Çanakkale Türküsü "Ölmeden mezara koydular beni" Dinleyiniz

Baba-Oğul


Meşhur Çanakkale Türküsü'nde geçen "Ölmeden mezara koydular beni" mısraını da değinen Mehmet Öcal,
"Peki bu ölmeden mezara konmak nasıl bir şeydir, hiç düşündünüz mü? Şimdi size ölmeden mezara konmanın ne olduğunu Çanakkale Savaşı'ndan bir anekdotla anlatmaya çalışacağım" dedi ve şunları söyledi:

"Arıburnu-Kanlısırt arkalarındaki Kurudere Sargiyeri'nde görevli doktorun önüne bir gün ağır yaralı bir Mehmetçik getirilmiş, keklik gibi kınalı bir kuzu. Yaralı ile doktor göz göze gelmişler. Gönülleri kıpır kıpır etmiş, sıcacık olmuş kor gibi yürekleri. Harbin ateşi değilmiş bu defa vücutları yakan ayrılığın hicranıymış. Doktor kendini çabuk toparlamış ve titrek bir sesle (Askerler, bakın ileride bir ceviz ağacı var. Bu yaralıyı götürüp onun gölgesine yatırın, dikkat edin güneşte kalmasın. Ruhunu teslim edince de boynundan künyesini, ceplerinde neyi varsa alın bana getirin) demiş görevli sıhhiye erlerine. Sonrasında sırada bekleyen başka bir yaralı koçyiğite yönelmiş, şifalı elleriyle…
Birkaç saat sonra o ceviz ağacı altına gölgeye yatırılan yaralı Mehmetçiğin şehadet haberi ve künyesi ile anacığına yazdığı bir mektup gelmiş doktorun önüne.
Askerler (Emriniz komutanım) derler. Doktor, (Defnedebilirsiniz artık, arkadaşlarının arasına, benim çok işim var. Varın gidin, son vazifesini de yapın ona! Biraz dikkatli olun, hem mezarı da biraz düzgünce olsun. O benim evladımdı) der.
Ölmeden mezara konmak bu olsa gerek. Önüne gelen evladı da olsa vatanının kurtuluşu için ona iltimas geçmemek ve onu diğerlerinden ayrı görmemek
İşte Çanakkale zaferi böyle bir yüksek ruhun zaferidir.
İşte biz bu ataların torunlarıyız. 15-16 yaşlarında okullarını bırakıp cepheye koşan, vatanı – milleti, dini – bayrağı, ezanı için gözünü kırpmadan şehid olan yiğitlerin nesliyiz.
250 bin şehidimizin ruhunun şad olması, bugünkü gençliğimizin Çanakkale ruhuyla bezenmesiyle mümkündür. Vatanımıza ebediyen düşman çizmesi girmemesi, ezanımızın minareden susmaması, bayrağımızın inmemesi dilek ve temennilerimle ...



---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Çanakkale ve Yüzbaşı Dimitroyati

Çanakkale ulusal bir destansa bu destanın tacı 57. Alay. Atatürk'ün Nutuk'ta, "Onlar süngü takıp düşmanı göğüslemeseydi şimdi bu vatanın semalarında başka bayraklar dalgalanıyor olacaktı" dediği birlik. Biliyorsunuz bu alay, Mustafa Kemal'in, "Size ölmeyi emrediyorum!" sözüyle son ferdine kadar şehit düştü.
Çanakkale Şehitliği'ni ziyaret edenler muhtemelen bilecektir. Bu savaşta Türk ordusunda görevli gayri müslim askerlerin varlığını. Sene başında Doğan Hızlan, dostu olan bazı Rumların dedelerinin Çanakkale'de savaştığını söylediklerini, bunlardan birinin şimdi dedesinin adını taşıyan mali müşavir Vasil Lemapulo olduğunu yazmıştı.

'Gâvur mavur der...'
Asteğmen Vasil Lemapulo'nun adı Kemal Demirel'in 'Anafartalar'ın Beş Günü' çalışmasında da var. Benim dikkatimi çeken bir başka isim Alay Tabibi Yüzbaşı Dimitroyati oldu. Vurulduğunda yanındaki Ali Çavuş'a vasiyet ediyor: "Bak çavuş... Gâvur-mavur der başka yere gömerler, beni sizden ayırmayın!"
Ali Çavuş son nefesini verdiği hastane çadırında vasiyeti naklettiği sıhhıye erinden Dimitroyati'nin dileğini komutanlığa iletip takipçisi olacağı konusunda yemin almış...




EDİNCİKLİ MEHMET ER

"Edincikli Mehmet Er'in bir top mermisinin parçaladığı konumdan kanlar içerisinde bir et parçası sarkmaktadır.Yalvarırcasına:

"Komutanım ne olur şu kolumu kes!"
Sağ eliyle yakaladığı ve tuttuğu sarkık kola bakan Teğmen donmuştur.Edincikli Mehmet Er tek ve emin sesi ile tekrarlar:
"Allah Aşkına, Allah Rızası için kes şu kolumu!!!"
Bu ilahi cümleleri emir gibi işiten Teğmen Saip, bıcağı kola vurur.Gık bile dememiştir, Edincikli Mehmet.Bir sağ elindeki kola, bir ileride Allah! Allah! nidaları arasında çarpışan erlere bakar ve kolu fırlatır: "Bu kol vatana feda olsun," der.Yerdeki et parçalarından başını kaldıran Teğmen'in karşısında kimse yoktur.Çünkü, Edincikli, Hakla alış verişe başlayınca herşeyi, acıyı, özlemleri unutuyor, rahmet deryalarında, tecelli dalgalarında yıkanıp arınırken, kolunun fani bedenden ayrılma işlemini duymuyordu.O ateş, o yangın fakat getirilmez feryatlar içinde, Edincikli bu cehennemi ateş altında kendinden geçti.Bir avuç istek ve özlem halinde yandı, tüttü.
Edincikli Mehmet, çoktan kolunun öcünü almak için vatan için Allah için hücum saflarına katılmıştı.Alayların içine karışır, teke tek vuruşur.Onu durdurmak mümkün değil artık, yine harikalar gösterir, bire bir dövüşür, bire on dövüşür, bire yüz dövüşür... Allah'ın yardımıyla haklamadığı kafir kalmaz.Ama kaderden kaçılmaz ki! Kolunun kopmasıyla kaybettiği kan onu halsiz düşürmeye başlamış Edincikliye şimdi de şehitlik mertebesi ekleniyordu.Güzel yüzü soldu, sarardı, canı teninden süzüldü...Gözü dünyaya kapandı..."

Teğmen SAİP
Çanakkale Savaşlarından
12. Alay 1. Bölük Komutanı


---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


"SAĞ KOLUMU KAYBETTİM AMA SOL KOLUM VAR"

Seddülbahir ve Conkbayır'ın büyük kahramanlarından biri de Bombacı Mehmet Çavuş 'tu. Bu kahraman Anadolu çocuğu ,İngilizlerin siperlerimize fırlattığı el bombalarını korkusuzca hemen yakalar,karşı tarafa fırlatır ve zararını kendilerine dokundururdu. İngilizler bunu anlamış olacaklar ki bombaları bir kaç sayı saydıktan sonra fırlatarak Mehmet Çavuş 'un iadesini önlemeye çalışmışlardı. İşte böyle bir bomba Mehmet Çavuş 'un elinde patlayarak sağ elinin bileğinden kopmasına sebep olmuştu. Bu yiğit delikanlı vazife şuuruyla hastahaneden tabur kumandanına yazdığı mektupta şöyle diyordu:
"Sağ kolumu kaybettim, zarar yok,sol kolum var. Onunla da pekala iş görebilirim. Beni müteessir eden ve üzen kıtama iltihak edip düşmanla çarpışmama mani olan şey yaramın henüz kapanmamış olmasıdır.
Hastahaneden kurtularak halen harbe iştirak edemediğim için beni mazur görünüz ,affedeniz muhterem kumandanım.."




--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.