17 Ocak 2008

Kemalizmi, Asker ve Chp bitirdi

Biraz uzun ama güzel bir röportaj yazı okunmuyorsa linki:
http://www.furkanhaber.com/haber_detay.php?haber_id=16561

Kemalizmi, Asker ve Chp bitirdi

"AKP iktidar olmasaydı toplumsal patlama olurdu" diyen Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Dr. Serdar Turgut:

AK PARTİ, ASKERE CAN SİMİDİ OLDU


AKP gelmeseydi, Türkiye çok ciddi bir patlama yaşayacaktı. AKP'nin gelmesiyle, çevreyle merkez arasında çelişki kalmadı; merkez halk oldu çünkü. Ordu da bundan çok memnun. Çünkü halktaki o dayanılmaz noktaya gelen patlama sıkıntısının ortadan kalkmasını istiyordu.
Asker, 28 Şubat'ta yanlış yapmıştır ama onun farkında. AKP de onun can simididir. Bütün bu olaylardan sonra Türkiye'de tarihsel bir uzlaşma olacak.
Serdar bey, siz daha önce de Hürriyet'de yazıyordunuz. Hürriyet'in patronu Aydın Doğan'ın "Hürriyet devlet gazetesi" şeklinde açıklaması var. Sizce devlet gazetesi mi?
Öyle.. Kendi logosunda da yazıyor zaten. "Türkiye Türklerindir" diye.. Bayrak falan var, devlet gazetesi. Ya da ben devletimi koruyan gazeteyim demek istiyordur.
Akşam korumuyor mu devleti?
Bilmem Aydın Doğan'a göre korumuyor demek ki.
Siz yazılarınızdan dolayı herhangi bir uyarı almış mıydınız?
Valla benim yazılarımda devlet karşıtlığı bile vardı. Ama manşetleri bilmem.. Hürriyet devleti korur. Bu tür gazeteler bazı ülkelerde de vardır.
28 Şubat darbesi yapıldığında da Hürriyet'teydiniz. Ama demokrat çıkışlı bir Serdar Turgut pek konuşulmadı. Neden?
Ne yazdığımı tam hatırlamıyorum. 28 Şubat'a destek vermiş olamam. Askeri darbelere karşı çıktım. 28 Şubat'ta değişiklik yapamam. Ama Mesut Yılmaz döneminde halk umutsuzluk içindeydi. Teknokratlar hükümeti istedim.
Bir yazınızda, "Medya olmasaydı 28 Şubat olmazdı" diyorsunuz?
Çünkü, 28 Şubat'ta askerlerin darbe yapacak ne gücü ne de niyeti vardı. Oluşturulan havayı medya yarattı. Şimdi bunu daha iyi görüyorsunuz. Ne gördüler ne aldılar bunu bilemiyoruz. Devleti koruma güdüsü veya çıkar sağladılar. Ama ne çıkar sağladılar bilmiyorum.
O günlerde atılan başlıklar sizde neler düşündürüyordu?
Demokrasiye inanıyorsak 28 Şubat türü şeyler kabul edilebilir değil. Medya her türlü dayatmaya karşı durmalı. Daha bağımsız, daha muhalif olmasını tercih ederim. Tabii yıkıcı değil.
"Devlete tehlikeyi önleyelim" diye gazeteci olunmaz. O tür düşünenler gitsin Milli İstihbarat Teşkilatı'nda (MİT) veya başka devlet kurumlarında çalışsın daha iyi. O da bir iş.
Genel Yayın Yönetmenliği yaptığınız Akşam bu kategoride mi? İstediğiniz tarz da mı?
İktidardan yana da değil. Karşı duruyor. Tam anlamıyla istediğim gazete olmuş değil. Hiçbir zaman istediğiniz düzeye de gelmiyor. Ama çalışıyoruz.
Akşam'ın da zaman zaman, klasik irtica, türban, laiklik nedeniyle sert manşetleri oluyor. Bunları nasıl izah ediyorsunuz?
Bunlar dindarla ilgili değil. Siyasi konular. Benim prensiplerimden bir tanesi; dini konuları eleştirmem ve dini duyarlılığa laf ettirmem. Ben dindar değilim ama bu konuda hassasım. Dindara laf söyletmem.
BAŞÖRTÜLÜ KIZLARIN YÜZÜNDEN ÜNİVERSİTEDEN KOVULDUM
Ciddi bir hastalık, beyin kanaması geçirdiniz. O günden sonra manevi dünyanızda bir değişim oldu mu?
Bir gece uyandım. Vücudum tutmuyor. Korktum, korkunca dua okudum. Ondan sonra entelektüel olarak dua ederim, dindar gibi dua edemem ama kendimce dua ediyorum. O günkü yaptığım işin sorumluluğunu alırım ve devam ederim. Hâlâ da dua okurum.
Ondan önce ateist miydiniz?
Teisttim. Benim ne olduğumdan çok dindara karşı tavrım önemlidir. Üniversiteden atılmadan önce de başörtülü kızlarımızı yasak olmasına rağmen üniversiteye alırdım. Şimdi de okumak isteyen başörtülü hanımların başörtülü olarak okula alınmasını savunuyorum. Çizgimde değişiklik yok. O zaman da dindar değildim. Şimdi de dindar değilim, ama tavırlarımda tutarlılık var.
Bu yüzden mi atıldınız üniversiteden?
Bu yüzden atıldım büyük bir ihtimalle. O zaman gerekçe söylenmiyordu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde asistanken, kapıda bekçilik yapardık, terör vardı, ortalıkta kan gövdeyi götürüyor ama bize verilen talimat, "başörtülü kızları almayın" şeklindeydi. Sağ- sol çatışıyor üç tane kız gelmiş, başörtülü bunu almıyorsun. Bu mantıken de saçma, uygulama olarak da saçmaydı. Ben her şeye rağmen bu kızları aldım içeri... Hatta o dönemde sıkıyönetim vardı askerlerle de atıştık bir süre. Sonunda atıldım zaten.
Ben Marksist olduğum için o dönemde öyle davrandım. Hâlâ da kendimi Marksist hissederim.
Kemalist hissetmez misiniz?
Hayır. Ama Atatürk'ün milli mücadelesini desteklerim.
Devrimlerini destekler misiniz?
Evet.
Başörtülüleri içeri almakla devrimlerin çeliştiğini düşünmüyor musunuz?
Hayır. Siyasi anlamda alınan yasakçı tavırların, Atatürk'le alakasının kurulması bir sentez. O sonradan gelen koşullar.
KEMALİZM KENDİNİ YEDİ BİTİRDİ
Ama yasakçılar, başörtüsünü laiklik ve Atatürkçülüğe aykırı olduğu için yasakladıklarını söylüyorlar?..
Yanlış. Kemalistiz ve Atatürkçüyüz diyenlerin yanlış yaptığını yazıyorum da. Yanlış yapıyorlar. Onlar bu ülkede Atatürkçülüğü veya Kemalizmi bitirdiler. Çok büyük darbe vurdular bu tarz yasaklarla. Çünkü Atatürkçülüğün bir yanında halkı kavrama da vardır diye düşünürüm ben. Ama bunu yok ederek halkın değerlerini yok saymak CHP'yi çıkarır ortaya işte. bu da yanlıştır, bu yüzden bitmiştir Kemalizm. Sonra da AKP çıktı işte.
İddia edildiği gibi AKP bitirmedi yani Kemalizmi?
Hayır. Kendi kendini yedi bitirdi. Şu aşamada kendini yenilemezse bitmiştir.
Atatürk bir devrimciydi. O dönemin koşullarına bakarsanız her devrimci gibi sert işler yapmıştır. Belki o da zorunlu kalmış olabilir. Bilmiyorum.
Atatürk'ün dindarlara baskı yaptığını söylemek de bu ülkeye kötülük eder.
Peki Atatürk dönemi o kadar masum muydu?
"Atatürk dine karşıydı" demem ben. Bunu söyletemezsiniz.
Öyle bir hevesimiz yok ama tarihi gerçekler var.
Tarihi gerçeklere nasıl baktığımıza bağlı.
Mesela sizin yazarınız Engin Ardıç son yazılarından birinde "M. Kemal de İnönü de halkın önünde hiç seçim kazanamadı" diyor.?
Evet. Çünkü devrimcilerdi.
Bu devrimcilik ifadesiyle diktatörlüğü mü kastediyorsunuz?
Evet. Tabii diktatördüler. Stalin de diktatördü. Lenin de öyleydi. Devrim, diktatör olmadan başka nasıl yapılır. Marksist olduğum için şuna inanırım, bazı şeyleri halkın fikirlerini sorarak yapamazsın.
Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, gazetesinde başörtülü çalıştıramayacağını açıklamıştı?..
O, onun sorunu. Bizde çalışıyor zaten. (Elif Çakır'ı kastediyor) Köşe yazarımız var.
Başörtülü yazardan dolayı tepki aldınız mı?
Aldık. İlk önce menfiydi. Protesto eden okuyucular oldu. Benim için insanın nasıl giyindiği önemli değil. Bizim gazetede çıplak gezen de var. Ben bunlara takılmam. 30 yıl önce yasaktan dolayı devletle kavga etmiş insanım. İlkeler vardır. Beraber yaşayalım, kimse kimseyi değiştirmeye kalkışmasın yeter.
İmam Hatipli yazarınız da varmış?..
Varmış, sonradan öğrendim. Çok hoşuma gitti. Dizi yaptırdım.
Okuduğum kitaplara bakın bir (kitaplığını işaret ediyor. Muhammed Esed'in Kur'an Mesajı isimli eseri var); onları okuyorum şu anda. Esed'in, kitabını türbanlı yazar arkadaşım Elif Çakır tavsiye etti bana. Aldım ve zaman zaman anlamaya çalışıyorum.
1970'li yıllarda Marksistlerle Müslümanlar birlikte hareket etmek için konuşuyorlardı. Ama olmadı. Olsaydı bugün AKP olmazdı.
MARKSİZM KARIN DOYURMUYOR
Böyle bir umudunuz hâlâ var mı?
Var. Türkiye'nin sol bir yapılanmaya ihtiyacı var.
CHP sol değil mi?
Hayır. Onlar sol değil canım. Onlar solcu değil, Kemalist. Onlara solcu demek sol kavramını yanlış anlamaktır.
Marksistsiniz. Ama bir holding gazetesinde çalışıyorsunuz. Bu bir çelişki değil mi?
Öyle.. Marksist olmak para kazandırmıyor ki insana.. Birisi verirse para, ayrılıp Marksist olmaya full time geçebilirim.
İslamcı gazetelerde çalışmayı düşünür müsünüz?
Beni kabul etmezler bünyelerine... Dinsiz, ahlaksız yazar diye..
Serdar Turgut'u namaz kılarken görebilir miyiz günün birinde?
Olabilir. Hayır diyemeyeceğim bir şey. Ama şu aşamada evet dersem de abartılı olur. Yani namazı ben çok uç noktaların yaptığı olay olarak görmem. Her akşam duamı ederim. Ama namaz kılmam. Eşim de dua eder.
ASKERLE CHP HALKA KARŞI BİRLEŞİNCE, CHP BİTTİ
Bir yazınızda, "1946'ya kadar süren toplum mühendislerinin planladığı insan tipi tutmadı" diyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız?
Evrim süreciydi ama tutmadı. Onun bir ekonomik nedeni vardı. Atatürk, köylülerin üzerinden kaynağı devlete aktardı. Bunu adına devletçilik dedi. Halkçılık da orada köylünün sömürülmesidir. Ve o dönemde altyapılar kuruldu, endüstriler kuruldu. Ama daha sonra devlet eliyle burjuvazi oluşturuldu. 1946'ya gelindiğinde iç pazar genişlemesi gerekti. Ürettiklerinizi satacak pazar olması gerekiyor iç piyasada. Nasıl olacak bu? Halkın eline para geçecek. Para kimde var, yine köylünün elinde var. Çünkü üretim orada var. İşte köylülüğü merkeze çekme projesi de o dönemde başladı. Demokrat Parti onun ürünüdür. Onu başardığı için iktidar oldu. Onlarla birlikte din de geldi merkeze. O çelişkiden dolayı, Menderes asılmıştır bence. Yani din konusundaki tavrı nedeniyle asılmıştır.
Halkın ve dinin merkeze gelmesi kimi rahatsız etmiştir?
Demokrat Parti (DP), dini merkeze çektiği için askerler tarafından tepki görmüştür. Yani dinin, halkın değerlerinin daha doğrusu halkın merkeze gelmesi Menderes'in sonunu getirmiştir. Halk eskiden CHP'nin tek parti döneminde kontrol altındaydı. Demokrat Parti'yle birlikte cin çıktı ortaya. Ondan sonraki tüm yaşantımız bugüne kadar, halkın nasıl kontrol edileceği yönünde dönmüştür. Askeri darbeler, AP, CHP vesaire.. Bu benim tezimdir.
Devletle halk arasında bir kavga mı var?
İsyan şeklinde kavga yok, ama anlaşmazlık var.
CHP devleti tanıyan parti olarak, halkı kontrol altına almak için halkçılık gibi kavramlarını oluşturdu. DP ise sisteme çomak sokup çevredeki halkı merkeze getirdi. Bu fazla kabul edilebilir bir şey değildi o dönemde. Bu askerlerle DP arasındaki anlaşmazlığın temelinde yatan tarihi, ekonomik politik nedendir. Bu benim doktora tezimdir.
O zaman, askerle CHP halka ve Menderes'e karşı birleşti yani?
Her zaman askerle CHP beraber gider. Onun için CHP yok olmaya doğru gidiyor. Onun için sol parti yok diyorum ben. Darbelerin gerekçelerine bakarsanız bile bunu görürsünüz. İrtica tehlikeleri falan bu nedenle ortaya atılmıştır.
Bugün bu çelişki devam ediyor mu?
AKP döneminde o çelişki yok oldu. Bence ordu ile AKP anlaşacak. AKP gelmeseydi, Türkiye çok ciddi bir patlama yaşayacaktı. AKP'nin gelmesiyle, çevreyle merkez arasında çelişki kalmadı; merkez halk oldu çünkü. Ordu da bundan çok memnun. Çünkü halktaki o dayanılmaz noktaya gelen patlama sıkıntısının ortadan kalkmasını istiyordu.
Asker, 28 Şubat'ta yanlış yapmıştır ama onun farkında. AKP de onun can simididir. Bütün bu olaylardan sonra Türkiye'de tarihsel bir uzlaşma olacak. Türk ordusuyla, dindarlığı temel almış bir siyasi parti uzlaşmaya gidecek. Ve bu çok iyi olacak. Ben buna inanıyorum.
ASKER CHP İLE HER ZAMAN BERABER OLDU
Bu ülkede Atatürkçülüğü veya Kemalizmi, 'Kemalistiz ve Atatürkçüyüz' diyenler bitirdiler. Halkın değerlerini yok saymak CHP'yi çıkarır ortaya işte. Bu yüzden bitmiştir Kemalizm. Kemalizmi AKP bitirmedi kendi kendini yedi bitirdi. Her zaman askerle CHP beraber gider. Onun için CHP yok olmaya doğru gidiyor. Onun için sol parti yok diyorum ben. Darbelerin gerekçelerine bakarsanız bile bunu görürsünüz. İrtica tehlikeleri falan bu nedenle ortaya atılmıştır.
BAŞÖRTÜLÜ KIZLARI İÇERİ ALDIĞIM İÇİN ATILDIM
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde asistanken, kapıda bekçilik yapardık. Terör vardı, ortalıkta kan gövdeyi götürüyor ama bize verilen talimat, "başörtülü kızları almayın" şeklindeydi. Sağ-sol çatışıyor üç tane kız gelmiş, başörtülü bunu almıyorsun. Bu mantıken de saçma, uygulama olarak da saçmaydı. Ben her şeye rağmen bu kızları aldım içeri... Hatta o dönemde sıkıyönetim vardı askerlerle de atıştık bir süre. Sonunda atıldım üniversiteden.

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..

Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.