17 Ocak 2008

Her şey bir oyun....

[199032762.jpg]
F.BURAK KAREN
Her şey bir oyun
Müslüman Türkiye ile Katolik İspanya'nın eş başkanlığını yaptığı BM destekli " Medeniyetler İttifakı" girişiminde İslam'ın mazlumiyeti ile Batı'nın zalimiyeti kucaklaştırılmaya çalışılıyor.Rotamızı "Batı'nın soğuk yüzü"ne doğru ayarlayan Başbakan hala her türlü aşağılanmayı, hor görülmeyi, istihzayı sineye çekerek Avrupa Birliği kapısında medeniyet dileniyor?Dünyaya huzur ve barış getirmiş, hak ve adaletin temsilcisi olmuş bir medeniyetin mirasçıları olan bizler; kendi değerlerinin evrensel olduğu iddiasıyla tüm dünyaya "su"dan ya da "petrolden bahaneler"le dayatan, farklılıkları tanıyan değil farklılıkları ortadan kaldıran, zihinsel kökleri konforizm bataklığından beslenen tek kültürlü/tek boyutlu bir medeniyet olan Batı medeniyeti ile birliktelik hayal ediyor…Küresel kapitalizmin yayılma stratejisini meşrulaştırmak için terörle mücadeleyi " Haçlı seferi"ne dönüştüren, 11 Eylül saldırılarının ardından "kutsal ittifak" naralarıyla, Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde İslâm ülkelerine ve İslâm'a açıkça savaş açanların kimler olduğunu ne çabuk unuttuk.
Eski Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac " AB olarak hepimiz Bizans'ın çocuklarıyız. Aynı medeniyeti temsil ediyoruz" derken neyi amaçlıyordu acaba?Sahip oldukları konforizmi, refah klanlarını üçüncü dünya ülkelerindeki sömürge imparatorluklarından sağlayan, Batı medeniyetinde insanlar " kapitalizmin bencil çarkları" altında ezilmiş durumda iken benim insanıma verebileceği ne olabilir?Ahlâki değerlerin ayaklar altına alındığı, sapık ilişkilerin demokrasi adına kabul gördüğü, nerde akşam orda sabah yaşam tarzının içselleştiği, insanların birbirleriyle ekonomik gücü oranında ahbap olduğu " Avrupalı sapkın medeniyet"in, manevi tahribat ve ekonomik yıkımdan başka verebileceği hiçbir şey yoktur.Zaten Medeniyetler ittifakı projesini ortaya atan global güçler dünyada etnik kavgaların, kör düşmanlıkların ötesinde şiddetin sona erdirilmesi ve huzurlu bir dünyanın kurulması yerine emperyalist saldırı, sömürü ve yağma ile olsa dahi " tek din ve tek devlet" kurmayı amaçlamaktadırlar.Medeniyetler ittifakı adı altında İslam'ın ılımlaştırılarak içinin boşaltılıp İsevileştirilmesi; İslam'ın mahiyet ve vasfının değiştirilerek, batıla ilhak edilmesi hedeflenmektedir.Medeniyetler ittifakı Hıristiyan ve Yahudilerin şirin gösterilmeye çalışıldığı " post modern bir misyonerlik hareketi"dir. İslam'ın cihat ve gaza kültürünün yok edilip batıya entegre etme çalışmalarıdır.Medeniyetler ittifakı " Çağdaş ve Ilımlı İslam" modelini ortaya koymanın ve İslam ülkelerini hizaya getirme, asimile niyetinin bir parçasıdır.Medeniyetler ittifakı hakim medeniyeti içinde bulunduğu krizden, sevimsizlik krizinden kurtarma operasyonudur.Medeniyetler ittifakı projesi bir siyonist senaryosu olan medeniyetler çatışması tezinin olumlu hava verilen bir versiyonudur.
Medeniyetler ittifakı dünyaya menfaatleri doğrultusunda biçim vermek için her türlü entrikayı mubah gören, " rant imparatorluğu"nun devamı için ince stratejiler üreten güç odaklarının bir oyunudur.Temelinde adalet ve merhamet olan hak ile temelinde zulüm ve işkence olan batıl kucaklaşabilir mi?İnsanların ıslahı için çabalayanlarla, insanlığın ifsadı için çabalayanlar el ele tutuşabilir mi?Farklı dünyalar arasında şiddetin ve düşmanlığın ortalığı toza dumana boğduğu bir zaman diliminde kardeşlikten bahsedilebilir mi?İzzet ile zillet barışabilir mi?Doğru ile yanlış aynı kefeye konula bilinir mi?Çatışan medeniyetler "ittifak" çatısı altında buluşabilir mi?Basit bir çıkar hesabı misyonuyla Batı "medeniyet büyüsü "nün arkasına saklanarak bizi terbiye etmeye çalışıyor. Bugün Kudüs kan ağlıyor. Bütün dinlerin, bütün mezheplerin mekanı olan bu kutsal şehirde gözyaşı ittifakla niye dindirilmiyor?İttifak hayalleri kurduğumuz batı medeniyeti cami bombalıyor… Hayır hayır bırakın cami bombalamayı, camiye sığınan yaralı/esirler bile kurşun yağmuruna tutuyor. Çeçenistan'da, Irak'ta, Filistin'de, Afganistan'da İslam dünyasında işgal ve ölüm kol geziyor.Sorun "Batı ile İslam arasında" değil; asıl sorun emperyalist saldırı, sömürü ve yağmadan kaynaklanıyor.
Dünya sayelerinde tehlikeli bir şekilde bölünüyor, kutuplaşıyor. Yapılması gereken tarihimize damga vurmuş sosyal iklim projesini hatırlamak, bu medeniyet projeksiyonunu esas alarak bir ekonomik, sosyal, kültürel zıplamayı gerçekleştirebilmektir…İslam din olarak da, ümmet olarak da, coğrafya olarak da zalimlerin hükümranlığına son verecektir. İslam'ın olmazsa olmazı hürriyettir. İslam hürriyeti bulacak ve o hürriyet ikliminde inancın, kültürün, sanatın ve tekniğin buluşması ile medeniyet inşasına yeniden başlayacaktır.İslam medeniyeti, "bir tebessümün bile sadaka olduğu" gerçeğinden beslenen hayat biçimini yaşam düsturu haline yeniden getirerek saygı ve sevgiyi yeniden yaşatacaktır.İslam medeniyeti, "Komşusu açken tok yatmama" prensibini hayat ilkesi haline getirerek insanların bu dünyada kendileri için değil, toplum için yaşadıklarını anlaması, birlik olmaları gerektiğini yeniden ilkeleştirecektir.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---


2 yorum:

  1. Mecliste konuşuyor Başbakan:

    Yaptığımız ne yanlıştır soruyor.

    Yanıtlıyorum.

    Topraklarımızı,bankalarımızı,şirketlerimizi satışınız yanlış,


    Ülkemizin alt yapısına uygun olmayan İMF politikalarına evet demeniz yanlış,

    Bizi almayacakları belli olduğu halde, halkın onuru ile oynayarak hala AB kapılarınıda dilenci edilmesi yanlıştır.

    VE girmeye çabalayacak yerde,pembe gözlüklerle sunmaya çalıştığınız , girdiğimiz anda( ki asla girmeyeceğiz.)her şeyin bolluk olacağı, işsizliğin biteceği, milli gelirin bir anda çok yükseleceği yönündeki hayalı vaatler ve tablolar sunmanız yanlış..


    Avrupa kendi adamlarına iş bulamıyor.

    (Biz İktidar olmadığı dönemdeki Abdullah Gülü geri istiyoruz.)

    Ülkede Atatürk ve islam kavramlarını birbiri ile çatıştırmanız,sorunun bu kavrama indirgemek, ana meseleyi gözden kaçırmak yanlış,


    Diyarbakırın, usul usul kürdistan olmasına göz yummanız yanlış,

    1989yılından bu yana bir türlü durmayan PKK olaylarına karşın hala neden Abdul Kadir Aksunun iç işleri bakanı olması yanlıştır.

    Üretimi artırıcı politika ve kaynaklar üretmek yerine,hala borç alıp,devletin varlıklarını satarak,borç ödemeniz, halkı yokluğa mahkum etmeniz yanlış,

    İMF politikaları ile asla büyümeyecek bir pastaya sahip olduğumuzu bile bile,Pembe tablolar çızerek, halkı oyalamanız yanlış,

    İşsizlik hat safhada iken. ülkemizde eğitimli işsizler ordusu oluşmuşken. bunlara iş sahaları açmak yerine, iç piyasadaki iş verenlerin müteşebbislerin iş yeri açmasını ve üretim yapmalarını destekleyecek yerde. yabancılara tanınan hakların, iç müteşebbislere uygulanmaması yanlış,

    Eğitimde. Atatürk , islam savaşı yapacak yerde. İhtisaslaşmış, yerinde deneyim yaparak öğrenilebilecek bir eğitim sitemini getirmemiş olmanız yanlış,
    Bu gün: inşaata girmemiş, ağaçları tanımayan, mesleki bilgileri sadece hazari öğrenen. uluslararası ilişkiler okuyan ama bu konuların tatbikatını hiç görmemiş öğrencilerimiz var. bu ana sorun yerine okullarda ideolojik değerlerle uğraşmanız yanlış,

    Kurumlarda Ar-ge çalışmalarını teşvik edici yapılanmalar yerine kadrolaşmaya ağırlık vermeniz yanlış,

    Ülkenin ihtiyacı olan bilim adamları yetişmesi için alt yapılar oluşturmak yerine. İmam hatipli olsun mu olmasınmı konusunu gündeme taşıyor almanız yanlış,

    Köyde kalkınma hamlelerinde. Tarım kuruluşları, mülki idare, belediye,köylü işbirliği içinde gerçekleşmesi beklenen kalkınma hamleleri ile ilgili girişimleri izlemedim.
    Ve görünen. halka yol göstereceği düşünülen kişilerin yeterli bilgi donanımına sahip olmadığı,nazariyeyle. tatbikatın birbirine uymadığı, çiftçilerin görüşleri ile açığa çıkmıştır.

    O halde. Bu projeyi hayata geçirirken, yönlendirilecek kişilerin bilgi ve deneyimlerinin test edilmesi. yada bu okullarda okuyanların. bilgilerinin tatbikat ve nazeriye ile birleştirilmemesi,çok daha geniş kapsamlı ve ülkenin jeolojik yapısına uygun tarım politikaları geliştirilmemiş olması yanlış,

    Gümrük birliği kapsamında kota koyulan ürünlerin ülke çıkarlarına uygun olup olmadığına bakılmadan kabul edilmesi, bu konuda ülkemizde doğan zararın tahsil edilmesi için girişimde bulunulmaması yanlış,

    1974 yılında gerçekleşen kıbrıs harekatı ve sonrasında oluşan KKTC için AB kapsamında sorunlar yaşayacak yerde. o günlerden bu yana KKTC nin tanınması için ülkeler bazında ağırlıklı münasebetlerde bulunulmamaı yanlış,
    Bu bağlamad adı kayıtlarda saklı ülke tarafından tanıyalım önerisinin neden kabul edilmediğinin hala açıklanmamış olması yanlış,

    Batan bankalarda, miletin mahsur kalan, bölük pörçük ziyan olan mevduatlarına karşın, yiyenin yanına kar kalması. Bu paraların tahsil edilerek,hazine gelirlerine aktarılarak oradan halka refah olarak geri dönmemesi yanlış,
    Halkımız işsizliktenz kırılırken. Belediyelere aktarılan paraların, süsleme sanatında kullanılması. sadece belirli firmaların ihaleye girebilmesi ile bu paraların belli firmaların elinde kalmasına göz yumulması yanlış,

    Paraların toprağa gömülmesi yerine. üretime katkı olarak kullanılmaması, isizlik ve üretim konusuna aktarılmaması. Bu sorunlar çözüldükten sonra da süsleme sanatına ağırlık verilmemesi yanlış,

    Bu şuna benzer.

    Ayranım yok içmeye...


    Size Önerim.

    Milletimize yakışır bir şekilde, AB ye görüşmelerinde, AB nin uygulamaya çalıştığı. onursuz politikalar nedeniyle. askıya alan bizi tarzını benimseyerek, işimize gücümüze bakıp, yıllarca AB kaynaklarına bel bağlayan ekonomik datalar yerine,kendi elimizdeki değerlere kenetlenememiz, Eminim ki çözüme çok daha kolay ulaşmamızı sağlayacaktır.

    AB, ne alır, ne de kapıyı kapar çünkü;
    Bizim kartlarımızın farkındadır ve bizim bu değerlerimizi kullanmamızı engelleyerek, daha uzun yıllar gerçekleşmeyecek vaatlerle, sömürmek tavizler koparmak niyetindedir.

    Acilen uluslararası hukukta otorite insanlardan oluşan bir komisyon kurulmalı,AB nin verdiği zararlar ve bunun ötesinde de bazı haklarımızın netleştirilerek bunları tahsil yönüne gidilmelidir.

    Neden biz: Ülkemizde ermeni soykırımı yapılmıştır diyenlere ceza getirmiyoruz.

    Neden: Cezayir soykırımını tanımıyoruz.Davranışımızı gören cezayır ne düşünür. biz birilerini kaybetmek içinmi, kazanmak içinmi yolu çıktık.

    Hatta ermenilereden o yıllarda halkımıza yaptıkları eziyetler nedeniyle vatan hainliği davası açıp. maddi ve manevi tazminat davaları açmıyoruz.

    Kıbrıs konusundada aynı kapsamda davalar açmıyoruz.
    Hatta

    AB yi kanunları saptırarak istismar ettiği, Türk ulusunun onurunu rencide ettiği için dava etmiyoruz.

    Bu alanlar çoğaltılabilir..

    Bir Türk ve islam insan hakları mahkemesi oluşturmuyoruz.!

    Çünkü açık ve nettir ki:

    Avrupa insan hakları mahkemesi,

    Avrupalı saydıklarının haklarını korumak için vardır.

    Peki bu kapsamın dışında kalanların hakların AB ye ve ABD ye karşı kim koruyacaktır..
    Son söz olarak:

    Çıkmaz sokaklarda zaman kaybedecek yerde yeni ufuklara yelken açma zamanı gelmiş ve geçmektedir.

    Bu millet

    Onursuz bir zaferi, onurlu bir yenilgiye daima tercih etmiştir. Etmelidir.

    Onurumuzu yerlere sürüyerek, bize birşey getirmeyeceği açıkça belli olan ''AB giriyorum. yolundayım,'' politikasını sunarak, zafer yolundayım demektense, o iki yüzlülerin hırıstıyan birliğinin içinde olmamalayız, bu onursuzluğu reddetmeliyiz. tavrında olmanın daha onurlu bir tutum olacağı açıktır.

    Biz bize yeteriz' i savunmak daha onurlu bir yoldur..

    Tek yol AB değildir.

    Dünya AB den ibarette değildir.

    Dünyada oluşan yeni hareketi görmeyen ve bu hareket içinde yer almak istemiyenler dar görüşlüdür.


    saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. AB uğruna dinimizi de değiştirelim olsun bitsin.



    Tarih tekrarlanıyor..

    Osmanlıya kapitülasyon adı altında dayatılanlar, bu günde AB adına tekrarlanıyor..

    Yıllardır kapı aralığında tutulan ve sürekli tavizler koparılmaya çalışılan Türkiye..

    Öne sürülen gerekçeler ve istenen tavizler değişmiyor..

    Artık ciddi,ciddi sorgulamamız gerek kendimizi..

    Ne pahasına AB..
    Yaşananlara, istenenlere bakalım, dayatılanlara ve genel eğilim ve de dönen entrikalara..
    İstenenler ve beklenenler neler…..
    - AB ye girmeden önce Kıbrıs sorunu halledilmeli..
    Nasıl halledilmeli; Kıbrıs’ı Rumlara vererek mi halledilmeli..!!


    ‘’Türkiye Türklere bırakılmayacak kadar zengin bir ülkedir’’ diye düşünenlerin oyununa gelip savaşla alamadıkları topraklarımızı, sevr’ le yasaklanmış maden işletme hakkımızı, tam bize geçeceği sırada parayla satalım mı..!!
    Nasıl mı…!!
    ‘’Yabancı şirketlere arazi satışının serbest bırakılmasıyla birlikte vatanımız, ticaret adı altında hızla toprak kaybediyor. Yabancılara toprak satışının serbest bırakılmasıyla birlikte hızla artan satışlar endişe verici boyutlara ulaştı…

    Geçtiğimiz gün, Kuzeydoğuda büyük ölçüde toprak aldıkları ortaya çıkan İngiliz Şirketlerinin bu bölgede kurulan bir kömür şirketiyle, zengin petrol yatakları ve enerji kaynaklarının tamamına sahip olmak istediği iddia ediliyor.’’
    Bugün, Artvin Sarp Sınır Kapısı ve çevresinde İngiliz petrol gemileri bölgeye yığınak yapıyor!

    Daha önce bu bölgede BP şirketi petrol araması yapmış ve Karadeniz’de petrol rezervi bulunmadığını söylememiş miydi..!!
    Bu ne iş…!

    Yine İngilizler Rivada (Boğazın karadenize çıkış noktasında)16000 dönüm arazi aldılar Efendim konut yapacaklarmış……!!!!!

    Ne hikmetse birden boğazın Rumeli hisarı kısmını da ABD pek manzaralı buldu. Elçilik mi ne yapacakmış büyük bir arazi almış.

    İnanınki kötü bir niyeti yok..!! karadenize çıkmak, yada boğazları kontrol altına almak gibi..


    Töbeee Sedece İngiliz atalarıyla boğazın iki yakasından karşılıklı bakışacaklar.

    Biri rumeli kavağında diğeri Anadolu kavağında.. ohh.

    Bizde ne dar görüşlü insanlarız . Ne var yani yabancılar konut edindilerse..

    Sayın başbakanımız böyle eleştiriyor toprak satışına karşı çıkanları..

    Utanmalımıyız ne kötü niyetimizden dolayı..!!!!

    Sayın Başbakanımızın 2004 bütçe görüşmeleri esnasında Meclis´te yaptığı konuşmada Suriye sınırındaki "Mayından temizlenen bu toprakları TOPRAKSIZ KÖYLÜYE DAĞITACAĞIM" dediği.
    Hemen arkasından
    Enerjim Bakanının "NUSAYBİN´DE, SURİYE´NİN PETROL BÖLGESİNİN TAM KARŞISINDA PETROL DENİZİ BULDUK. MAYINI TEMİZLETİP HEMEN ARAMAYA BAŞLAYACAĞIZ".dediği,

    Yıllardır vatandaşlarımızın avaz, avaz..
    O Dünyanın neresine giderseniz gidin asfalt it maddesi bulunan her yerin altında petrol vardır. Silopi’ nin altı da petrol denizidir.Yaz aylarında etraftaki ocaklardan resmen petrol akar ve Hezil çayına karışır. Gelin görün! Sadece petrol değil, burada çok zengin uranyum ve nikel madeni de var"
    Musul ve Kerkük´ ün rakımı 80-100 metre civarındadır. cUdi Dağı’ndaki petrolümüz resmen Irak´a doğru akıyor ve başta İngilizler ve ABD bunu biliyor.."

    Dediği bölgeyi, mayınlardan temizlenmesi için yabancı bir şirkete, Yaklaşık Kıbrıs’ın yüz ölçümü kadar bir bölümü yap işlet devret modeliyle 49 yıllığına kiraya verip, o bölgedeki petrol ve madenlerimizden vaz geçmeyi bile düşündü birileri..!!

    Neyse ki bu eyleminiz sağ duyulu kamu oyunca engellendi ve o bölgede şimdi kendi şirketlerimiz ha bire petrol fışkıran kuyular açıyor. Hani yoktu o bölgede petrol..!!!

    Bu birilerine ders olurmuki acaba.!!!!.

    Vatanimizin yüzde 35i yabancılara satılmış durumda zaten..
    Başkent İktisatçılar Derneğinin kayıtlarına göre;
    Hatay’ın yüzde 44 ü ,Kilisin yüzde 20 si, Mardin’in yüzde 18, İstanbul’un yüzde 2 si olmak üzere diğer illerimizden de toplam 780.576 kilometrekare yüzölçümümüzün 273.408 kilometrekaresinin yabancılara satıldığı tespit edildi.
    Sayıca en fazla Yunan, yüzölçümü olarak da Suriye uyruklulara satışı yapıldığı tespit edilen kaybımızın bir yenisi de Artvin Hocada yaşanıyor.
    -İTALYA Napoli´deki NATO üssü İZMİR Urla´ya taşınıyor..
    4000 Amerikan askeri Urla´da ev tutmaya başladı bile..

    BİP (Büyük İşgal Projesi) sebebiyle üs Doğuya kaydırılıyor. Tehlikeli kısım bir havaalanı inşaatının da Mor doğan’da başlamış olması... Adana İncirlik üssü İran ve/veya Suriye atış menzilinde olduğu için ana hava üssü İZMİR olacak.. Tepemizden bomba yüklü bir sürü uçak geçecek her gün..

    VE İskenderun limanı….

    Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü'ne ait İskenderun Limanının 36 yıl süreyle işletme hakkı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından 9 Eylül 2005 tarihinde PSA-AKFEN Ortak gricim Grubu'na ihale edilmişti.
    Liman-İş Sendikası tarafından ihalenin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davada ilk karar bugün çıktı.Neyse ki Danıştay 13. Dairesi, ihale komisyonu kararının yürütmesini durdurdu.

    Şimdi yeniden bir şeyler oluyor orada;

    Yeni girişimler ile İskenderun Limanı'nın ABD askeri üssü yapılmak üzere çalışmaların yürütüldüğünü üzülerek görmekteyiz" "Yapılan bu gizli saklı çalışmaları ülkemizin bağımsızlığı ile ülke bütünlüğünün ve devletimizin tekliğinin korunması açısından son derece sakıncalı görüyoruz.
    ABD'nin niyeti Ortadoğu'daki enerji kaynakları ile birlikte İskenderun Körfezi'nin kontrolünü ele geçirerek enerji koridorlarına da sahip olmak isteğindendir. Her türlü doğal zenginlikler, petrol ve doğal gaz kaynakları bölge halkının geleceğinin ve refahının teminatıdır."
    -Orta doğuda yakın gelecekte yaşanacak karmaşaların sinyalleri yoğunlaşarak artmaktadır..

    Nitekim ABD de Azerice ve Kürtçe yayın yapan iki TV kanalını faaliyete geçirmiştir.. Bu eylem son derece önemli, planlı ve çok yönlü bir stratejinin habercisidir. Olası İran ve Suriye hareketinde kimlerin kullanılacağının, kimlere yatırım yapıldığının göstergesidir..

    Azeri televizyonunda vurgulanan bir söz oldukça enteresan ve biraz daha uzak gelecekte oluşabilecek şeylerin habercisidir adeta.
    Şöyle dua etmektedirler.
    - Allah’ım,yağmur ver, su ver….
    Özellikle bu vurgunun yapılması boşuna değildir..
    Zira:
    -Bilim adamlarınca Yakın gelecekte suyun petrolden daha önemli hale geleceği belirtilmektedir. Bu nedenle de bazı devletler tarafından özellikle Ortadoğu da uzun vadeli planlar oluşturulmaktadır
    Sınır ötesine uzanan doğal kaynaklara sahip olması nedeniylede Türkiye stratejik bir konumda bulunmaktadır. Türkiye’de doğan ve sınır ötesi ülkelere uzanan Dicle ve Fırat nehirlerine sahiptir.. Bu projenin bir parçası olarak, yakın gelecekte Kuzey Irak’ta ortaya çıkarılabilecek bazı devletçikler ile küçük ölçeklere parçalanarak su sorununun şiddetini artırmak, bazı yabancı ülkelerin çıkarları için yararlı olabilir.Türkiye’ yi de bu karmaşanın bir parçası olarak görmek isteyebilirler..
    Bunu görmezden gelerek karşı planlar oluşturmayalım mı.!!

    -İnsan hakları ve azınlık haklarını korumamız için nasıl tavizler vermemiz gerek..

    Ne yapalım.. camileri kapatıp kiliseler kurup, İstanbul’u Hıristiyanların din merkezimi yapalım..Hatta gerekirse kiliseye de girerim diyenler gibi, din değiştirmeye de razımı olalım.!


    EE Adamlar Hıristiyan Club kurmuşlar, adına da AB demişler.. Koymuş bayrağına Hz. isa’ nın 12 havarisini temsil eden yıldızları, marşına da koymuş ‘’babamız göklerde’’ sözlerini, tarzı belli, tavrı belli..

    Biraz argo olacak ama , zaten bu aralar hayli moda olan tarzla..
    Yersen ağabey...!!

    Evet… azınlıklar elbette..

    -Kürtlerin güney doğuda Kürt devleti kurmasına izin vermemiz,vatanı bölünmesine göz mü yummamız gerek..!!
    (Avrupalı dostlarımızın PKK ve o bölgedeki bölücü provakatörlerle yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor.. Nasıl oluyorsa, Barzani bölgede ki halka 100 er dolar işsizlik parası dağıtabiliyor. Savaştan yeni çıkmış taş,taş üstünde kalmamış ırakta, parayı nereden buluyorsa..!!! )

    Bu arada; vatansever Kürt yurttaşlarıma da bir çift sözüm olacak. Biliyorum ki çoğunuz omuz, omuza savaştığımız günlerdeki kadar vatanına bağlısınız.. Vatanseverlik susmakla olmaz.. Doğrudan, güzelden yana tavır koymakla olur..Meydanı, içinizdeki vatan hainlerine bırakmamalısınız. Sizin de sesiniz en az onlar kadar, hatta daha çok çıkmalı ki..
    Bir çokları dinlesin,inlesin,barınamasın….
    Tıpkı bir çok bölgemizde olduğu gibi.. Bütünleşen tek yürek olan halkın önünde hiçbir güç duramaz..

    - Kerkük’’teki Türkmenlerin yok edilmesine ses çıkarmamamız mı gerek..!!

    -E bir de Ermeniler var tabi onlar eksik mi kalsın; Ne yapmalıyız:

    -Erzurum Kars vs dahil Ermenilere mi verelim. Dedelerimizi nenelerimizi kestikleri, köylerini bastıkları için ,Rus işgalinde Türk halkına,Rusların yapmadığı eziyeti içimizde yaşayan Ermeniler yaptığı için birde tazminat mı ödeyelim.!!

    Daha bitmedi…

    -Sizin üretim yapmanıza ne gerek var biz ne güzel üretiyoruz diyenlere uyup, fabrikalarımızı kapatıp yada montaj sanayi ile mi yetinelim..

    -Silah üretmenize ne gerek var NATO üyesiniz biz veririz diyenlere inanıp. Haklı olduğumuz, ama birilerinin işine gelmeyen sonuçlarda, ambargo yiyip perişan mı olalım..

    -Hatta bir süre sonra adaları da yunanlılara mı verelim,

    -kıta sahanlıklarını 12 mile çıkarmalarına izin mi verelim..
    -Pasaport’ lamı gidelim İstanbul’ dan Mersine..!!

    -Hatta daha da olmadı boğazlar üzerindeki haklarımızdan da vazgeçelim, istedikleri gibi geçsinler mi....

    -Daha da ileri gidelim ; bunlardan sonra zaten Türkiye diye bir şey kalmayacağından, mandasına girelim birilerinin illegal olacağına yasal olsun..

    Yeter ki AB ye girelim öylemi.!!

    10 yıl içinde, bizden koparabilecekleri bütün tavizleri alsınlar,AB hala duruyorsa, o zamana kadar.. Daha da artmış olan üye sayılarının tek, tek onayını almayı başararak girebilirsiniz belki..
    Enteresan:

    Birleşmiş Milletler üyesisin,NATO üyesisin, Gümrük Birliği üyesisin, Avrupa Konseyi, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ), Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı (ECO )üyesisin.. Ama AB üyesi olamıyorsun..!

    Sizi yeterince kullanamadık, daha koparacağımız tavizler var, onları da alalım. Siz kapı aralığında bekleyin o zamana kadar. Biz nasılsa almamak için bir neden uydururuz..Neden bir şeyler verelim ki, mantığının en güzel göstergesi..

    İMF efendimizin tavrı ortada. İşsizlik ortada bir kişinin geliri ile bir çok insan geçinmek zorunda,. Emretti tazminatları kaldırın. Asgari ücret çok azaltın,

    Üretim yok bu ülke ihtiyaçlarını nasıl karşılayacak. Attık . sattık. Verdik yetmedi..

    -Vergileri artırın, yeni vergiler icad edin. Metro vergisi. Asfalt vergisi su vergisi gibi.

    Ucretlerde artışlar son derece sınırlı ve ülke koşulları ortadayken. Bunları görmezden gelip

    İMF nin halk tabanına uymayan bir çok kararına evet mi dememiz gerek.

    Ne zamana kadar

    Vezir halkımız oynuyor diyene kadarmı..!!

    Halkınız çoktan oynamaya başladı sokaklarda, Ankara misket havasıyla oynuyor da diğer iller hangi havada bilmem. Bunu görmeyen sadece sizlersiniz. Desem..

    Parmak göz de ama , görmemek için ne mümkünse yapıyoruz..

    Çine bakın: AB ülkesi değil ama dünya ticaretini ele geçirmek üzere..

    Aslında suç asla onlarda değil..

    Çıkarlarını güzel kolluyor, almak içinde ne mümkünse gözümüzün içine baka,baka yapıyorlar..

    Suç..

    Bu kadar yıldır hiçbir şeyden ders almayı bilemeyip, uzun vadeli karşı politikalar üretemeyen,

    Keloğlan misali, koyun verip, kaz’a razı olan yöneticilerimizde..

    Halkımız öylesine görmüştür ki Avrupalının kirli yüzünü, eminim oylama yapılsa%90 AB ye hayır çıkar.Eminim tüm bu olanlardan sonra, halkın en olumlu bakanları bile hayır diyecektir AB ye..

    Kurt’un kocadığını hissettiğinde etrafını çakallar sararmış

    Yazıklar olsun damatlarınızdaki asil kana..

    Ve sahip olduğumuz Dünyanın hayran olduğu,tutsak uluslara özgürlük yolunu açmış,umut olmuş Atatürk’ün evlatları oluşunuza..

    ‘’Kurtuluş savaşında yeni çıkmışız,onurundan başka hiçbir ekonomik gücü olmayan bir ulus..
    Soruyorlar Atatürk’e BM ye bizde katılacakmıyız diye..
    ‘’Biz müracaat etmeyiz, koyarız koşularımızı ortaya,davet edilirsek gideriz..’’
    Diyecek kadar onurlu, kanına, milletine inançlı bir liderdir o..’’
    Ve M. Kemal ATATURK daha sonra, geçmişi ta o zamanlara dayanan bir takım eğilimleri fark edecek ve diyecektir ki ;
    Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa´dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa´nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa´dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi.
    Halbuki, hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin???
    Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.

    Ogünlerden bu günlere değişen hiçbir şey olmamıştır.Atanın ta o günlerde bildiği ve söylediği gerçekleri algılamakta anlaşılmaz bir nedenle ısrar edilmektedir.

    Ne zaman ATATÜRK’ üne layık bir ulus gibi, olmazsa olmazlarımızı net bir şekilde ortaya koyacağız.

    Taviz vermeden,onurlu ve vakur bir şekilde girmemiz gerektiğini..

    Girilmezse de bu milletin bir çok kez olduğu gibi, bir yürek, bir inançla yeniden şahlanabileceğini, ayakta kalmak için ille de AB ye muhtaç olmadığımızı anlayacak ve anlatacağız.

    Nihayet; madem tüm değerlerimizden AB adına vaz geçebilecektik..!!

    Neden bir nesil Vatan için, vatan topraklarında feda etti kendini…

    YanıtlaSil

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.