Halid el İslambuli’den Annapolis’e Selam Var

Halid el İslambuli'den Annapolis'e Selam Var

Günümüzde ABD Başkanı Gorge Bush'un inisiyatifinde Amerika'nın Annapolis kentinde düzenlenecek olan "tarihi ihanet konferansı"nın geçmişteki adı, "Camp David Anlaşması" idi. ABD Başkanı Jimy Carter'in inisiyatifinde Camp David kentinde düzenlenen toplantıyla Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat ile Siyonist rejim Başbakanı Menahem Begin arasında 12 gün süren gizli görüşmeler sonrasında 17 Eylül 1978 yılında varılan anlaşma sonucu, İsrail resmen tanınarak, Filistin'e ihanetin en büyük kapısı aralanmıştı. CampDavid'in üzerinden 30 yıl kadar geçti ve dünya Müslümanları yine bir sonbahar mevsiminde 2. bir Camp David ile karşı karşıya... 2. Camp David'in ilkinden bir farkı var; birincisinde Siyonist rejimle masaya oturan sadece Mısır yönetimi iken, bu kez başta Suudi Arabistan olmak üzere Arap ülkelerinin tamamına yakını bu konferansa katılıyor. Filistin'i satmak için topluca Annapolis'e gidecek olan Arap rejimleri bu tarihi ihanetleriyle sadece Filistin davasını arkadan hançerlemekle kalmıyor, bunun yanı sıra kendi saltanatlarının altına kendi elleriyle dinamit yerleştirmiş oluyorlar; "Filistin İslami direnişi"ne ihanet etmekle bu davayı durduramayacaklar ama, kendi sonlarını hazırlamakta başarılı olacaklardır; zira Halid El İslambuli Annapolis'e selam gönderiyor! Hafızamızı biraz yokladığımızda Halid el İslambuli ve arkadaşlarının Filistin'e ihanetin bedelini Enver Sedat hainine hangi koşullar altında ve nasıl ödettiğini gördüğümüzde, bu bedelin günümüz hainlerine çok daha kolay ödetileceğini kestirmek güç değil. Zira başta Filistin olmak üzere bölgesel İslami Direniş 30 yıl öncesine göre çok daha güçlü, çok daha organizeli ve çok daha tecrübeli; bir Halid El İslambuli olmak isteyen binlerce yiğit, bu hainlere karşı hak ettikleri akibeti göstermek için can atıyordur kuşkusuz..! Annapolis Konferansı tarihte bir milad olarak yerini alacak, bir çok siyasal söylem, "Annapolis öncesi" ve "Annapolis sonrası" ayrımı üzerine kurulacak. Şimdiden neler olabileceğini de görebilmek çok zor değil. Belki de ilk göreceğimiz, Annapolis ile kendini daha güvende hissedeceğini düşünen Siyonist İsrail rejiminin Ahmed Yasin ve Fethi Şikaki'nin çocuklarının, İzzeddin el Kassam'ın torunlarının çelik pençeleri karşısında nasıl bir sarsıntı geçireceğidir… Her ne kadar "barış" adı altında düzenlense de Annapolis Konferansı gerçekte "savaş ve saldırı konferansı"dır: İran'a saldırı, Hamas ve İslami Cihad'a saldırı, Hizbullah'a saldırı. Üçünün de gerekçesi aynı: İsrail'e yönelen silahları yok etmek, Siyonist rejimin var olma hakkını reddeden direnç noktalarını kırmak… Annapolis'in amacı ve planı bu.. Annapolis hainleri Amerika'ya sırtını dayayarak Allah Subhanehu ve Teala'nın hesabını gözardı edebilirler; göreceğiz, Annapolis'in hesabı mı, Allah'ın hesabı mı? Amerika'nın tuzağı mı, Allah'ın tuzağı mı? Bunu ilk defa görmüş olmayacağız; İran'da, Lübnan'da, Gazze'de gördüklerimizi bir daha göreceğiz; Kahire'de askeri bir tören sırasında gördüklerimizi diğer ülkelerin başkentlerinde de göreceğiz; Ramallah'ta da göreceğiz! Şah'ı, Sedat'ı, Şaron'u, Olmert'i kurtaramayan Amerika bunları mı kurtaracak, göreceğiz…! Annapolis konferansını düzenleyen ABD Başkanı Bush'a teşekkür etsek yanlış olmayacak: zira bu konferans kelimenin tam anlamıyla bir "turnosol kağıdı" gibi, İslam Ümmeti arasındaki hainleri daha da gün yüzüne çıkardı; başta kendini "hâdimu'l Haremeyn-i şerifeyn" olarak tanımlayan Suudi kralı olmak üzere, Amerika'nın bölgedeki tüm işbirlikçilerinin kirli çehrelerini bütün dünyaya gösterdi. Yeryüzünün tüm Müslümanları bu kirli suratları gördükçe, İslam'a, Ümmet'e ve Filistin'e ihanet edenleri asla unutmayacak ve affetmeyecektir… Şehid Seyyid Kutub'un, İngiliz işgal güçlerinin Mısır'ı terk etmesiyle ilgili olarak "Beyaz İngilizler gitti ama, geriye esmer İngilizleri bıraktılar" sözüyle özetlediği bu ihanet ve işbirlikçilik kendini Annapolis'te sergilerken, Kudüs davası, Filistin'in özgürlük mücadelesi de düşmanlarını bir kez daha yakından tanımış oldu... Şehid Ahmed Yasin'lerden Abdulaziz Rantisi'lere, Şehid Fethi Şikaki'lerden Yahya Ayyaş'lara, kendilerini Filistin'in özgürlüğüne kurban sunanların Allah katındaki duaları kabul olmayacak mı? Allah Subahnehu ve Teala, "Ya Rabbi! Mukaddes kıldığın Filistin'i işgal eden, kadın çocuk ayırt etmeksizin senin Salih kullarını kan denizinde boğmaya kalkan, İslam beldesini viraneye çeviren Siyonist İsrail rejimine el uzatanların ellerini Ebu Leheb'in elleri gibi kurut" duasına icabet etmeyecek mi? "Ya mucibu'd deavat!" diyerek biz de dua edelim: Ya Rabbi! Halid El İslambuli'nin makamını kendi katında yüce eyle! Günümüzün Halid el İslambuli'lerine nusretini indir; onların ayaklarını sabit kıl, onları hedeflerine ulaştır! Amin, yâ Rabbe'l alemin …

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.