T a r a f s ı z D e ğ i l i z

[anadoluhaber:35957] TSK'nın 'İçyüzüne' Dair Bir Hatıra

TSK’nın ‘İçyüzüne’ Dair Bir Hatıra

[2 Kasım 2009 tarihli Star gazetesinde yayınlandı]


Gelin, size bu “sert versiyon” ile TSK bünyesinde nasıl karşılaştığıma dair ufak bir hatıramı anlatayım.

Ben hayatımda kışla kapısından iki kez girdim. İlkinde sekiz yaşındaydım. 12 Eylülcülerin tutukladığı babamı tel örgüler arasından on dakika olsun görebilmek için Mamak Askeri Cezaevi’ne gitmiştim. Nazi kampı gibi bir yerdi.

Aradan 20 sene sonra, 2000 Temmuzunda, bu kez kısa dönem askerlik yapmak için Samsun’daki “Sahra Sıhhiye ve Eğitim Merkezi Komutanlığı”na gittim. Başımızdaki general, meşhur Osman Doğu Silahçıoğlu idi.

Günlerden bir gün, “toplanın, paşa size konferans verecek” dediler. Biz erler de biraz “rap rap” yürüyüp salona vardık, başladık Silahçıoğlu’nu dinlemeye.

Lafa, İslam öncesi Şamanist Türklerin ne kadar “ileri” ve “çağdaş” bir millet olduğunu anlatarak girdi.

Sonra İslamiyet’e girişti. Kur’an’ın peygamber tarafından “derlenmiş” bir kitap olduğunu ima etti. Turan Dursun, Erdoğan Aydın, İlhan Arsel gibi anti-İslami yazarlardan alıntılar yaparak İslam’ın ne kadar “karanlık” bir din olduğunu anlattı.

Sonra sıra Osmanlı’ya geldi. Çoğu “Rum çocuğu” olan padişahların Türkleri ezdiğini, zaten Osmanlı İmparatorluğu’nun “Türk ulusal bilinci”ne vurulmuş bir zincir olduğunu savundu.

Paşa, üç saatten fazla süren konferansın sonunda da, Şamanist temalar taşıyan bir “toplu yemin” ettirdi, salondaki bine yakın askere.

Tüm bunları dinlerken “vay be” dedim kendi kendime. “Bizim halk hâlâ, saf saf, ‘peygamber ocağı’ filan sansın, burası çok acayip bir yer.”

Silahçıoğlu paşanın tüm TSK’yı temsil ettiğini düşünüyor değilim. Öte yandan, generallerin kişisel olarak Şamanist, Budist, ateist filan olmaları da beni hiç ilgilendirmez.

Anlattığım olaydaki vehamet, açıkça “anti-İslami” olan bir ideolojinin, bir TSK generali tarafından silah altındaki erlere empoze edilmesiydi. Bu, TSK içinde “uç” bir tutum olsa da, bu ucun orada serbestçe “endoktrinasyon” yapabilmesi, “merkez”in durumuna dair de bir fikir veriyor. Dediğim gibi, “uç”taki sert versiyon İşçi Partisi’nin ideolojisine karşılık geliyorsa, “merkez”i oluşturan ılımlı versiyon da CHP’nin ideolojisine denk düşüyor.

Mesele, TSK’nın, bu totaliter rejimlere has “ideolojik ordu” kimliğinden kurtulmasıdır. Aksi halde, ideolojisine aykırı düşen siyasi partileri ve toplumsal kesimleri “iç düşman” olarak görmeye devam eder.

Böyle olunca da, topluma karşı “eylem planları” bitmez.

Toplumun en az yarısını oluşturan “iç düşmanlar” da, “bizi, kendi vergilerimizle finanse edilen bu ordudan kim koruyacak” diye kara kara düşünmeye başlar.


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.