Kelimeler, sözlüklerde ölüdürler ve orada, sadece kendi anlamlarıyla yer bulurlar. Tonlu söylendiklerinde veya anlam katan bir ek ile veya bir cümle içinde kullanılırlarsa kelimeler o zaman anlam ve canlılık kazanırlar. Fakat bazı kelimelere, cümlede kullanmak da yeterince anlam katmaz. Bu tür kelimeleri toplumlar, bilinçaltlarında, sözlüklerde olmayan anlam ve fonksiyonlarla daha da zenginleştirmişlerdir. Vaktiyle, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesinde Tedkik Memuru olarak çalışmıştım. Oradaki çalışmam esnasında, defterlere tapu sahibinin kimliği yazılırken, Müslimler için "bin (oğlu), binti (kızı)", gayr-ı Müslimler için ise "veled: çocuğu" kelimelerinin ısrarla kullanıldığını görmüştüm. Bu iki kelimenin sözlük anlamlarına, böyle bir ayırım yoktur ama toplum bunlara bu tür bir anlam da yüklemiştir. Bir başka örnek de, son yıllara, koca koca gazeteci ve siyasetçilerimizin bile yaptıkları hata. O koca koca adamlar, ölen birinin arkasından "müteveffâ" demekte veya "Toprağı bol olsun." diye güyâ hayır duâda bulunmaktadırlar. Oysa bu insanlar bilmezler mi ki, bu ifâdeler gayr-ı Müslimler için kullanılırdı; toplum bu ifadelere öyle bir anlam yüklemiştir. (Ben de bi tuhafım ha!... Halkını, toplumunu tanımayan insanlardan başka ne bekleyeceğim ki!...) Başımdan geçen bir örnekle devam edelim:15 sene önce, noterden veraset ilamı için bir evrak çıkartmam gerekti. Nüfus cüzdanımı verdim ve kızcağız yazmaya başladı: " Ölü Kerim oğlu Nâmık…" Hemen: "Durun, durun, öyle yazmayın!..." dedim ve ilâve ettim: "Merhûm Kerim oğlu…" Kızcağız, "Ne fark eder ki." dedi. Ben de, "Sizin için fark etmez ama benim için fark eder. O Kerim benim babamdı. Benim babam için, soğuk ve hatta ürkütücü bir kelime olan "ölü"yü siz kullanabilirsiniz ama ben kullanmam; lütfen siz 'merhûm" yazın." dedim ve öyle yazdırdım. İmdiiii!...Bunca girizgâhı niye yaptım?...Yazıma o başlığı niye koydum?...Genelkurmay Başkanı Sayın Org. Yaşar Büyükanıt, 9 Kasım 2007 günü, gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir basın toplantısı yaptı. Basın toplantısında, Dağlıca'daki bölücü örgüt saldırısı ve örgütün kaçırdığı 8 askerle ilgili açıklamalarda bulundu. Büyükanıt, bu basın toplantısında, "Dağlıca olayında taburun ilerisinde taburun emniyetini sağlayan unsur ile yine o unsurdan ileride emniyet sağlayan ufak bir gruba saldırı yapıldı. Zayiat (Vurgulama benim. N.A.) emniyet grubundadır. Bu grubun başında bir asteğmen vardı. Yaralanmasına rağmen çatışmayı sürdürdü. Ve zayiat (Vurgulama benim. N.A.) vermedi." cümlelerini sarf etmiş. Fikret Bila, Milliyet gazetesindeki 10 Kasım 2007 tarihli yazısında, bu cümleleri tırnak içinde verdiğine göre, cümleler, yazarın yorumu değil, Büyükanıt'ın cümleleri. Takıldığım ve müsâade ederseniz onu da söyleyeyim, irkildiğim kelime, şehit olan askerler için kullanılan "zayiat" kelimesi idi.(Bir de "unsur" kelimesi var ki, ona girmeyelim.) "Zayiat"ın sözlük anlamında bir problem yok; "kayıp" demek. Fakat bu kelime, daha çok eşya veya cansızlar için kullanılır; insan için değil. Aynı şekilde, "kayıp" kelimesi de, benzer durumlarda kullanılır. Gazetelerde, "Zayi İlanı" veya "Kayıp İlanı" gibi başlıklar görürsünüz. Bunlardan "zayi", daha çok nüfus cüzdanı, ehliyet, kurum kimliği gibi evraklardır; yani eşya ve cansızdır. İnsanlar için verilen ilanlarda ise "Kayıp" kelimesi kullanılır. "kayıp" kelimesi, daha mûnistir ve bu yüzden, ölen biri için "Falancayı kaybettik." derken bile, retorik bir söylem çerçevesinde, soğuk bir kelime olan "ölüm" kelimesi kullanılmaz ve bununla, nispeten de olsa, ölümün o soğuk ve irkiltici yüzü perdelenmiş olur. (Şimdi, hayvanât çıkıp, "Ey insanoğlu, kendi ölümün için bu kadar ince eleyip sık dokuyorsun da, bizler için niye "telef oldu" deyip geçiyorsun?" derse ne diyeceğiz?) (Gene konudan sapmaya başladık; sadede gelelim. Dikkat buyurunuz lütfen, "sâdete" değil; "sadede". Anladınız…Gene hocalığımız tuttu.) Genelkurmay Başkanı, "zayiat" kelimesini dil sürçmesiyle mi söyledi, yoksa askerî jargonda var mıdır bilmem. Ama vaktiyle dööört J koca ay askerlik yaparken, asker ölümleri için, "eğitim zayiatı" dendiğini de duymuştum. Demek ki, bu kelime askerî jargonda var. Demek ki, silah altındayken öyle veya böyle hayatını kaybeden bir Mehmetçik için "zayiat" deniyor. Demek ki, insanlar, eşya, gibi, âlet gibi, evrak gibi görülüyorlar. Ülke savunması için çarpışırken "şehit olanlar" ve "kaybolanlar"ın ikisini birden kapsayıcı bir kelime olarak kullanılsa bile, "zayiat" kelimesi, soğuktur, irkilticidir. Hele bu soğuk kelime şehitler için kullanılırsa, incitici olur. Şehit Mehmetçikler, "zâyi" yani "kayıp" ve "meçhul" değil, tam tersi, ülke ve insanlık için birer kazançtır. Onları toprağa, târihe değil yüreklerimize gömeriz. Bu gerekçelerle, askerî metinlerde "zayiat" kelimesi, bu şekilde yer alıyorsa çıkarılmalıdır. Çünkü, Mehmetçik, basit bir eşya, eski bir evrak veya kullanılıp atılan bir âlet değildir.
Prof. Dr. Namık Açıkgöz
--
Blog Adresim
http://sivilinisiyatif.blogspot.com/
-------------------------------------------------------------------------
İster Mermi Kullansın, İster Oy Pusulası,
İnsan iyi nişan almalı, kuklayı değil kuklacıyı vurmalı...
-------------------------------------------------------------------------
MALCOLM X'İN AZİZ HATIRASINA (Son Günleri/Suikast):
http://www.youtube.com/watch?v=Vf8_oZf7nRo#GU5U2spHI_4
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır... Taraf olunması gerekiyor isede "MÜSLÜMAN ANADOLU İNSANININ " tarafında yer alan HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Prof. Dr. Namık Açıkgöz
--
Blog Adresim
http://sivilinisiyatif.blogspot.com/
-------------------------------------------------------------------------
İster Mermi Kullansın, İster Oy Pusulası,
İnsan iyi nişan almalı, kuklayı değil kuklacıyı vurmalı...
-------------------------------------------------------------------------
MALCOLM X'İN AZİZ HATIRASINA (Son Günleri/Suikast):
http://www.youtube.com/watch?v=Vf8_oZf7nRo#GU5U2spHI_4
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır... Taraf olunması gerekiyor isede "MÜSLÜMAN ANADOLU İNSANININ " tarafında yer alan HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Sayfalarımızda yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.