T a r a f s ı z D e ğ i l i z

Bu Bayrakla Sizin Ne Alâkanız Var!?



Bu Bayrakla Sizin
Ne Alâkanız Var!?

Cumali Dalkılıç


"Vatan diye bildiğim
fikrimin coğrafyası
Fikir yoksa vatan ne kuru
toprak parçası"

SalihMİRZABEYOĞLU
1983


Batı emperyalizmi Ay-yıldızlı Türk bayrağına bakarken Haç'ın düşmanı Hilâl'i görür.

"Türk" derken Müslümanlığı anladığı gibi…

Cumhuriyet'le birlikte bayrağımızdaki Hilâl, "Ay" olarak tabir edilmeye başlandı. Bu kasıtlı olarak yapılmıştır. Kasıt şudur: Fetihçi ve savaşçı bir millet olan Türk'ü, Batı'da İslâm'ın öncü milleti olmaktan uzaklaştırmak…

Cumhuriyet kuruldu kurulalı "Türk, Öğün, Çalış, Güven!" deniliyor…

Türk'e hitap aslında şöyle olmalıydı: "Türk, savaş, fethet, kurtar!"

Hilâl'in yer aldığı Türk bayrağı bu şuuru temsil eder. Yoksa "ay" derken basbayağı bir gök cismi hatırlanır… Bir de şu temsil yapılır:

"Kan gölüne ay ve yıldız yansıdı; ay-yıldızlı bayrak doğdu!"

Böyle basit olmamıştır. Türk bayrağındaki kırmızı rengi kanı temsil ediyor gösteren resmi tarih, bu noktayı hemen geçiştirir. Bu millet o kanı niçin dökmüştür?

Emperyalistleri kovmak için… Ve Batı, emperyalizme karşı dünya sathında İslâm birliğini kuran millet olarak karşısında Türk'ü buldu.

Osmanlı parçalanmalıydı; yok edilmeliydi. Emperyalizminin İngiltere'den sonra hegemonyası için başı çeken Amerika, 1920'lerden beri Wilson'un "Türkiye haritadan silinmelidir!" düsturuyla hareket ediyor.

Türk'ün dehasına has şekilde ordularına aldırdığı savaş vaziyeti, "yay" şeklinde olmuştur. Klâsik anlamda bir taktik olarak görülse de aslında bu, haçlı saldırılarına karşı "hilâl"i yüceltir. Bu vaziyet alış, Türk'ün "ideali aramayla toprağa bağlanma" noktasında şahit olduğu bir tecelli olarak İlay-ı Kelimetullah davasının mekânda ete kemiğe bürünüşüdür.

Bastığımız topraklar Hilâl'le mühürlenmiş, fethedilmiştir; İslâmiyet'in fethi… Kubbelerimizin tepesinde duran Hilâl basit bir montaj olarak görülmemeli… Allah'ın yeryüzünde adını yücelten Türk'ün, "cihad ibadeti"ni nasıl yücelttiğini gösterir. Batı'lının şuurlaştırdığı Türk, işte bu Türk'tür.

Aynı hilâl İslâm fetihlerine "sancak" ve "âlem" olmuş bugünkü bayrakta hâlâ durur. 1919 şartlarında dalgalanmaya devam etti… Sonra gelen Amerikan ve İngiliz muhibbi kadrolar tarafından emperyalistlere karşı savaşımız utanç, bunun sorumluluğu ise yük kabul edildi.

Hilâle dokunamadılar, fakat Türk'ün verdiği savaştan utanç duyanlar, emperyalizmden korkuları gereği bir daha dirilmemesi için bayraktaki hilâli ay olarak telaffuz etmeye başladılar. Haçlı düşman konseptini kafalardan silmek için, hilâli şuurlardan uzaklaştırdılar.

Hilâl mefhumu doğrudan doğruya Allah'ın adıyla aynı mânâyı barındırır. Hilâl'in ebced değeri, Allah'ın isminde bulunan harflerin ebced değeriyle aynı: 99

Hilâl aynı zamanda, Allah'ın 99 ismini remzeden biricik mefhumdur. Başka türlü idrak edilemez. Hilâl daima taarruz hâlini yansıtır; haçlı düşmanlarımıza karşı "duruş"u ifade eder.

Bayraktaki yıldız da Allah Resulü'nün adının İslâm harfleriyle, yani Arapça olarak yazılışına dikkat edilirse, "beş köşeli" olduğu görülür. Yıldız da "beş köşeli" hâliyle peygamber ruhaniyetiyle irtibatı temsil eder.

Mücahid Mehmetçik, tarih boyu bu şuurla at koşturmuştur. "Peygamber Ocağı" ismi de Mehmetçik'in isminde saklı bu nitelikten kaynaklanır. "Çik" ilavesi ne kadar söylense de kesinlikle "küçültücü" bir mânâ akla getirmez. Aksine "yüceltici" bir hüviyet kazandırır.

Allah'ın kâinatı yüzü suyu hürmetine yarattığı sevgilisi, savaş peygamberi, Allah Resulü'ne hürmetten Mehmetçik erise de, peygamberin kuvvet ve azametini sancağına kondurduğu yıldızla bileklerinde taşır.

"Mehmetçik isminin kaynağı olan mukaddes ruhaniyet, REHBERİMİZ ve KORUYUCUMUZDUR!!!" Üstad Necip Fazıl böyle buyuruyor…

Peki Bayrak? Bayrak namusumuzdur. Bayrağın "namus" olarak telakki edilişini bahsettiğimiz İslâmî bir dünya görüşüne nisbetle ele almadan "namus"tan bahsedenlerin, bu milletin nazarında hiçbir itibarı yoktur. Biz, Allahsız ordunun silahına inanmıyoruz!..

Bu bayrak da öyle bir ordunun bayrağı değildir; olamaz!

Turuncu SK mensubu "rambo"nun kafasında bizim kastettiğimiz mânâdaki bayrak irticayı, dolayısıyla düşman mânâyı temsil eder.

Bu bayrak, topraklarımız emperyalizmin işgali altında olduğundan namusu tehlikededir.

Bu bayrak, Türk'e Türk propagandası yapan Türk düşmanları tarafından ticarî meta yapılır.

Bu bayrak, "bin yıllık kardeş" milletler Türk ve Kürt'ün birbirine kırdırıldığı saçmasapan bir kavgada Mehmetçik'in tabutuna örtü yapılır.

Bu bayrak, işgalciye kapıyı içeriden açmak demek olan terör üslerinin açılışında yapılan törenlerde işgalcinin bayrağıyla yan yana dalgalandırılır.

Bu bayrak, "çağdaşlık" diye Batı pisliğine teşne, 13-14'ünde soyduğu fırlama bir neslin eline flama diye tutuşturularak stadyumda sallandırılır.

Bu bayrak, "Türkiye'deki Türkleri seyreltmek lazım!" diyen Türk düşmanı E. Özkök'ü "Türkiye Türklerindir!" sloganıyla çıkarttığı yahudisever Hürriyet'in yayın politikasıyla paçavra yapılır.

Bu bayrak, Yahudi sermayesinin satılan vatan topraklarında yıkım emrini verdiği gecekonduların önünde "kurtuluş için" sallandırılır.

Bu bayrak, logarlarda, çukurlarda ölüme mahkûm edilen çocuklarımızın eline çıkartma kâğıdı yapılır.

Bu bayrak, 30 Ağustos "Zafer Bayramı" kutlamalarında çıplak fahişelere sardırılır!

Bu bayrak kafası çuvallı, terör örgütü NATO'nun emir erleri tarafından NATO'nun önünde selâmlanır.

Bu bayrak, Cumhuriyet'in bir yahudiye ısmarladığı marş bestesi eşliğinde tamtam geçitlerinde sallanır.

Bayrak, tam bağımsız topraklarda dalgalandırılır. Esas olan budur. Şimdi öyle bir aşağılık kompleksi işaret eder olmuş ki, yakalara rozet çapında takılıyor.

Modacı diye homonun, işadamı diye hırsızın, gazeteci diye pornocunun, öğretmen diye pezevengin, profesör diye dinsizin, ilahiyatçı diye sapığın, İslâmcı diye imansızın…

Sapıttıkça sapıtan, idealsiz bırakılan nesillerin elinde bu bayrak, "En büyük asker bizim asker!, şehitler ölmez vatan bölünmez!" tepinmeleri arasında, her yerde aşağılanmaya muhatap askerin ve onun bölünmüş vatanında türlü mânâ dolandırıcılıklarına alet olmuştur!

Umumileşmiş bu tür manzaralarla "kutsanan" bu bayrağın gerçek mânâsıyla, Batıcı hedonist Laik Cumhuriyet standartlarında yetişmiş 25'lik, 50'lik, 75'lik nesillerin uzaktan yakından alakası yoktur; olamaz!
Fetihçi ruhu reddeden, iş kaybedilen toprakları kazanmaya gelince kıçını dönen salon paşalarının kadeh kaldırdığı resepsiyon masalarında "süs" olmuştur. Altında her türlü Batıcı pisliğin yaşatıldığı "bez parçası" sayılmıştır.

"Dostlar alışverişte görsün" hesabı, vatansever geçinenlerce propaganda malzemesi yapılmıştır.

"Kan gölüne ay-yıldız yansımış, Türk'e bayrak olmuş…"

O kan Allah için dökülmüştür. Laiklik için değil!.. Aynı hilâl Pakistan'da, Afganistan'da, Irak'ta Mücahid Mehmetçik'in sancağındaydı. Hilâl önde, Mücahid Mehmetçik altında "Allah Allah!" dedi. Murat, Allah'ın adının yüceltilmesiydi.

İşbirlikçi, hain Batıcılara sormak lazım; bu bayrakla sizin ne tür bir ilişkiniz var?



--

-----------------------------------------------------------------

"DOĞRU DÜŞÜNCE OLMADAN DOĞRU DÜŞÜNCE FAALİYETİ DE OLMAZ"
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.