Mirzabeyoğlu'nun Şiirleri Lise de Sınav Sorusu Oldu..

Bir ülke düşünün okullarında (güya) milli eğitim verilirken eğitimin bünyesinde milli olmayan pek çok unsur olsun. Aslen dini, manevi, mili değerlere zıt bilgi ve uygulamalarla gençlerimizin, çocuklarımızın zihni doldurulsun, bulandırılsın.

Fen bilimlerinden tutun da sosyal bilimlere, felsefe, edebiyata kadar öğrencilere verilen derslerle kendi değerlerinden kopuk bir nesil yetiştirilsin böylece. (genel anlamda.) İstisnaları var tabii ki yine de…(olması gereken şekilde)

Bazı uygulamalardan küçük misaller:

Türk Edebiyatı dersi okutulur öğrencilere lise düzeyinde ve bunun paralelinde Dil ve Anlatım dersi. Toplamında her sınıfa haftada 5 saat.( seçmeli dersle birlikte 6 saat)

Aslında ne de güzel şeyler anlatılır ne de verimli geçer istenirse bu 6 saat. (diğer dersler de elbette) Tabii ki bu öğretmenin anlayışı, dünya görüşüyle de alakalı. Aynı Türk Edebiyatı dersinde bir öğretmen Tanzimat ve Serveti Fünûn edebiyatında, Abdülhamid’i Kızıl Sultan, zalim, diktatör olarak anlatırken diğeri Ulu Hakan, gerçek bir devlet adamı vasıflarıyla anlatır. Bunun gibi pek çok örnek…

Aşkı Memnu, Eylül gibi romanlarla ise yasak aşk, masum ve dokunaklı işlenirken gençlerin şuurlarına zerkedilen düşünceler hiç de masum değil oysa.

Gayet edepsiz bir edebiyat sunuluyor bu yönüyle. Mesela “delikanlıdır …müz” diyen Orhan Veli önemli bir edebi şahsiyet kabul edilir müfredat gereği. Edepsizce, muzır ifadelerine, şiirlerine rağmen.

Yine bunun gibi Şair Evlenmesi, Miskinler Tekkesi, Yeşil Gece, Çalıkuşu’nda ise din adamları oldukça menfi veçhesiyle işlenir. Yalancıdır, çıkarcıdır, üçkağıtçı ve yobazdır bu romanlardaki din adamları, benzer diğer örneklerinde olduğu gibi. (Böylesi din adamları varsa bile toplumda ön plana çıkarılır kasıtlı ve bilinçli olarak.)

Anarşizm propagandası yapan, öğretisi bütün her şeyi yıkmak, yakmak olan Dadaistler ve Dadaizm dahi, ders konusudur ve MEB müfredatına dahildir Türk Edebiyatı dersinde.

Ve daha neler neler… Hâl böyleyken bazı gerçek sanatkârlardan, ilim ve fikir adamlarından söz edilmez. Söz etmek şöyle dursun daha düne kadar onlar suçludur(!), yasaklı ve cezalı(!)…



Kimdir onlar? Salih MİRZABEYOĞLU’dur mesela. Sanatı da, fikri de, ilmi de bu vatanın topraklarında yoğrulan; millete, ümmete ve tüm insanlığa ulaşan… İyinin, güzelin, doğrunun tek ölçüsünü İslam’da bulan ve bulduğu gibi sunan… Sistemin kendisini, ademe mahkum etme, itibarsızlaştırma çabalarına rağmen davasıyla, sanatıyla, ilmiyle, fikriyle tüm bu oyunları bozan Salih MİRZABEYOĞLU… Şiirlerine binlerce, milyonlarca insan hayran iken ve özellikle gençlerden, öğrencilerden Sayın Mirzabeyoğlu’nu tanımak ve şiirlerini okumak hususunda talep varken yer almaz, yer aldırılmaz ders kitaplarında.

Öğrencilerimizin de alakalarını dikkate alarak Sayın MİRZABEYOĞLU’nun şiirlerini (şimdilik) sınav sorusu yaptık tüm okul genelinde. Tabii ki Üstad Necip Fazıl’ı da…

Salih MİRZABEYOĞLU’nun eserlerinin, şiirlerinin en yakın zamanda ders kitaplarımızda ve MEB müfredatında  yer alması için küçük de olsa bir başlangıç olsun isteriz.

15 Kasım 2014

Fatma PARMAKSIZ

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

http://gayegencadam.com/

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.