Camii restorasyonlarında Bizans oyunu

Milli Gazete'de yer alan habere göre; 1491’den bu yana mescit olarak kullanılan İstanbul Zeyrek’teki Şeyh Süleyman Mescidi’nde restorasyon adı altında kilise kalıntıları aranıyor. İtalyan Restorasyon Firmaları Birliği ile imzalanan protokolle caminin altında olduğu iddia edilen Hıristiyan mezarlığı ve vaftizhaneyi bulmaya çalışılacak. İstanbul’un fethinden sonra ilk medresenin açıldığı bu mescit uzun zamandır Hıristiyan dünyasının gündeminde. Çünkü Ayasofya’dan sonra ayakta kalan en büyük eski kilise...

Müze mi kilise olarak mı açacaksınız?
Ayasofya Camii ve Kariye Camii de çeşitli entrikalarla camii olmaktan çıkartılarak müzeye dönüştürülmüştü. Kariye Camii de 1945 yılında müzeye dönüştürülmüş, 1948-1958 yıllarında Amerikan Bizans Enstitüsü’nün yaptığı restorasyon sırasında mozaik ve freskoların üzeri açılarak ortaya çıkartılmıştı. Şimdi aynı akıbet Şeyh Süleyman Mescidi’nin başına gelmesinden endişe ediliyor. Madem mescidi restore edeceksiniz o zaman, ceddimizin kapattığı vaftiz odası neden merak ediliyor? Neden restorasyonda, kilisenin kitaplığının aranacağı ifade ediliyor? Amaç belli. Ayasofya’dan sonra Bizans’ın yok olmuş en büyük eski kilisesini gün yüzüne çıkartmak. Sorun şu ki ne olarak açacaksınız? Kilise olarak mı müze olarak mı?

Planı 15 Yıl Önce Yapıldı
1999 yılının Nisan ayında Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen Bizans İstanbul’u adlı toplantıda İstanbul’daki Bizans eserlerinin ortaya çıkartılması projesi ele alınmıştı. Öte yandan toplantıya katılanlara İstanbul’u Bizans haline sokmanın krokisi dağıtılmıştı. ABD Ortodokslarının kontrolünde yapılan konferansa Sırp, Yunan, İtalyan, Alman ve Amerikalı Bizans uzmanları (Bizantolog) katılmışlardı. Fransız Anadolu Araştırmaları Akademisi de destek vermişti. Seminerde Ayasofya ve Kariye camileri gibi; Şeyh Süleyman Mescidi (Pantokrator Kilisesi)’nin de müze haline getirilmesi ısrarla istenmişti.

Ayasofya’yı müze yapan, camii olarak açılmasına engel olan güç, bir bir kiliseleri diriltmeyi hedefliyor.

İstanbul Zeyrek’teki Şeyh Süleyman Mescidi’nin restorasyonu tam bir Bizans oyununa döndü. İtalyan Restorasyon Firmaları Birliği ile Vakıflar Genel Müdürlüğü arasında imzalanan protokolle caminin altında olduğu iddia edilen “Hıristiyan mezarlığı, kilise kitaplığı ve vaftizhane” aranması, restorasyonun gerçek amacını sorgulatıyor. “Caminin restorasyonu yapılıyorsa, neden Hıristiyan mezarlığı veya vaftizhane aranıyor?” sorusu akılları kurcalarken, caminin altında vaftizhane aranması ise durumu daha da vahim hale dönüştürüyor.

1491’den bu yana mescid olarak kullanılan İstanbul Zeyrek’teki Şeyh Süleyman Mescidi’nde restorasyon adı altında kilise kalıntıları aranıyor. İtalyan Restorasyon Firmaları Birliği ile Vakıflar Müdürlüğü imzaladıkları protokolle caminin altında olduğu iddia edilen Hıristiyan Mezarlığı ve vaftizhaneyi bulmaya çalışacak. İstanbul’un fethinden sonra ilk medresenin açıldığı bu mescid, Hıristiyanlar için de önemli. Çünkü Ayasofya’dan sonra ayakta kalan en büyük eski kilise olma özelliği taşıyor.

İstanbul’un fethinden sonra 1491’de Şeyhülislam Şeyh Süleyman tarafından mescide çevrilen ve Şeyh Süleyman Mescidi adını alan Pantokrator Manastırı Kilisesi, Vakıflar Müdürlüğü eliyle yeniden kilise çevrilmeye çalışılıyor. İtalyan Restorasyon Firmaları Birliği’nce yürütülen Med-Art Projesi ile ortak çalışma başlatan Vakıflar Genel Müdürlüğü, camide kilise kalıntılarını ortaya çıkarmayı amaçlıyor. Kiliseye ait kitaplık, vaftizhane ve mezar yeri olduğu belirtiliyor. Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem’in “Yapıyı bir restorasyon laboratuvarı haline dönüştürdük ve karşılıklı restorasyon deneyimlerinin paylaşıldığı ortak bir platform haline getirdik” şeklindeki açıklamaları ise camiyi kiliseye dönüştürme projesine işaret ediyor.

Neden önemli?
İstanbul’un Zeyrek semtindeki Şeyh Süleyman Mescidi’nin İstanbul’un İslamlaşması bakımından önemi büyük. Çünkü İstanbul’un fethinden sonra ilk medrese burada açıldı. Müderrisi Zeyrek Mehmed Efendi’ydi. Fatih Külliyesi ile birlikte yeni medreselerin yapımı tamamlanınca buradaki medrese cami oldu. Ayasofya’dan sonra İstanbul’da ayakta kalan en büyük eski kilise olması ise Hristiyanlar için önem addediyor.

İsrail’in Mescid-İ Aksa’daki Planıyla Benzeşiyor
Restorasyon nedeni olarak Şeyh Süleyman Mescidi’nin altında Bizans dönemine ait mezar olduğu veya vaftizhane bulunduğu iddiası da yer alıyor. Yazılı kaynak olmadığından cami zemininde bazı arkeolojik çalışmaların yapılacağı belirtiliyor. Bu restorasyon, Siyonist İsrail’in Mescid-i Aksa altında mabet olduğu iddialarıyla benzerlik gösteriyor. İsrail de, Mescid-i Aksa’nın zeminin de bir takım çalışmalar yapıyor ve nihai hedefinde Mescid-i Aksa’yı yıkmayı planlıyor. 

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.