30 Kasım 2007

12 Eylüle Giden Yol (5)

12 Eylüle Giden Yol (5)

7) Çorum Katliamını CIA Planladı

12 Eylülün 25. yılında, Kenan Evren'in daha 4 Aralık 1979'da, yani 13 ilde ilan edilen sıkıyönetimin birinci yılını doldurduğunda, 'Biz bu sıkıyönetim işini başarıya ulaştıramadık!' diyerek kendisinden yeni yetkiler istediğini söyleyen Demirel, 12 Eylülden yedi yıl sonra, gene Kenan Evren'e, '11 Eylül ile 13 Eylül arasında bir gün geçti. Yeni yetki yoktu, değişen neydi de kan hemen durdu?' diye soracaktır. Aynı Demirel, Çorum olayları devam ederken, 'Eğer bu fitne, diyecekti, CHP'den destek görmezse, devlet bu fitneyi çok kısa bir zamanda söndürür.' dediğini burada anımsatmak, sanırım olayların sıralama dizgesini bozmayacaktır. (Radikal, 12-13 Eylül 2005; Cumhuriyet, 11 Temmuz 1980.)

Bu 'fitne'nin ne olduğunu, Cumhurbaşkanı olarak basın danışmanlığına alacağı Cüneyt Arcayürek yıllarca önce açıklayacaktı. O zaman 'Tehdidin beynini bulamamış' olmaktan yakınan Demirel, belli ki, Yunanlı bir diplomatın New Yorklu bir bankere söylediği gibi, NATO'nun Türkiye'de bir askeri darbe planlamış olmasından habersizdi. 5 Haziran 1977 genel seçimlerinden önce Execuvite Intelligence Review'in raporunda yer alan bilgilere göre, NATO Türkiye'de bir askeri darbe 'planlamış'tı. Bu plan doğrultusunda sokakta kan dökülmeye başlanmış, bu plana göre, komutanlar darbenin tarihini belirlemişler, küçük dereciklerden akan kan, darbenin tarihine göre çağlayan olmuş, ülkenin bağrından akmıştı. Genelkurmay Başkanı, 'biz bu sıkıyönetim işini başaramadık' dediği günlerin ertesinde Çorum'da, Türkeş'in 12 Eylül-öncesi kurdurduğu 47 kampta eğitilen 250 bin komandonun bir bölümü Çorum'da, 'Demirel'in içişleri bakanının deyişiyle' 'devlete destek vererek' en acımasız cinayetleri işlemişler, cinayet işleyenleri de aynı devlet şu ya da bu şekilde korumuştu.

Uğur Mumcu'nun belgeli olarak 'provokatör' 'MİT ajanı' olarak tanıttığı, İlhan'ın öldürülmesinde görevli olmadığı halde (ve özel görevle) araca binen, araç içersinde ve araçtan indirildikten sonra bizleri döven dört erden biri olan Kısmet Çağlar'ın, İbrahim Çiftçi, İsa Armağan ve Abdullah Çatlı'nın avukatı olan Can Özbay, MHP içersindeki değişiklik sonrası, Radikal'in sorularını yanıtlarken, bu 'devlet kurtarıcıları'na da açıklık getirecekti. 'Bu oyunun oynanmasında Amerika'nın rolü oldu' diyen Özbay, Avni Özgürel'e şunları anlatacaktı: 'Birtakım Amerikan ajanlarının, hatta elçilik mensuplarının olayların içine girdiğini ben belgeleriyle tespit ettim. Mesela Çorum olaylarında parmakları olduğunu biliyorum. (…) O olaylarda Amerikan elçiliğinin parmağını gözümle gördüm. Elçilik mensubu Çorum'a gidiyor, olayları ayarlıyor, hadiselerin hemen ardından apar-topar Türkiye'den ayrılıyor. O zaman devletin emniyet görevlilerine bu kişinin adını da verdim. Sivas olaylarında da, Kahramanmaraş olaylarında da var bu oyun, (…) MHP'nin içinde ajanlar cirit atıyordu. (…) Çeşitli haber alma örgütlerinin buraya girmek ve gerek bilgi sızdırmak bakımından, gerek yönlendirmek bakımından faaliyet göstermesine şaşmamak lazım.' (Radikal, 11 Kasım 1996.)

Sadık Eral, MHP binasında Çorum olaylarını planlayan Alexander Peck'in, olaylardan önce de yörede çalışmalar yaptığını, Çorum'da AP ve MHP başkanlarıyla, CHP'li belediye başkanıyla, valiyle görüştüğünü, bazı köyleri gezdiğini, alevi ve sünnilerin durumlarıyla ilgili bilgiler aldığını yazacaktır. Çorum CHP il başkanı Peck ile görüşmeyecek, CHP'li belediye başkanı, Peck ile görüşmesini 'devlet sırrı' diyerek açıklamayacaktır.

Cüneyt Arcayürek, Amasya Belediye Başkanı Gündüz Turan'ın, telefonda, adı Peck olan bir Amerikalının kendisine alevi-sünni ve sağ-sol çatışması üzerine sorular sorduğunu, 'ne zaman ve hangi büyüklükte bir çatışma çıkacağını araştırdığını' söylemesi üzerine, Arcayürek, Dışişleri Bakanı Gündüz Ökçün'e gitmiş, Peck'in, Kıbrıs'ta CIA istasyonuna bağlı çalıştığını söylemişti.

Özetlemek gerekirse, Çorum olayları, Genelkurmay Başkanı Evren'in başkanlığında yapılan toplantıda, darbenin 11 ve 12 Temmuzda yapılmasının kararlaştırılmasıyla örtüşür. Kan, 11 Eylül 1980 akşamına değin niçin dökülmüşse, Çorum'da da aynı nedenle, askeri bir darbenin ortamını oluşturmak amacıyla dökülmüştür.

Dünya Bankası yetkilisi Chaney, K. Maraş olayları öngününde, Aralık 1978'de, bugünkü Türk hükümetinin ekonomik sorunları çözecek önlemler alamadığını söylüyor, 'Askeri yönetim gelirse bu güçlükler önlenebilir' diyordu. (12 Eylül Öncesi ve Sonrası, s. 295.)Kahramanmaraş olaylarını değerlendiren BBC, bu olayların, Pakistan, Afganistan ve İran'dan sonra kaos ve belirsizlik içersine Türkiye'nin de düşmüş olacağını ileri sürüyor ve bunun, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir kez daha kendisini müdahale zorunda hissetmesi olduğunu söylüyor, dışardan, Türkiye, bir askeri darbe ortamına bilinçli olarak getiriliyordu.

Darbenin Arka Amacı: U-2 Casus Uçakları

Soru şuydu: Türkiye kaos ve belirsizlik içersine düştüğü için mi Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime elyokması zorunluluğu gündeme gelmişti, yoksa Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime elkoyması için mi Türkiye'de kaos ve belirsizlik ortamı yaratılmaktaydı. Kuşkusuz, doğru olan değerlendirme ikincisiydi.

Çünkü:

Demirel IMF'nin buyruklarına uymadığı için, NATO'nun, Türkiye'de bir askeri darbe planladığının Execuvite Intelligence Review'in raporunda yer aldığını bir kez daha yineleyelim.

12 Eylülün 25. yılında Demirel, 14 Ekim 1979 seçimlerinden sonra iktidarı, Ecevit'ten devraldıkları zaman, 'Devraldığımız Türkiye kan çanağı, diyor, kuyruklar, yokluklar ülkesi. Isınacak mazot yok, benzin yok, yağ yok, şeker yok, dışardan satın alacak bir kuruş yok, fabrikaların hammaddesi yok, ilaç yok.' Ardından da ekleyecektir: 'Biz hükümet olarak, ekonomik kısmında lazım gelen tedbirleri almışız, 24 Ocak 80 kararlarından söz ediyorum. Ama kanun, nizam hakimiyeti bir türlü sağlanamamış.'

Bir başka deyişle, NATO'nun, bir askeri darbe planlamasının gerekçesi ortadan kalkmış, yani IMF'nin dayattığı ekonomik kararlar en ağır biçimde Türkiye'ye dikte ettirilmiş ama, sokakta kan durmamış, daha da artmış.

Demirel'in okuduğunu sandığım 'Çünkü Ufuk'un annesi Dilşat Hanım Demirel'e götürmek üzere birkaç kez almıştı kitabevinden' Ufuk Güldemir'in Kanat Operasyonu'nda, kendisi açısından yararlı olacak bilgilere öyle anlaşılıyor ki, girmekten kaçınmış. Çünkü, Güldemir, 12 Eylülden sonra girdiği New York Times'in arşivinde, gazetede yer almamış, ama Güldemir aracılığıyla bize ulaştırılması planlanmış olması olası şu notlar vardı:

'19 Eylül 1980 ' Türkiye U-2 uçuşlarına izin vermek niyetinde. Ankara'daki Batı kaynakları, yönetime elkoyan askerlerin, U-2'lerin Rusya üzerinde uçuş yapmak üzere Türkiye'den kalkışına izin vereceklerini bildirdi. İran'daki islam devriminden sonra Amerikan dinlenme istasyonları elden çıkınca, Amerika, U-2 uçuşlarına izin vermesi için başvurmuş, ancak Demirel hükümeti izin vermemişti. Ankara'daki kaynaklar General Evren ve Milli Güvenlik Konseyinin Amerika'dan gelen talebi kabul ettiklerini bildiriyordu.'

Demirel'den önce, Mayıs 1977'de ABD Dışişleri Bakanı Warren Cristopher'in, Sovyetler Birliği toprakları üstünde uçacak U-2 casus uçaklarının Türkiye'de konuşlanması ve havalanması istemine, Başbakan Ecevit olumlu yanıt vermemiş, Christopher, buna izin verilmemesi durumunda yardımların da kesileceği mesajını vermişti. Casus uçuşları ile yardım arasında bir ilişki kurulması, Ecevit'in görüşmeyi bitirmesine neden olmuştu.

Daha sonra Demirel, aynı biçimde, U-2 uçaklarının casus uçuşlarına izin vermemişti. Ecevit'in kendisine bıraktığı 'kan çanağı', 'kuyruklar', 'yokluklar' ülkesi olmasının, mazotun, benzinin, yağın, şekerin vb. bulunmamasının nedenini, ilkin, ABD'nin Türk hükümetlerinden istediği, Türkiye'de konuşlanan ya da konuşlanacak olan U-2 casus uçaklarının Sovyetler Birliği üstünde uçmasına izin verilmemiş olmasında aramak gerekirdi. Ecevit'in aldığı yanıt biliniyor. Türkiye U-2'lere izin vermezse, Türkiye'nin beklentisi olan yardımlar kesilecekti.

Ecevit bu izni vermediği için yardımlar kesilmişti. Demirel bu nedenle ülkeyi 'kuyruklu' teslim alıyordu. Ama Demirel de izin vermediği için, darbenin koşullarının pekiştirmesinin nedenleri üstüste yığılmıştı. Demirel, 'ekonomik kısımda lazım gelen tedbirleri almış, 24 Ocak (1980) kararlarını imzalamış' olmakla birlikte, NATO darbeyle ilgili planında değişiklik yapmamıştı. İki nedenden dolayı: Birincisi, NATO'nun Türkiye'de askeri darbe planlamasının gerekçesi, IMF'nin buyruklarıyla doğrudan ilgili olamazdı da ondan. İkincisi, 12 Eylülden hemen sonra söylendiği gibi, 'Demirel'e söyledik, bu parlamento ile bu kararları (24 Ocak kararlarını) uygulayamazsınız' diye. 'İpe bile gidebilirdik' diye de eklemişlerdi. Çünkü parlamenter sistemde, en azından kazanılmış sendikal hakların askıya alınması ya da geri alınması, ülkeyi daha büyük bir kargaşaya sürükleyebilirdi. 24 Ocak kararlarının temelini ise, işçi sınıfının, köylülüğün, genel olarak emekçi halkın ulusal gelirden aldığı payın aşağı çekilmesi oluşturuyordu. Parlamentonun feshedilmesi, siyasi partilerin kapatılması, siyasal özgürlüklerin ve özellikle genel oyun askıya alınması planın ayrılmaz öğeleriydi. Bunun içindir ki, Demirel, 24 Ocak kararlarını imzaladığı zaman, parlamentoyu ve siyasi partileri feshedecek bir askeri darbenin gerekçesini de kendi parmaklarıyla onamıştı. (devam edecek)



--
We are in the world as words are in a book. Each generation is like a line, a phrase...

Dünyada, bir kitabın içerisindeki sözcükler gibiyiz. Her nesil bir satır, bir cümle misali…
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.