KUZEY IRAK SAVAŞI !

Karagülibrahimkaragul@gmail.comKuzey Irak savaşı başladı! Türkiye'nin Kuzey Irak'a yönelik operasyonu başladı. Daha doğrusu terörle mücadele operasyonunun ötesinde “savaş” olarak ifade edilen bir süreç başladı. Türkiye, K. Irak, Irak yönetimi ve dünya bütün dikkatlerini bu yeni krize çevirdi. Sınır ötesi harekat yapılır mı yapılmaz mı, zararlı mı yararlı mı tartışmaları devam ededursun, birkaç gündür açık bir çatışma hali yaşanıyor ve zamanla bu oldukça kapsamlı bir çatışmaya dönüşecek. Gelişmelere bakalım: Başbakan Tayip Erdoğan, gerekirse tezkere konusunun gündeme gelebileceğini açıkladı. Aynı zamanda, daha önce “düşmanlarımızla bile görüşürüz” anlayışının yerine “Kabile lideriyle görüşmeyiz” anlayışının hakim olduğunu ortaya koyan cümleler kullandı. Türk ordusu, 200 bin civarındaki askeri yığınakla, günlerdir Türkiye topraklarında yürüttüğü operasyonlarını yoğunlaştırdı. Aynı zamanda birkaç bin asker Irak topraklarına girdi. Bu bir başlangıç, beklenti, on binlerce askerin katılımıyla kapsamlı bir operasyonun başlayacağı yönünde. Türkiye, Irak sınırı boyunca yasak bölge uygulamasına başladı. Üç ilden K. Irak'a hem karadan hem havadan giriş-çıkış yasağı kondu. Yeni bir kırmızı çizgi ilan edildi. Bir çeşit olağanüstü hal yolu açıldı. Kriz devam ederse uygulama bölge geneline yayılabilir. Hatta, Kuzey Irak'tan gelecek reaksiyona karşı yeniden olağanüstü hal uygulaması yeniden başlatılabilir. Türkiye'nin niyetini gören Celal Talabani ile Mesut Barzani, durum değerlendirmesi için Selahaddin kentinde acilen bir araya geldi. Aynı anda Kandil Dağı çevresindeki köyler tamamen boşaltıldı. Türkiye'nin müdahalesi petrol fiyatlarını daha şimdiden 71 dolara yükseltti. K. Irak'ın istikrarsızlaşması, dolayısıyla K. Irak petrollerinin riske girmesi ile ABD'nin Basra Körfezi'ne yığınağı ve İran'ın savaş gemilerini vurabilecek kapasitedeki botlarla başlattığı hareketlilik ilk etapta petrol fiyatlarına yansıdı. Hem Kuzey hem de Güney petrolleri Türkiye ve İran'ın girişimleriyle tehlikeye girdi. Bu gelişmeler olurken Türkiye ile AB ve NATO arasında çok ciddi bir kriz daha patlak verdi. AB askeri harekatları için tahsis edilen savaş uçakları ve gemilerle desteklenmiş özel harekat tugayı AB emrinden geri çekildi. Karar mekanizmasında Türkiye'ye yer verilmemesi üzerine Ankara, Kongo'dan Balkanlar'a kadar bir çok coğrafyada görev yapan organizasyona desteğini çekti. Brüksel ve NATO'da şok yaşanıyor. NATO Sekreteri ikna için Türkiye'ye gelme kararı aldı. Terör tehdidine karşı destek alamazsa Türkiye NATO ile ilişkilerini bile sorgulamaya başlayabilir. Türkiye'nin kararlı oluşu Irak'taki ABD birliklerini tedirgin etti. Olası bir çatışma durumunda ne olacağını kimse kestiremiyor. ABD ordusu zaten batağa saplanmış durumda. Bu halde Türkiye'ye karşı nasıl tavır alacağını bilemiyor. Şimdi dünya bunun bir blöf mü yoksa kesin kararlılık mı olduğunu ölçmeye çalışıyor. Türkiye'nin bundan sonra atacağı adım, müdahaleyi genişletmesi, çatışmaların yayılması bölgeyi tam bir savaş sahasına dönüştürecek. Bu durumda ABD'nin yeni bir teklifle Türkiye ile masaya oturabileceği belirtiliyor. K. Irak'ta ciddi askeri yatırımı olan İsrail'e ait kaynaklar, sınırın her iki yakasında da şiddetli çatışmalar yaşandığını, bir tankın vurulduğunu, iki tarafta da ağır kayıplar olduğunu, PKK'nın Türkiye'nin saldırısına hazır olduğunu (Çünkü bu hazırlıkların önemli bir bölümünü bizzat onlar yapıyor), anti tank ve füzelerle helikopterleri ve savaş uçaklarını hedef aldığını (bu füzeleri de İsrail ve ABD verdi) haber veriyor. Aynı kaynaklar, Türk ordusunun iki cephe arasında kaldığını, birkaç bin askerden sonra çok sayıda askerin Irak'a girmeye hazırlandığını, Ankara'daki ABD Büyükelçisinin bunun üzerine Genelkurmay yetkilileriyle bir araya geldiğini, sınırın diğer tarafında 15 bin PKK'lının savaşa hazır beklediğini, bölgede Türkiye'ye karşı ciddi bir direniş başlayacağını da iddia ediyor. Yine bu kaynaklara göre, Barzani, Sefin Dizai'yi acil bir mesajla Ankara'ya gönderdi ve Türk tanklarının Kuzey Irak'a girmesine asla izin vermeyeceklerini bildirdi. Buradan şu sonuçlar çıkıyor: Türkiye müdahaleye mecbur bırakıldı. Türkiye topraklarındaki saldırılarla bu ortam oluşturuldu. Barzani gücü PKK ile birlikte hareket ediyor ve bunu artık gizleme gereği duymuyor. Barzani-PKK ittifakına en büyük destek ABD ve İsrail'den geliyor. (Bir yıldır Türkiye sınırına yerleştirilen füze rampaları bunu gösteriyor.) Bu PKK'ya karşı bir operasyon değil. Böyle bir ittifak halkası varken de terörle mücadele mümkün değil. Türkiye K. Irak'taki güçlerle açık bir savaşa girdi. Muhtemelen İran'la dolaylı bir işbirliği söz konusu. Evet, Türkiye yaygın bir savaşın içine çekildi. Bu durum hem Türkiye'yi, hem Barzani'yi, hem Irak'ı hem de ABD'yi oldukça zor durumda bırakacak. Bütün bunlar, ABD'nin İsrail'le birlikte, PKK'ya verdiği desteği çekmemesinden kaynaklandı. Bu da, Barzani-PKK ittifakı ile Türkiye arasında bir savaşın ortamını hazırladı. Hem Türkiye'yi hem de Kuzey Irak'ı mahvedecek bir felaket senaryosu ile yüzleşiyoruz

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.