Başörtüsüne özgürlük; Tam Bağımsız Güçlü Türkiye
Milli Yorum
Başbakan, “Medeniyetler ittifakı” sevdasıyla gittiği Madrid’de bir yandan Türkiye’nin AB üyesi olması halinde medeniyetler ittifakının gerçek olacağını söylüyor, bir yandan da başörtüsü yasağını kaldırmak istediğinden dem vuruyor. Buradaki derin çelişki, Türkiye’nin Batıdan yana kullandığı tercihle, başörtüsü yasağı (ve buna bağlı olarak İslam inancı üzerine konulan bütün yasaklar) arasındaki bağı görememekte yatıyor.
Batı, Türkiye’yi ekonomik geri kalmışlığından dolayı dışlamıyor. Onlar her vesileyle kendileriyle Türkiye arasındaki esas engelin inanç olduğunu belirtiyorlar. Başta Vatikan Devlet Başkanı olmak üzere, Türkiye’nin Müslüman bir ülke olduğu için Batı ile bütünleşemeyeceğini söylemeyen Batılı yetkili hemen hemen yoktur.
İspanya Başbakanı’nın “Bu çalışma Müslüman Araplarla Hıristiyan Batı’nın yakınlaşma platformudur” sözleri bile Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarını boşlukta bırakıyor.
Batı’nın Türkiye’yi kapıda bir kazığa bağlı bekletmesinin yegane sebebi, evet, Türkiye’nin Müslüman oluşudur. Batılılar nezdinde başörtüsü Müslümanlığın birincil derecede dışa vurumudur ve yasağın ana gerekçesi de “Madem kapımızda bizi zorluyorsunuz, öyleyse öncelikli olarak Müslüman kimliğinizden vazgeçtiğinize bizi inandırmanız gerekir” anlamından başka bir şey taşımamaktadır. Türkiye’de inançla ilgili hangi sıkıntı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitmişse işte bu tırnak içine aldığımız gerekçeyle reddedilip geri dönmüştür.
Bu gerçeği bildiğimiz için diyoruz ki, “Müslüman kimliğinden soyutlanmadıkça içimizde yerin yoktur” diyen Batı’yla bütünleşmeyi temel dış politika rotası olarak önünüzde tuttukça başörtüsü yasağını da, Müslümanların inançları üzerindeki diğer yasak ve baskıları da kaldırmanız mümkün değildir.
Müslümanların başörtüsüne yükledikleri misyon, boynunda haç taşıyan rahibelerin başlarındaki örtüyle aynı değildir. Zaten aynı olsaydı AİHM, Müslüman kızların önlerine koydukları hukuk ihlali dosyaları ya da insan haklarını ihlal eden yığınla kanıt karşısında müsbet bir karar verirdi.
Oysa AİHM, Türkiye’den müracaat eden mağdurlara açıkça, “Azınlık olmadığınız için sizin böyle bir hak talebinde bulunmanızı kabul etmiyoruz” demektedir.
Sadece bu yaklaşım bile, bugün için gücü elinde bulunduran Batı’nın, “Vatanınızda da olsanız, ancak azınlık olmanız halinde önümüze koyduğunuz hak ihlali dosyalarıyla ilgilenebiliriz” dediğini göstermeye yeter.
Başbakan çok iyi bilmeli ki, başörtüsü yasağını kaldırmak demek bütün meydan okuyuşlara karşı, “Hayır! Müslümanlar kendi vatanlarında kıyamete kadar azınlığa düşmeyecekler” demektir. Bu aynı zamanda, “Türkiye bir karış toprağından vazgeçmeyecek, birlik ve beraberliğini asla bozmayacak” demektir.
mustafaeroll@gmail.com
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.