Beni Öldürmeyin Şapka Giyeceğim

Basın açıklamasını İHSD Genel Başkanı Ali Akbaş okudu.  

Mizansen olarak şapkalı fakat elinde “beni öldürmeyin şapka giyeceğim” pankarttı tutan Akbaş, şapka kanununun çıktığı yıllarda özgür iradesi dışında ölüm korkusu ile şapka giymek zorunda bırakılan bir vatandaşı canlandırdı.

Akbaş açıklama sırasında, “Şapka Kanunu’nu insan hakları ihlalidir”, “Şapka Kanunu yaşam tarzına müdahaledir”, “CHP'nin astığı Şalcı Bacı’yı rahmetle anıyoruz”, “Kadına şiddete ve idama hayır” pankartları açıldı.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ve Bundan 89 sene evvel, 25 Kasım 1925 tarihinde mecliste kabul edilen 671 No'lu "Şapka İktizası Hakkında Kanun" ile ilgili basın açıklaması gerçekleştireceğiz. Kadına Şiddetle mücadele gününde, kadına yönelik şiddeti kınıyor ve bu konuda sembol bir şahsiyet olan Erzurumlu Şalcı şöhret bacıyı rahmetle anıyoruz. Şalcı Bacı Şapka Kanunu’na muhalefetten asılmıştı. O yaşlı, kendi halinde zavallı bir bohçacı kadındı. Sırtında bohçası, içinde kumaşlar, havlular evden eve dolaşır, bir iki parça mal satarak ekmek parası çıkartırdı. Ne ilginç bir tesadüftür ki, Şalcı Bacı “kadına karşı şiddetle mücadele günü” olan 25 Kasım'da çıkan şapka kanunundan dolayı asılmış, sehpada sallanan cesedini iki gün, halkı korkutmak, dehşete düşürmek için teşhir edildikten sonra gömülmüştür. Cumhuriyet olduğu iddia edilen rejimin ilk yıllarında cumhurun en ufak bir tepkisinin sonu idam edilmekti. Kadına şiddet bu ülkede ilk devlet tarafından yapılmıştır. Bu gün ülkemizde her 5 kadından 2 si şiddet görmektedir. Bunun tek sebebi de eğitimde insanların kalbine Allah korkusu ve kul hakkı anlayışının yerleştirilememesidir. Bu yapılmadıkça kadına şiddet aratarak devam edecektir. Kadına şiddetle mücadele gününde, kadına karşı şiddetin her türlüsünü İnsan Hakları Savunucuları Derneği olarak kınıyoruz.

Şalcı Bacı adlı yaşlı kadının idam sebep olan, 25 Kasım'da çıkartılan, şapka kanununda, “Türkiye Büyük Millet Meclisi azaları ile mensup memurun ve müstahdemin Türk milletinin iktisa etmiş olduğu fötr şapkayı giymek mecburiyetindedir. “ denilerek vatandaşa, memura, milletvekillerine şapka giyme mecburiyeti getirilmiştir. Bu gün hala geçerlikte olan bu kanuna göre sokağa fötr şapka ile çıkmayan, milletvekili, memur ve vatandaşlar suç işlemektedir.

Bu kanun insan haklarını ihlaldir, insanların özel yaşamına müdahaledir ve ülkemize yakışmamaktadır. Şapka kanununun ilan edildiği bu gün vesilesi ile bu açıklamayı yaparak devleti, meclisi bu konuda göreve çağırıyoruz. İnsan hakları ihlalcisi ve insanlara özgür iradesi dışında zorla yaptırım içeren bu kanunun derhal kaldırılması için harekete geçilmelidir.

Gece saat 10.00'dan sonra, batıda bir çok ülkede olduğu gibi, “içki satış yasağı” uygulamasını, “insanların yaşam biçimine müdahale” olarak nitelendirenlerin, gerçek anlamda insanların yaşam biçimine müdahale sayılabilecek bu kanunla ilgili olarak hiç bir açıklama yaptığını duymuyor ve görmüyoruz. İçki konusunu köşelerinde enine boyuna inceleyenlerin, şapka kanunu ile ilgili hiç bir açıklamasıyla karşılaşmadık. Geçmişte de yaşam biçimine müdahaleyi kabul etmeyen halk !, bu kanuna karşı çıkmıştı, fakat bu günkü gibi anlayışla karşılanmamıştı !. Karşı çıkanlar idam edilmiş, zindanlara hapsedilmiş, falaka cezasına tabi tutulmuştu.fötr şapkasız dışarı çıkanlar hapis cezasına çarptırılmıştı.

Bu devlet tarafından vatandaşın temel hak ve özgürlüklerine müdahale ve insan hakları ihlalidir. Devletin görevi vatandaştan vergi alıp, karşılığında güvenlik, yol, su, eğitim benzeri hizmetleri getirmektir. Bir yaşam ve giyim tarzını vatandaşa zorla dayatılması, buna uymayanların cezalandırılması devletin görevi değildir. Vatandaşın özel yaşamı ve giyeceği devleti ilgilendiren bir konu da değildir. Bu yasa derhal kaldırılmalı, devlet geçmişi ile yüzleşerek buna tepkisini koyduğu için cezalandıran halktan özür dilemeli !, iadeyi itibar yapılmalıdır. Bu yasayla, yaşam ve giyim biçimlerine müdahale edilmesine karşı çıktıkları için devlet tarafından idam edilenlerin kanuni varisleri tazminat talepleri için resmi işlem başlatmalıdır. Uludere mağdurları için tazminat ödeyen devlet, “Şapka kanunu” mağdurlarına da tazminat ödemelidir.

Bu konuda devletten tazminat talepleri olacak vatandaşlarımıza, İnsan Hakları Savunucuları Derneği'nde gönüllü hizmet veren avukatlarımız vasıtasıyla ulusal ve uluslararası kurumlarda açılacak davalara danışmanlık hizmeti vermeye hazırız. Bu yasanın yürürlükte olması , Türkiye'nin altına imza attığı insan hakları sözleşmelerine göre ciddi bir ihlaldir. Hükümeti, meclisi göreve çağıyoruz, Türkiye'nin altına imza attığı insan hakları sözleşmelerinin gereğini yerine getirip, bu kanunu derhal kaldırmaya davet ediyoruz. Basın açıklamasına katıldığınız için teşekkür ediyoruz.”

[gallery ids="3379,3381,3380,3382,3383"]

 

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.