Başörtüsü yasağı sonucu yüz bini aşkın öğrenci ve on binden fazla kamu personelinin sahip oldukları konumu bırakmaya zorlanıldığı belirlendi.
28 Şubat sürecinde; dinsel, sosyal ve kültürel bir olgu olan başörtüsünün kamu kurumlarında ve üniversitelerde yasaklanması sonrası kadınlar üzerinde oluşan etkileri araştıran Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği (AKDER), çarpıcı sonuçlar ortaya koyan bir rapor hazırladı. Başörtüsü yasağı sonucu yüz bini aşkın öğrenci ve on binden fazla kamu personelinin sahip oldukları konumu bırakmaya zorlanıldığı belirlendi. AKDER’in raporunda; “Yaşamları ve inançları arasında tercih yapmaya zorlanan kadınlar, başlarını örttüklerinde diğer haklarından yoksun bırakılmışlardır. Çalışmak ya da eğitimine devam etmek zorunda olduğu için başını açan kadınlar da, kendilerinin değil başkalarının zorlamasıyla bunu gerçekleştirdiklerinden, yaşadıkları ikilem nedeniyle psikolojik sarsıntı yaşamaktadırlar” denildi. Günümüzde, başörtülü kadınların her seviyede eğitim almasının engellenmekte olduğu belirtilen raporda şu ifadelere yer verdi: “Başörtüleriyle kayıt olan ve senelerce hiçbir sorunla karşılaşmadan eğitim gören öğrenciler, üniversiteden ayrılmak zorunda bırakılmışlardır. Üniversiteye giriş sınavlarına “başı açık” girme şartı konduğu, 2001 yılından sonra başını örten öğrenciler üniversite eğitimine daha baştan başlayamamaktadırlar. Türkiye’de bir taraftan UNISEF’in desteğiyle “haydi kızlar okula kampanyaları” yürütülürken diğer taraftan okumak isteyen başörtülü öğrenciler okuldan geri çevrilmektedir. Başörtülü kadınlar, üniversitelere ait açık ya da kapalı hiç bir mekâna (kütüphaneye, sosyal tesislere, lokantalara) alınmamaktadır. Gazeteciler, öğrenci anneleri, araştırmacılar dahi içeri girememektedir” ifadeleri ile Türkiye’de yaşanan çelişkiler belirtilmekte. Uzun bir çalışmanın ürünü olan ve Türkiye’nin yıllardır kanayan yarasını bütün çıplaklığıyla ortaya seren rapordan çarpıcı satırlar şöyle: ¥ Başörtüsü nedeniyle okuldan atılan öğrenci sayısı 80 bin olup, başörtüsü yasağı nedeniyle mevcut işinden çıkmak zorunda kalan öğretmen sayısı 5 bindir. Haziran 2000’den itibaren okulla ilişiği kesilen 677 bin kişiden 270 bini başörtüsü mağdurudur. Yüksek Öğretim Kurulu’ndan yapılan açıklamalarda ifade edildiği üzere, bu öğrenciler devamsızlıktan kalmış durumdadırlar. ¥ Devamsızlıktan kalan bayan öğrencilerin yüzde 90’ı, başörtüsü kullanan ve yasak nedeniyle okula gidemediği için okullarıyla ilişikleri kesilen kişilerdir. 2005 yılında öğrenciler için çıkartılan af yasasına rağmen, başörtüsü yasağı devam ettiğinden bu öğrenciler yine eğitimlerine devam edemeyeceklerdir. Sorun yedi senedir artarak devam ettiğinden, başörtüsü yasağı yüzünden eğitim ve çalışma yaşamından yoksun bırakılan kadınların sayısı yüz binlerle ifade edilmektedir. ÖZEL SEKTÖR DE YASAKTAN ETKİLENİYOR ¥ Başörtülü kadınlar devlete ait kamu kuruluşlarında çalışamamaktadırlar. Daha önce başörtülü olarak memuriyete alınan ve senelerce hiç bir sorun olmadan çalışan kadınlar, devlet memurluğundan çıkartılmışlardır. Artık memuriyete giriş sınavlarında başı açık olma şartı arandığından, başörtülü kadınların baştan memuriyete girmeleri engellenmektedir. ¥ Başörtülü avukatlar, duruşmalara girememekte ve adliyelerde müvekkillerini temsil etmede sorun yaşamaktadırlar. Kamu kurumlarında mevcut olan yasak, özel sektörü de etkilemektedir. Başı örtülü olan kadınlar, iş bulmakta zorlanmaktadır. İş imkânları çok kısıtlı olduğundan, oldukça cüzi ücretlerle çalıştırılmaktadırlar. ¥ Yasak devletin bir kurumu olan üniversiteler ve diğer idari kurumlar tarafından uygulanmaktadır. Şikâyetler ise, yine yasağı uygulayan devletin kurumlarına yapılmaktadır. Bu nedenle yasaktan olumsuz etkilenenlerin, şikâyeti değerlendirecek makamların tarafsızlığı konusunda ciddi şüpheleri bulunmaktadır. Başörtüsü yasağı nedeniyle haklarının ihlal edildiğini ifade edenlerin, bu haklarını geri talep edebilecekleri bir kurum bulunmamaktadır. Yasağın senelerdir devam etmesi de, resmi makamlara duyulan güveni azaltmıştır. ¥ Türkiye’de yaygın olan cinsiyetle ilgili ayrımcı önyargılar ve davranışlar, kadınlara karşı şiddetin devam etmesine yol açarken, başörtüsü yasağı kadınların eğitim görmelerini yada mevcut eğitimlerine uygun iş bulup, kendi geçimlerini temin ederek hayat standartlarını yükseltmelerini engellemektedir.
28 Şubat sürecinde; dinsel, sosyal ve kültürel bir olgu olan başörtüsünün kamu kurumlarında ve üniversitelerde yasaklanması sonrası kadınlar üzerinde oluşan etkileri araştıran Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği (AKDER), çarpıcı sonuçlar ortaya koyan bir rapor hazırladı. Başörtüsü yasağı sonucu yüz bini aşkın öğrenci ve on binden fazla kamu personelinin sahip oldukları konumu bırakmaya zorlanıldığı belirlendi. AKDER’in raporunda; “Yaşamları ve inançları arasında tercih yapmaya zorlanan kadınlar, başlarını örttüklerinde diğer haklarından yoksun bırakılmışlardır. Çalışmak ya da eğitimine devam etmek zorunda olduğu için başını açan kadınlar da, kendilerinin değil başkalarının zorlamasıyla bunu gerçekleştirdiklerinden, yaşadıkları ikilem nedeniyle psikolojik sarsıntı yaşamaktadırlar” denildi. Günümüzde, başörtülü kadınların her seviyede eğitim almasının engellenmekte olduğu belirtilen raporda şu ifadelere yer verdi: “Başörtüleriyle kayıt olan ve senelerce hiçbir sorunla karşılaşmadan eğitim gören öğrenciler, üniversiteden ayrılmak zorunda bırakılmışlardır. Üniversiteye giriş sınavlarına “başı açık” girme şartı konduğu, 2001 yılından sonra başını örten öğrenciler üniversite eğitimine daha baştan başlayamamaktadırlar. Türkiye’de bir taraftan UNISEF’in desteğiyle “haydi kızlar okula kampanyaları” yürütülürken diğer taraftan okumak isteyen başörtülü öğrenciler okuldan geri çevrilmektedir. Başörtülü kadınlar, üniversitelere ait açık ya da kapalı hiç bir mekâna (kütüphaneye, sosyal tesislere, lokantalara) alınmamaktadır. Gazeteciler, öğrenci anneleri, araştırmacılar dahi içeri girememektedir” ifadeleri ile Türkiye’de yaşanan çelişkiler belirtilmekte. Uzun bir çalışmanın ürünü olan ve Türkiye’nin yıllardır kanayan yarasını bütün çıplaklığıyla ortaya seren rapordan çarpıcı satırlar şöyle: ¥ Başörtüsü nedeniyle okuldan atılan öğrenci sayısı 80 bin olup, başörtüsü yasağı nedeniyle mevcut işinden çıkmak zorunda kalan öğretmen sayısı 5 bindir. Haziran 2000’den itibaren okulla ilişiği kesilen 677 bin kişiden 270 bini başörtüsü mağdurudur. Yüksek Öğretim Kurulu’ndan yapılan açıklamalarda ifade edildiği üzere, bu öğrenciler devamsızlıktan kalmış durumdadırlar. ¥ Devamsızlıktan kalan bayan öğrencilerin yüzde 90’ı, başörtüsü kullanan ve yasak nedeniyle okula gidemediği için okullarıyla ilişikleri kesilen kişilerdir. 2005 yılında öğrenciler için çıkartılan af yasasına rağmen, başörtüsü yasağı devam ettiğinden bu öğrenciler yine eğitimlerine devam edemeyeceklerdir. Sorun yedi senedir artarak devam ettiğinden, başörtüsü yasağı yüzünden eğitim ve çalışma yaşamından yoksun bırakılan kadınların sayısı yüz binlerle ifade edilmektedir. ÖZEL SEKTÖR DE YASAKTAN ETKİLENİYOR ¥ Başörtülü kadınlar devlete ait kamu kuruluşlarında çalışamamaktadırlar. Daha önce başörtülü olarak memuriyete alınan ve senelerce hiç bir sorun olmadan çalışan kadınlar, devlet memurluğundan çıkartılmışlardır. Artık memuriyete giriş sınavlarında başı açık olma şartı arandığından, başörtülü kadınların baştan memuriyete girmeleri engellenmektedir. ¥ Başörtülü avukatlar, duruşmalara girememekte ve adliyelerde müvekkillerini temsil etmede sorun yaşamaktadırlar. Kamu kurumlarında mevcut olan yasak, özel sektörü de etkilemektedir. Başı örtülü olan kadınlar, iş bulmakta zorlanmaktadır. İş imkânları çok kısıtlı olduğundan, oldukça cüzi ücretlerle çalıştırılmaktadırlar. ¥ Yasak devletin bir kurumu olan üniversiteler ve diğer idari kurumlar tarafından uygulanmaktadır. Şikâyetler ise, yine yasağı uygulayan devletin kurumlarına yapılmaktadır. Bu nedenle yasaktan olumsuz etkilenenlerin, şikâyeti değerlendirecek makamların tarafsızlığı konusunda ciddi şüpheleri bulunmaktadır. Başörtüsü yasağı nedeniyle haklarının ihlal edildiğini ifade edenlerin, bu haklarını geri talep edebilecekleri bir kurum bulunmamaktadır. Yasağın senelerdir devam etmesi de, resmi makamlara duyulan güveni azaltmıştır. ¥ Türkiye’de yaygın olan cinsiyetle ilgili ayrımcı önyargılar ve davranışlar, kadınlara karşı şiddetin devam etmesine yol açarken, başörtüsü yasağı kadınların eğitim görmelerini yada mevcut eğitimlerine uygun iş bulup, kendi geçimlerini temin ederek hayat standartlarını yükseltmelerini engellemektedir.
habervakti
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.