T a r a f s ı z D e ğ i l i z

[anadoluhaber:36796] UKRAYNA'DA YAKLAŞAN SEÇİMLER VE MUHTEMEL SENARYOLAR


UKRAYNA�DA YAKLAŞAN SEÇİMLER VE MUHTEMEL SENARYOLAR

Halit GÜLŞEN

AVİM

23 Aralık 2009

Ukrayna�da 2010 yılının Ocak ayında gerçekleştirilecek devlet başkanlığı seçimleri, tüm dünya tarafından merakla beklenmektedir. Çünkü bu seçimler, birçok yerli ve yabancı uzman tarafından, Ukrayna�nın Batı ile Rusya arasında yapacağı bir tercih olarak nitelendirilmektedir. Söz konusu uzmanların, bu değerlendirmelerinde haksız olduklarını söylemek ise güçtür.


Bilindiği gibi, 2004 yılında Ukrayna�da gerçekleştirilen Batı destekli �Turuncu Devrim�in ardından, ülkede bir türlü siyasi istikrar sağlanamamıştır. Son dört yılda kurulan koalisyon hükümetleri dağılmış ve ülkede devamlı suretle bir belirsizlik ortamı hâkim olmuştur. Yapılacak yorumların sağlam bir temele oturması için, geçmiş dönemi kısaca hatırlamakta yarar bulunmaktadır.


2006 ve 2007 yıllarında Ukrayna�da yapılan seçimlerden Yanukoviç zaferle ayrılmasına rağmen, uzun süre görevinde kalamamıştır. Yanukoviç'in kurduğu hükümet, Devlet Başkanı Yuşçenko'nun fikirleri ve politikalarıyla ortak bir paydada buluşamadığı için 2006 yılında feshedilmiş ve yeni bir seçime gidilmiştir. (Zaten bu ikilinin anlaşabilmesi de pek ihtimal dâhilinde gözükmüyordu. Yuşçenko'yu Batı başa getirmişti. Yanukoviç ise, Rusya yanlısı bir isimdi.) Ardından 2007 yılında yapılan seçimden yine Yanukoviç galip ayrılmış, fakat tek başına hükümet kuracak çoğunluğu elde edemediği için, Timoşenko ile Yuşçenko'nun partisi arasında bir koalisyon oluşturulmuş ve böylece Timoşenko başbakanlık koltuğuna oturmuştur. Timoşenko da tıpkı Yuşçenko gibi Batı yanlısı bir politikacı olarak değerlendirilmiştir. Fakat aradan geçen zaman, Timoşenko ve Yuşçenko�nun karşı karşıya gelmelerini engelleyememiştir. Karşılıklı beyanatlar ve suçlamalarla geçen bir dönemin ardından Timoşenko ile Yuşenko arasında ipleri belki de kopma noktasına getiren olay ise, 2008 yılı ortalarında parlamentoda Timoşenko ve Yanukoviç'in anlaşarak devlet başkanının yetkilerini sınırlayan bazı yasaları meclisten geçirmesiyle yaşanmıştır. Yuşçenko, bu olay sonrasında Timoşenko'yu "ihanetle" suçlamış ve bunu bir "anayasal devrim" olarak değerlendirmiştir. İki taraf arasındaki suçlamalar bunlarla da sınırlı kalmamış ve suçlamalar konusunda basın toplantısı düzenleyen Yuşenko, "ülke geneli ve başkent Kiev bölgesi başta olmak üzere arazi sektöründeki genel suç faaliyetleri, hükümet başkanı ve onun siyasi gücünün işidir" ifadeleri ile Timoşenko�yu suçlamıştır. Timoşenko ise Yuşçenko�yu, �kasten ülke parasının değerini düşürerek kendini zenginleştirmek ve hükümeti zayıflatarak ülkede sıkıyönetim ilan etmeye çalışmakla� suçlayarak istifa etmesi gerektiğini dile getirmiştir.


Tüm bu gelişmelerin ardından 2009 yılının Mart ayında meydana gelen bir olay ise, Ukrayna�da yaşanan olayların ulaştığı boyutun kavranabilmesi açısından dikkat çekici olmuştur.

Rusya karşıtı çıkışları ile gündeme gelen Ukrayna Dışişleri Bakanı�nın, Rusya�ya yakınlığı ile bilinen Bölgeler Partisi ve Timoşenko ile işbirliği yapması sonucunda görevinden alınması ve Ukrayna�nın devlet doğalgaz şirketi Neftogaz binasının, Ukrayna Güvenlik Servisi elemanları tarafından Ukrayna hükümeti ile Rusya arasında yapılan doğalgaz anlaşması metninin orijinalinin aranması maksadı ile kalaşnikoflarla basılması, ülke içindeki güç mücadelesinin ulaştığı boyutları gözler önüne sermiştir. Ukrayna Güvenlik Servisi görevlilerinin Neftogaz binasında aramalar yaparken, İçişleri Bakanlığı�na bağlı polis güçlerinin binanın etrafını çevirmesi, devletin güvenliğini sağlamakla yükümlü kurumların karşı karşıya gelmesine neden olmuştur.

Son beş yılda yaşanan siyasi olayları kısaca özetlemeye çalıştığımız bu süreç, Ukrayna�ya ekonomik açıdan da büyük zararlar vermiştir. Dünyanın içinde bulunduğu ekonomik krizden en fazla etkilenen ülkelerin başında Ukrayna gelmektedir. Ukrayna�nın bu süreçte gerek AB�den gerekse Rusya�dan beklediği kredileri alamaması ise, ülkede yaşanan ekonomik daralmayı katmerleştirmiştir. Yaklaşık olarak son bir yılda Ukrayna para birimi dolar karşısında % 44 ila % 55 oranında değer kaybetmiştir. Yalnızca bu gösterge bile Ukrayna�da yaşanan ekonomik sıkıntının anlaşılabilmesi açısından yeterlidir.


Tüm bu yaşananlar göz önünde bulundurulduğunda, yapılacak seçimlerden çıkacak sonucun ülke için ne kadar önemli bir dönemeç olduğunu anlamak güç değildir. Önemli olan nokta, Ukrayna halkının bu dönemeci hangi liderle dönmek isteyeceği konusudur. Bu noktada ise üç kişi ön plana çıkmaktadır: Viktor Yuşçenko, Yulia Timoşenko ve Viktor Yanukoviç. Bu üç liderin siyasi duruşuna kısaca değinmekte yarar vardır.


Mevcut devlet başkanı Viktor Yuşçenko ülkede gerçekleştirilen Batı yanlısı Turuncu Devrim�in başa getirdiği bir liderdir. Göreve geldikten sonra izlediği politikalar, Ukrayna ile Rusya arasındaki ilişkileri kopma noktasına getirmiştir. Ukrayna�nın ısrarla AB ve NATO�ya üye olması gerektiğini savunmaktadır.


Muhalefet liderleri arasında bulunan Viktor Yanukoviç ise Yuşçenko�nun aksine, Rusya�ya yakın bir isimdir. Örneğin 2008 yılının Ağustos ayında Rusya-Gürcistan arasında yaşanan savaş sonrasında Yuşçenko ağır bir dille Rusya�yı eleştirirken, Yanukoviç ise Abhazya ve Güney Osetya�nın bağımsızlıklarının Ukrayna tarafından da tanınması gerektiğini savunmuştur.


Yulia Timoşenko ise, söz konusu liderler arasında hem Batı hem de Rusya ile diyalog kurabilen tek kişi olarak göze çarpmaktadır. Ukrayna�nın AB ve ABD ile olan ilişkilerine son derece önem veren Timoşenko, Rusya Başbakanı Vladimir Putin�in deyimiyle �diyalog kurulabilen siyasi bir kişilik�tir.


Seçimlerden Yuşçenko�nun galip çıkması durumunda ülke içindeki mevcut istikrarsızlık devam edecektir. Çünkü Yuşçenko, Rusya ile bozulan ilişkileri düzeltebilecek bir siyasi lider görünümünden uzaktır. Bu durumda Ukrayna�nın AB ve NATO�ya üyelik yönündeki taleplerini güçlendirmesi beklenmelidir. Bu taleplerin Rusya�yı daha sert politikalar izlemeye sevk etmesi ihtimal dâhilindedir. Bu durumda ise dikkatlerin toplanacağı nokta Kırım olacaktır.


Seçimlerden zaferle ayrılacak kişinin Yanukoviç olması halinde ise, Ukrayna�nın AB ve NATO�ya üyelik yönündeki taleplerinin askıya alınması beklenmelidir. Yanukoviç�in Gürcistan ile de sorun yaşaması kaçınılmazdır. Çünkü Abhazya ve Güney Osetya�nın bağımsızlıklarının Ukrayna tarafından da tanınması gerektiğini savunan bir liderdir.


Gerek Yuşçenko, gerekse Yanukoviç�in kazanacakları muhtemel zaferin, Ukrayna�ya beklenen istikrar ve huzuru getirmesi ise güçtür. Çünkü hem Batı hem de Rusya kendi çıkarlarına tamamen zıt yönde politikalar izlenmesi durumunda, doğrudan ya da dolaylı yollardan, Ukrayna iç siyasetini etkileme gücüne sahiptir. Ve yeri geldiğinde, şimdiye kadar olduğu gibi, bu gücü kullanmaktan kaçınmayacaklardır.


Timoşenko ise, bu iki lidere nazaran denge politikası yürütmeye daha yatkın olan bir kişidir. Her ne kadar Yuşçenko ile birlikte yola çıkmış olmasına ve Batı yanlısı görünmesine rağmen, özellikle Rusya ile yaşanan doğalgaz krizlerinde sorumluluk alarak konuyu çözüme kavuşturması, Timoşenko�nun Rusya ile diyalog kurabilecek bir kişi olduğunu göstermektedir.


Ukrayna�nın şu an içinde bulunduğu gerek ekonomik gerekse siyasi durum göz önünde bulundurulduğunda, son yıllarda izlenen mevcut politikalardan istenen sonucun alınamadığını söylemek mümkündür. Aslında Ukrayna�nın son yıllarda izlediği politika içinde bulunduğu jeopolitik konum ile de çelişmektedir. Ukrayna�nın Rusya�yı tamamen karşısına alarak siyasi ve ekonomik istikrara kavuşması güç bir durumdur. Çünkü Ukrayna, tıpkı Gürcistan gibi, Rusya için asla vazgeçilemeyecek ülkeler arasında yer almaktadır. Bu durum, Rusya�nın ulusal çıkarları ve yaşam alanı ile doğrudan bağlantılıdır. Rusya Gürcistan ve Ukrayna�yı kaybetmesi durumunda, kendini Batı tarafından çevrelenmiş hissedecek ve Kafkasya, Karadeniz�de yaşam alanı daralacaktır.. 2008 yılında Rusya ve Gürcistan arasında yaşanan savaşın Ukrayna açısından iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Hatırlanacağı üzere savaş sonrası oluşan mevcut durum sonrasında AB, ABD ve BM, Rusya�ya yönelik sözlü kınamaların ötesinde somut bir adım atamamıştır. Bu savaş sonunda görülmüştür ki, bölgede Rusya�nın tamamen dışlanması mümkün değildir. Bu bakımdan Ukrayna�nın yürüttüğü mevcut tek taraflı dış politikadan vazgeçmesi ve Batı ile Rusya arasında bir denge politikası yürütmesi gerekmektedir. Ancak bunu yaparken ince bir diplomasi uygulanması zorunluluktur. Aksi takdirde, Ukrayna�daki mevcut istikrarsızlığın devam etmesi kaçınılmaz olacaktır.


http://www.avim.org.tr/bultentekli.php?haberid=13706
www.avim.org.tr



Windows 7: Size en uygun bilgisayarı bulun. Daha fazla bilgi edinin.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.