Korku Türkiye'ye de sıçaradı

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından şimdiye kadar 7 farklı ülkede yaklaşık 9 bin Ebola vakası ile karşılaşıldığı bildirildi. Ve bu vakaların yaklaşık 4 bini hayatını kaybetti. Türkiye de alarmda olan ülkeler arasında. Gün geçmiyor ki bir kişi EBOLA şüphesiyle hastaneye başvurmasın ve karantinaya alınmasın. Şu ana kadar Türkiye'deki şüpheli vakaların tamamı neyse ki sıtma hastası çıktı.

Antalya'da düzenlenen 16. İç Hastalıkları Kongresi'nde konuşan Prof. Dr. Serhat Ünal, EBOLA'nın hafife alınamayacağını ve endişelenilmesi gereken bir hastalık olduğunu belirtiyor ancak iyi tarafı hastada ateş başlamadan önceki dönemde hastalık insandan insana bulaşmıyor, "Ebola, hastanın eşyalarına temasla bulaşıyor, hastaya temasla bulaşıyor, ciltte bir ezik, kesik yara varsa bulaşıyor. Cenazeye dokunulması da Afrika'daki hızlı artışın nedeni oldu."

EBOLA'NIN BELİRTİLERİ

Prof. Dr. Ünal, Ebola'nın belirtilerini şöyle sıraladı;

- Halsizlik, bitkinlik

- Yüksek ateş

- Bulantı, kusma

- İshal

- Kanın pıhtılaşmasının bozulması

- Ardından karaciğer, böbrek yetmezliği

"Ebola'nın tedavisi için bir kesin bir çözüm şu anda yok. Sadece virüse karşı antikor oluşmasını sağlayan ilaç var. Ebola ilk olarak meyve yarasası denilen bir hayvanın ısırdığı memeli hayvanlardan insana bulaşıyor. Onları avlayan ve etini yiyenler dolayısıyla insana adapte olan ve zaman içinde insandan insana bulaşır hale gelen bir virüs. Diğer virüsler gibi solunumla bulaşmıyor. Hastaya, hastanın vücut sıvılarına temasla bulaşıyor, gözyaşında, terde, kanda, semende var. Dokunma olmazsa bulaş olma ihtimali çok düşük. Bir diğer olumlu yanı ise diğer hastalıklarda, hastadaki ilk semptom çıkana kadar, şikayetleri olana kadar bulaştırıcıdır. Yani insanlar hasta olduklarını bilmezler ama bulaştırırlar. Ebola da ise ateş başlamadan önce bulaşma olmuyor. Kuluçka dönemi denilen dönem Ebola da yok. Yani ateşi olmayan birinin bulaştırma şansı yok. Çıplak cildinizin bulaşmasıyla olan bir bulaşma söz konusu. O yüzden televizyonlarda görüyoruz ki insanlara her tarafı kapalı özel bir kıyafetle müdahale ediliyor."

TÜRKİYE’DE DURUM

Türkiye’de şu an için endişe edilecek bir durumun olmadığını söyleyen Ünal, "Amerika Birleşik Devletleri, vatandaşlarından hayati önem arz etmedikçe hastalık bölgesine seyahat etmemelerini talep etmiştir. Eğer salgın bölgesine gitmek zorundaysanız, alkol bazlı el dezenfektanları ile elinizi sık sık dezenfekte edin. Özellikle hasta kişilere (ateşli, halsiz, kanaması olan) ve onların çıkartılarına (tükürük, salya, kan, kusmuk, idrar, dışkı vb.) dokunmayın. Hasta kişilerin şahsi eşyalarına dokunmayın. Cesetlere dokunmayın.

YURTDIŞINDA ET YERKEN DİKKATLİ OLUN

Özellikle maymun ve yarasa gibi hayvan etlerini yemeyin bu hayvanların ne canlılarına ne de ölülerine dokunmayın. Türkiye'de hiçbir şekilde tüketilmese de, uzmanlar yurtdışında bazı bölgelerde bilinmeyen etlerin yenmesiyle de bulaşabileceğini belirtiyor. Ebola hastalığının tedavisi yapılan hastanelere gitmeyin. Riskli bölgede yaşarken ateşiniz çıkarsa, baş ağrısı, halsizlik, ishal, karın ve kas ağrısı veya kanama gibi belirtiler ortaya çıkarsa hemen tıbbi yardım için hastaneye başvurun. Eğer bu belirtileri gösterirseniz lütfen kimseye temas etmeden, kimseye dokunmadan hatta mümkün mertebe etrafa dokunmadan hastaneye ulaşın. Eğer sizde de hastalık ortaya çıkarsa son 10 gün içerisinde kimlerle temas ettiğinizi sağlık personeline bildirin" şeklinde konuştu.

HAC'DAN DÖNDÜKTEN SONRA 15 GÜN İÇİNDE MERS'TEN ŞÜPHELENİLEBİLİR

Hatay'da hacdan dönen bir kadının da MERS virüsü teşhisiyle hayatını yitirmesinin ardından Türkiye'de MERS paniği de başladı. İlk başlarda sadece üst solunum yolu enfeksiyonuna neden olan virüs mutasyona uğradıktan sonra alt solunum yolu enfeksiyonu ve zatürreeye de neden olmaya başladı.

Peki tüm bu salgın hastalıklar neden bu kadar arttı... Prof. Dr. Ünal bunun nedenlerini şöyle açıklıyor, "Kalabalıklaşan nüfus, iklim şartları, global ısınma, kalabalık nüfusun getirdiği doğa harabiyeti gibi birçok faktör nedeniyle virüsler daha hızlı mutasyona uğruyor.

Hastalığın bulguları halsizlik bitkinlik ateş ve burun akıntısı. Yüzde 45 bir ölüm oranı var. Bulaştıktan sonra 15 gün pencere dönemi var. Hacdan döndükten sonra 15 gün içerisinde ateşi çıkmış her kişi mers için şüphelidir. Hemen maskesini takıp hastaneye yatırmak ve solunum cihazına bağlamak lazım.

Çünkü virüse özel bir tedavi yok. Ankara’da böyle bir tanım yapınca geçen hafta 70 yaşında hacdan dönmüş zatürree hastası geldi ve hıfzıssıhhada hemen test ile kesin tanısını koyduk ve negatif çıkmıştı ama biz ona MERS gibi muamele yaptık. Şu andaki vakanın tek olması aslında sevindirici çünkü bu hasta hastalanıp hac görevini tamamlayamadan geri döndüğü için muhtemelen tüm uyarılara rağmen develerle temas etti.

Buse ÖZEL / HÜRRİYET

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.