6 Nisan 2008

Suçlu “Bu Toplum” Değil, Bu “Toplumun Mühendisleridir”

Suçlu "Bu Toplum" Değil, Bu "Toplumun Mühendisleridir" Ocak 25th, 2007 Mehmet EDEBALİ 2961 kez okundu
İlla katil mi istiyorsunuz? Merhum Hrant Dink'in haince katledilmesinin ardından "göze görünür" failleri kısa bir süre içinde yakalandı. İlk andan itibaren "bu failler de meçhule karışır" diye bas bas bağıran bir kısım medya, faillerin kısa sürede yakalanmasını "E canım kamera yakalamış" acizliğine kadar indirmeyi, verilen emeği hiçe saymayı bir anlam da kendine borç bildi. Olayın ilk saatlerinden itibaren halkın "Hepimiz Ermeniyiz" şeklindeki sağduyu ve empati yüklü tepkisi yine bazı kesim medyaya dokunmuş olacak ki, acele "göze görünmeyen" failleri bulma endişesiyle suçu Trabzon'a, Trabzon halkına atma çabasına giriştiler. Bu kesimi hepimizin bildiği gibi malesef yine amiral geminin kaptanı, entelektüel genel yayın yönetmeni temsil diyordu. Hemen sonraki yazılarından birinde "Artık bu milletin aydınlarının kaderine varoşların kahvehanelerindeki serseriler mi karar verecek" şeklinde bir ifadeyi de Trabzon iddiasının duygusal zemini mahiyetiyle okuyucuya sunuyordu. Bakın, çok hassas günlerden geçiyoruz. Ve birileri hala milletimiz üzerinde gayet ince hesaplarla oyunlar oynama çalışıyor. Olayın perde arkası elbette ki bir kaç kendini bilmez bombacıya, kalaycıya dayanmıyor. Olayın boyutu hepimizin tahmin edebildiği gibi çok derinlere uzanıyor. Yalnız… Olayın diğer bir boyutu da vardır ki onun ucunun nerelere dayandığı açıktır, ortadadır. Birileri işte bu durumu örtbas etmek için olayın suçunu Trabzon'a atmak çabasındadır. Niye mi?Çünkü: Malum basın ve değerli genel yayın yönetmenleri Türkdür, "Hepimiz Ermeniyizdir" derken bu işin ucunun anayasada geçen vatandaşlık tanımına dayanacağını bilmektedir. Biz anayasamıza göre vatandaşımız olan Ermeni'yi de Türk kabul ediyoruz. Yılmaz Özdil dün akşam çok ince bir noktaya temas etti. "Biz anayasaya göre bu adam Türk vatandaşı olduğu için Türk kabul etmiyor muyuz? Bu adam Türklüğü aşağılamakla kendini aşağılamış sayılmaz mı? Niye böyle bir davranışa girişsin?" şeklinde kinayeli bir açıklamayla Türkiye'de yaşanan "üst kimlik" sorununa da tekrar parmak basıyordu. Yine bu oyunun içindeki korkak zihniyet, aynı şekilde Trabzon'da bir avuç TAYAD'lıyı linç etmek isteyen halkı kışkırtan birileri olduğunu değil de, Trabzon halkının asabiyetini ön plana çıkarmaktadır. Aynı şekilde Madımak Oteli olayından da kesinlikle söz etmemektedirler. Suçlu, kayıtsız şartsız "Trazon Halkıdır". Rahip Santoro'yu öldüren 16 yaşındaki çocuğun eline "Glock" gibi pahalı bir silahı kimin verdiğini sorgulamadan yine bu halk içinde filizlenen ırkçılığı ön plana çıkartmaktadır. Aynı şekilde Mersin provakasyonunu ağızlarına bile almaktan kaçınmaktalardır. Doğru… Aslında bunlar hiç yapılmadı bu ülkede, hiç yaşanmadı. Kerinçsiz denen bir grup kime hizmet ettiği belli olmayan "suni" ulusalcı da taşlamadı, yumurtalamadı Elif Şafakları, Dinkleri. Hrant Dink, Türklüğe hakaretle alakası olmamasına rağmen resmen beli amaçlar doğrultusunda suçlanıp, Kerinçsizler tarafından hedef gösterilmedi, işin kötüsü bunu da hiç bir yazısında özellikle belirtmedi. Orada burada ülkücü kırması ulusalcı mitingler düzenlenmedi. Yıllar yılı bitti artık çok şükür dediğimiz PKK eylemleri bir anda başlamadı. Bir anda boy boy manşetlerde, akşamları anahaber bültenlerinde hepimizi ağlatan, kahreden şehit cenazeleri gösterilmedi. Kurtlar Vadisi denen şebeklik, üstüne "Rambo" taklidi filmi hiç yayınlanmadı zaten! Sağda solda ulusalcı, eskimiş demenin bile kabul edilmesi zor bir ideoloji, yok Kürşad hareketleri aşılanmadı, Türk intikam tugayları kurulmadı. Eryaman'da "Atabeyler" denilen ne yapmaya hazırlandığı apaçık belli, sözde ulusalcı-milliyetçi bir suikast grubu yakalanmadı. Sokak sokak ülke azınlıklara satılıyor, topraklar elden gidiyor yaygarası yapılmadı. Kıbrıs "Rum"a satıldı çığırtkanlıkları yapılmadı. Türk olmadığı belli, ama nesebi belirsiz iki "postacı"yı kimse duvarlarına asmadı. "Şu Çılgın Türkler" mi? Bu kitabı ve benzeri dahasını kimse görmedi, duymadı, okumadı. Ya siz kimi kandırıyorsunuz?

--
Söz bitmedi, Umut Yaşıyor!

Türkiye 12 Eylül Askeri Darbesiyle beraber farklı bir değişim süreci içine girdi. 1980 yılından itibaren 12 Eylül Askeri yönetiminin İslami bir değişimi benimsediği ve bu doğrultuda Türkiyede ki bazı kesimleri kolladığı ileri sürüldü..Oysaki yaşanan değişim bunun aksini ispatladı..Tüketim kültürünün hakim belirleyen olduğu bir değişim dayatılmaya çalışıldı..Bugün yaşanan budur….Toplumsal doku bugün artık paramparça olmuştur..Türk halkına belli yaşam formları ideal olarak dayatılmaktadır.Belli formların tercih edilmesi halinde ideal bir toplum seviyesine varacağımız hergün medyatik bombardıman altında bize sunulmaya devam ediyor…
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.