Türkiye de Birçok Gazeteci BND ve CIA`ye Çalışıyor

A Haber’de Yaz Boz programının konuşan Alman gazetesi Frankfurter Allgemeinzeitung’un yıllarca yayın yönetmenliğini yapmış Udo Ulfkotte, Yaz Boz’a şok açıklamalarda bulundu. Alman İstihbarat Örgütü BND’nin aslında CIA’nın yavrusu olduğunu belirten gazeteci Türkiye’de birçok gazetecinin BND ve CIA’ya çalıştığını söyledi.

Ulfkotte, A Haber’deki Yaz Boz programına özel şu açıklamaları yaptı:

YAZI BAŞINA 20 BİN $

Milyarlarca dolarla finanse edilen ve yabancı gazetecileri etkilemeye yarayan, Amerikan Savunma Bakanlığı’nın programları vardır. Bu gazetecilere Türk gazeteciler de dâhildir. ABD’nin istediği konularda yazı yazanlar 5 bin-20 bin dolar arasında para kazanır. Bu programlar Türkiye’de de bulunmakta. Ayrıca gizli olarak Amerikan gizli servisleri de bu tarz programlara sahip. CIA için çalışmış 100′den fazla Alman gazeteciyi ismen biliyorum. Türkiye’de de bu rakam kesinlikle doldurulmuştur. Yani Türk gazetecilerin de isimleri ABD gizli servislerinin maaş bordrolarında geçiyordur.
Amerikalıların Türk ve İngiliz gazetecilere uyguladığı etkiyi, örneğin deniz ötesi organizasyonlara baktığınızda görebilirsiniz. Bu organizasyonlar, Türk gazetecileri davet ederler ve kendilerine ait gizli servis ağlarına davet ederler. Bunlara örnek olarak Atlantik Brücke (Atlantic Bridge), Espain Institute, Councel And Foreign Relations, Trilaterale Komisyonu, Amerikalı Marshall Found gibi organizasyonu verebilirim. 

Eğitilen Gazetecilere ABD Yanlısı Yazılar Yazdırıyorlar 

Amerika yanlısı birçok organizasyon gazetecileri Amerika’ya davet ediyor. Bu gazetecilerin bir gün yönetici pozisyonuna yükselmesi bekleniyor. Örneğin başmakaleler yazmaları, açıklamalar yapmaları vs. Davet edilen gazeteciler arasında birçok Türk gazeteciler de bulunuyor. Gazeteciler bu oraganizasyonlara dahil olduklarında, adeta bir beyin yıkamaya maruz kalıyorlar. Amerika yanlısı olmaları sağlanıyor ve Türkiye devletinin çıkarını düşünme yerine, daima Amerika’nın menfaatlerine göre, Amerikalıların istediklerini yazmaları sağlanıyor. 

İngilizlerin Kendilerine Ait Organizasyonları Var 

İngilizlerin kendilerine ait organizasyonları da var. Örneğin, Wilton Park’ta Gizli Servis konferansları gibi. Burası eski Kale. Buraya İngiliz gazeteciler davet edilir ve eğitilir. Bu eğitimin maksadı, sadece İngiltere ve Amerika menfeaatleri doğrultusunda yazılar yazmaktır. 

Almanya’da Durum Çok Fazla Ekstremdir 

Almanya’da ise bu durum çok fazla Ekstremdir (İfrat’tır). Türk medyasının birçok bölümünde de olduğu gibi. Amerikalı organizasyonlarla bütünleşmişlik mevcuttur. Tün bunların altında tabi ki her zaman NATO’nun menfaatleri ve savaş menfaatleri yatar. 

İran’da Alman Gazıyla Zehirlenenleri Haber Yaptırmadılar 

Geçmişte, birçok konu üzerine yazılar yazmama izin verilmiyordu. Bu durum şahsım için çok korkunç bir durumdu. Gazeteci olarak belirli konular hakkında haber yapamamak çok kötü, size sadece kısa bir örnek vereyim. 1988 Yılının Temmuz ayında, 1980 ve 1988 yılları arasında Iraklıların ve İranlıların savaştığı dönemlerde, oradaki savaş bölgesine gönderildim. Amerikalıların bakış açısında kötü olan İranlıların gaz ile zehirlendiklerini görüntülemek için gittim. Burada denetimleri Amerikalılar yapıyordu ve Iraklılara, gaz ile zehirlenecek İranlıların nerede olduklarını tespit edebilmeleri için, uydu kartları veriliyordu. Almanlar zehirli gaz temin ediyordu. Gaz, resmi yollardan ve haşere ilacı diye tanımlanarak temin ediliyordu. 

Temin Edilen Zehirli Hardal Gazıydı 

Ancak temin edilen zehirli Hardal Gazıydı ve ben İranlıların zehirlenmelerini çektim. Bu anlattıklarım 1988 yılının Temmuz ayında, Zubaidi şehrinde olmuştur. Daha sonrasında, Almanlar, Amerikalılae ve Iraklılar bu zehirleme faaliyetini kutladılar. 2. Dünya savaşından onlarca yıl sonra böyle bir şeyin yapılması çok ürkütücü bir durum. 

Kendim Bu Gazdan Zehirlendim 

Ben kendim bu gazdan zehirlendim ve daha sonrasında kanser hastalığına yakalandım. Ağır yaralı olarak önce Bağdat’a, daha sonra Franfurt’a geri döndüğümde orada birçok insanın gazla zehirlendiklerinin tüm dünyada haber olacağını düşünmüştüm. Çünkü 1988 yılının Mart ayında Halepçe’de birçok insan gazla katledilmişti, bunu tüm dünya biliyordu. Bu nedenle İran’da yapılanlarında tüm dünyada haber olacağını düşünmüştüm. Ancak Franfurter Allgemeinzeitung’da küçücük bir resim ve birkaç masum cümle yayımlamama izin verildi. Çekmiş olduğum resimleri başka medya kuruluşlarına vermem de yasaktı. Yani Alman gazıyla yapılan katliam ortaya çıkması istenmiyordu. 

Kendimi Sansürlenmiş Hissediyorum 

Geriye baktığımda kendimi sansürlenmiş olarak hissediyorum ve bu gibi konulardaki gerçeklerin Amerikalıların dünyanın birçok noktasında kendi menfaatleri doğrultusunda savaşlar hazırladıklarını ve bu savaşları yönettiklerini görüyorum. 2003 Mart ayındaki Irak’a karşı yapılan savaş, Afganistan’daki savaş, Kuzey Amerika’da yapılan devrimler gibi… Ve sonunda her zaman Amerikalılar istifade etmiştir. Amerikan ekonomisine katkıda bulunmuştur. Ama söz konusu halklara yaramamıştır. Irak’taki durum bugün eskiye bakarak kesinlikle düzelmemiştir. Afganistan ve tüm diğerleri de aynı durumda. Bu kitabı yazmamın sebebi de Amerikalıların, bu sefer Türk ve başka NATO ülkeleri yardımıyla yine savaş hazırlığı içinde. Yeni savaşlar çıkarmak için halkın desteğini kazanmak istemeleridir. Bu savaşları başlatabilmek için, örneğin Ukrayna-Rusya meselesi üzerinden insanlara, bu ağlara dahil olan gazetecilerin aslında oradaki vatandaşları nasıl manipüle ettiklerini ve yanlış bilgilendirdiklerini anlatmak istedim. 

Büyük Savaşların Arkasında Dünyanın Güçlü ve Zengin Aileleri Var 

Tüm bunların arkasında yatan sebep sadece Rotschild ailesi değildir. Birçok bilinen ismi buna dahil edebiliriz. Örneğin David Rockefeller ve organizasyonları. “Trilaterale” gibi, Amerika ve İsrail organiszasyonları var ve “Bilderberger”leri de dahil edebiliriz. Bu tarz organizasyonları kurmuş ve finanse etmiş olan David Rockefeller var. Bir başka milyarder olan George Soros adlı kişiyi de unutmamamız lazım. Yani tüm bunların arkasında sadece siyasetçiler değil, bu dünyanın en güçlü ve zengin aileleri var. 

Bild ve Axel Springer CIA Desteğiyle Kuruldu 

Almanya’daki Bild gazetesi-Axel Springer 2. Dünya savaşından sonra CIA ve benzeri Amerikan gizli servislerinin desteğiyle kurulmuştur ve tabi ki geçmişte Amerikan gizli servisleriyle yakın temasları olmuştur. Bu temaslar günümüzde de mevcuttur. 

Bild Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekmann CIA Ajanı mı? 

Kai Dickmann konusu, daha önce bahsettiğim direk CIA için görev yaptığı söylenen Goerge Soros adlı Milyarder konusu gibidir. Kai Dickmann’ın CIA adına çalıştığını iddia edemem, ancak kendisinin CIA’e yakın bir organizasyonda yönetici olduğu kesinlikle belgelenmiştir. Bu organizasyonun adı Atlantik Brigde’dir. Bu organizasyon yöneticisi pozisyonunda bir CIA görevlisi adına Vernon a Walter ödülü vermektedir. Yani CIA’e yakın bir isim olduğunu söyleyebiliriz." 

ECONOMİST’İN AJANLARI 

Birçok İngiliz muhabir hem Amerikan hem de İngiliz gizli servisler için çalışır. Bunun en iyi örneği Economist’in muhabirleri. Onlara temasa geçerseniz sadece Economist’in veya Los Angeles Times’in bir gazetecisi ile değil aynı zamanda CIA gibi bir ABD istihbarat servisinin çalışanı ile konuştuğunuzu aklınızdan çıkarmayın.
Medya Gündem Türk Gazeteclerin İsimlerini Kodladı 

Alman gazetecinin açıklamalarını haber yapan Medya Gündem sitesi, "CIA’nin ayda 20 bin dolar, yılda ise 250 bin dolar maaş ödediği Türk gazeteciler kimler?" sorusuyla kimlerin gizli servislerden maaş aldığının cevabını ararken, "Yılda 250 bin dolar alan Türk gazetecileri açıklıyoruz" ara başlığıyla şunları kaydetti: 

"Takip edilmesinler diye maaşlarını elden ya da zarfla alan, tamamem ABD, İngiltere ve Almanya hesabına çalışan Türk gazetecilerin sadece kod isimlerle kimler olduklarını yazıyoruz. 

İşte CIA ve BND’den maaş alan Türk gazeteciler: C.C, A.Z, A.A, C.O, R.Ç, E.U, A.Y.A, Y.B, O.E, E.Ö, S.Y, A.Ö, E.T, K.G, Ş.P, C.D, E.A. Ö.M. 

Yabancı ülkelere ajanlık yapan Türk gazeteciler için MİT ve MASAK’ı göreve çağıran Medye Gündem, Ajan gazeteciler arasında Muhafazakar kimlikleriyle bilinen gazetecilerin de yer aldığını iddia ederek, “Özellikle muhafazakar medyadan da ABD/İngiltere hesabına çalışan Türk gazeteciler var isimleri bizde de mevcut ancak açıklamıyoruz. Listede muhafazakar medyaya sızmış isimlerin de olması şoke etti. 

İşte belirlenen bazı isimler: M.K, F.K, A.B, E.K, E.D, E.B. Bu isimler dışında Zaman, Taraf ve Bugün gazetelerindeki ajan gazetecileri de not edelim." şeklinde iddialar ortaya attı.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.