Başbakan Cemaat'i Haşhaşiler'e benzetti

Başbakan Erdoğan, "Olayın aslı şu, "Acırsanız acınacak hale gelirsiniz." Nasıl bir kokuşmuşluksa bu ortaya çıkacak. Ancak bu bünye kendisini sinsi virüslere teslim edecek kadar zayıf değil. Haşhaşiler denilen gizli örgütün devlet bünyesini nasıl esir almaya çalıştığını Büyük Selçuklu'da gördük." dedi.
İşte konuşmasından satırbaşları;Demokrasimize yönelik en büyük en ağır ve aynı zamanda en ahlaksız darbe girişime tevessül eidldi. 17 Aralık Türkiye'nin demokrasi ve hukuk tarihine kara bir leke olarak geçti. 17 Aralık içeriden ve dışarıdan aldığı talimatlarla diğer tüm darbe girişimlerini geride bıraktı. 17 Aralık sabahı İstanbul ve Ankara'da belli şahıslar gözaltına alınıyor.

   Üst kademe bilgilendirilmiyor, yargı ve emniyet içindeki örgüt mahalli seçimlere 3.5 ay kala, son derece manidar bir zamanda, düğmeye basmak suretiyle başlatıyorlar. Aklınız neredeydi? Bunca zamandır bu adımları niye almadınız? Burada niyet apaçık ortada. Malum medya sabah saatlerinden itbaren kendilerine gizlilik kaydı olan bu fotoğrafları yayınlamaya başlıyor. Muhalefet partileri daha meselenin ne olduğu anlaşılmadan hükümete saldırmaya başladırlar. Şantaj şebekeleri acayip çalışıyor. Hükümetimiz suçlu ilan ediliyor. 25 çuval gelecek ve bunlar mühürlü, bunlarla ilgili anında adım atıılıyor. Sabah operasyon yapılıyor, 12 saat sonra infaz tamamlanıyor. Zanlılara hüküm veriliyor. Çok yoğun bir karalama kampanyası, tam bir algı operayonu. Her şey hazırlanmış, görev dağılımı yapılmış. Sosyal medyada operasyon başlatılmış, talimatlar verilmiş, kalemler verilen emirleri kağıda dökmeye başlamış. Uluslaraarası kamuoyuna yalan yanlış bigiler aktarılmış. Maşa olarak kullanılan örgüt tüm taraftarlarını harekete geçirmiş. İftira, yalan, sindirme, şantaj her ne varsa devreye alınmış.

Yıllardır hazırlığı yapılan bir senaryo seçimlere 3.5 ay kala devreye sokulmuş. 17 Aralık sabahından itibaren gelişmeleri son derece soğukkanlılıkla takip ettik. Eğer telaşa kapılmış olsaydık onlara hizmet etmiş olurduk. Seçimlere girerken muhalefetin umutsuz olduğunu, umutsuz çevrelerin çirkin eylemler içine gireceğini defalarca hatırlattım. Sandıkta AK Parti ile rekabet edemeyeceklerini anlayanların çok çirkin yollara tevessül edeceğini bu kürsüden defalarca ifade ettim.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında konuşuyor. Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;

Mevlit kandilinin tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Demokrasimize yönelin en ağır, en ahlaksız darbe girişimine sahne oldu.

17 Aralık Türkiye'nin demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. 17 Aralık operasyonuyla birlikte ihanet projesinin paydaşları da anında harekete geçti.

25 çuval gelecek, bunlar açılmadan adımlar atılacak. Nasıl yürüdüğü çok açık ortada. 12 saat sonra hüküm veriliyor.

Yolsuzluk kisvesi altında Türkiye'de bir anda belirsizlik, kaos ortamı yaratılmak için her şey harekete geçirilmiş.

AK Parti'nin yeniden birinci parti olacağını anlayanların çok çirkin yollara tevessül edeceğini söylemiştim.

Milletimiz tuzağı gördü, ilk andan itibaren buna karşı tavrını ortaya koydu.

Yolsuzluk iftirasıyla hükümeti yıpratalım derken başka hesaplarını da görmek istiyorlardı.

Seçimin hemen öncesinde hükümeti yıpratmaya çalışırken Türkiye'nin ekonomisini de sarsmak istediler.

Bu operasyon milli çıkarlarımıza, mill bankamıza, milli istihbarat teşkilatımıza kastetmiştir. Bir ülkenin istihbarat teşkilatının hasmı sadece ve sadece harici düşmanlardır, dahili değil. Siz kimsiniz bu ülkenin istihbarat teşkilatına karşı düşmanca tavır içine giriyorsunuz.

Bunlar, mensubu oldukları uluslararası örgütten talimat alıp yerine getiriyorlar.

Geçmişteki bazı yargılamaların üstünde çok büyük soru işaretleri olduğunu şimdi daha açık görüyoruz.

Nasıl bir takiyyenin, kokuşmuşluğun hüküm sürdüğü ortaya çıkacak.

Mesele, yargının bir örgüt tarafından esir alınarak tarafsızlığını yitirme meselesidir.

Bizim hesap vereceğimiz merci millettir. Yasama organı millete hesap verir. Yargının hesap vereceği merci neresi?

Artık olayın aslı şu, "Acırsanız acınacak hale gelirsiniz." Nasıl bir kokuşmuşluksa bu ortaya çıkacak. Ancak bu bünye kendisini sinsi virüslere teslim edecek kadar zayıf değil.

Haşhaşiler denilen gizli örgütün devlet bünyesini nasıl esir almaya çalıştığını Büyük Selçuklu'da gördük.

Önümüzdeki mesele kuvvetler ayrılığına ya da yargı bağımsızlığına ilişkin bir mesele değildir. Mesele yargının bir örgüt tarafından adeta teslim alınarak tarafsızlığını yitirme meselesidir.

HSYK düzenlemesi

Başbakan Erdoğan, HSYK ile ilgili teklife ilişkin, "Eğer muhalefet 'anayasa değişikliğini bu konuyla ilgili beraber yapalım' derse biz yasa teklifini dondururuz. Gerekirse Genel Kurul'a indirmeyiz. Fakat burada bugünkü görüşmeler belirleyicidir" dedi.

MAVİ MARMARA'NIN İNTİKAMINI ALALIM DEDİLER

 17 Aralık işte bu çirkin tezgahın tezahür ettiği tarihtir. Bu tezgahı planlayanlar kendilerini ele verdi, birkaç yerde yanlış yaptılar. Bunu yapamaya çalışanlar milletin sevgisini hesaba katmadılar. Aziz milletimiz tuzağı gördü ve ilk andan itibaren tavrını koydu. Yapılanın bir darbe girişimi olduğunu gördüler, hepsi de yüreklerini ortaya koydular. Bu tezgahı tertip edenlerin hesaba katmadıkları başka şeyler de vardı. Bir taşla kuş katliamı yapabilir miyiz diyorlardı. Seçimin hemen öncesinde Türkiye'nin ekonomisini altüst edelim dediler. Faizi yükseltip eskisi gibi kazanalım dediler. Türkiye'nin küresel ölçekteki projenyi sekteye uğratalım dediler. Operasyonla Mavi Marmara'nın, Mısır'da dik duruşun, İran'da, Irak'ta ilkeli dış politikanın, Suriye'de insani tavrın, Filistin'de vicdani itirazın intikamını alalım dediler.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.