Sen yeter ki, Rabb'e teslim ol!

Sen yeter ki, Rabb'e teslim ol! Dertler, acilar ve caresizlikler... Insan eli kolu bagli bir vaziyette Rabbi'ne (celle celaluhu) teslim oldugunda, karanliklar aydinliga doner. Herseyin en iyisini bilen O'dur (celle celaluhu). Bizim gidecek baska kapimiz mi var? Keske, Rabbimize her zaman nicinsiz ve nedensiz olarak teslim olabilsek... Onu bilip vicdanimizda O'nun irfanina erdikten sonra mukellef oldugumuz hususlar mevzuunda "nicin boyle oldu?", "neden bunlar hep benim basima geliyor?", "Allah'im neydi gunahim!" demeden sadece ve sadece teslim olmamiz nispetinde O'na karsi sukran borcumuzu eda edebilsek... Kapisinin sadik tasmali kullari olarak yuzumuzu kapisinin esiginden ayirmayip "Rabbim gunahkar kulun kapina geldi.. bahtina dustum.." deyip kendimizi O'nun rahmet kollarina birakabilsek... Sozun burasinda bir misal olmasi bakimindan kadinlik dunyasinin sultanlarindan Hazret-i Hacer Validemizin teslimiyetini nazarlara arz edelim. Hazret-i Ibrahim (aleyhisselâm), kucagindaki cocuguyla birlikte Hazret-i Hacer anamizi ekinin bitmedigi, suyunun olmadigi kupkuru bir cole, simdiki adiyla Mekke'ye birakmakla emrolunur. Esini ve biricik oglunu orada birakan Hazret-i Ibrahim (aleyhisselâm) geriye doner. Biraz ilerlemistir ki, arkadan agzi kevser icesi, Rasul-i Ekrem'e (aleyhissalâtu vesselâm) gercekten nine ve anne olacak buyuk kadin Hazret-i Hacer'in sesi duyulur: "Ya Ibrahim, Ya Ibrahim! Bizi burada birakman Allah'in emri mi yoksa kendi istegin mi?" Bunun uzerine Hazret-i Ibrahim (aleyhisselâm), "Allah'in emri ile seni buraya biraktim Ya Hacer" der. Bu sozleri duyan Hazret-i Hacer'in dudaklarindan su sozler dokulur: "Madem Allah'in emriyle getirip bizi buraya biraktin, gayri Allah bizi terk etmez. Allah'a teslim olmak, emrettigi seyleri yerine getirirken, bizi zayi ve terk etmeyecegine inanmak lazim."

BAHTINA DUSTUM YA RABBI! O sirada basta Fahri Kainat Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâm) olmak uzere kiyamete kadar gelecek nurlu halkanin basi, onlarin serefli dedeleri Hazret-i Ismail (aleyhisselâm) bir cocuktur. Basinda koruyucu olarak anasindan baska kimsesi yoktur. Etrafta su ve yiyecek namina bir sey gorulmuyordu. Hazret-i Ibrahim (aleyhisselâm) esini orada birakip uzaklastiktan sonra butun yuk, Hazret-i Hacer'in omuzlarina kalmistir. Ama o, "Rabbin emriyle olduktan sonra gam yemem" diyordu. Biraz sonra cocuk susayinca aglamaya baslar. Anne bir yudum su bulabilmek icin saga sola kosar. Ilk gozune ilisen Safa tepesi olur. Safa kapisindan disari cikar, "Acaba bir yerde su gorebilir miyim.. suyun alameti olan kuslara sahit olabilir miyim.. ben ne olursam olayim ama su yavrucuk agliyor ve icim parcalaniyor" duygu ve dusuncesiyle tepeye tirmanir. Safa'da bir sey goremeyince Merve tepesine tirmanir ve Safa ile Merve arasindaki bu gelis gidisler yedi defa olur. Dort defa gider, uc defa gelir. Iyice yorulan ve takati kalmayan Hazret-i Hacer anamiz, "Artik bittim Ya Rabbi. Butun sebeplere sarildim. Bu yavruyu birakip gidemem. Senin emrine muhalefet de edemem. Bahtina dustum" diye inler. Bu icten yapilan dua, Cenab-i Hakk'in rahmetini harekete gecirir ve ilahi emirle Hazret-i Ismail (aleyhisselâm) ayagini yere vurunca yerden bir su (zemzem suyu) fiskirir. Ve bu sudan hem anne hem de cocugu kana kana icerler. Evet Hazret-i Hacer validemiz, teslimiyetinin meyvesini boyle gorur ve ayni zamanda kiyamete kadar gelecek olan muminlere de nice dersler verir. (Ibn Sad, Tabakat, 1/50-164) Musibetlerimizi def edecek, bizi huzura kavusturacak, gonul dunyamizda zemzemler fiskirtacak, bizi iman ufkuna ulastiracak, kanayan yaralarimizi dindirecek ve bize insirah verecek olan sadece ve sadece Rabb'imizdir (celle celâluhu). Biz, sebeplere sonuna kadar sarilip Allah'in bize verdigi imkanlari kullanacagiz. Iste bu noktadan sonra Allah'in bitip tukenme bilmeyen kudret ve kuvvetine sahit olacagiz. Gecemiz gunduz olacak, safaklar atacak, ak horozlar otecek, catlak sesler dinecek, meseleyi ters anlayanlar kaybolup gidecektir. Bize dusen nicinsiz ve nedensiz olarak teslim olmak, sadakatle O'nun kapisindan ayrilmamak ve bir omur boyu O'nu taniyip tanitmaya calismaktir.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.