Nevzat Laleli
Güncel yazılar serisi nlaleli@mynet.com
Kamuoyunda, Üniversitelerde öğrenim gören kız öğrencilerin başlarını Türban (başörtüsü) ile kapatmalarını serbest bırakacağı ifade edilen ve Anayasa Mahkemesince 5.Haziran.2008 günü iptal edilen TBMM’nin Anayasa değişikliğinde hangi maddeler vardı diye sorarsak; Bu maddeleri eski ve yeni şekillerini yazmakta fayda vardır.
Anayasa, Madde 10 (eski): “Devlet organları ve idari makamları, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır”
Yeni 10. madde : “Devlet organları ve idari makamları, bütün işlemlerinde ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanmasında kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek orundadır.”
Anayasa, Madde 42 (eski): Kimse öğretim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı ve kullanılmasının sınırları kanunla tespit edilir v düzenlenir.
Yeni 42. madde: “Kanunda açıkça yazılı olmayan her hangi bir sebeple, kimse yüksek öğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir.
Anayasa Mahkemesi Anayasa değişikliğindeki bu iptalleri yaparken Anayasanın 10.- 11.- 13.- 148.- ve 153. maddelerini ihlal etmiş (bu maddeleri çiğnemiş)tir. İhlal edilen Anayasa maddeleri ise şunlardır.
ANAYASA NASIL İHLAL EDİLDİ
Madde 10 – Her kes, dil, ırk, renk, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmemeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Madde 11 – Anayasa hükümleri; yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
Madde 13 – “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmamaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir”
Madde 148 – “Anayasa mahkemesi kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve TBMM İç tüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler”
Madde 153 – “Anayasa mahkemesi, bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez”
Yıllarca Adalet Bakanlığı yapmış, parti kapatmalarında kapatılmak istenen partilerin (Milli Selamet Partisi, Refah Partisi ve Fazilet Partisi) avukat olarak savunmalarını üstlenmiş bir hukukçu olan Şevket Kazan’ın bu konuda ki görüşlerini de aktaralım.
Şevket Kazan, başörtüsünü Yüksek öğrenimde serbest bırakan Anayasa değişikliğinin Anayasa mahkemesince iptalini sert bir dille eleştirerek, “Mahkemenin Anayasayı çiğnediğini” söyledi. Ve “Bu yargı ihlali değil, yargı ihtilalidir (devrimidir)” dedi.
Kazan, “Anayasa’nın 6. maddesinde yer alan; ‘Hiçbir organ kaynağını Anayasa’dan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz’ hükmüne dikkat çekerek “bu bir ihlal değil, belki bir ihtilaldir” dedi.
“Anayasa mahkemesi’nin bu kararının, milli irade açısından milletin Anayasa mahkemesine olan güvenini tarifsiz ölçüde sarstığını” söyleyen Kazan, bu kararın AKP ve DTP’nin kapatılmaları hakkındaki iki davanın görüşüleceği bir süreçte verilmesi de çok manidardır” demiştir.
ŞEKLEN HUKUK BİLE SAĞLANMAMIŞ
Başörtülü kız öğrencilerin (İnsan yiyen Yamyamların değil) Üniversitelerde başörtüleriyle öğrenim görmelerini sağlayacak Anayasa değişikliğinin Anayasa mahkemesi tarafından iptal edilmesinde görüldüğü gibi Hukuki şartlara dikkat edilmemiş, yukarıda belirttiğimiz gibi azıcık hukuktan anlayanlar bu duruma büyük tepki göstermişlerdir.
“Her adaletli ortamın bir hukuki mantığı vardır ama her hukuki ortamın mutlaka adaleti sağladığı düşünülemez” şeklindeki prensip hükmünün bu olayda da geçerli olması gerekirken bu olayda bu prensibin bile sağlanamadığını ve hukuki şartların bile yerine getirilmediğini görmüş olmamız, “Nereye gidiyoruz” dememize sebep olmuştur.
Aslında olay çok daha trajı komik bir haldedir. Zira siz; “Yasalarda yeri olmayan bir yasağı, yasalarda değişiklik yaparak yasaklıktan kurtarmaya çalışırsanız, birileri de çıkar çıkardığınız bu yasağı iptal edeceklerdir”
Yapılacak şey, AKP’nin 2002 yılında iktidara gelmesinin hemen ilk altı ayında bu konuda ki tavrını ortaya koyması ve kanunlarda ve anayasada olmadığı halde keyfi tutumlarla başörtülü (Türbanlı) kız öğrencilerin öğrenim haklarını ellerinden alan YÖK ile Rektörler haklarında yasal işlemler başlatmasıydı. Ancak bu konu önüne her getirildiğinde Sayın Başbakanın, “Biz bu konuda bedel ödeyemeyiz” şeklindeki beyanları bu kanunsuzlukları ve bunu yapanları cesaretlendirmiş ve önleri alınamaz hale getirmiştir.
Aradan altı sene geçtikten sonra şimdi yapılması gereken artık Anayasa değişikliği değil belki 2008’in Temmuz ayını beklemektir. Çünkü bu sürenin sonunda Rektörlük görevleri dolan 20 kadar Prof. ünvanlı yasa çiğneyicilerin görevlerine son verilerek yerine çağdaş ve Demokratik Üniversitelere yaraşan Rektörlerin atanmasını sağlamak olmalı değil midir?
Güncel yazılar serisi nlaleli@mynet.com
Kamuoyunda, Üniversitelerde öğrenim gören kız öğrencilerin başlarını Türban (başörtüsü) ile kapatmalarını serbest bırakacağı ifade edilen ve Anayasa Mahkemesince 5.Haziran.2008 günü iptal edilen TBMM’nin Anayasa değişikliğinde hangi maddeler vardı diye sorarsak; Bu maddeleri eski ve yeni şekillerini yazmakta fayda vardır.
Anayasa, Madde 10 (eski): “Devlet organları ve idari makamları, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır”
Yeni 10. madde : “Devlet organları ve idari makamları, bütün işlemlerinde ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanmasında kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek orundadır.”
Anayasa, Madde 42 (eski): Kimse öğretim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı ve kullanılmasının sınırları kanunla tespit edilir v düzenlenir.
Yeni 42. madde: “Kanunda açıkça yazılı olmayan her hangi bir sebeple, kimse yüksek öğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir.
Anayasa Mahkemesi Anayasa değişikliğindeki bu iptalleri yaparken Anayasanın 10.- 11.- 13.- 148.- ve 153. maddelerini ihlal etmiş (bu maddeleri çiğnemiş)tir. İhlal edilen Anayasa maddeleri ise şunlardır.
ANAYASA NASIL İHLAL EDİLDİ
Madde 10 – Her kes, dil, ırk, renk, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmemeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Madde 11 – Anayasa hükümleri; yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
Madde 13 – “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmamaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir”
Madde 148 – “Anayasa mahkemesi kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve TBMM İç tüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler”
Madde 153 – “Anayasa mahkemesi, bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez”
Yıllarca Adalet Bakanlığı yapmış, parti kapatmalarında kapatılmak istenen partilerin (Milli Selamet Partisi, Refah Partisi ve Fazilet Partisi) avukat olarak savunmalarını üstlenmiş bir hukukçu olan Şevket Kazan’ın bu konuda ki görüşlerini de aktaralım.
Şevket Kazan, başörtüsünü Yüksek öğrenimde serbest bırakan Anayasa değişikliğinin Anayasa mahkemesince iptalini sert bir dille eleştirerek, “Mahkemenin Anayasayı çiğnediğini” söyledi. Ve “Bu yargı ihlali değil, yargı ihtilalidir (devrimidir)” dedi.
Kazan, “Anayasa’nın 6. maddesinde yer alan; ‘Hiçbir organ kaynağını Anayasa’dan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz’ hükmüne dikkat çekerek “bu bir ihlal değil, belki bir ihtilaldir” dedi.
“Anayasa mahkemesi’nin bu kararının, milli irade açısından milletin Anayasa mahkemesine olan güvenini tarifsiz ölçüde sarstığını” söyleyen Kazan, bu kararın AKP ve DTP’nin kapatılmaları hakkındaki iki davanın görüşüleceği bir süreçte verilmesi de çok manidardır” demiştir.
ŞEKLEN HUKUK BİLE SAĞLANMAMIŞ
Başörtülü kız öğrencilerin (İnsan yiyen Yamyamların değil) Üniversitelerde başörtüleriyle öğrenim görmelerini sağlayacak Anayasa değişikliğinin Anayasa mahkemesi tarafından iptal edilmesinde görüldüğü gibi Hukuki şartlara dikkat edilmemiş, yukarıda belirttiğimiz gibi azıcık hukuktan anlayanlar bu duruma büyük tepki göstermişlerdir.
“Her adaletli ortamın bir hukuki mantığı vardır ama her hukuki ortamın mutlaka adaleti sağladığı düşünülemez” şeklindeki prensip hükmünün bu olayda da geçerli olması gerekirken bu olayda bu prensibin bile sağlanamadığını ve hukuki şartların bile yerine getirilmediğini görmüş olmamız, “Nereye gidiyoruz” dememize sebep olmuştur.
Aslında olay çok daha trajı komik bir haldedir. Zira siz; “Yasalarda yeri olmayan bir yasağı, yasalarda değişiklik yaparak yasaklıktan kurtarmaya çalışırsanız, birileri de çıkar çıkardığınız bu yasağı iptal edeceklerdir”
Yapılacak şey, AKP’nin 2002 yılında iktidara gelmesinin hemen ilk altı ayında bu konuda ki tavrını ortaya koyması ve kanunlarda ve anayasada olmadığı halde keyfi tutumlarla başörtülü (Türbanlı) kız öğrencilerin öğrenim haklarını ellerinden alan YÖK ile Rektörler haklarında yasal işlemler başlatmasıydı. Ancak bu konu önüne her getirildiğinde Sayın Başbakanın, “Biz bu konuda bedel ödeyemeyiz” şeklindeki beyanları bu kanunsuzlukları ve bunu yapanları cesaretlendirmiş ve önleri alınamaz hale getirmiştir.
Aradan altı sene geçtikten sonra şimdi yapılması gereken artık Anayasa değişikliği değil belki 2008’in Temmuz ayını beklemektir. Çünkü bu sürenin sonunda Rektörlük görevleri dolan 20 kadar Prof. ünvanlı yasa çiğneyicilerin görevlerine son verilerek yerine çağdaş ve Demokratik Üniversitelere yaraşan Rektörlerin atanmasını sağlamak olmalı değil midir?
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.