28 Şubat Yargı Kararları İptal Edilsin.!

28 Şubat bu ülkede zulmün adıdır, inancından dolayı hor görülmenin, işinden atılmanın, aşağılanmanın ve en önemlisi de Müslüman bir ülkede adı Müslüman olanlarca yok sayılmanın adıdır.

28 Şubat’ın olduğu 97’li yıllarda 17 yaşındaydım, o yıllarda Meslek Lisesinden tanıdığımız bir öğretmenimiz vardı, Allah razı olsun her öğlen 30 kadar genci alır, cebinden para harcayarak bisküvi çikolata tedarik eder, bizi Milli Gençlik Vakfına götürürdü.Sırf namaz kılalım diye hiç usanmadan emek harcardı bizler için.( Şimdi telefonla arayıp halini hatırını sordum, duasını aldım çok şükür)
Sohbetlere Aydın isimli, babası polis olan bir arkadaşımla giderdik, babası bizi vakfın kapısına kadar götürür, merak etmeyin buraya polis baskını gelmez diyerek bizi garanti altına alır, bizde sohbete öyle giderdik, malumunuz sohbet ortamları polis ve jandarma tarafından irticai faaliyet gerekçesiyle basılır, din adamları göz altına alınır, sohbete giden Müslümanlar tedirgin edilirdi, sistem öyleydi çünkü. Aydın’ın babası arkadaşlarından rica eder, bizlere baskın yaptırmazdı, muhtemelen çay içtiğimizi söyler, zikirden, sohbetten bahsetmezdi.
Kendi ülkemizde bir polis, başka polislerin baskınından korurdu bizi, suçlu Müslüman, baskın yapacak olan ve baskını engelleyen de yine Müslüman, ne kadar acı değil mi?
Aradan geçen yıllardan sonra Erbakan iktidarının bitmesinden de sonra, Ecevit iktidarında ekonomik çöküş yaşanıp erken seçime gidilince, 28 Şubat’ın mağdur insanlarının omzunda AKP doğdu, mağdur psikolojisi, dini altyapımız ve ezilmişliğimizi hepimiz AKP’de tatmin yoluna gittik, destekledik, iktidar yaptık halk olarak.Muhtar olamaz denilen birini Başbakan yaptık, şimdi ise Cumhurbaşkanı yaptık.
AKP tarafından pek çok alanda ciddi düzenlemeler yapıldı, din içerikli faaliyetler kolaylaştı inkar da etmiyoruz.En azından Müslümanca bir hayat, devlet daireleri dahil çoğu alanda daha rahat hale geldi.
Sonrasında ise 28 Şubat’ı yaptıkları iddiasıyla onlarca insan içeri alındı, ifade verdi, geçmişimizle yüzleştiğimizi düşündük, mutlu olduk, ama yanıldığımızı anladık, çünkü 28 Şubat’ın tüm failleri dışarıda kaldı, en az 500 kadar mağdur ise hala içerde, bu sizce de komik değil mi?
28 Şubat olgusunu oluşturan tüm suçlular serbest, fakat tüm mağdurlar hala içerde.
Salih Mirzabeyoğlu mesela, daha birkaç ay önce serbest kaldı, onun sevenlerinden olan Yakup Köse ise yine geçtiğimiz hafta hapse atıldı tekrar.Yakup Köse ve Salih Mirzabeyoğlu sembol isimlerden, ismini anmadığımız en az 500 kişi ise 28 Şubat kararları dolayısıyla hala içerdeler.
Balyoz, Ayışığı ve pek çok davanın sanıkları, Çevik Bir, Doğu Perinçek gibi onlarca insan için bir gecede kararlar alan iktidar, nedense 28 Şubat yargı kararları için hala bir adım atmadı.Ne kadar tuhaf ve anlaşılmaz bir durum değil mi? Sizin parti olarak doğmanıza sebep olan devasa bir zulmün yankısı yıllardır devam ediyor, o kadar Müslüman zindanlarda ölümle kol kola, çoğunun ailesi zor durumda, o günlerdeki yargının üstünde baskı olduğu ortada, hakimlerin tehdit edildiği ortada ama hala adım atıldığı yok.
AKP’nin din tandanslı siyasi vizyonunun halk vicdanında yaşayabilmesi ve Davutoğlu’nun da seçimlerden zaferlerle çıkması, ve en doğrusu hakkın hakikatin tecellisi için 28 Şubat yargı kararları yeniden gözden geçirilmeli, haksız yere itibarı elinden alınan imanlı vatan evlatlarına itibarları da devlet tarafından bir an önce iade edilmelidir.
Bu işi daha fazla uzatmaya gerek yok çünkü.

Tunar Çalışkan
tunarcaliskan@gmail.com

 

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.