Ülkeyi satmak ve kağıt parçası tartışmaları
Bildiğiniz gibi GKB Başbuğ’un kağıt parçası dediği evrakın aslı bulununca bazı tartışmalar başladı. Bizlerde o tartışmaların içine sürüklendik.
Önce sol eğilimli bir arkadaşın yazısına şöyle bir cevap yazdı.
Diyelimki doğru memlekti parcalayan ve satan emperyalistlere karşı hiç
savunma hakkımız olmayacakmı,ya bu herif solun neresindense
anlamıyorrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr.
Bende ona cevap olarak
Bir ülkeyi o ülkenin ordularını kontrol altında tutan kişilerden başka kimse
Satamaz. Osmanlıyı bir kısmı ne yaptıklarının farkında olmasalar da, paşaları sattı. Eğer bu ülkede satılırsa sadece askerler satabilir.
Ve artık padişah olmadığına göre suçu siyasinin birine atarlar.
Kapalı devre çalışan ve itaat kültürü dışında bir hareketin olmadığı yerden
Ast, üstün ne yapmak istediğini sorgulayamaz. Sadece itaat etmekle
yükümlüdür. Ve ordu bizim meclisi adam yerine bile koymuyor silahını da NATO
dan ABD den aldığına göre hesap vermeyen generallerden daha tehlikeli hiç
kimse yoktur.
Bu yüzden orduya açıklık ve yargılanırlık yolu diğer kurumların hepsinden
daha önemlidir. PKK’nın ordu tarafından yaratılmış bir düşman olmadığını
kimse kesin olarak iddia edemez. Çünkü Hizbullah’ın Ordu tarafından Jitem’in
kontrolünde çalıştığı ve cinayet işledikten sonra jandarma birliğine
kaçtıkları biliniyor.
Bu işlerde en kötü analiz yan tutanların analizidir. Bu işleri cinayet
soruşturmasını sürdüren bir detektif gibi herkesten şüphelenerek yürütmek
gerekir.
Bunun üzerine şöyle bir cevap geldi
Sayın ADŞimşek,
jitem,hizbullah,gladyo,pkk birlikteliğini kimse inkar etmiyor. aradaki fark şu.siz,zamanlamayı karıştırıyorsunuz. susurlukçulara bu halk her akşam iş ışık kapatıp tencere tava çalarak karşı koydu. siz yurtseverlerin toplandığı ERGENEKON ile vatan hainlerini harmanlamak istiyorsunuz., YEMEZLER.. araya birkaç doğru SERPİŞTİRDİNİZ diye YANLIŞI doğru yapamazsınız. ısrarla bu taktiği güdüyorsunuz KENTEL ler ile.. BİTTİ ARTIK ANLAYIN..BİTTİ. YALANLARINIZI kimse yutmaz. ya doğrularda bu halk ile birleşirsiniz. ya da yalanlarınızı artık kimse yutmuyor..bunu biklin.yalanlarınıza devam etmeyin.oyunu kesin.
Sayın MAslantaş
Işıkları yakıp söndürdünüz tencere tava çaldınız. (gerçi bende tencere tava çalmasam da ışıkları yakıp söndürmüştüm ya ne ise) sonra ne oldu. PKK ya silah ve cephane Kırıkkale mühimmat fabrikamızdan gidiyor iddialarını soruşturmaya kalkan Refahyol iktidarını düşürüp susurlukçuların birde o fabrikamızı havaya uçurmasına yaradı. Ne yaptığını bilmedikten ve işi anlamadıktan sonra yaptığınız her işin Ergenekon kollarından biri olan susurlukçuların bilinmeyen patronlarına yaradığınıda mı fark edemdiniz.
Bu saydıklarınızda Ergenekon da, bilim insanlarımızı, icatlar keşifler yapanlarımızı, Geçen gün ASELSAN’dan bir tanesi daha öldürülen mühendisini, bilim insanlarını ya da vatanperver generalleri, parti liderlerini havada patlatıp öldüren ajanları. Camileri sokaktaki arabaları kapkaç çetelerine çocuk temin edenleri organ, uyuşturucu ve fuhuş mafyalarını sayın. Hepsi aynı imalathanenin imalatıdır. Hepsi bir biri ile çok karmaşık bağlantılarla bağlı. Eğer bunlar işlerine gelmeyenlerin yargı yolu kapalı olarak ordudan atılmak sureti ile tüm personeli işini kaybetmek tehdidi ile körleri ve sağırları oynamaya mecbur bırakılmış, Askeriye tarafından korunmamış olsalar bir haftada asayiş sorunu biterdi bu ülkede. İnanmıyor musunuz? 27 Mayıs 1960 ta da 12 Eylül 1980 de de bir gecede bile bitti. Yargının balansını da, polisin ayarını da hep askeri müdahaleler bozup nasıl çalışması gerekiyor ise öyle ayarlayarak komutanların ve askeri çetelerin işine karışmayacak gözlerini kapat emirlerine derhal uyacak şekilde yeniden ayarladı.
Bana bir şeyler anlatmaya çalıştığınız için teşekkür ederim. Zaten ömrüm boyunca ne, neden oluyor diye anlamaya çalıştığım için, size çokbilmişlik gibi görünen bu kadar şeyi anlamam mümkün olabildi. Şimdi gördüklerimi anlatıyorum. Ben sizlere anlayın demiyorum. Çünkü nasılsa benim sözümle anlamak mümkün olsa idi ben bu gün anladıklarımı daha elli sene önce babamın sözlerinden anlamış olurdum. Bazı şeyleri anlamak önce bir bütünün parçalarından birine taraf olmayı terk etmekle başlıyormuş meğer. Aksi halde parlayanlardan biri olunuyormuş. Ben bu taraf olmayı terk ettikten sonra anladım bu ülkenin ve devletin kaç bucak olduğunu. Beş seneye kalmaz sizlerde anlayamadıklarınızı nasılsa anlayacaksınız. Ama anladığınızda bir şeyin değişeceğini zannetmiyorum. Mesela GKB. Başbuğun pek çok sözü gibi bu kağıt parçasıdır sözü de yalan çıktı. Adamın yalancı olduğunu zaten fark ediyorduk da hadi şimdi anladık diyelim. Ya da adamı astları kandırmışlar ondan öyle demiş diyelim.
Bu durumda,
Bir yalancının başkomutanı olduğu ve yalanı ortaya çıktığı halde hala istifa etmeyen bu komutanın komutasındaki onun emirlerine karşı çıkması imkânsız bir orduya nasıl güveneceğiz.
Ağlama duvarı önünde resimleri çıktı Yahudi deyilim de demedi. Dese de inanmazdık üstelik eski bir GKB biz personelimizin kökenine bakmayız demişti. Ama yalancılık konusunda ne diyeceğiz. Yalancıların yargı yolu kapalı olarak ordudan attıkları personeli nereye koyalım. Çünkü adamın yalancı olduğu son sahte olduğunu söylediği kağıt parçasının doğru olması ile ortaya çıktı. Büyük kulüp adlı Mason locasına kabul edildiğine dair belgede yayınlandı O mason kulübün üyelerinin bazıları Yahudi ve Türk İsrail ortak vatandaşı olan masonlar. Oranın üstadı muhterimi olan büyük masona bağlılar. Yani GKB’mız Mason tarikatının dışarıdaki büyük Üstadı Muhteremlerine bağlı olan Türkiye’deki halifesine bağlanmış oluyordu. Yani şeyhleri yurt dışında, şeyhin halifesi burada ve müritlerin den biriside bizim sayın ve muhterem GKB’mız. Asıl büyük masonda bilindiği gibi Yurt dışındaki ana mahfillerine bağlı. Zaten Atatürk onları bu yüzden kapatmıştı. Bu kapatma da onun hayatına mal oldu. Sonunda Kurumlarımızda onlar egemen oldu. Şimdi böyle bir adam ordularımızın başında ise elbet de bu ülkede ona direkt ya da dolaylı bağlı ve bağımlı olmayan kimse yok. Ama açıktan, ama gizliden. Kendisine bağlı olanların bir kısmı emir komuta zinciri ile mecburen ve bir kısmı ise zaten gönüllü olarak çünkü o yapı içinde kollanarak önemli yerlere getiriliyorlar ve sonuç da ileride Büyükkulub’e üye olmak üzere hazırlandıklarından ona sadakatle bağlı ki anlaşılan Albay Dursun Çiçek bunlardan biri. Ordunun otuz santim çeliği eriten silahlarını pardon borularını ordudan çalıp gömmekle, ne halt ettiklerini ve GKB olan zatın bizim kayıp silah ve mühimmatımız yok demesinin de yalanlandığını düşünürsek Bölgemizde büyük devlet olmak için güçlü bir orduya sahip olmanın da şart olduğunu düşünürsek. Bizim ordumuzun 28 Şubatda İsrail’i protesto eden Türk milletinin üzerine Türk Tank’ı sürüp TC.Hükümetine aczimendi vs gibi sahte tuzaklar kurup sonrada düşürdüğünü düşünürsek. Bizim ekmeğimizi yiyen ve bizim parasını ödemek için yatırım bile yapamadığımız silahları kullanan bu ordularımızın komuta kademesinin emrinde, sorgulamadan itaat eden askerlerimiz. Bilinen yanı ile NATO nun bilinmeyen yönü ile hangi güçlerin hizmetinde kullanılarak bizleri iç kavgalar ile şehir devletçiklerine bölüp parçalarını İsrail’e mi satacaklardı diye soramaz mıyım? Hadi ne yaptıklarını bilmeden satacaklardı diyeyim. Peki bunlar nasıl motive edilip kullanılıyorlardı. Yine tıpkı bunların çoğunun bilmeden bağlı oldukları masonlar tarafından öldürülen Atatürk’ün ilkeleri için. İyi ama birader ilkeleri için çalıştığınız adamı babanız kabul edersek. Babanızın katillerimi babanızın ilkelerini koruyacak!.
Bu işte bir iş yok mu? O halde babanızı öldürenler sizi neden öpüyor. Ben söyleyeyim mi. Ananızda gözü varda ondan. (Ana=Vatan karşılığı olarak kullanılmıştır) Bu çaldıkları daha doğrusu vatanı satarken kullanmak üzere çetelerinin üzerine zimmetledikleri bu 30cm çeliği anında eritiveren soba borularını ülkeyi bölmek de mi kullanacaklardı. Tıpkı PKK’yı Hizbullah’ı, DHKP-C’yi, Ergenekon’u, Bilim insanlarımızı askerlerimizi öldürenlerimizi, Başına çuval geçirilsin diye yurt dışındaki askerimize teslim olun talimatı verenleri 33 erimizi aman terör bitmesin diye öldürülmeleri için PKK içindeki yandaşlara gönderenleri. Eşref Bitlisin uçağına kaza raporu verenleri. Aktütün, Dağlıca Şemdinli de kullanılanları ve daha pek çoğu gibi Gladio Mosad, CIA, Geheimdienst, İngiliz istihbaratı vs ile ortak kullandıkları gibi kullanacaklar ve belki de ülkeyi satacaklardı. Bu kadar kuşkulu durumlara rağmen benim neyi anlamamı istiyorsunuz bende onu anlayamadım. Sizin kendinizden zannettiğiniz ama sizide köle olarak satmaktan yada kullanmaktan zerre kadar çekinmeyecek olanları anlayışla karşılamamı mı istiyorsunuz.
Size söyleyeyim CB. ölürse yenisini buluruz. Başbakan bakanlar generaller. yargıçlar doktorlar kim ölürse ölsün yerine yenisini buluruz Ordumuzun kolu bacağı kopsa yerine yenisini koyarız. Ama çok kıymeti bir eşi ve benzeri başka hiçbir yerde bulunmayan bir sihirli kase olarak içinden su içtiğimiz bu vatanı bir kere elimizden düşürüp kırarsak artık Osmanlının yerine başka bir süper güç kuramayıp süper güçlerin yanına yamak olduğumuz gibi. Bu ülkeyi de kayıp edersek bu iç kavgalar bitmez. Parçalanan her parçaya ayrı ayrı silah satarlar güçlüye zayıf silah zayıfa güçlü silah Çünkü en iyi Türk ölü Türk’tür. Hele Müslüman Türk ise o bir an dahi yaşatılmaması gereken en kötü Türk’tür. Bizler artık iç savaştan kurtulur ve site devletçikleri olarak bize satılacak silahlar ile dünkü arabamıza atlayıp gittiğimiz komşu şehre, ya vize ile turist olarak yada ABD ve ya İsrail malı askeri araç ve silahlar ile savaşa gideriz.
Bu ülkenin Alevisi ile Sünnisi, Türkü ile Kürdü de kendiliğinden hiç çatışmamış. Bunca fitne ve fesada bazı komutanların iyi çocuklarının sağa sola bombalar atıp çeteleri birilerini öldürüp ötekilerin üzerine atmalarına rağmen iç savaş çıkarılamamış olduğu halde.
Sizde artık bir şeyler anlamaya çalışsanız. Ve kendi aklınızla hareket edip ötekileştirilenlerle kavga etmek ve ülkeyi bölmekte kullanılmak yerine tüm vatandaşları kardeş bilip hem kendinizle hem de milletimizin her kesimi ile barışarak bu fitnelerden kurtulabilmemiz için birlik olmamıza destek sağlasanız nasıl olur acaba.
Selamlar.
A.D.Şimşek
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.