Ebu Basir el Tartusi IŞİD Hakkında Fetva Yayınladı

İslam dünyasındaki cihad hareketlerinin çok önemli isimlerinden Ebu Basir el Tartusi IŞİD hakkında fetva yayınladı. Tartusi, El Kaide lideri Zevahiri’ye çağrıda bulundu

Tartusi IŞİD’e savaş açtı
İslam dünyasındaki cihad hareketlerinin çok önemli isimlerinden Ebu Basir el Tartusi IŞİD hakkında fetva yayınladı. Tartusi, El Kaide lideri Zevahiri’ye çağrıda bulundu
İslam dünyasının tanınmış din adamlarından ve cihad hareketlerinin  ideologlarından Ebu Basir El Tartusi, Suriye’de direniş grupları arasında yaşanan çatışmalar hakkında bir bildiri yayınladı.
Tartusi, IŞİD’in “harici” bir örgüt olduğunu söyleyerek “tüm samimi direnişçileri” IŞİD’i terk etmeye çağırdı.

IŞİD’in kötü niyetli olduğunu söyleyen Tartusi, IŞİD’in Suriyeli direniş grupları ve Suriye halkıyla savaşmayı bırakmaması halinde bu örgütle savaşmanın tüm Suriyeli direnişçiler üzerine bir zorunluluk olduğunu vurguladı.
Tartusi, El Kaide lideri Zevahiri’ye de bir çağrıda bulunarak “sefih ve katil” olarak tanımladığı IŞİD’i reddetmesini istedi.
İşte Bildirinin Tam Metni:
IŞİD Örgütü ile Mücahidler Arasındaki Çatışmalar Hakkında Açıklama
Şeyh Ebu Basir El Tartusi’den Beyanat
Bismillahirrahmanirrahim.
Tek olan Allah’a hamd ederim. Salat ve selam son peygamber Muhammed’in (sav) üzerine olsun.
Biz, Şam ehlini ve mücahidlerini, Şam topraklarında IŞİD Örgütü’nün ortaya çıkması ile beraber, onların azgın ve kanlı bir örgüt olduğunu, Mücahidler ve Şam Ehline karşı savaş açacak bir programa sahip oldukları konusunda uyarmıştık. Bu konudaki uyarımız elbette Allah’ın lütfu ile olmuştu. Bu örgütün Müslümanlar arasında fitne çıkarma konusunda yetenekli olduğunu  söylemiştik. Bunlar, “İslam Devleti” ismini kullanarak “hak bir kelime ile batılı” istemektedirler.
Bizlere o zaman karşı çıkanlar oldu. Fakat, günler geçtikçe IŞİD bizim kendileri hakkındaki kanaatimizi pekiştirecek davranışlarda bulundu. Yaptıkları alçak Nusayrilerin yaptıklarına benzemektedir. Mücahidleri ve Suriye halkını tekfir etmişler; onları mürted ilan etmişler hatta kaçırıp hapsetmişlerdir. Müslüman esirleri topluca katletmişlerdir. Masum insanlara pusu kurmuş ve varolan tüm güçleriyle mücahidlerin karargahlarını hedef almışlardır. Zulümlerinden kimse kaçamamıştır. Müslümanların genel maslahatına riayet etmemişlerdir. Yaptıkları Beşar Esed’in ve yandaşlarının menfaatini sağlamıştır. Suriye halkı, bu örgütün ve Beşar Esed rejiminin vahşiliklerini ayırt edememektedir. Bütün bu cürümleri, hiçbir gerçekliği olmayan sadece hasta kafalarında kurdukları “devlet”leri içindir.
Beşar Esed rejimine karşı neredeyse hiçbir faaliyette bulunmazken, silahlarını mücahidlere ve Müslümanlara karşı çevirmişlerdir. Cihad meydanlarında göstermedikleri şiddeti, söz konusu Müslümanlar ve Mücahidler olduğunda vahşice göstermektedirler.
Bunları Rasulullah (sav) şöyle tanımlamaktadır: “Onlar putperestleri bırakır da, Müslümanları öldürmeye çalışırlar. Ben onlara yetişmiş olsa idim, Ad Kavminin tepelendiği gibi tepelerdim” (Müttefikun Aleyh)
6 ay önce Muhacir kardeşlerimi uyarmış ve bunlarla ilgili bir açıklama yapmıştım. Muhacirlerin gayesi Esed rejimine karşı “Şam ehline ve Şam mücahidlerine” yardımdır. Onlara, “namlularınızı sizi buraya getiren asıl gayenizden başka bir yere çevirmeyiniz” demiştim. O zaman bizlere karşı çıkanlar oldu. “Muhacirler hakkında nasıl suizan edersin” diyenler oldu. Aradan günler geçtikçe korktuğumuz başımıza geldi. IŞİD bazı muhacir mücahidleri kendi menfaatlerine alet etmede ve onları Şam’ın mücahidlerine ve Müslümanlarına karşı kullanmada başarılı oldu. Muhacirleri haksız bir savaşa yönlendirdi ve muhacirlerin ölümlerinden bizzat kendisi sorumlu oldu.
Zalimlerin zulmünü ve azgınlığını çoğaltan ise alimlerin sopayı “ortasından” tutmaları (tarafsız bir tutum almaları) olmuştur. Hem hak sahiplerinin hakkını müdafaa etmemişler, hem de batılın peşindekileri uyarmamışlardır. Bu sebeple bu açıklamayı yapma ihtiyacı duyduk.
Ve diyorum ki; IŞİD “gulat haricilerdendir”. Hatta bunlardan da ötesidir. Bunlar; kin, isyan, düşmanlık ve haksız yere kan akıtmayı bünyelerinde birleştirmişlerdir. Rasullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Hariciler, cehennem köpekleridir.”[1]
Ve yine Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Ahir zamanda bir kavim çıkacak, yaşları genç, akılları hafif olacak. Sözleri ise halkın en iyi sözlüsü olacak. İmanları hançerelerinden aşağı inmeyecek. Ve onlar İslamiyet’ten okun yaydan çıkması gibi çıkacaklar. Kendilerine rastladığınızda onları öldürün. Zira kıyamet gününde Allah katında onları öldüren için nice ecir vardır.” (Müttefikun Aleyh)
Ve yine Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Onlar ümmetimin en kötüleridir. Ve ümmetimin en hayırlıları onları öldürenlerdir.”[2]
Ali İbn-i Talib şöyle buyurdu: “Rasulullah’ın (sav) şöyle dediğini işittim. “Ümmetimden bir kavim çıkacaktır ki Kur’an okurlar, sizin okumanız onların okuması yanında hiçbir şeydir. Sizin namazınız onların namazı yanında hiçbir şeydir. Sizin orucunuz onların orucu yanında hiçbir şeydir. Kur’an’ın lehlerine olduğunu sanırlar, oysa aleyhlerinedir. Namazları köprücük kemiklerini geçmez. Ok yaydan nasıl çıkarsa onlar da İslam’dan öyle çıkarlar.”[3]
Yuseyr İbn Amr: “Ben Suheyl İbn Ahnef’e dedim ki; Rasulullah’ı (sav) Haricilerle ilgili konuşurken duydun mu? Rasulullah eliyle Irak’ı işaret ederek şöyle dedi: ” Bir kavim ortaya çıkacaktır ki, bunlar Kur’ân okuyacaklardır, ama bu okudukları köprücük  kemiklerinin ilerisine geçmeyecektir. onlar, okun hedefini geçişi gibi dinden çıkacaklardır.” (Muttefikun Aleyh)
İbn Ömer (ra) dedi ki: “Onlar Kafirler hakkında inmiş ayetleri, Mü’minlere hamlettiler. (Buhari) Küfür ahkamını mü’minlere atfettiler ve onlara kafir muamelesi yaptılar.”
Binaenaleyh, eğer IŞİD, Şam Ehline ve Mücahidlerine yaptığı bu zulmünden, isyanından ve düşmanlığından vazgeçmez; fazilet ve akıl sahibi kişilerin akle ve nakle dayanan çağrılarına kulak asmaz ise tüm Şam mücahidlerine söylüyorum ki, onlara karşı savaşmak vaciptir.
Ve bu Allah yolunda cihad olacaktır! Ve o zaman yakinen şehadet ederiz ki; tüm Suriye’deki Mücahidler bu yolda ölürse şehid olurlar. Ve IŞİD’in savaşçıları günahkar olarak ölürler. Ve cehennemi boylarlar! Ve hatta cehennemin köpeklerindendirler! Onlar, Suriye halkına ve mücahidlerine karşı verdikleri bu savaşta Beşşar Esed’in safındadırlar!
Habib-i Mustafa’nın (sav) onlar hakkında söylediği gibi: “Onları öldüren ve onlar tarafından öldürülenler ne mübarektir.”
Biz hala bu örgütte olup ta “muhlis olan” kişilere bu “dalalet fırkası”yla irtibatlarını koparmaya, onlardan ve onların yaptıklarından beri olduklarını ilan etmeye ve Suriye’de cihad eden Şam birliklerine (yerli direniş örgütleri) katılmaya çağırıyoruz.
Bu örgütün içinde kalmak, onlarla birlikte savaşmak caiz değildir!
Muhacirlere gelince, onlar bizden, biz onlardanız!
Bizim olan onlarındır! Görevimiz, görevinizdir!
Fakat muhacirlerden IŞİD isimli dalalet örgütünde kalmakta ve Suriye halkına ve mücahidlerine karşı savaşmakta ısrar edenler hakkındaki hüküm: IŞİD’in diğer savaşçılarına verilen hükümle aynı olacaktır! Sakın bu konuda kendinizden başkasını suçlamayınız.
Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kim bir kavmin dalaletini varlığıyla desteklerse o da onlardandır.” Şeytanın vesvesesine uyarak zannetmesin ki, IŞİD’le birlikte savaştığında Allah yolunda savaşıyor olsun. Bir savaşın Allah yolunda olması için tamamen ihlas ve Sünnet-i Seniyyeye üzere olması gerekir. Şayet bir mücadele bid’at ve nefsin arzuları üzere kurulur ise Haricilerin savaşı gibi olur. Bu kimseler, her ne kadar Allah yolunda savaşıyoruz derlerse de gittikleri yer cehennem olur!
Son olarak; Ehl-i Şam’ın ulemasının ve mücahidlerinin Şeyh Eymen el-Zevahiri’den bir ricası ve talepleri vardır: Bu sefil ve aşırılık yanlısı kişiler hakkındaki hükmünü ve kanaatini açıkça bildirmesidir. Çünkü, bu kişiler bir dönem O’nun ve cemaatinin ismini kullanarak savaşmışlardır. Ayrıca, Şeyh Zevahiri’den Suriye halkına zarar verecek hiçbir grupla irtibat kurmamalarını “Şam mücahidlerine” salık vermesini  rica ediyoruz. Suriye Halkı, Suriye tağutunu, Baas Partisini ve askerini ve onlara yardım eden Rafizileri dize getirmeden başka güçlerle hesaplaşabilecek güçte değildir. Eğer Şeyh Zevahiri, bu yönde bir beyanda bulunursa, Şam Ehli (Suriye Halkı), alimleri ve mücahidleri kendisine müteşekkir olacaktır. Biz Şeyhimizin hikmetinde hayırdan başkasını ummayız. Allah’tan dileğim odur ki, bize ve Şeyh Zevahiri’ye hakkı Hak, batılı batıl görmeyi nasip eylesin. Alemlerin Rabbi’ne hamd olsun.

Abdulmunim Mustafa Halim (Ebu Basir el Tartusi)
15 Ocak 2014 / 1435 h.   

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.