MOLLA DADULLAH RÖPORTAJI !


Taliban lideri Vakit'e konuştu
Vakit Gazetesi Dış Haberler Muhabiri Adem Özköse, Afganistan dağlarındaki Taliban kamplarına ulaşarak, direnişçilerin lideri Molla Dadullah ile görüştü.
Reklam


Taliban’a bağlı direnişçilerin Afganistan’daki NATO güçlerine yönelik gösterdikleri etkili direniş, son aylarda dünya basınında yer almaya başladı. Biz de gazetemiz aracılığıyla bu gelişmeleri okuyucularımıza duyurmaya çalıştık. Fakat Taliban’ın asıl etkili olduğu bölgeler olan Güney Afganistan’daki Hilment, Gazni, Patkiya, Nemruz gibi şehirlerde neler yaşandığı bilinmiyordu. NATO askerleri bu bölgeye hiçbir basın mensubunu sokmuyor, bölgeden sağlıklı bilgi alınmasını engelliyordu. Afganistan’daki gelişmeleri doğru şekilde okuyucularımıza duyurma düşüncemiz, bizi tehlikeli bir görevi yerine getirmeye sevk etti. Afgan halkının yardımıyla engelleri aşarak, kaçak bir şekilde çatışmaların en yoğun olarak yaşandığı bölgeye girdik ve Taliban’a bağlı direnişçilere ulaştık. Taliban lideri Molla Ömer’in yardımcısı Molla Dadullah, Afganistan’a girdiğim ilk günden itibaren en çok görüşmek istediğim komutandı. ABD’nin Usame Bin Laden ve Molla Ömer’den sonra Afganistan’da en çok aradığı adam olan Molla Dadullah’la 15 gün süren uğraşımızın ardından gizli bir yerde bulunan karargâhında bir araya geldik. Dadullah’a, Taliban'la ilgili soru işaretlerinden Usame Bin Laden’in hayatta olup olmadığına kadar merak edilen birçok konuyu sordum. Anlatılanlara göre sert bir komutan bekliyordum; fakat karşımda son derece esprili ve kültürlü bir insan vardı. İşte Dadullah’ın sorularımıza verdiği cevaplar...
Vakit, ABD’nin ‘en çok arananlar’ listesinde bulunan Taliban direnişçilerinin lideri Molla Ömer’in yardımcısı Molla Dadullah’a ulaştı
Türkiye hakkında ne biliyorsunuz? Türkiye halkına vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
-Türkiye, geçmişte İslâm’ın merkeziydi. Hilafetin merkezinden küffarın topraklarına sürekli fetihler yapılırdı. Osmanlı’da büyük âlimler vardı, onlar da Müslümanlara önderlik ediyorlardı. Bu sebeple büyüklerimiz tarafından, çocukluğumuzdan itibaren Türk halkına karşı hürmet beslememiz tavsiyeleriyle büyütüldük. Ama Türkiye’nin bugünkü durumu bizi üzüyor. Bir zamanlar âlimlerin, mücahidlerin çıktığı topraklardan bugün Irak’a, Afganistan’a ABD savaş uçakları çıkıyor. Osmanlı dünya kafirlerini korkutuyordu; fakat Türkiye’deki hükümetler Müslümanların malına, ırzına göz diken Amerika ile dostluk kuruyor. Türkiye halkından dünü ve bugün geldikleri noktayı karşılaştırmalarını ve Afganistan’daki cihadı desteklemelerini istiyoruz.
-Afganistan’daki direnişin son durumu hakkında bilgi verir misiniz? Direniş şu an hangi seviyede?
-Başta güney bölgeler olmak üzere Afganistan’ın birçok noktasında Taliban kontrolü ele geçiriyor. 1 ay önce kuzeyde de bir cephe açtık. Taliban’a katılan kuzeydeki kabileler de işgal güçlerine karşı saldırılara başladılar. NATO güçleri her geçen gün Kabil’in dışındaki etki alanlarını daha da kaybediyorlar. En son Hilment’in çevresindeki İngilizlere acı bir yenilgi yaşattık.
İngiliz askerler Hilment’in köylerini Taliban’a teslim etmek zorunda kaldı. Ayrıca ABD’li güçlere karşı düzenlediğimiz şehadet saldırılarını haftada ortalama 4’e çıkardık. Allah’ın izniyle Afganistan’daki direniş son 1 yıldır çok güçlendi. Artık zaferin çok daha yakın olduğunu düşünüyoruz ve şu an Afgan halkı fethe hazırlanıyor.
-Taliban, önceki yıllarda ülkenizdeki yabancı güçlere karşı zayıftı. Hatta ABD Afganistan’a ilk girdiğinde Taliban beklenenin aksine etkili bir direniş göstermedi. Ne oldu da son 1 yıldır bu denli güçlendiniz?
-Bunu birkaç sebeple açıklayabiliriz. ABD ile Taliban arasında askerî güç noktasında büyük bir eşitsizlik bulunuyor. Mesela onların etkili bir hava gücü varken, bizim yok. Bu sebeple düşmana karşı ancak gerilla savaşı vererek başarılı olabileceğimizi düşündük. Kabil’de direnip ABD’nin hava gücüne karşı büyük kayıplar vereceğimize, şehirleri terk edip düşmanın askerlerini karaya indirdik. Karada da işgalcilere karşı her geçen sene daha da başarılı olmaya başladık. Başka bir sebep de ABD propagandalarının yalan olduğunun son yıllarda Afgan halkı tarafından daha da iyi anlaşılmasıdır.
ABD, Afganistan’a girdiğinde halkın büyük bir bölümüne radyolar dağıttı. Bu radyolar vasıtasıyla sürekli olarak ABD ordusunun çok güçlü olduğu, ABD askerlerinin üzerlerindeki elbiselerin kurşun geçirmediği propagandası yapıldı. Halk, geçtiğimiz yıllara kadar bu propagandanın etkisi altındaydı.
Fakat mücahidler savaşarak halka bu propagandanın yalan olduğunu, işgal güçlerinin aslında ne kadar güçsüz olduğunu gösterdiler. Halkımız bu sebeple düşmana karşı daha da cesaretlendi. Artık Afgan halkı işgalci askerlere zarar vermenin ne denli kolay olduğunu biliyor. Bu sebeple de direniş her geçen gün daha da güçleniyor.
-Batılı basın organları Taliban’ın Mart ayında Kabil’e girmek için toplu saldırıya geçeceğini iddia ediyor. Bu iddia doğru mu?
-Kabil’e ne zaman gireceğimizi savaşın gidişatı belirleyecek. Fakat yabancı güçlere karşı önümüzdeki yaz, saldırılarımızı artırmak için şimdiden büyük hazırlıklar yapıyoruz. Başta ABD askerleri olmak üzere ülkemizdeki bütün işgalcileri artık çok daha kötü günler bekliyor. Afgan halkı nasıl geçmişte Rusları topraklarından çıkardıysa, kafir ABD’yi de Afganistan’dan çıkaracak.
-Taliban’ın direnişinde El Kaide’nin de etkisi var mı? NATO askerlerine karşı düzenlediğiniz saldırıları El Kaide ile birlikte mi gerçekleştiriyorsunuz?
-El Kaide ve Taliban arasında bir sorun yok. İşgal güçlerine karşı Afganistan’da verdiğimiz direnişi, onların komutanları ile birlikte yürütüyoruz.
-NATO, Türk Ordusu’na Kabil’den çıkıp Taliban’a karşı savaşması için büyük bir baskı yapıyor. Bu baskılar sonuç verirse tavrınız ne olur?
-Türk halkına şunu sormak istiyorum: Türkiye’ye işgal amaçlı olarak ABD askerlerinin emri altında Afgan askerleri de girse, Afgan askerlerini güllerle mi karşılarsınız?
Eminim ki güllerle karşılamazsınız.
-Taliban ilk çıktığında sürekli olarak Taliban'ın Pakistan ve ABD tarafından desteklendiği dile getirildi. Gerçekten de ABD’den ve Pakistan’dan destek aldınız mı?
-Bu, Taliban’a atılan büyük bir iftiradır. Ne Pakistan, ne de Amerika bize hiçbir zaman yardım etmedi. Bu propagandayı yapanlar, Taliban’ın direnişine düşman olan çevrelerdir. Bu iddialarını da zaten ispatlayamazlar. Taliban Allah’tan, Afgan halkından ve takva sahibi Müslüman kardeşlerimizin dışında kimseden şimdiye kadar hiçbir destek almamıştır.
-Şu an Pakistan hükümetiyle ilişkileriniz nasıl?
-Pakistan Devlet Başkanı Müşerref, Bush’un sadık bir uşağıdır. ABD, Taliban’a karşı verdiği savaşta en büyük desteği de Müşerref’ten alıyor. Müşerref yönetimi mücahidleri tutuklattırıyor, ABD’ye Taliban’ı vurması için istihbarat veriyor.
Pakistan havaalanlarından sürekli olarak kalkan ABD uçakları, Afgan halkına bomba yağdırıyor. Pakistan halkının bir an önce Müşerref’i devirmesini ümit ediyoruz. Müşerref bizim ve bütün Müslümanların düşmanıdır.
-Devrik Taliban hükümeti, Afganistan’ı yönetirken halka dinî konularda baskı yaptığı yönünde hep eleştirildi. Afganistan’ın yönetimini tekrar ele geçirirseniz, dinî uygulamalardaki yaptırımlarınız devam edecek mi?
-Biz halka baskı yapmadık. Allah’ın bütün Müslümanlara Kur’an ve Sünnet’te emrettiği şer’i kuralları uyguladık.
Şu an Afganistan’daki yabancı güçlere karşı kazandığımız başarıları gizleyen medya kuruluşları, Taliban hükümeti döneminde yaptıkları iftira dolu yayınlarla Batılıları ve Müslümanların bir bölümünü kandırmayı başardı. Allah’ın izniyle Taliban Afganistan’ın tamamını tekrar fethettiğinde, 1. Taliban hükümetinde olduğu gibi şer’i kuralları tekrar uygulayacak.
-Hiç mi hatalarınız olmadı? Bugünden geçmişe baktığınızda, Taliban Afganistan’ı yönetirken şu hususlarda hatalar yapmasaydı iyi olurdu dediğiniz olmuyor mu?
-Taliban, Afganistan’ı İslâm’ın emirlerine göre yönetti. İslâm’ın emirlerinde de bize göre yanlışlar yoktur. Allah'ın emrettiği her şey meşru, istemediği her şey gayri meşrudur. Bu kuralları biz kendi düşüncemize göre üretmedik. Kur’an, Sünnet ve âlimlerimizin fetvalarından aldık. Bugün Afgan halkının tamamına yakını Taliban dönemini özlüyor. Çünkü Taliban, Afganistan’da şer’i kuralları uyguladı. İslâm Devleti döneminde Afganistan’a huzur geldi.
-Büyük tepki almanıza sebep olan Buda heykellerinin yıkılması da hata değil miydi?
-Değildi. Biz Buda heykellerini yıkarak Peygamber’in sünnetini yerine getirdik. Peygamberimiz de Mekke’ye ilk girdiğinde, müşriklerin putlarını devirmişti.
-Usame Bin Laden’le görüşebiliyor musunuz?
-Evet.
-Çok ağır şekilde hasta olduğu yönünde iddialar var. Bu iddialar doğru mu?
-(Gülüyor...) Allah’a hamd ediyoruz ki Şeyh Usame’nin durumu şu an çok iyi. Onun öldüğü veya ağır şekilde hasta olduğu yönündeki iddialar korkakların iftirasıdır. Şeyh Usame de bir gün bütün canlılar gibi Rabb’ine kavuşacak. Fakat onun İslâm düşmanlarına karşı savunduğu direniş fikri kıyamete kadar sürecek, İslâm topraklarından binlerce Usame çıkacaktır.
-Amerika sizden Usame’yi teslim etmenizi istedi, siz de bu karara karşı çıktınız. Bunun neticesinde de binlerce Afganlı hayatını kaybetti. Bir adamın teslim edilmemesi sebebiyle hayatını kaybeden binlerce Afganlıyı düşündüğümüzde, Usame’yi teslim etmeme fikriniz yanlış değil miydi?
-Hayır değildi. Bırakın binlerce Afganlıyı, ülkemizde taş üstünde taş kalmasa ne Usame’yi, ne de başka bir Müslümanı ABD’ye teslim etmeyiz. Afganistan’daki yabancı mücahidler bizim gözümüzde tıpkı Mekkeli müşriklerin zulmünden kaçıp Medine’ye sığınan muhacirler gibidir. Bizler Afganistanlı Ensarlar olarak, onlara evlerimizin kapısını her zaman açık tutacağız.
Adem Özköse - Vakit Gazetesi

1 yorum:

  1. Allah c.c. bu sehidin ruhunu sad etsin.

    Ki tek bacagila nice cift bacaklilarin(ben dahil) yapamadigini basardi.

    YanıtlaSil

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.