Fatih, Bizansli aydinlari nasil buyulemisti?
Fatih Sultan Mehmed'in Istanbul'u fethinden sonra Bizansli bilim adami ve filozoflarin Avrupa'ya kactigi ve orada Ronesans'i baslattiklari soylentisi epeyce yaygindir ; ama dogrulugu, yayginligiyla ters orantilidir. Bu konuda ezber bozan calismalardan biri Sevim Tekeli tarafindan vaktiyle yapilmisti. Simdilerde artik pek kaale alinmayan bu sozde bilgiyi tekrar edenler hic de az degil. Yani Ronesans'i Avrupa'ya biz elimizle teslim ettik gibi evlere senlik bir mantik yurutuyorlar.Soyle bakalim konuya : Bir kere Fatih'in fethettigi sehir, kutuphanesiyle ve bilim cevresiyle o Justinyen devrindeki Konstantinopolis degildir. O devir Abbasi fetihlerinden sonra, 1204 yilindaki Latin istilasiyla kararmis ve nihayet Osmanlilarin sikistirmasi uzerine son hayatiyet isiklari da sonmek uzereydi. Yine de skolastik felsefe ve edebiyat basta olmak uzere bazi alanlarda Avrupa'da unutulmus bir eski filolojik gelenek varligini koruyordu. Iste Fatih'in Istanbul'u aldigi zaman karsilastigi birkac bilim adami ve dusunur, bu gelenegin son kalintilariydi. Dolayisiyla bunlarin olsa olsa Batiya Istanbul'da mekân tutan Dogu humanizmini ve skolastik dusunceyi aktarma ihtimalleri vardir ki, Ronesans bunlardan cok baska temeller uzerinde yukselecekti. Yani isteseler de Bizansli âlim ve dusunurlerin Ronesans'i atesleme kudretleri mevcut degildi. Hani derler ya, kelin merhemi olsa, kendi basina calarmis, bizimki de o hesap. Mamafih "Osmanlilar Istanbul'a girdikten sonra Bizans imparatorluk ailesine ne yapildi?" sorusu pek sorulmaz. Sanki ya hepsi kilictan gecirildi diye dusunulur ya da kacti. Hayir, Bizans'i yoneten son imparatorluk ailesi Paleologoslardan bazilari Osmanli bunyesine katilmis ve ileriki yillarda vezirlige kadar yukselmislerdir. Mesela Istanbul Aksaray'da Millet ve Vatan caddelerinin kesistigi noktada yer alan ve mimarisiyle beni hep cezb etmis olan Murat Pasa Camii, Musluman olduktan sonra ismini Has Murad Pasa'ya ceviren hanedandan bir Bizanslinin eseridir. Keza sonraki yillarda Mesih Pasa adiyla tarihlerimize gecmis olan zat da bir Bizansli hanedan mensubudur. Osmanli bu ; irkla, kokenle, kiyafetle ugrasmaz, dogrudan dogruya kafanin ve gonlun icine bakardi. Dolayisiyla Bizans imparatorluk hanedani Osmanli bunyesinde erimis gitmistir. Kim bilir onlarin soyundan gelenler hangi sehrimizde, hangi sokagimizda ikamet etmektedir? Her neyse. Biz Bizansli bilim adami ve filozoflara donelim ve Fatih'in ilgilendigi dort Bizansli dusunur ve âlimi sirasiyla inceleyelim. Birinci sirada, Bizans'in son buyuk filozofu kabul edilen Plethon vardir. Istanbul'un fethinden bir yil once olen Plethon, fikirleri yuzunden kovusturmaya ugramis ve aforoz edilmisti. Niye peki? Cunku Islamiyet'i reddetmiyordu! Islamiyet ile Hiristiyanligi esit kabul etmesi dahi yetiyordu dislanmasina. Ve galiba Osmanlilarin icinde, ozellikle Bursa ve Edirne'de sik sik gezilere cikmis oldugu icin onyargilarini olabildigince inceltme imkânini bulmustu. Hatta rakipleri, kendisinin Musluman olduguna bile inanmislardi. Plethon'un Fatih'e sunulmak uzere Islamiyet ile Hiristiyanligin birbirine zit olmadigi yolunda bir kitap yazip takdim ettigi biliniyor.
Ikinci sirada cografyaci ve filozof Yorgo (Georgios) Amirutzes var. Fetihten sonra kacmayip Istanbul'da kalan Amirutzes, kendi dindaslari tarafindan hain olarak damgalanmis ; ama buna aldirmayarak cok sevdigi ve saydigi Fatih'e hizmete devam etmisti. Yorgo, felsefe ve cografya konularinda padisaha danismanlik yapti. Kadim dunyanin en buyuk cografyacilarindan kabul edilen Batlamyus'un "Almagest"ini Arapca ve Turkceye tercume girisimlerinde goruruz onu ve oglunu.
Fatih'in cazibesine kapilan ucuncu Bizansli aydin, bir Trabzonlu : Onun adi da Yorgo. Ortodoksluktan Katoliklige gecmis ve Italya'da yapmis kariyerini. Tam dort papanin hocaligini yapmis olan Trabzonlu Yorgo'nun Fatih'le iliski kurmasi da enteresan. Kafasinda bir evrensel imparatorluk kurulmasi fikri vardi ve Istanbul'un fethinden sonra gordu ki, bu fikri ancak Fatih ve basinda bulundugu Osmanli Devleti gerceklestirebilirdi. Onun icin tercihini ondan yana kullandi. Hatta Papa'nin onu, Fatih'le entelektuel diyalogundan dolayi bir seyahatinde tutuklatip hapse attirdigini biliyoruz. O da Fatih'in vizyonundan etkilenenlerden. Son olarak zikredecegimiz Bizansli aydin, Gokceadali Kritovulos'tur. Tarihcidir. Ileriyi goren birisi olmali ki, daha 1444'te Osmanlilarin karsisinda durulamayacagini soylemistir bir arkadasina. Ve fetihten sonra Fatih'in kendisini, dogdugu adaya vali tayin ettigini goruyoruz, 10 yil sonra ise Istanbul'a aldirdigini. Bundan sonra o, Fatih'in resmî tarihcisidir. Yazdigi tarihte bize 'ufuklarin sultani'nin bilinmeyen ve bizim gozden kacirdigimiz taraflarini anlatir. Boylece bu orneklerden anliyoruz ki, Bizans seckinleri Osmanli bunyesinde erimis, onun bahcesindeki gullerden biri olmustu.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.