Mimarinin Mühendislikle Muhteşem Buluşması-Süleymaniye Camii

Mimarinin Muhendislikle Muhtesem Bulusmasi Suleymaniye Camii

Insaat muhendisligi ve mimarlik, ortak yanlari olsa da, aralarinda derin farkliliklar bulunan, birbirleriyle tesrik-i mesaiye mecbur iki farkli meslektir. Muhendislikle mimarligin tatli ve faydali bir beraberligi vardir. Mimarî ozelliklerin statik kurallara uymasi gerekir. Bazen de, yapinin gorecegi fonksiyonun bir geregi olarak, muhendislikten zor problemleri halletmesi, yapim tekniginde, malzeme ve dizaynda yeni acilimlar yaparak, mimarin istedigi yapiyi ortaya koymasi beklenir. Bunun icindir ki, bir yapinin proje asamasinda iki meslek sahibinin de imzasi istenir.

Gunumuzde bir yapi insa edilirken en az 15 muhendis ve mimardan olusan yapi denetim firmalarindan onay ve yeterlilik alinmasi mecburidir. Zemin etutleri icin jeoloji ve jeofizik muhendisine; projenin araziye uygulanmasi (yapinin oturacagi alanin belirlenmesi) icin harita muhendisine; elektrik tesisati icin elektrik muhendisine; gorunum ve dizayn icin mimara ve statik hesaplar icin insaat muhendisine ihtiyac vardir. Basit gozuken 10 daireli bir bina insaati icin bu kadar muhendise ihtiyac varken, 4000 m2 alana oturan camii ve 70 donum arazi uzerine insa edilen kulliyesiyle muhtesem Suleymaniye'nin tek bir kisinin bilgi ve sorumlulugu dâhilinde ortaya konmasi hayret uyandirmaktadir. Boyle buyuk insaatlar icin firmalarin proje gruplari olusturduklari goz onune alindiginda, Mimar Sinan'in ne denli buyuk bir deha oldugu daha iyi anlasilir.

Tarihce ve genel bilgiler

Suleymaniye Camii, Kanûnî Sultan Suleyman tarafindan Mimar Sinan'a yaptirilmistir. Insaatina Haziran 1550'de baslanan cami, Ekim 1557'de tamamlanmistir. Meshur bir rivayete gore; bir kutlu gecede Kanuni Sultan Suleyman, ruyasinda Rasulullah Efendimiz'i (sallallahu aleyhi ve sellem) gorur. Sultan Suleyman ve Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Suleymaniye'nin insa edildigi yaklasIk 70 donumluk arazinin bulundugu tepeye gelirler (O tepe, hem Halic'i, hem de Bogazici'ni Marmara tarafindan en ideal noktadan gorur.) Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bizzat gosterir: "Mihrabi buraya, minberi buraya olsun..." Kanûnî Sultan Suleyman uyaninca, sukreder ve hemen Mimarbasi Sinan-i Abdulmennan Hazretleri'ni cagirtir. Sinan'i hicbir aciklama yapmadan, buyuk bir heyecanla ruyada gordugu yere goturur. Kanûnî: "Buraya bir cami, bir kulliye yapacagiz." diye soze basladiginda; Sinan-i Abdulmennan Hazretleri soze karisir: "Sultan'im, mihrabi burada, minberi burada olsun..." Sultan Suleyman sasirir: "Sinan, sen bu isten haberli gibisin?" Buyuk mimar cevap verir: "Sultan'im sizin dun geceki kutlu ziyaretinizde ben de iki adim gerinizde geliyor idim..." Bu rivayet dogru mudur, temenni midir bilmiyoruz; ama Mimar Sinan, Tezkiretu'l-Bunyan isimli eserinde Suleymaniye'nin temelinin atilisini bizzât su satirlarla ifade etmistir: "Bir vakt-i serif ve bir saat-i said-u lâtifde ol Cami-i Munif'e temel uruldu." Bu sozleri yorumlayanlar ruyayi destekler nitelikte bulmustur.

Suleymaniye ayni zamanda bir kulliyedir. Bu kulliye Kantarcilar Mahallesi'ne bakan bir tepe uzerinde Bâb-i Vâlâ-yi Seraskeri (Genelkurmay Baskanligi, bugunku Istanbul Universitesi, rektorluk ve diger binalari) ile Bâb-i Vâlâ-yi Fetvâ-penâhî (bugunku Istanbul Muftulugu binasi) arasindadir. Cami avlusunun etrafini cevreleyen buyuk kulliyede; turbeler, turbedâr dairesi, evvel, sani, rabi, salis, tip medreseleri, darû'l-hadis, darû's-sifa, bimarhane, darû'l-kurra, sibyan mektebi, imaret, tabhane (konuk evi), han, hamam, kitaplik ve dukkânlar bulunmaktadir. Dis avlunun on kapisi vardir. Bunlar; Mera, Eski Saray, Mektep, Carsi, Hekimbasi, Imaret, Kubbe, Tabhane, Aga ve Harem kapilaridir. Caminin dort minaresi Istanbul'da yasamis ilk dort sultani; Fatih, 2. Bayezid, Yavuz Selim ve Kanûnî 'yi; minarelerdeki on serefe de 10 padisahi temsil etmektedir. Minareler orulurken taslar birbirine demir kemerle tutturulmus, tas ve demirin birbirine kenetlenmesini saglamak icin baglanti yerlerine kursun dokulmustur. 63x69 metre ebadinda olan caminin kubbe yuksekligi 53, kubbe capi ise 26,5 metredir. YaklasIk 30'ar ton olduklari hesaplanan 4 fil ayagi toplam 8.000 ton yuku temele iletmektedir. Mimar Sinan bunlari Ciharyâr-i Guzin'e (dinin dort diregi); Hazret-i Ebubekir, Hazret-i Omer, Hazret-i Osman ve Hazret-i Ali'ye (radıyallahu anhum) armagan olarak sunmustur. Yer altinda birtakim yollar kazilip uzerlerinde birtakim kemerler yapilmistir. Bu yollardan caminin icinden butun yan yapilara su dagitilan depolara gidilir. Mimar Sinan, cami icinde devamli hos bir hava bulundurmak icin yer altindaki yollari yapmistir. Cami tabaninin orta kisminda yer alan bu yollar uzerine tahta kapaklar konularak asagidan gelen hava ile cami icinin yaz mevsiminde devamli serin, kis mevsiminde ise sicak olmasi saglanmistir.

Pecevî Tarihi 'nde anlatildigina gore Suleymâniye Camii'nin yapilmasinda vekiller (hesap gorevlisi, muhasebeci) tarafindan tutulan defterlerde caminin insa masrafi 896.883 florin olarak gosterilmektedir ki, bu o devirde elli tanesi bir kurus olmak uzere 53.782.900 akce karsiligidir.

Insaatla ilgili bilgiler

Suleymaniye'nin insasina ait teknik bilgilerin yer aldigi herhangi bir evrak bulunamamistir. Mimar Sinan, cami yapiminda harc icin kullandigi yumurta sayisini, calisan ustalarin milliyetlerini, dinlerini ve gunluk ucretlerini 164 ciltlik bir deftere kaydettirmistir. Mimar Sinan, idarî ve malî detaylari en ince teferruatina kadar, emanete sahip cikma titizligi ve uzerinde kucuk bir hak bile birakmama gayretiyle yazmis; ama teknik detaylari aciklamamistir. Bu durumun hikmeti tam olarak bilinmemektedir. Fakat neticede bizlere surekli bir anlama-cozme gayretinin miras birakildigi aciktir.
Gunumuz binalarinda konfor faktoru olarak kontrol edilebilen 4-5 ozellik varken (yapinin ses yalitimi, izalasyonu, isIk almasi, havalandirmasi vs.) Mimar Sinan 16. asirda yapilan bu eserde 66 faktoru kontrol etmistir. Bu rakamlar o gunun mimarlik-muhendislik birikiminde ecdadimizin geldigi noktayi daha iyi anlamamiza yardimci olabilir.
Suleymaniye'nin bitirilisine kadar, bircok insaat tekniginin kullanildigini goruyoruz. Mimar Sinan ordudayken tecrube ettigi zemin mekanigi tekniklerini caminin temel insaatinda uygulamistir. Temeli kazildiktan sonra 3 veya 4 yil beklemeyi ve zemini sIkilastirma tekniklerinden biri olan kazik uygulamasini Mimar Sinan'da gormekteyiz. Zeminin sIkilasmasi ve tabiî zemin oturmalarinin yasanmasi icin 3 veya 4 yil yuk altinda bekletilmesi caminin yapildiktan sonraki muhtemel oturmalarin onune gecmek icindir. Insadan sonra olusan oturmalar, yapida catlaklar meydana getirmekte ve statigin bozulmasina sebep olmaktadir.

Suleymaniye'de uygulanan baska bir metot, drenaj teknigidir. Deprem esnasinda zeminin gevsemesi ve yeralti sularinin hareket etmesi sebebiyle tasima gucu sifira inen zemin hicbir yuk tasiyamaz duruma gelir. Buna 'sivilasma' (liquefaction) denir. Zemin sivilasinca uzerindeki yapi batakliga gomulur (Adapazari'nda deprem sonrasi bazi binalar 1-2 kat zemine batmislardi). Bu sebeple su yalitimi ve temelden suyun uzaklastirilmasi cok onemlidir. 1950'li yillarda bugunku Istanbul Ticaret Universitesi binasinin bulundugu yerler istimlâk edilirken Halic'e baglanmis kunklere (yagmur suyu veya kanalizasyon borulari) rastlanmistir. Yapilan arastirmalarda bu boru sisteminin Suleymaniye'nin bulundugu tepedeki suyu drene etmek gâyesiyle temellerin altina yerlestirilmis 'cakil-kum kuyulari'na baglandigi tespit edilmistir. Killi topragin suyu gecirmeyip tutmasindan oturu zemin mukavemetinin zayiflamasina karsin hazirlanan bu 'cakilli-kumlu drenaj sistemi' ancak son yarim asirdir insaat muhendisligi alaninda uygulanmaktadir. Bu drenaj sistemiyle yapi temelden gelecek nem ve sudan korunmus; oturma olmadigi icin catlamalar da onlenmistir. Ayrica dâhi mimar, yapinin icindeki rutubet ve nemi disari atarak soguk ve sicak hava dengelerini saglayan hava kanallari kullanmistir. Bunlarin disinda yazin suyun ve topragin isinmasindan dolayi olusan buharin, yapinin temellerine ve icine girmemesi icin tahliye kanallari yapmis ve bunlari da drenaj kanallarina bagli olarak uygulamaya koymustur.

Suleymaniye'nin statik ve temel dizayni gemi omurgasi seklindedir. Almanya'da teknik egitim almis ve uzun yillar deniz yollarinda calismis olan rahmetli Ahmet Selim Suntur , bina olarak caminin cok iyi dengelendigini (safralandigini) gemi tasarim formulleri ile inceleyerek gormus. Zamanimizda orijinalligi bozulmasina ragmen, bu bina dis etkenlere ve depremlere cok iyi dayanir." demistir.

Camide ayaklar usumesin ve secdede huzur duyulsun, diye yerden 20 cm yukseklige kadar hava hizi profilinin sifira cok yakin olmasi (sinir tabaka), sonrasinda ise hava hizlarinin yukselmeye baslamasi temin edilmistir.

Mimar Sinan, cami icinde sesin iyi yayilmasi ve duyulmasi icin harika bir teknik kullanmistir. Bunun icin, yapi sekilleri icinde sesin en iyi cogaldigi kubbeyi uygulamistir. Butun kubbeleri cift olarak yapmis ve damak kubbeyi olusturmustur. Kubbe yapisinin guclu tinlatici ozelligine ve kubbede olusacak ozel ses odaklanmalarina onlem olarak kubbe koselerine ve eteklerine ici bos 50 cm boyunda 64 adet kup yerlestirmis ve bunlarla iyi bir ses elde etmistir. Ayrica, zeminde, sesi yansitmak icin tuglalardan bosluk birakmistir. Boylece Suleymaniye harika bir akustige sahip olmustur.

Camideki geometrik merkezler

Bircok sirri barindiran tac kapi, onemli bir geometrik merkezdir. Insasinda alisilmisin cok ustunde yuzlerce ton kursun dokulmustur.

Diger geometrik merkez olan is odasi cami icinde yanan kandillerin isini toplayip murekkebe donusturen ve tamamen tabiî havalandirma ile calisan bir sIklon-baca sistemidir. Bu olmasa cami kubbesi kandillerin tesiriyle cok kisa zamanda kararacaktir. Is odasi Selimiye'de yapilmamistir, sadece Suleymaniye'ye has bir tercihtir.

Ucuncu geometrik merkez olan sadirvan, o devrin sartlarinda (kismen Bizans kanallari kullanilarak) Istiranca derelerinden getirilen suyu, tabiî kule prensibiyle hava akimi olusturarak oksijenle aritan tarihin ilk icme suyu hazirlama istasyonudur. Bugunun teknolojisi, is odasindaki tabiî hava akimini ve sadirvandaki tabiî kule tesirini hayranlikla izlemekte; bu teknik, Bati universitelerinde doktora seviyelerinde ders olarak islenmektedir.

Camideki harika tasarimlar

Cami icindeki mesafeler olculdugunde, butun mesafelerin ebced hesabi ile Allah (celle celaluhu) ism-i celîlinin katlari oldugu anlasilmaktadir. Dis minare aleminin ve is odasi kubbe noktalarinin, isaret ettigi dairelerin sonen bir sinus egrisi cizdigi gorulmustur. Acilar olculdugunde her yerde 9 degisIk sâbit aci kullanildigi gorulmus ve bu acilarin toplaminin 273,15 derece oldugu tespit edilmistir. Ayni sekilde caminin Tackapi icerisinde hizmet binalarina olan mesafe de 273,15 metredir. O devirde Osmanli'da metrik olculer kullanilmadigi dusunulurse, bulunan neticelerin orijinalligi ortaya cikmaktadir.

Minare yuksekligi, kubbe capi vs. gibi bazi uzunluk ve acilar birbirine orantilandiginda "pi" sayisi, 1,6 (altin oran) gibi bilinen katsayilarin yaninda, meselâ 23 (tam derece olarak Dunya ekseninin egim acisi), 4,18 (kalori/joule cevrim katsayisi) ve logaritmadaki "e" sayisi gibi o zamanin sartlarinda pek alisilmadik katsayilarin da sIklikla kullanildigi gorulmektedir. Arastirma ekibi bundan yola cikarak, cami tasariminda isi, manyetik alan ve degisIk sekil ve hâldeki enerjilerin birbirlerine donusturulerek dengelenmesi icin hesaplamalar yapildigi neticesine varmistir.

Kulliye, âdeta bir canli gibi butun dis tesirlere karsi korunma refleksleri veya koruyucu enerji kureleriyle donatilmistir ve bu kurelerin tamaminin is odasinda kesistigi anlasilmistir. Bu calismalar sirasinda Suleymaniye Camii, Misir piramitleriyle -resimler uzerinden- kiyaslandiginda, kesit olarak her ikisinin de, taban acilari 66 derece olan cok dengeli birer ikizkenar ucgen oldugu tespit edilmistir. Firavun mumyasinin, piramit yuksekliginin tabandan itibaren 1/3 kadar yukarisina (Piramit tepesinden yuksekligin 2/3'u kadar asagida) yerlestirilmesine karsilik, Suleymaniye Camii'ndeki is odasinin, ucgen kesitin agirlik merkezinde (Cami yuksekliginin tabandan itibaren 1/3'u kadar yukarisinda) yer aldigi tespit edilmistir.

Suleymaniye'de yapilan arastirmalarda akustik enerjinin isiya es degerliligi ve sogutma isinde kullanimiyla ilgili veriler bulunmustur. Verimi dusuk olan bu kullanimin diger enerji turleri ile desteklenerek veriminin yukseltilebilecegi dusunulmektedir. Eger bu bulus gelistirilirse, insan sesiyle sogutma yapilabilecektir.

Mukemmel netice

Suleymaniye Camii'nde gordugumuz bu mukemmellikler bize "Her seyi maddede arayanlarin akillari gozlerine inmistir. Goz ise mâneviyata kapalidir." vecizesini bir kez daha hatirlatiyor. Mimar Sinan Hazretleri'nin tekvinî emirleri de cok derinden kesfettigini anliyoruz. Evet madde ve mânâyi bir arada harmanlayan ilim sahipleri, bizlere zaman ustu bir anlayisla mihmandarlik yapiyor, hakikat askinin insani ilimde derinlesmeye ve Esmâ-i Husnâ'nin tecellilerine vâkif olmaya ulastiracagini haykiriyorlar. Ilmi sonsuz Rabb'imizin (celle celaluhu) bizlere bahsettigi bu ilimler, gelecegin fikir iscilerinin bayraktarligini yapacagi guzelliklere de vesile olacaktir umidindeyiz.


Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.