Atina'ya cami inşa edilmesi konusundaki tartışmalar sürerken Rodos'ta Osmanlı
döneminden kalma tarihi Muradiye Camii'nin Avrupa Birliği fonları ile restore edilerek
kiliseye dönüştürülmeye çalışıldığı ortaya çıktı.
Rodos Adası'nın Rodini bölgesinde bulunan Türk mezarlarınında yer aldığı caminin tahrip edilerek kiliseye dönüştürülme çalışmalarının başladığı bildirildi.
Rodos Adası Rodini bölgesinde Mela Paulou ve Riga Fereou caddelerinin kesiştiği noktada bulunan Muradiye Camii'nin 'Kıbrıs Evi' adıyla kilise olarak hizmet vermesi amacıyla kiliseye dönüştürülmeye başlandığı haberi alındı.
Muradiye Camii'nin Rodos Müslüman Türk Cemaati'ne ait olduğu ve 1970'li yılların başlarında o dönem Cunta İdaresince atanan cemaat yöneticileri tarafından Rodos Başmetropolitliği'ne bırakıldığı ortaya çıktı. Caminin yakın zamana kadar imamının ve müezzininin bulunduğu ve ibadate açık olduğu, ancak caminin müezzininin ve imamının ölümünün ardından ibadete kapatıldığı bildirildi.
Daha sonra ise başmetropolitliğin harekete geçerek camiyi kiliseye dönüştürme çabalarına giriştiği anlaşıldı.
Caminin yıkılmasının bütçesi Avrupa Birliği fonlarından.
Kiliseye dönüştürülmek istenen caminin restorasyon çalışmalarının finansmanının ise Avrupa Birliği'nden gelen fonlarla sağlandığı ortaya çıktı. Söz konusu proje kapsamında Avrupa Birliği fonlarından 400.000 Euroluk bir bütçe ile caminin kubbelerinin yıkıldığı ve pencerelerinin değiştirildiği bildirildi.
Bahçede yeralan Türk mezarlarının da tahrip edildiği ve mezar taşlarının yerinden söküldüğü haberleri gelirken camiye Japon mimarisine özgü yeni bir çatı inşa edildiği bildirildi. Kilise önderlerinin ve Yunan otoritelerinin farklı dinlere mensup toplumların kardeşliği ve dini unsurlara karşılıklı saygıyı içeren bir anlayış yerine Müslüman değerleri yok etmeye yönelik bu girişimi din ve ibadet özgürlüğüne yönelik bir ihlal olarak değerlendirildi.
Söz konusu projede özellikle Avrupa Birliği fonlarının kullanılması ise konunun bir diğer ilginç boyutu olarak göze çarpıyor.
Kültürlerin zenginliği olan tarihi ve kültürel eserlerin korunması için Avrupa Birliği fonlarından yararlanılması gerekirken, bu eserlerin imhası ve Hıristiyan değerlerin yükseltilmesi amacıyla Avrupa Birliği kaynaklarının kullanılmasının Avrupa Birliği'nin ilke ve prensipleri ile ters düştüğü yorumları yapıldı.
Türklerin Avrupa Birliği fonlarını kullanmasına izin verilmezken caminin
yıkılması için fonlar kullandırılıyor.
Olayın ortaya çıkmasının ardından bir açıklama yapan Avrupa Batı
Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) başkanı Halit Habipoğlu projeye tepki gösterdi. Batı Trakya'daki Türklerin Avrupa Birliği fonlarını kullanmasına izin verilmezken bir caminin yıkılmasında fonların kullandırılmasının açık bir ayrımcılık olduğunu belirtti.
Habipoğlu;
"Batı Trakya'ya gelen Avrupa Birliği fonlarını Türklerin kullanmasına izin verilmiyor, ancak Rodos Adası'nda kültürümüze ait tarihi bir eserimizin, bir camimizin yıkılıp kiliseye dönüştürülmesi için 400.000 Euroluk fon kullandırılıyor. Bu Yunanistan'daki
ayrımcı politikalara açık bir örnektir.
Ülkemiz yetkililerini bu uygulamalardan dolayı kınıyorum ve Avrupa Birliği
yetkililerinide fonların kullandırılmasında Türklere yapılan ayrımcılıkları araştırmaya ve incelemeye davet ediyorum. Avrupa Birliği artık bu konuda inisiyatif almalı ve Yunanistan'a gönderilen fonların ne amaçlarla kimlere kullandırıldığını araştırmalıdır"
dedi. Avrupa Birliği'nin bu konuda bir adım atıp atmayacağı merakla bekleniyor.
Kaynak: Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu
döneminden kalma tarihi Muradiye Camii'nin Avrupa Birliği fonları ile restore edilerek
kiliseye dönüştürülmeye çalışıldığı ortaya çıktı.
Rodos Adası'nın Rodini bölgesinde bulunan Türk mezarlarınında yer aldığı caminin tahrip edilerek kiliseye dönüştürülme çalışmalarının başladığı bildirildi.
Rodos Adası Rodini bölgesinde Mela Paulou ve Riga Fereou caddelerinin kesiştiği noktada bulunan Muradiye Camii'nin 'Kıbrıs Evi' adıyla kilise olarak hizmet vermesi amacıyla kiliseye dönüştürülmeye başlandığı haberi alındı.
Muradiye Camii'nin Rodos Müslüman Türk Cemaati'ne ait olduğu ve 1970'li yılların başlarında o dönem Cunta İdaresince atanan cemaat yöneticileri tarafından Rodos Başmetropolitliği'ne bırakıldığı ortaya çıktı. Caminin yakın zamana kadar imamının ve müezzininin bulunduğu ve ibadate açık olduğu, ancak caminin müezzininin ve imamının ölümünün ardından ibadete kapatıldığı bildirildi.
Daha sonra ise başmetropolitliğin harekete geçerek camiyi kiliseye dönüştürme çabalarına giriştiği anlaşıldı.
Caminin yıkılmasının bütçesi Avrupa Birliği fonlarından.
Kiliseye dönüştürülmek istenen caminin restorasyon çalışmalarının finansmanının ise Avrupa Birliği'nden gelen fonlarla sağlandığı ortaya çıktı. Söz konusu proje kapsamında Avrupa Birliği fonlarından 400.000 Euroluk bir bütçe ile caminin kubbelerinin yıkıldığı ve pencerelerinin değiştirildiği bildirildi.
Bahçede yeralan Türk mezarlarının da tahrip edildiği ve mezar taşlarının yerinden söküldüğü haberleri gelirken camiye Japon mimarisine özgü yeni bir çatı inşa edildiği bildirildi. Kilise önderlerinin ve Yunan otoritelerinin farklı dinlere mensup toplumların kardeşliği ve dini unsurlara karşılıklı saygıyı içeren bir anlayış yerine Müslüman değerleri yok etmeye yönelik bu girişimi din ve ibadet özgürlüğüne yönelik bir ihlal olarak değerlendirildi.
Söz konusu projede özellikle Avrupa Birliği fonlarının kullanılması ise konunun bir diğer ilginç boyutu olarak göze çarpıyor.
Kültürlerin zenginliği olan tarihi ve kültürel eserlerin korunması için Avrupa Birliği fonlarından yararlanılması gerekirken, bu eserlerin imhası ve Hıristiyan değerlerin yükseltilmesi amacıyla Avrupa Birliği kaynaklarının kullanılmasının Avrupa Birliği'nin ilke ve prensipleri ile ters düştüğü yorumları yapıldı.
Türklerin Avrupa Birliği fonlarını kullanmasına izin verilmezken caminin
yıkılması için fonlar kullandırılıyor.
Olayın ortaya çıkmasının ardından bir açıklama yapan Avrupa Batı
Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) başkanı Halit Habipoğlu projeye tepki gösterdi. Batı Trakya'daki Türklerin Avrupa Birliği fonlarını kullanmasına izin verilmezken bir caminin yıkılmasında fonların kullandırılmasının açık bir ayrımcılık olduğunu belirtti.
Habipoğlu;
"Batı Trakya'ya gelen Avrupa Birliği fonlarını Türklerin kullanmasına izin verilmiyor, ancak Rodos Adası'nda kültürümüze ait tarihi bir eserimizin, bir camimizin yıkılıp kiliseye dönüştürülmesi için 400.000 Euroluk fon kullandırılıyor. Bu Yunanistan'daki
ayrımcı politikalara açık bir örnektir.
Ülkemiz yetkililerini bu uygulamalardan dolayı kınıyorum ve Avrupa Birliği
yetkililerinide fonların kullandırılmasında Türklere yapılan ayrımcılıkları araştırmaya ve incelemeye davet ediyorum. Avrupa Birliği artık bu konuda inisiyatif almalı ve Yunanistan'a gönderilen fonların ne amaçlarla kimlere kullandırıldığını araştırmalıdır"
dedi. Avrupa Birliği'nin bu konuda bir adım atıp atmayacağı merakla bekleniyor.
Kaynak: Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.