13 Ocak 2008

Her gün bir Ayet, bir hadis ve günün duası

Her gün bir Ayet

1. Elif, Lâm, Râ. İşte bunlar sana o açık seçik kitabın âyetleridir.

2. Muhakkak ki, biz onu anlayasınız diye Arapça bir kitap olarak indirdik.

3. Sana bu Kur'ân'ı vahyetmekle biz, sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Gerçek şu ki, daha önce senin bundan hiç haberin yoktu.

Yusuf Sûresi / 1-3. Ayetler

Bu Ayet-i Kerime Elmalılı M. Hamdi Yazır'ın Kur'an Mealinden alınmıştır.

Her gün bir Hadis

45) İyi Kişileri Ziyaret Edip Sohbette Bulunmak

Bu bölümdeki iki ayet ve on beş hadis-i şeriften, Musa ile Hızır kıssasını, Allah rızasını arayan garib Müslümanlarla birlikte olmanın gerekliliğini, peygamber dostlarının yine peygamber dostları tarafından nasıl ziyaret edildiğini, sadece Allah rızasını kazanmak için uzak mesafelerdeki din kardeşlerin de ziyaret edilmesi gerektiğini, hasta ziyaretine gidenin cennette kendine barınak hazırladığını, iyi arkadaşla kötü arkadaşın benzerinin misk ve duman gibi olduğunu, kadının dört sebepten biri için nikahlanabileceğini, Meleklerin bile Rablerinin emri ve müsaadesi olmadan yeryüzüne inemeyeceklerini, mü'minlerin dost edinilip yolunu Allah ve kitap ile bulanlara yemek yedirilmesi gerektiğini, insanın arkadaştan etkilendiğini dolayısıyla kişinin kimi arkadaş edineceğine dikkat etmesi, gerektiğini, kişinin sevdiğiyle beraber olacağını, kişinin kıyametin ne zaman kopacağını değil ora için ne hazırladığını bilmesi gerektiğini, insanların da aynen madenler gibi olduğunu İslam öncesi dönemde hayırlı olanların İslam döneminde de İslamı kavradıklarında hayırlı olacaklarını, Hz. Ömer ile Yemen'li Üveys'in konuşmalarını, Hac ve Umre yapmak için gidenlere bizi de duadan unutma denileceğini, Rasulullah ( s.a.v.)'in yaya ve binitli olarak Kuba mescidini ziyaret edip iki rekat namaz kıldığını öğreneceğiz. [1]

[1] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu's-Salihin Tercümesi: 133

"Bir vakit Musa genç arkadaşına demişti ki "İki denizin birleştiği yere kadar yola devam edeceğim yahut da yıllarca bu uğurda uğraşacağım." İki denizin kavuştuğu yere vardıkları zaman balıklarını unutmuşlardı. Balık denize atlamış dalıp bir yol tutmuş gitmişti. Orayı geçtiklerinde, Musa genç arkadaşına "Kuşluk yemeğimizi getir" dedi. Gerçekten de şu yolculuk yordu bizi. Arkadaşı gördün mü? dedi. Kayanın yanında oturduğumuz zaman balığı unutmuştum, onu bana unutturan ve sana söylememe engel olan da ancak şeytandır. Tuhaf şey nasıl da yol bulup suya ulaştı. Musa: "Buydu aradığımız işte ya!" dedi ve izleri üzerinde hemen geri döndüler ve orada kullarımızdan bir kul buldular ki biz katımızdan ona rahmet verip özel bilgiyle donatmıştık onu. Musa o'na sana öğretilen hakiki ilimden bana öğretmek üzere senin peşinden gelebilir miyim, dedi." (Kehf: 18/60-66)

"Ve Rabbinin hoşnutluğunu umarak sabah akşam O'na yalvarıp yakaranlarla birlikte sen de sabret..." (Kehf: 18/28)

361. Enes radıyallahu anh şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in vefâtından sonra Ebû Bekir, Ömer'e:

– Kalk, Ümmü Eymen radıyallahu anhâ'ya gidelim, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem 'in yaptığı gibi biz de onu ziyâret edelim, dedi. (Kalkıp gittiler.)

Yanına vardıklarında Ümmü Eymen ağladı. Onlar:

– Niçin ağlıyorsun? Allah katındaki nimetin Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem için çok daha hayırlı olduğunu bilmiyor musun? dediler. Ümmü Eymen:

– Ben onun için ağlamıyorum. Ben Allah katındaki nimetlerin Peygamber aleyhisselâm için elbette daha hayırlı olduğunu biliyorum. Ben, vahyin kesilmiş olmasından dolayı ağlıyorum, dedi; Ebû Bekir ve Ömer'i de duygulandırdı. Ümmü Eymen ile birlikte onlar da ağlamaya başladılar. [2]

[2] Müslim, Fezâilü's–sahâbe 103. Ayrıca bk. İbni Mâce, Cenâiz 65.

453'de tekrar gelecek, açıklama orada verilecektir.

.

Bu Hadis-i Şerif ERKAM YAYINLARI'nın Riyazü's Salihin adlı eserinden alınmıştır.

Günün Duası

Yâ Rab! Nasıl büyük bir sarayın kapısını çalan bir adam, açılmadığı vakit, o sarayın kapısını, diğer makbul bir zâtın sarayca me'nûs sadâsıyla çalar- tâ ona açılsın; öyle de, bîçare ben dahi Senin dergâh-ı rahmetini, mahbub abdin olan Üveysü'l-Karânî'nin nidâsıyla ve münâcâtıyla şöyle çalıyorum. O dergâhını ona açtığın gibi, rahmetinle bana da aç. Ekûlü kemâ kàle:

. Allah'ım! Sen benim Rabbimsin, ben ise Senin bir kulunum.
Sen her şeyi yaratan Hàlık'sın, ben ise Senin bir mahlûkunum.

Sen rızık veren Rezzâk'sın, ben ise Senin rızkınla beslenen bir merzûkunum.

Sen mülk sâhibi Mâlik'sin, ben ise Senin kölen olan memlüküm.

Sen gerçek izzet sahibi olan Azîz'sin, ben ise âciz ve zelilim.

Sen hazîneleri bitmeyen zenginlik sahibi Ganî'sin, ben ise Senin ihsanına muhtaç fakr-ı mutlak içinde bir fakirim.

Sen gerçek hayat sahibi Hayy'sın; ben ise, Senin hayat verişin olmasa, bir ölüyüm.

Sen varlığı ebedî olan Bâkî'sin, ben ise gelip geçici bir fânîyim.

Sen sonsuz izzet ve şeref sahibi Kerîm'sin, ben ise zillet ve kötülükler içinde bocalayan bir leîmim.

Sen sonsuz ihsan sahibi Muhsin'sin, ben ise günah ve kötülük işleyen bir âsiyim.


Sen günahları bol bol bağışlayan Gafûr'sun, ben ise bir günahkârım.

Sen sonsuz azamet ve büyüklük sahibi Azîm'sin, ben ise küçük ve değersiz bir hakîrim.


Sen gerçek kudret ve kuvvet sahibi Kavî'sin, ben ise sınırsız acz içinde bir zaifim.

Sen bağış ve ihsanı veren Mu'tîsin, ben ise lûtuf ve ikramına muhtaç bir dilenciyim.

Sen her türlü zarar ve korkudan uzak Emîn'sin, ben ise maddî ve mânevî korkular içinde biriyim.

Sen cömertlik sahibi Cevâd'sın, ben ise Senin cömertliğine muhtaç bir miskinim.

Sen kullarının duâlarına cevap veren Mucîb'sin, ben ise ise Sana yalvaran duâcıyım.

Sen şifâ veren Şâfî'sin, ben ise türlü türlü dertlere mübtelâ bir hastayım.

Öyleyse ise Sen benim günahlarımı affet, hatâlarımı bağışla, hastalıklarıma şifâ ver,

ey bütün kemâl sıfatlarla muttasıf olan Allah,
ey her şeye bedel,her şeye yeten Kâfi,
ey mahlûkatını besleyip büyüten ve mânilerini def' eden Rab,
ey va'dini mutlaka yerine getiren Vâfi,
ey kullarına pek şefkatli olan Rahîm, ey maddî ve mânevî hastalıklara şifa veren Şâfî,
ey ikram ve ihsânı bol olan Kerîm,
ey belâ ve musîbetleri def' edip âfiyet veren Muâfi!

Benim bütün günahlarımı bağışla, her türlü hastalığa karşı bana âfiyet ver, beni ebediyen rızâna mazhar eyle. Bunu rahmetinle ihsân eyle ey Erhame'r-Râhimîn.

Lütfen dualarımızda ezilen, sömürülen, işgal altındaki bütün Müslümanları unutmayalım!...


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.