Yıllardır ağzı bozuk bir biçimde köşesini kullanan Hürriyet gazetesi köşe yazarı Yılmaz Özdil, son vicdansız hakaretiyle kendi standartlarını bile aşan bir görüntü sergiledi.
CHP’nin yayın organı Halk TV’de katıldığı bir programda Soma maden faciasında hayatını kaybeden işçilerle ilgili olarak, “Maden kazasında ölen çocuklar, Tayyip Erdoğan’ın seçim mitinglerinde parayla taşıdığı işçiler. Ceplerine para koyup tezahürat yaptırıyorlar. Yani bu olan biten normaldir, hatta müstahaktır bile denebilir” ifadelerini kullanan Özdil’in geçmişi pek çok başka ağzı bozukluk ve vicdansızlıkla dolu.
ÖLÜLER İÇİN“KATIR” DEMİŞTİ
Halka “bidon kafalı” diyen Yılmaz Özdil’in son yıllarda büyük tepki çeken bir değerlendirmesi de Hakkari Uludere’de 34 vatandaşın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olayla ilgili yazdığı yazı oldu. Özdil, o yazısında, “Entel barların romantik tayfası ‘50 liracık için canını tehlikeye atmak zorunda kalan masum köylü’ filan diyor ama haftada iki sefer yaptığında, ayda 15 bin lira kazanıyor o masum! Kaçakçılık katırdır” ifadesini kullanmıştı.
YUMRUKLANMAYA “OH OLSUN” DİYE YAZDI
Köşesinde sık sık nefret suçu işleyen Yılmaz Özdil, Ahmet Türk’ün Samsun’da uğradığı yumruklu saldırı sonrası saldırıyı yapanı “haklı” bulan bir yazı kaleme aldı. Özdil yazısında, “Açın gazetelerin internet sayfalarını, bu haberin altına yapılan yorumları okuyun. Yumruğunu ‘adaletin tokmağı’ yerine koyup, Ahmet Türk’ün burnuna inen kişi, bu ülkede pek çok kişinin duygularına tercüman oldu. Çünkü, teröristi meşru hale getiren ‘açılım’ saçmalığı, sadece bir tarafta değil, öbür tarafta da ‘eşkıyayı kahraman’ yapmaya başladı” ifadelerine yer verdi. Yılmaz Özdil, yine Ahmet Türk’ün Kürt kökenli olması ve konuşma tarzıyla alay etmek için, “Pırt mento” ve “töplümsel süreç” kelimelerini Türk’e atfetmişti.
MİRZABEYOĞLU’NA REVA GÖRDÜKLERİ
Her fırsatta “Beyaz Türk”lüğünden dem vuran, sık sık “Biz İzmirliler” diyen Yılmaz Özdil, aslında Mardinli. Anneannesi Gaziantepli olan Özdil, kendisine “çakma İzmirli” denilmesine de çok kızıyor. Kanal D’de Abbas Güçlü’nün programında bu konu tekrar gündeme geldiğinde öfkelenen Özdil, şu açıklamayı yapmıştı: “Ailem Gaziantep’e geliyor. Dedem Karayolları’nda görevli. Siirt’ten Hakkari’ye, Bingöl’den Muş’a bütün asfaltta dedemin emeği vardır. Annemle babam Mardin’de tanışıyor ve orada evleniyorlar. Sonra da ben dünyaya geliyorum, İzmir’e taşınılıyor.”
KAYNAK: 
Halka “bidon kafalı” diyen Yılmaz Özdil’in son yıllarda büyük tepki çeken bir değerlendirmesi de Hakkari Uludere’de 34 vatandaşın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olayla ilgili yazdığı yazı oldu. Özdil, o yazısında, “Entel barların romantik tayfası ‘50 liracık için canını tehlikeye atmak zorunda kalan masum köylü’ filan diyor ama haftada iki sefer yaptığında, ayda 15 bin lira kazanıyor o masum! Kaçakçılık katırdır” ifadesini kullanmıştı.
YUMRUKLANMAYA “OH OLSUN” DİYE YAZDI
Köşesinde sık sık nefret suçu işleyen Yılmaz Özdil, Ahmet Türk’ün Samsun’da uğradığı yumruklu saldırı sonrası saldırıyı yapanı “haklı” bulan bir yazı kaleme aldı. Özdil yazısında, “Açın gazetelerin internet sayfalarını, bu haberin altına yapılan yorumları okuyun. Yumruğunu ‘adaletin tokmağı’ yerine koyup, Ahmet Türk’ün burnuna inen kişi, bu ülkede pek çok kişinin duygularına tercüman oldu. Çünkü, teröristi meşru hale getiren ‘açılım’ saçmalığı, sadece bir tarafta değil, öbür tarafta da ‘eşkıyayı kahraman’ yapmaya başladı” ifadelerine yer verdi. Yılmaz Özdil, yine Ahmet Türk’ün Kürt kökenli olması ve konuşma tarzıyla alay etmek için, “Pırt mento” ve “töplümsel süreç” kelimelerini Türk’e atfetmişti.
MİRZABEYOĞLU’NA REVA GÖRDÜKLERİ
Yılmaz Özdil, hem meslek hayatının, hem de Türk
basınının en rezil haberlerinden birisini ise banka hortumcusu Cem Uzan’ın Star
gazetesinde çalışırken yapmıştı. Gazetenin 25 Ocak 2000 tarihli nüshasında,
Metris Cezaevi’nde işkence gören yazar Salih Mirzabeyoğlu’nun yaralı haliyle dalga geçen ve bütün
sayfayı kaplayan bir manşet haber yayınlandı. Patronu İmar Bankası’nı soyarken
Yılmaz Özdil de Genel Yayın Yönetmeni Fatih Çekirge’den sonraki ikinci adam
Yayın Koordinatörü olarak bu rezilliği hazırladı. Banka hortumcusu Cem Uzan,
yıllar sonra verdiği bir röportajda, o haberi Fatih Çekirge ve Yılmaz Özdil’in
dönemin kudretli generali Hurşit Tolon’dan aldıkları talimatla hazırladıklarını
itiraf etti. Mirzabeyoğlu ağır işkenceden geçip adliyeye getirildiğinde
yüzünde kesikler ve morartılar olduğu halde fotoğraflanmış, Star’da şu spotlarla
yayınlanmıştı: “Jandarma koğuşa dalınca uyandı, alnını ranzaya çarptı.
Sendeleyerek kalktı, ayağı kayınca burun üstü düştü. Kalkayım dedi, uyku
sersemiydi, dipçiğe gözünü vurdu. Kendini topladı, kapıdaki askılığı görmedi,
kulağını taktı. Jandarma hasretle sıkı sıkı sarılınca boynuna kan oturdu.
Koğuştan çıkıyordu, kapıyı açık zannetti, kaşını yardı. Sağ gözünü dipçiğe
vurmuştu, sol gözü de copa değiverdi. Diyet yaptığı için az yiyordu,
halsizlikten göz altları morardı. ‘Hoş geldin’ dediği jandarmanın eli, elmacık
kemiğine çarptı. Mahkeme öncesi tıraş oldu jilet keskindi, yüzünü doğradı.”
Çakma İzmirliHer fırsatta “Beyaz Türk”lüğünden dem vuran, sık sık “Biz İzmirliler” diyen Yılmaz Özdil, aslında Mardinli. Anneannesi Gaziantepli olan Özdil, kendisine “çakma İzmirli” denilmesine de çok kızıyor. Kanal D’de Abbas Güçlü’nün programında bu konu tekrar gündeme geldiğinde öfkelenen Özdil, şu açıklamayı yapmıştı: “Ailem Gaziantep’e geliyor. Dedem Karayolları’nda görevli. Siirt’ten Hakkari’ye, Bingöl’den Muş’a bütün asfaltta dedemin emeği vardır. Annemle babam Mardin’de tanışıyor ve orada evleniyorlar. Sonra da ben dünyaya geliyorum, İzmir’e taşınılıyor.”
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.