4 Haziran 2008

KENEYE 3 günde 3 kurban

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı şüphesiyle tedavi gören bir kişinin daha öldüğü bildirildi.Edinilen bilgiye göre, 2 gün önce Çorum'dan OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edilen N.K. (59), müdahaleye rağmen sabah saatlerinde hayatını kaybetti.Yetkililer, söz konusu hastanın 28 Mayısta hastalıkla ilgili belirti göstermesi üzerine başvurduğu sağlık kuruluşu tarafından Samsun'a sevk edildiğini söylediler.Bu arada, dün OMÜ'deki tedavi sırasında hayatını kaybeden hastanın da Çorum'dan geldiği bildirildi.Bu vaka ile Çorum'dan OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edilen 3 hasta son 3 gün içinde hayatını kaybetmiş oldu.

KENE İÇİN UYARILAR


Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zati Vatansever, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına neden olan kenelerin 200 kadar hastalığı bulaştırabildiğine dikkat çekerek, ''KKKA hastalığı kırsalda yaşayan, tarlada çalışanların hastalığıdır, şehirdeki panik gereksizdir'' dedi.Kene ve kenelerle bulaşan hastalıklar konusunda çalışmalar yaptığını, 2004 yılından itibaren ise KKKA hastalığı virüsü taşıyıcısı kenelerle ilgili saha çalışması yaptığını hatırlatan Vatansever, keklik, karınca veya çekirge gibi hayvanların keneyi tüketeceğine ilişkin haberlerin gerçeği yansıtmadığını vurgulayarak, kekliklerin kene sayısının artışına bile neden olabileceğini ileri sürdü.Sağlık Bakanlığı ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığının ortaklaşa yürüttüğü keneyle mücadele çalışması kapsamında, kene ve KKKA hastalığının yoğun olarak görüldüğü Yozgat, Çorum, Tokat bölgesinde araştırma ve incelemelerde bulunan Atasever, Yozgat'ta tarım müdürlüğü ekipleriyle birlikte köylerde devam eden ilaçlama ve eğitim çalışmasına katıldı. Hayvanlar üzerinde bulunan kenelerden örnekler toplayıp, laboratuvar incelemesi için yanına alan Vatansever, köylülere de uygulamalı eğitimler verdi.


''BİLGİ KİRLİLİĞİ VAR''


Vatansever, yaptığı açıklamada, son günlerde yaşanan yoğun bilgi kirliliğinden dolayı toplumda kenenin kendisinin hastalık etkeni olduğu gibi bir yanlış kanının yaratıldığını, bunun da paniğe sebep olduğunu savundu. Vatansever, ''oysa keneler bir hastalık etkeni barındırmadığı sürece çok tehlikeli değildir, ender olarak alerji ve felce neden olabilirler. Keneler taşıdıkları mikropları vücuda tutunur tutunmaz vermezler, bunun için biraz zaman gereklidir. Bazı bakteriyel hastalıklarda bu süre 48 saat kadar uzun olabileceği gibi bazı viral hastalıklarda bu 6 saate kadar düşebilir. Buradan da kenenin ne kadar çabuk çıkarılırsa hastalık riskinin o kadar düşük olacağı ortaya çıkmaktadır'' dedi.Vatansever, keneyle bulaşan hastalıkların sadece Türkiye'nin sorunu olmadığına da dikkat çekerek, ABD'de yılda 25 bin kişide Lyme Borreliosis rahatsızlığının görüldüğünü, Avrupada Laym hastalığı ve Tick-borne encephalitis (kene ensefaliti) hastalığının en önemli sağlık sorunları arasında bulunduğunu vurguladı.


''ŞEHİRDEKİ PANİK GEREKSİZ''


Vatansever, keneyle ilgili olarak şehirlerde yaşayan insanların gereksiz yere panik yaptıklarını da kaydetti. Vatansever, KKKA Hastalığının kırsalda yaşayanların hastalığı olduğuna da dikkat çekerek açıklamasını şöyle sürdürdü:''KKKA hastalığı kırsalda yaşayan, tarlada çalışanların hastalığıdır. Şehirlerdeki panik gereksizdir. Kırsalda yaşayan insanlar çocukluklarından beri tarlada çalışırken her gün üzerinden kene toplar, buna alışkındır. Bu yüzden de keneyi hastalıkla bağdaştırmazlar. Bazen keneyi geç fark ettikleri de olur. Bu durumda mikrobu aldılarsa birkaç gün içinde ateş, baş ağrısı ve aşırı kırgınlık gibi belirtiler oluşur. Ancak, kırsaldaki insanlarımız bu gibi belirtileri genellikle ciddiye almazlar, 'tarlada çalışırken terledim, rüzgar vardı, kırılmışım biraz' deyip, geçiştirirler. Oysa, bu belirtileri birkaç gün önceki kene tutması ile bağdaştırıp doktora gitseler, erken müdahale şansı olacaktır.''


''ÇIPLAK ELLE DOKUNMAYIN''


Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zati Vatansever kenenin çıplak elle tutulmasının sakıncalı olduğunu anlattı.Vatansever, açıklamasını şöyle tamamladı:''Normalde keneye çıplak elle dokunmak zararsızdır. Ancak bunun el ile ezilmesi ve kenede mikrop bulunması durumunda, mikropların eldeki küçük çizik veya çatlaklardan kana karışması riski vardır. Bu nedenle keneyi çıplak elle tutmak sakıncalıdır.Vücudumuza kene tuttuğunda korkmamak gerekir. Her kenede mikrop yoktur. Kene ne kadar çabuk çıkartılırsa hastalık riski de o kadar azdır. Keneyi çıkartmak için herhangi bir uzmana gerek yoktur. Herkes kendi kenesini çıkartabilir. Zaten, kırsal alanda yaşayan insanlarımız bunu çok iyi yapabilmektedir. Ancak, burada dikkat edilmesi gereken, kenenin üzerine herhangi bir kimyasal madde uygulamamaktır.Keneyi parmaklarımız yardımı ile çıkartmak en kolay ve etkili yoldur. Burada dikkat edilmesi gereken, parmaklarımız ile kene arasına ağaç yaprağı, eldiven, naylon parçası, peçete gibi bir bariyerin konulması gerekmektedir. Keneyi sabit ve yavaş bir kuvvetle çektiğimizde çıkacaktır. Keneyi çıkartırken bazen ağız organları deri içinde kalabilir, bunun bir hastalık riski yoktur. Bu, deriye batmış ağaç kıymığı gibi algılanmalıdır. Hastalanan insanların, keneyi kendi imkanları ile çıkaranlar olduğu konusundaki haberler yanıltıcıdır, gerçekle ilgisi yoktur. Hastalığın oluşumu keneyi nasıl çıkarttığımızla ilgili değildir, kenenin ne kadar uzun süre kan emdiği ile ilgilidir


.''BUGÜNE KADAR 13 KİŞİ ÖLDÜ


Sağlık Bakanlığı, bugüne kadar Bakanlığa 167 Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakası bildirildiğini, hastalıktan 13 kişinin öldüğünü açıkladı.Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, bugün bazı basın-yayın organlarında KKKA nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısına ilişkin ''çelişkili'' rakam ve ifadeler içeren haberlerin yer aldığı belirtildi.KKKA hastalığının 2002 yılından itibaren Türkiye'de özellikle ilkbahar ve yaz aylarında görüldüğü, vakaların Orta Anadolu ve Orta Karadeniz bölgesinde yoğunlaştığı ifade edildi.KKKA'nın, insanlarda ani başlayan ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, kırıklık, halsizlik ve belirgin iştahsızlık gibi belirtilerle başladığı, ayrıca hastalarda bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi yakınmalar da görülebildiği, daha sonra bu belirtilere vücudun çeşitli yerlerinde görülen kanamaların eşlik ettiği bilgisine yer verilen açıklamada, korunmaya yönelik şu hususlara dikkat çekildi:''Kişisel koruma önlemlerinin alınması, hastalıktan korunmada en önemli husustur. Kişisel korunma önlemleri kapsamında hayvan kanı, dokusu ve hayvana ait diğer vücut sıvıları ile temas sırasında gerekli koruma önlemleri alınmalıdır. Hayvan barınakları veya kenelerin yaşayabileceği alanlarda bulunması durumunda, vücut belirli aralıklarla kene yönünden muayene edilmeli; yapışan keneler bir cımbızla, kenenin deriye yapıştığı yerden tutulup çıkartılmalıdır. Korunma amaçlı olarak giyinilmeden önce giysilere uygulanabilen repellent olarak bilinen kene kovucular dikkatli bir şekilde kullanılabilir.''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.