Dünyanın beklediği, ABD'nin işkence raporu açıklandı!

Kaliforniya Senatörü Dianne Feinstein, Senato İstihbarat Komitesi başkanı CIA işkence raporunu açıkladı.

Buzzfeed, Senatör Feinstein'in basın açıklamasından 4 ana maddeyi Twitter üzerinden duyurmuştu.

İşte o rapordan satır başları

1- CIA'nın "gelişmiş sorgu teknikleri" efektif değil.

2- CIA, program operasyonu hakkında halka ve vekillere doğru olmayan kapsamlı bilgiler sağladı.

3- CIA'nın program yönetimi yetersizdi ve son derece kusurluydu.

4- CIA'nın tutuklularının koşulları CIA'nın vekillere belirttiğininden çok daha ağırdı.

5- CIA, Adalet Bakanlığı'na sürekli olarak yanlış bilgi sağladı, bu CIA'nın Tutuklama ve Sorgulama programının legal analizini engelledi.
6- CIA, aktif olarak Kongre'nin programı gözetim altına almasını engelledi.
7- CIA, Beyaz Saray'ın karar almasını ve gözetimini engelledi.

8- CIA'nın diğer Yönetim Birimleri'nin ulusal güvenlik görevlerinde, operasyonu ve program yönetimi karışıktı ve bazı durumlarda engelleyiciydi.

9- CIA, kendi Genel Denetim Birimi'nin gözetim yapmasını engelledi.
10- CIA, kendisinin sorgu tekniklerinin yetersizliği hakkında bilgiler dahil, medyaya gizli bilgi sızdırılmasını koordine etti.

11- CIA, tutuklama yetkisi verilmesi üzerine, Tutuklama ve Sorgulama Programı'nı uygulamaya konduğundan 6 ay sonra bile programı uygulamaya hazır değildi.

12- Özellikle 2002 ve 2003'ün ilk döneminde olmak üzere, CIA'nın Tutuklama ve Sorgulama Programı uygulamada kaldığı sürece kusurluydu.

13- 2 psikiyatrist CIA'nın geliştirilmiş sorgulama tekniklerini tasarladı ve CIA'nın Tutuklama ve Sorgulama Programı'nın operasyon, görevlendirme ve yönetiminde merkezi bir rol aldı. 2005 yılında, CIA bu programda ezici bir biçimde dış kaynağa bağımlı hale geldi.

14- CIA'nın tutukluları, ne Adalet Bakanlığı'nın ne de CIA Merkezi'nin onayladığı, zorlu sorgulama tekniklerine tabi tutuldu.

15- CIA tutuklularının sayısı hakkında kapsamlı veya kesin bir bilgi sunmadı ve tutuklanmak için hukuki standarda sahip olmayan bireyleri alıkoydu. CIA'nın tutuklular ve geliştirilmiş sorgulama tekniklerine tabi tutulan kişiler hakkında ileri sürdüğü rakamlar doğru değildi.

16- CIA, gelişmiş sorgulama tekniklerinin verimliliğini lâyıkıyla değerlendirmek konusunda yetersiz kaldı.

17- CIA, ciddi ve önemli ihlaller, uygunsuz hareketler, sistematik ve bireysel yönetim hatalarında personelini sorumlu tutamadı.

18- CIA, Tutuklama ve Sorgulama Programı'nın operasyonu ve yönetimi hakkında iç eleştirileri ve karşı çıkmaları umursamadı, marjinalize etti.

19- CIA'nın Tutuklama ve Sorgulama Programı yapısı gereği sürdürülebilir olamazdı; izin verilmeyen basın ifşaları, diğer ülkelerle yetersiz kooperasyon ve yasal endişeler sebebiyle 2006 yılında kesin olarak sonlandırıldı.

20- CIA'nın Tutuklama ve Sorgulama Programı, Amerika Birleşik Devletleri'nin dünyadaki duruşuna hasar verdi, maddi ve maddi olmayan diğer önemli zararlara yola açtı. 
CIA’nın uyguladığı bazı işkence yöntemleri
Rapordaki yer alan ve CIA’in uygaladığı bazı işkence yöntemleri şöyle:
– CIA ajanları bir esiri düzmece bir idam sehpasına koydu, boğazına ip geçirip esiri konuşturmak için uzun süre infazla tehdit etti.
– 2000 yılında USS Cole gemisine bombalı saldırı düzenlemekle itham edilen Abdurrahman el Nasiri’ye matkapla işkenye yapıldı.
– En az bir esire süpürge sapıyla tecavüz tehdidinde bulunuldu.
– Birçok vakada hemen saldırgan sorgu tekniklerine başvuruldu. Esirlerden bazıları 180 saat uykudan mahrum bırakıldı.
– Bazı esirler saatlerce elleri başlarının üzerinden zincirlenmiş şekilde acı verici pozisyonlarda bekletildi.
– Betona zincirlenen bir esir hipotermiden (vücut ısısını kaybetme) öldü
– Kafalarına kukuleta geçirilen bazı mahkumlar çıplak halde koridorlarda sürüklendi, kırbaçlanıp dövüldü.
– Birkaç esir gördükleri işkencelerden halüsinasyon, paranoya ve uykusuzluğa maruz kalarak kendilerine zarar vermeye kalkıştı.
– El Kaide zanlısı Ebu Zübeyde, suda boğulma hissi yaratan sorgu yöntemine uzun süre maruz kalınca tamamen tepkisizleşti. Ağzından köpükler çıkmaya başladı. Ebu Zübeyde ayrıca 266 saat tabut şeklindeki bir kutuda bekletildi.
– 11 Eylü saldırılarını organize ettiğini söyleyen Halid Şeyh Muhammed birçok defa boğulmanın eşiğinden döndü.
– Bazı esirleri dışkılarını atmalarına izin verilmedi. Bu esirler dışkılarıyla birlikte aynı alanda yaşamaya zorlandılar.
Obama iktidara geldiği 2009’da CIA’nın sorgu programını durdurmuştu.
Daha önce, ABD yönetiminin Senato’ya, CIA’nın kullandığı işkence yöntemlerine ilişkin raporun yayınlanmaması uyarısında bulunduğu iddia edilmiş ancak Obama’nın  ise raporun kısa versiyonunun hızlı bir şekilde yayınlanmasını hala desteklediğini dile getirilmişti.

Toplamda 6 bin sayfayı aşan raporun kamuoyuyla paylaşılan özet kısmında yer alanlar, Amerikan istihbarat teşkilatı CIA'in terör şüphelilleri diyerek alıkoyduğu Müslüman tutsaklara yönelik uygulamalarının boyutunu da ortaya çıkardı. CIA'in şüpheli gördüğü kişilere sorgulama esnasında makattan yemek ve su verme, böcek dolu kutuya hapsetme gibi aşırı örnekler de içeren çok sayıda işkence yöntemlerini uyguladığı kaydedildi.

Raporda işkence yöntemleri arasında dikkat çekenlerin ayrıntıları ise  şöyle sıralanıyor:

MAKATTAN YEMEK SU VERME!
Rapora göre CIA'ın Avrupa ile Asya kıtalarındaki birçok sorgu hücresinde bulunan en az 5 tutukluya, ''rektal yoldan besleme ve susuzluğu giderme'' yöntemiyle işkence edildi. ABD savaş gemisini bombalamakla suçlanan Abdulrahim el-Nashiri'nin makattan yemek verildiği sırada ters trendelenburg pozisyonunda başı gövdesinden aşağı seviyede tutulduğu bilgisine yer verilen raporda, diğer esir Mecid Han'ın da humus, soslu makarna, çerez ve kurum üzüm ile makattan beslendiği belirtildi.

KUTUYA HAPSETME!
El Kaide zanlısı Ebu Zübeyde, Afganistan'da 2002 yılında uzun süre kutularda mahsur bırakıldı. Zübeyde'nin böceklere karşı fobisi olduğunu bilen CIA, Ebu Zübeyde kutularda tutulduğu esnada içlerine böcek attı.

SOĞUK SU KULLANMA
11 Eylül saldırılarını organize ettiği belirtilen Halid Şeyh Muhammed ile birlikte yargılanan Velid bin Atash, Afganistan'daki gözaltı esnasında çıplak olarak uzun süre soğuk su içinde tutuldu.

Tutuklulardan Gül Rahman 2002 yılında Afganistan'da CIA'ın kontrolündeki Salt Pit hapishanesinde ölü şekilde bulunmuştu. Rahman'ın ölümüne ilişkin detaylı bilgilerin de yer aldığı raporda, CIA'in Rahman'a 48 saat uykusuz bırakma, aşırı sesle müzik dinletilmesi, karanlık odada bekletme, soğuk suda bekletme gibi yöntemleri uyguladı. CIA'in önceden bu metotların uygulanmasına müsaade etmediği, ancak bir CIA yetkilisinin Rahman'ın hücresinde duvara zincirlenmesi ve çıplakken soğuk yere oturtulması talimatını verdiği bilgisi paylaşılan raporda, yetkilinin herhangi bir kınama cezası almadığı, aksine, 4 ay sonra "üstün hizmetlerinden dolayı" 2 bin 500 dolarla ödüllendirildiği vurgulandı.

BOĞULMA HİSSİ YARATMA
Bu metot da CIA'in esirler üzerinde kullandığı yöntemlerden. Bush yönetimi yetkililerine göre bu yöntem sadece 3 esir üzerinde uygulandığı belirtilse de CIA'in suda boğulma hissi yaratan metodu çok sayıda esir üzerinde uyguladığı ifade ediliyor. Rapora göre, El Kaide zanlısı Ebu Zübeyde'nin yanı sıra Halid Şeyh Muhammed de suda boğulma hissi uyandıran sorgu tekniğine çok kez maruz kalanlardan. Rapora göre Zübeyde, suyla işkenceye maruz kaldığı anlardan birinde tamamen etkisizleşti ve açık ağzından köpükler çıkmaya çıktı.

DAYAK VE TEHDİT
Rapora göre, çok sayıda tutuklu CIA'in dayak ve tehditlerine maruz kaldı.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin görüştüğü tutuklulardan birçoğu, günde birden fazla dayağa maruz kaldıklarını anlatırken, bazıları yüzleri ve sırtları kanayana kadar yumruk ve tokat yediklerini belirtti. Raporda, bir tututuklunun, boynuna ip bağlanmış halde bir direğe bağlıyken, kafasının defalarca direğe çarpıldığını söylediği, aynı şekilde diğer bazı tutukluların da, boyunlarına tasma takılıp duvarlara çarptırıldıklarını anlattıkları kaydediliyor. Duvarın özel olarak dizayn edildiği ve esnek bir yapısının olduğu, bunun da tutuklunun duvara çarptırıldıktan sonra yüksek bir ses çıkmasını sağladığı, burada da amacın tutukluda ağır yaralandıkları hissini oluşturmak olduğu belirtiliyor.

Tutukluların hem kendilerine hem de ailelerine yönelik aşırı şiddet ve cinsel saldırı tehditlerine maruz kaldıklarını söyledikleri de raporda yer alan unsurlardan.

FİZİKİ YORGUNLUĞA ZORLAMA

Bazı terör şüphelilerinin de, günlerce ayakta ve elleri tavana kelepçelenmiş şekilde durmaya zorlandıklarını, bazı durumlarda aralıklarla bunun 3 ayı aşkın sürdüğünü anlattıkları belirtilirken, bazılarının da üzerilerine işeme ve dışkılarını yapmaya mecbur bırakılması, daha sonra da dışkılarının temizlenmemesi gibi uygulamalardan da bahsediliyor.

Raporda, bazı tutukluların bir haftaya kadar uykusuz bırakılması ve esirlerin çırılçıplak kalmaya zorlanması da CIA soruşturma görevlilerinin sık ve rutin olarak uyguladığı eylemlerden biri olarak tarif edilirken, tutukluların uyumasını engellemek için sürekli yüksek sesle müzik yayını yapılması, hücrelerin kasten soğuk tutulması gibi uygulamalardan bahsediliyor.

 

Raporun 6 bin 200 sayfalık aslı gizli tutulmaya devam ediliyor.

ABD Başkanı Barack Obama, ülkede uzun süredir tartışılan CIA’ın sorgulama tekniklerine ilişkin Beyaz Saray’daki açıklamasında “Bazı kişilere işkence yaptık” itirafında bulunmuştu. Obama, CIA’ın ileri düzey sorgulama dediği tekniklerin kullanılmasını 2009’da durdurulduğunu hatırlatarak, işkencelerin eski başkan Bush döneminde yapıldığını savunmuştu.
Kimi durumlarda zalimce tekniklerden rahatsız olan, bunların hukukiliğine dair kaygı dile getiren ve durdurulmasını isteyen sahadaki sorgu görevlilerinin de üstlerince geri çevrildiğinin belirtildiği raporda, CIA'in, elinde tuttuğu ve işkence sorgu tekniklerine maruz bıraktığı tutukluların sayısını sürekli olarak az gösterdiği de kaydediliyor.

Kurumun "100'den az sayıda bireyi" gözaltına aldığını belirttiği, ancak kurum kayıtlarının incelenmesi neticesinde bu rakamın 119 olduğunun tespit edildiğine yer veren rapor, aynı şekilde CIA'in işkenceye maruz bıraktığı tutukluların sayısını da az gösterdiğini belirtiyor. Raporda, en az 26 tutuklunun haksız yere gözaltında tutulduğu ifade edilirken, bunlar arasında, bir aile üyesinden bilgi almada "baskı unsuru" olarak kullanılan "zihinsel engelli" bir kişinin de bulunduğu kaydediliyor.

KAMUOYU DESTEĞİ İÇİN GAZETECİLER KULLANILDI
Raporda yer alan bir diğer ilginç unsur da, CIA'in gazetecilere kasıtlı olarak bilgi sızdırarak, kamuoyunun desteğini çekebilmek için sorgu tekniklerinin başarısını olduğundan büyük göstermeye çalışması. Sızdırma vakalarının kurum içerisinde incelemeye tabi tutulması yönünde bir çabanın de sergilenmediğinin belirtildiği raporda, CIA'in medyaya olayları yanlış yansıttığı, bilerek yanlış ya da eksik bilgiler sağladığı da ifade ediliyor.

Öte yandan raporda ''ileri sorgu teknikleri'' uygulanan ve işkence edilen bazı tutuklulardan herhangi bir bilgi edinilemediği de dikkat çekilen konular arasında yer aldı.

BM: SORUMLULAR YARGILANMALI

BM İnsan Hakları ve Terörle Mücadele Özel Raportörü Ben Emmerson, raporda Bush yönetiminin üst düzey temsilcilerinin planlı bir şekilde sistematik suçlar ve uluslararası insan hakları ihlallerine izin verdiğinin görüldüğünü belirterek, sorumluluğu olan herkesin yargılanması gerektiğini bildirdi.

Emmerson, ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı'nın (CIA) 11 Eylül saldırıları sonrası terör şüphelilerine uyguladığı işkence içeren gözaltı ve sorgulama tekniklerine dair Senato İstihbarat Komitesi raporuna ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, raporun uluslararası toplumun uzun süredir bildiği gerçekleri doğruladığını kaydetti.

Bu raporun yayınlanması için daha önce ABD yönetimine çağrı yaptığını hatırlatan Emmerson, "Raporda Bush yönetiminin üst düzey temsilcilerinin planlı bir şekilde sistematik suçlar ve uluslararası insan hakları ihlallerine izin verdiği açık şekilde görülüyor" ifadelerini kullandı.

Emmerson, özeti yayınlanan raporun detaylarının Senato tarafından bilindiğini belirterek, "Şimdi eylem zamanı. Raporda ortaya çıkarılan suçların sorumlusu bireyler yargının karşısına çıkarılmalı ve suçlarının ağırlığıyla orantılı şekilde cezalandırılmalı" değerlendirmesinde bulundu.

Uluslararası hukukun, işkenceye karışan devlet görevlilerine dokunulmazlık tanımadığını vurgulayan Emmerson, bunun sadece işkenceyi bizzat uygulayanlara değil bu suçları planlayan ve onay veren ABD hükümeti içindeki üst düzey görevliler için de geçerli olduğunu kaydetti.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.