları, yine hem kararı alanların, hem karara maruz kalanların, hem de değerlendirmeyi yapanların siyasi görüşlerine göre farklılık arz eder.


Mesela, Genelkurmay eski Başkanlarından Yaşar Büyükanıt'ın doğru olarak tespit ettiği, ancak icabını yerine getirmekten yan çizdiği "1919 Şartları"nın birincisinde, vatanseverlerin diliyle işbirlikçi Istanbul Hükümetinin, İstiklal Savaşı'nın önderi Mustafa Kemal ve silah arkadaşları aleyhine çıkardığı dine uygun fetva, o vaktin bölünüp parçalanma yanlısı etnik yaltakçılarınca müspet bir kararken; o fetvaya en az onun kadar dine uygun bir fetvayla karşılık veren Mustafa Kemal ve arkadaşlarıyla, vatanseverlerin gözünde, hiç bir hükmü olmayan bir kağıt parçasıydı.


3- Tek cümleyle ifade edelim; peşmergeye boyun eğen hükümetin 3 Türk Generali hakkında aldığı karar, "kitabına uydurulmuş" bir karardır ve vatanseverlerin gözünde hiç bir hükmü yoktur.


OrduMillet




Genelkurmay Başkanlığı 3 generalin açığa alınmasıyla ilgili açıklama yaptı:


1. Milli Savunma ve İçişleri Bakanları tarafından açığa çıkarılan iki General ve bir Amiral hakkında eksik ve yanlış bilgilere dayalı olarak yapılan değerlendirmeler/yorumlar nedeniyle, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek görülmüştür.


2. Bilindiği üzere Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) çalışmaları 04 Ağustos 2010 tarihinde tamamlanmıştır. YAŞ Kararları çerçevesinde terfi ettirilmesi yönünde karar alınan General/Amiral ve Albayların terfi kararnameleri imzalanmak üzere aynı gün Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığına gönderilmiştir.


3. Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı tarafından; terfi kararnamesinde isimleri yer alan 3 General ve Amiralin, “haklarında mahkemece çıkarılmış yakalama emirlerine karşı itiraz davaları henüz sonuçlanmadığı” gerekçesiyle, 04 Ağustos 2010 tarihinde gönderilen terfi kararnameleri imzalanmamıştır.


4. Onaya sunulan Terfi ve Atama kararnamelerinin imzalanmaması, diğer yükselme ve görevde uzatılma durumundaki personelin işlemini engellediği ve bu durumun Türk Silahlı Kuvvetlerinin emir komuta sistemini ciddi olarak etkileyeceği dikkate alınarak; bir olumsuz duruma meydan vermemek amacıyla yeni Terfi ve Atama Kararnameleri hazırlanarak; üst rütbeye yükselmeleri uygun görülmeyen personelin, bulundukları rütbeleriyle yeni görevlere vekaleten atanmaları teklif edilmiştir.


5. Bu Terfi ve ilgili Atama Kararnameleri onay makamları tarafından uygun görülerek onaylanmıştır.


6. İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi, 06 Ağustos 2010 tarihinde yakalama müzekkerelerinin kaldırılmasına karar vermiştir.


7. Bu kararın sonucuna bağlı olarak; 3 General ve Amiralin terfi ve atama kararnameleri, 12 Ağustos 2010 tarihinde Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığına tekrar gönderilmiştir.


8. Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığınca, bu kez de “yeni bir kararname çıkarılmasına gerek görülmemesi“ gerekçesiyle terfi kararnameleri 24 Ağustos 2010 tarihinde imzalanmamıştır.


9. Bunun üzerine konuyla ilgili olarak, 3 General ve Amiral tarafından Askerî Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM)’ne “Bir üst rütbeye terfi ettirilmeme işleminin iptali” için yürütmeyi durdurma istemli olarak 24 Ağustos 2010 tarihinde dava açılmıştır.


10. AYİM, 27 Ağustos 2010 tarihinde, 10 gün kesin süre vererek Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığının savunmalarını talep etmiştir.


11. Milli Savunma Bakanlığı 02 Eylül 2010 tarihinde, İçişleri Bakanlığı 06 Eylül 2010 tarihinde savunmalarını AYİM’e sunmuştur.


12. AYİM, 27 Eylül 2010 tarihinde "bir üst rütbeye terfi ettirilmeme işleminde" yürütmenin durdurulması kararı vermiştir.


13. Yürütmenin durdurulmasına dair gerekçeli karar, 01 Ekim 2010 tarihinde Başbakanlık, Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve davacı Generaller ile Amirale tebliğ edilmiştir.


14. Davacı Generaller ve Amiral, idareye dilekçe vererek yürütmenin durdurulması kararının uygulanmasını talep etmiştir.


15. Başbakanlık, Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı yürütmenin durdurulması kararına itiraz etmiştir. AYİM, itiraz taleplerini 15 Ekim 2010 tarihinde görüşerek reddetmiştir.


16. Bu karar üzerine, Gnkur.Bşk.lığı söz konusu Generaller ve Amiral hakkında 30 Ağustos 2010 tarihinden geçerli olmak üzere terfi ve atama kararnamelerini hazırlamış ve kararnameleri Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığına 19 Ekim 2010 tarihinde göndermiştir.


17. 21 Ekim 2010 tarihinde ise; Başbakanlık, Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı vasıtasıyla, ilgili personel hakkında emeklilik işlemlerine ilişkin belgelerin birer suretini Gnkur.Bşk.lığından talep etmiştir. 22 ve 26 Ekim 2010 tarihlerinde ilgili Bakanlıklara gönderilen cevabî yazılarda, yargısal süreç belirtilerek; 24 Ağustos 2010 tarihinde AYİM’de açılan davalar ve 27 Eylül 2010 tarihinde verilen yürütmenin durdurulması kararı nedeniyle Terfi ve Atama kararnamelerinin işlem yapılmak üzere kendilerine gönderildiği ifade edilmiştir.


18. Başbakanlık, 02 Kasım 2010 tarihinde yürütmeyi durdurma kararının kaldırılması yönünde ikinci kez AYİM’e başvurmuştur. AYİM, itiraz talebini 05 Kasım 2010 tarihinde görüşerek yine reddetmiştir.


19. 22 Kasım 2010 tarihinde Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı tarafından söz konusu Generaller ve Amiral açığa çıkarılmıştır. Açığa çıkarılma yazısı anılan Generaller ve Amirale aynı gün tebliğ edilerek tebellüğ belgeleri ilgili bakanlıklara gönderilmiştir.


20. Adı geçen Generaller ve Amiral tarafından yürütmeyi durdurma istemli olarak açığa çıkarılma işleminin iptali için 23 Kasım 2010 tarihinde Askerî Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM)’ne dava açıldığı öğrenilmiştir.


21. Yargı süreci halen devam etmektedir.


Kamuoyuna saygı ile duyurulur

OrduMillet



http://www.ordumillet.com/Content.aspx?haberID=815&B=pesmerge-kuklasi-idarenin-3-turk-generaline-tertipledigi-siyasi-saldiriyi-lanetliyoruz






--
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
 
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
 
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.