23 Ocak 2008

“Yüz gün üst üste söyle...”

BENEMSAL
Sınırsız merhametini istismareden hıyanet ehli düşmanlara misliyle mukabele edilmesini Peygamber’ine vahyedip bildirdiği nice ayetleriyle emretmiş olan ezelden galip Allah’ınadıyla.“Allah hainleri sevmez”...
Hainliği sevmediğini buyuran Allah’ın adıyla dikte ettiğini hatırlamaktan çekinenlermi var? Sözü bütün sözlere galip Allah’tan güya korkan, ama istilacı kâfir kukla münafık ittifakından daha çok korkanlara yazıklar olsun!... Ahirette“Sözüne sadık mücahitlerim cellâtların önünde bana şehâdet ederken, gözünüzekranda, şarap çanaklarını tokuşturupkahkahalar atıyordunuz, unuttunuzmu?... ‘Allah deyince aklımıza Amerikan savaş uçaklarından başka bir şey gelmiyor’ diyordunuz, şimdi ne geliyor?...
Hadi çağırın ilâhlarınızı; yerinde yeller esen İncirlik’ten gelip, sizi kurtarsınlar” diye hatırlatacak olana,bakalım o cehennem kütükleri ne cevap verecekler.
Allah’la ABD’yi birbirine karıştıranların hallerine bak, ne milletten olduklarını şaşırdılar.
Sayıklayan sayıklayana...Sadece ilk beş yılda, 91-96y ılları arasında, yarım milyon Iraklı çocuğun kanına giren düşman ambargosuna yıllarca erketelik yapmanın;Irak’ı gece-gündüz bombalayıp, tahripeden düşman uçaklarını vatan topraklarında barındırmanın; istilâcı kâfire,meyve suyu, kebap, şehvet hapı, şarap,dansöz taşımanın sonu budur:
Feleğini şaşıran, milletini de şaşırır;
köküyle dalını birbirine karıştırıp, soyunu sopunu sapıtır. Hem misilleme öyle olmaz.“Sen de eskiden Cezayir’de soykırım yapmıştın, ben de o soykırımı tanırım”diyen birisi, soykırım yapıldığını kabul ediyor demektir. Allah’ın ahlâkına uygun bir misilleme, ilgili ülke yanlıştan dönünce iptal etmek üzere, “olup bitenlerisoykırım olarak adlandırmayısuç kabul eden” bir kanun çıkarıp, yürürlüğe koymakla olur...
Türk, ya ruh köküne dönüp kurtulacak ya da “Ah!Batı memleketimizi parçalamasa! Toprak bütünlüğümüzü ‘Erbil-Erivan-Tahran Ortak Nüfuz Bölgesi’ olarak korusa!”diyenlerle; “Batı tarafı ‘Öncelikli Katılım Bölgesi’ olsun, başka bir şey istemeyiz. Gerisi zaten dağlık, çakıllık...Sırtımızda yük” diye düşünenler arasında ezilip, tarihe karışacak.
Türk kurtulacak...
Denizin karşı kıyısında Amerika’daiki kulenin yer seviyesine indiği günün akşamına kalmadan suyun Avrupa yakasında yaşayan başkaları yumruklarını sıkıp, bizim tarafa doğru sallayarak gazete manşetlerinden şöyle bağırmışlardı:
“Bugün Hepimiz Amerikanız!”...
Hatırladın mı?.
Onların gazeteleri, televizyonları,siyaset adamları, yorumcuları,yazar-çizer takımı böyledir; birbirleriylemücadele ederler ama İslâmmilleti karşısında tek millet olduklarınıhiç unutmazlar; ülkelerinden birininayağına diken batınca, “Fırsat bu fırsat,üzerine çullanıp soyup soğana çevirelim”diye hesaplar yapıp, hançerlemezler.Aksine, “Biz Büyük Batıyız. Tekmilletiz!. Birimize yapılan, hepimize yapılmış demektir; yanınıza bırakmayacağız!”diye seslerini yükseltirler.
91 yılı Ocağında, Şehit-Mücahit Saddam Hüseyin Şehri’nin (Bağdat) bombalandığı gecenin sabahında, Türkiye’de“Bugün Hepimiz Arabız!” başlığıyla çıkan bir gazete hatırlıyor musun?
Dörtyıl önce istilâ başladığında “Bu saldırı hepimize yapılıyor. Çünkü biz tek milletiz!.İstilâcılara karşı müttefikimizIrak’la birlikte savaşacağız!” diye sesini yükseltebilmiş bir siyasetçi?...
“Endüşük rütbeli neferinden en üst rütbeli generaline, hepimiz Mücahit Memetçiğiz.Mücahitler! İlk hedef, vatan topraklarını bir ahtapot gibi saran işgal-terörüslerini zaptetmek.
Bağlı olduğun din, millet ve vatan, senden bunu bekler;sana atalarını, Çanakkale’yi, Sakarya’yı,Büyük Taarruzu unutturduğunu zanneden düşmanı bu topraklarda boğmak için silâh başına!” emrini vermekten korkmamış gerçek bir Türk subayı,gerçek bir Ordu Komutanı?...
Pekiya Irak Cumhurbaşkanı ve Irak Silâhlı Mücahit Orduları Başkomutanı Şehit-Lider Saddam Hüseyin’e, Amerikalı terörist istilâcılarla Safevi gizli servis elemanları tarafından suikast yapıldığı 30 Aralık sabahı?...
Düşman Irak’a ilk defa saldırdığızaman, o kış günü bir tek sen vardın meydan yerine çıkıp yüksek sesle kardeşine elini uzatan. Sen ve arkadaşların.Ama diğerleri?... “Pastadan ufakbir pay kaptık, zıkkımlanıyoruz. Bu çerez....Masaya oturunca, daha yağlıparçalar atacaklar önümüze” diye yalanıp duruyorlardı. On altı sene geçti...Fazlasıyla hak ettikleri o yağlı pasta,Hâviye’nin dibinde şimdi onları bekliyor.Hamuru, mücahitlerin düşürdüğüAmerikan savaş uçaklarının erimiş leşlerindenyoğrulmuş Hâviye pastası.Yanında çerez olarak mücahit silâhlarından kızgın mermiler ve nar gibi şarapnel parçaları... Yer misin, yemez misin...Varil kadar büyük şarap çanaklarına alevli petrol yağı ırmaklarından doldurulmuş Hutâme şarabı da hazır...Pasta parçalarını yutup hararet bastıkça,kana kana içsinler, başlarına dökünüp serinlesinler diye... Üzerinde yaşadıkları topraklar üzerinde, AB bayrakları sallayacaklarına; yuvalandıkları merkezlerde ziyaret ettikleri teröristdüşman askerlerini yazı dizileriyle millete sevimli göstermek için paralanacaklarına;
ABD bayrağı altında suratlarını bile gizlemeye gerek duymadanresim çektirip, altına çiziktirdikleri “İşte korkusuz deniz piyadesi!...İşteArapları, Kürtleri, Türkmenleri kurtaran gözü pek rambo! Onu gören terörist direnişçiler çil yavrusu gibi kaçışıyor!”...gibi ibarelerle yayınlayacaklarına,keşke vaktinde yapılan ikaza kulakvermiş olsalardı: “Şehit kanı ağırolur. Midelerini, memelerini onunladoldurup semirenleri dibe çeker”.
Mücahitlere yıllardır “terörist”, DirenişHareketi’ne “terörist hareket”, cihadistçizgide İstiklâl Savaşı’na “şiddetolayı”, Silâhlı Mücahit Kuvvetlerin askerioperasyonlarına “şiddet eylemi”diyen propaganda makinesini Allahkahretsin, tuzla buz etsin! Allah kahretsin çöreklendikleri köşelerde vatanseverlere“ABD’yle savaşmak, Allah’la savaşmaya eştir” demeye getiren deccal borazanlarını...Batının çok kuklalı bol şaklabanlışekil demokrasisi, zehiri ilaç gibi gösterensihirli kaptır. O kabı bir vuruşta gürültüyle kır ki, horultuları semayı tutanlar“Nedir bu kalpleri dağlayan ses? N’oldu, niye hatırlamıyoruz?” diyedehşet içinde uyanıp, ayağa kalksınlar.“Korkacak bir şey yok” dersin. “Kalpleriniz ve dilleriniz, Allah’a şehâdeteden gerçek kahramanları kukla, aciz kuklaları ise başbakan, Cumhurbaşkanı zannettiren gaflet uykusuyla perdelenmişti;o perde yırtıldı, şimdi cihada uyandınız”...
Allah’ın adıyla dikte ettiği ayetlerini hatırlamaktan çekinenler çıkacaksa hemen kuklalardan tarafa yok olsun.Unutmayanlar bölünmeyip bu tarafa toplansın. Çekinenlerden olmadığınızı bilin.
Din, millet - vatan ve devlet...Din Allah’ın oluncaya, vatan kurtuluncaya...
Selâm’ın adı Silâh...
2 Şubat 2007

BARAN DERGİSİ 55. SAYIDAN İKTİBASTIR..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.